1995-2000 DÖNEMİNDE
DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER
İÇİNDEKİLER:
A) EKONOMİK BÜYÜME
B) DÜNYA TİCARETİ
C) SERMAYE HAREKETLERİ
2 Temmuz
1997’de Güney Doğu Asya ülkelerinde başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan ve
bu yönü itibariyle “global kriz” olarak adlandırılan finansal kriz, ekonomik
dengeleri önemli ölçüde etkilemiştir. Krizin çıkışına ilişkin belirtilen sebep,
sermaye piyasalarında meydana gelen hareketlenmeler ve bundan olumsuz etkilenen
ülkelerin finansal piyasalarındaki sağlıksız yapıdır. Dolayısıyla krizin,
tekrar etmemesi için ülkelerin sağlıklı bir finansal yapıya sahip olmaları ve
gerekli ilave tedbirleri almaları mecburiyeti ortaya çıkmıştır.
Dünya
ekonomisindeki hareketlilik farklı boyutlarda devam etmektedir. Ortaya çıkan
göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından farklı sonuçlar
ortaya çıkarmaktadır. BM’nin yaptığı bir araştırmaya göre, fakirlik sınırının
altındaki ülke sayısı dört yıl önce 36 iken, bugün 48’e çıkmıştır. Küreselleşme
süreci ile ortaya çıkan gelişmeler uluslararası platformlarda yoğun şekilde
tartışılmaktadır.
Bu
çerçevede dünya ekonomisindeki büyüme, ticaret ve sermaye hareketlerini kısaca
değerlendireceğiz.
TABLO 1: ÜLKE GRUPLARININ DÜNYA GSYİH, İHRACAT VE NÜFUS PAYLARI (%)
|
ADET |
GSYİH |
İHRACAT |
NÜFUS |
Gelişmiş Ülkeler |
28 |
57,4 |
77,6 |
15,5 |
Ana Gelişmiş Ülkeler |
7 |
45,8 |
48,9 |
11,6 |
Diğer Gelişmiş Ülkeler |
21 |
11,6 |
28,7 |
4,0 |
|
|
|
|
|
Gelişmekte Olan Ülkeler |
128 |
36,8 |
18,0 |
77,7 |
Afrika |
51 |
3,2 |
1,8 |
12,0 |
Asya |
27 |
21,2 |
8,3 |
52,1 |
Orta Doğu ve Avrupa |
17 |
4,0 |
3,4 |
5,0 |
Batı Yarımküre |
33 |
8,4 |
4,5 |
8,5 |
|
|
|
|
|
Geçiş sürecindeki Ülkeler |
28 |
5,8 |
4,4 |
6,8 |
Kaynak: IMF, Economic Outlook, Sept. 2000.
Sayı
itibariyle 28 adet ve dünya nüfusunda %15,5 oranında paya sahip olmalarına
rağmen gelişmiş ülkeler, dünya toplam hasılasının %57,4’ünü ve ihracatının da
%77,6’sını gerçekleştirmektedirler. Gelişmiş ülkeler arasında en büyük pay ise
G-7 ülkelerine aittir.
Gelişmekte
olan ülkelerin sayısı 128 olup nüfustaki payları %77,7’dir. Üretimdeki payları
ise %36,8 ve ihracat payları da sadece %18’dir. Bunlar arasında en büyük paya
sahip olan alt grup ise Çin, Hindistan ve diğerlerinden oluşan Asya
ülkeleridir.
Geçiş
sürecindeki ülkelerin sayısı da gelişmiş ülke sayısı kadardır. Nüfusları ise
%6,8 oranında olup, GSYİH açısından payları %5,8 , ihracat payları da %4,4’tür.
Bu grubun en fazla paya sahip olanı ise Orta ve Doğu Avrupa ülkeleridir.
A) EKONOMİK BÜYÜME
1995
yılında %3,6 oranında büyümenin yaşandığı dünyada, 1996 ve 1997 yıllarında bu
oran %4,1 olarak gerçekleşmiştir. 1996 ve 1997 yıllarındaki büyüme oranları
aynıdır, yani, 1997 yılında bir artış söz konusu değildir, sadece mevcut oran
korunabilmiştir. Ancak, buna rağmen önceki dönemler dikkate alındığında, mesela
1982-1991 döneminde gerçekleşen ortalama %3,3 oranı ile kıyaslandığında, 1993
yılı itibariyle başlayan artış eğilimi 1997 yılına kadar devam etmiştir.
Ekonomik
büyüme açısından yaşanan artış eğilimi, 2 temmuz 1997 yılında başlayan finansal
krizden etkilenerek, yerini düşme eğilimine terk etmiştir. Nitekim 1997 yılında
sağlanan %4,1’lik büyüme oranının önceki yıla göre bir artışı ifade etmemesi
fakat sadece mevcut durumun korunması anlamına gelmesi ve bu oranın 1998’de de
%2,5’e düşmüş olması söz konusu eğilimi teyit eder niteliktedir.
Global
krizle başlayan düşüş, 1999 yılından itibaren tersi yönde gerçekleşmiştir. Söz
konusu yılda büyüme oranı %3,3 olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar kriz öncesi
oranlara ulaşılamasa da bu artışın devam ettiği görülmektedir. Nitekim 2000
yılı büyümesinin %4,2 oranında gerçekleşeceği öngörülmektedir. Bu, büyümenin
yüksek seviyede gerçekleşeceği anlamına gelmektedir. Ancak bu oranın, dünya
ekonomisinde, yaşanan krizden sonra toparlanma sürecine girilmesine rağmen,
2001 yılında artan oranda gerçekleşmeyeceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede,
2001 yılı için tahmin edilen büyüme oranı %3,9’dur. Söz konusu düşmenin
sebeplerinden birinin 2000 yılı boyunca petrol fiyatlarında meydana gelen
anormal artışlar olduğu ifade edilebilir.
Dünya
ekonomisinde, sağlanan büyüme oranlarındaki paylar, ülke gruplarına göre şu
şekilde gerçekleşmiştir.
TABLO 2 : GELİŞMİŞ ÜLKELERDE EKONOMİK BÜYÜME ORANLARI (%)
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Dünya |
3,6 |
4,1 |
4,1 |
2,5 |
3,3 |
4,2 |
3,9 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Gelişmiş
Ülkeler |
2,7 |
3,2 |
3,3 |
2,4 |
3,1 |
3,6 |
3 |
ABD |
2,7 |
3,6 |
4,2 |
4,3 |
4,2 |
4,4 |
3 |
AB |
2,4 |
1,7 |
2,6 |
2,7 |
2,3 |
3,2 |
3 |
Japonya |
1,5 |
5 |
1,6 |
-2,5 |
0,3 |
0,9 |
1,8 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Diğer Gelişmiş Ülkeler |
5,0 |
4,2 |
4,5 |
0,9 |
5,4 |
4,9 |
4,3 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Nüfus ve
üretilen değerler açısından kıyaslama yapıldığında, gelişmiş ülkelerce sağlanan
büyüme oranları, dünyadaki genel ekonomik büyüme oranında esas payı
oluşturmaktadır. Söz konusu ülkelerde sağlanan büyüme oranları daha evvel
bahsedilen genel eğilime paralellik arz etmektedir. Oran, 1995 yılında %2,7 ;
1997’de %3,3 iken 1998’de %2,4’e düşmüştür. 1999’da ise %3,1’e çıkmıştır. 2000
yılında da %3,6’ya çıkacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkeler arasında en
yüksek pay ise ABD’ye aittir. Bunu sırasıyla AB ve Japonya takip etmektedir.
ABD ve AB
ülkelerinde meydana gelen bu büyük paylar, söz konusu ülke ekonomilerindeki
yüksek talep dolayısıyla yaşanan canlılıkla yakından ilişkilidir. Japonya’daki
büyüme oranının nispî olarak düşük olması ise, bu ülkede yaşanan ekonomik durgunlukla
ilgilidir. Global krizin 1999 yılında yoğun bir şekilde hissedilen etkileri,
2000 yılında da devam etmiştir. Nitekim piyasalarda ciddi daralmalar yaşanmış
ve bu çerçevede şirket iflasları olmuştur. Ağustos 2000 itibariyle 1600
civarında şirketin yaklaşık 40 milyar dolar borçla iflasa sürüklendiği
belirtilmektedir.
TABLO 3: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE EKONOMİK BÜYÜME ORANLARI (%)
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Gelişmekte Olan Ülkeler |
6,1 |
6,5 |
5,8 |
3,2 |
3,8 |
5,4 |
5,3 |
Afrika |
3,2 |
5,6 |
2,9 |
3,1 |
2,3 |
4,4 |
4,5 |
Asya |
9,0 |
8,3 |
6,7 |
3,8 |
6,0 |
6,2 |
5,9 |
Orta Doğu ve Avrupa |
3,8 |
4,6 |
4,7 |
2,7 |
0,7 |
4,6 |
4,0 |
Batı Yarımküre |
1,7 |
3,6 |
5,4 |
2,1 |
0,1 |
4,0 |
4,7 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Gelişmekte
olan ülkelerle ilgili olarak, bölgeler itibariyle hesaplanan büyüme oranlarında
da benzer trend söz konusudur. Genel büyüme oranlarına göre, 1995’teki %6,1’lik
büyüme oranı 1997’de %5,8’e, 1998’de ise %3,2’ye düşmüştür. 1999’daki meydana
gelen artış ise %3,8 oranındadır. 2000 için öngörülen oran da bir artışı ifade
etmekte olup %5,4 seviyesindedir. Bölgeler arasında kıyaslama yapıldığında,
genel eğilim itibariyle en büyük payın Asya ülkelerine ait olduğu
görülmektedir. Onu sırasıyla Ortadoğu-Avrupa ülkeleri ve Afrika ülkeleri takip
etmektedir.
Global kriz
sonrası sağlanan bu artış oranlarının, esas itibariyle Çin, Hindistan gibi
ülkelerde yaşanan kısmî ekonomik canlanmalara bağlı olduğu belirtilebilir.
TABLO 4 : GEÇİŞ SÜRECİNDEKİ ÜLKELERDE EKONOMİK BÜYÜME ORANLARI (%)
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Geçiş Sürecindeki Ülkeler |
-1,4 |
-0,6 |
1,7 |
-0,7 |
2,4 |
2,6 |
3,0 |
Merkez ve Orta Avrupa |
1,7 |
1,6 |
2,3 |
1,8 |
1,4 |
3,0 |
4,2 |
Rusya |
-4,2 |
-3,4 |
0,9 |
-4,5 |
3,2 |
1,5 |
1,4 |
Orta Asya |
-5 |
1,3 |
2,6 |
2,3 |
4,4 |
4,9 |
3,7 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Geçiş
sürecindeki ülkelerde yine benzer eğilime rastlanmakla beraber, büyüme 1999
yılı öncesinde eksi oranlarda gerçekleşmiştir. Sadece 1997 yılında artı oran
(%1,7) söz konusudur ve 1998 yılında bu yine %-0,7 olarak gerçekleşmiştir.
Ancak, 1999 yılında başlayan artış eğilimi 2000 yılında da devam etmektedir.
Hatta diğer ülke gruplarının tersine 2001 yılında da %3 oranında bir artış
öngörülmektedir.
Bu ülkeler
arasında genel eğilim açısından en büyük pay, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine
aittir. Bunu sırasıyla Orta Asya ülkeleri ve Rusya takip etmektedir.
Geçiş
sürecindeki ülkelerde sağlanan bu büyüme oranları, içerisinden çıkmış oldukları
olumsuz şartlar düşünüldüğünde, dünyadaki genel durgunluğun ortadan
kaldırılması için son derece önemlidir. Güney Doğu Asya krizinin ikinci durağı
olan Rusya’nın içinde yer aldığı bu ülke grubunda sağlanacak istikrarlı büyüme
oranları, tüm dünyaya olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Nitekim, 2001
öngörülerinin de bu yöndeki istikrarı teyit eder nitelikte olduğu dikkate
alınacak olursa; önceki yüzyılın son yıllarında ekonomide yaşanan genel
durgunluğun yerini, yeni yüzyılın ilk yıllarında canlılığa terk edeceği ifade
edilebilir.
B) DÜNYA TİCARETİ
Dünya
ticaret hacminde, 1995 yılında %9,1 oranında artış gerçekleşmişken bu oran 1997
yılında %9,7’ye çıkmıştır. Ancak, global kriz dolayısıyla oran 1998 yılında
%4,2’ye düşmüştür. Bununla birlikte, toparlanma sürecine girilen 1999 yılında
%4,6’ya çıkmış olan ticaret hacmi artışı oranının 2000 yılında da %7,9 olarak
gerçekleşeceği öngörülmektedir. 2001 yılı için öngörülen oran ise %7,2 olup bu
haliyle ticaret hacminde bir azalış gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Bu
azalışta, yıl boyunca yaşanan petrol fiyatlarındaki artışlar ve bunun
maliyetlere yansıması büyük rol oynamıştır.
TABLO 5 : DÜNYA TİCARET HACMİNDEKİ GELİŞMELER (%)
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Dünya
(Toplam) |
9,1 |
6,7 |
9,7 |
4,2 |
4,6 |
7,9 |
7,2 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Gelişmiş
Ülkeler |
|
|
|
|
|
|
|
İhracat |
8,8 |
5,9 |
10,3 |
3,7 |
4,4 |
7,2 |
6,8 |
İthalât |
8,9 |
6,2 |
9,1 |
5,5 |
7,4 |
7,8 |
7,1 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Gelişmekte Olan Ülkeler |
|
|
|
|
|
|
|
İhracat |
8,3 |
11,2 |
10,9 |
4,5 |
1,7 |
9,7 |
8,3 |
İthalât |
11,1 |
8,3 |
10,5 |
0,4 |
-0,3 |
9,8 |
8,5 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
İhracat
açısından bakıldığında, gelişmiş ülkelerin 1997 yılında ulaştığı %10,3,
gelişmekte olan ülkelerin de 1996’da ulaştığı %11,2’lik oranlara kısa vadede ulaşılması
zor görünmektedir. Söz konusu yıllardan sonra ihracat hacminde düşüşler
yaşanmıştır. Gerçi gelişmiş ülkeler bu düşüş trendini 1999 yılında, gelişmekte
olan ülkeler ise 2000 yılı itibariyle yukarıya doğru değiştirmiş olmakla
birlikte, bunun önümüzdeki yıl aynı şekilde devam ettirilemeyeceği
anlaşılmaktadır.
İthalatta
da aynı durum söz konusudur. Ancak, hem ihracatta hem de ithalâtta dikkati
çeken bir durum vardır ki o da, gelişmiş ülkeler 1999 yılında hacim olarak
artış eğilimini yakalamışken; gelişmekte olan ülkelerde bunun çok düşük
oranlarda gerçekleşmiş olmasıdır. Mesela, 1999 yılı ihracat artış oranı
%1,7’dir. İthalâtta ise %-0,3 oranında düşüş yaşanmıştır. Bu oranlar,
gelişmekte olan ülkelerin, global krizden gelişmiş ülkelere göre daha fazla
etkilendiklerini ortaya koymaktadır.
TABLO 6 : GELİŞMİŞ ÜLKELERİN TİCARET HACMİNDEKİ GELİŞMELER (%)
|
İHRACAT |
|
İTHALÂT |
||||||||||||
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Gelişmiş Ülkeler (Toplam) |
8,8 |
5,9 |
10,3 |
3,7 |
4,4 |
7,2 |
6,8 |
|
8,9 |
6,2 |
9,1 |
5,5 |
7,4 |
7,8 |
7,1 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ana Gelişmiş Ülkeler |
8,3 |
5,8 |
10,5 |
3,4 |
3,5 |
6,2 |
6,6 |
|
8,2 |
6,4 |
9,3 |
7,3 |
7,9 |
7,3 |
7,0 |
ABD |
10,3 |
8,2 |
12,5 |
2,2 |
3,8 |
5,7 |
6,7 |
|
8,2 |
8,6 |
13,7 |
11,6 |
11,7 |
8,8 |
8,3 |
Japonya |
5,4 |
6,3 |
11,6 |
-2,5 |
1,8 |
5,1 |
6,5 |
|
14,2 |
11,9 |
0,5 |
-7,6 |
5,2 |
6,3 |
7,6 |
Almanya |
5,7 |
5,1 |
10,9 |
7,0 |
4,2 |
7,9 |
7,2 |
|
5,6 |
3,2 |
8,3 |
8,5 |
7,1 |
6,5 |
6,4 |
Fransa |
7,4 |
3,5 |
10,7 |
6,7 |
3,6 |
6,9 |
6,7 |
|
7,7 |
1,6 |
6,2 |
9,6 |
3,3 |
7,4 |
5,8 |
İtalya |
12,6 |
0,6 |
6,5 |
3,3 |
-0,4 |
6,5 |
6,4 |
|
9,7 |
-0,3 |
10,2 |
9,1 |
3,4 |
6,3 |
6,1 |
İngiltere |
9,5 |
7,5 |
8,6 |
2,4 |
2,6 |
6,2 |
4,9 |
|
5,5 |
9,1 |
9,2 |
8,8 |
7,1 |
5,8 |
4,4 |
Kanada |
9,0 |
5,8 |
8,5 |
8,2 |
9,7 |
5,4 |
7,7 |
|
6,2 |
5,8 |
14,6 |
5,8 |
9,7 |
6,5 |
7,3 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Diğer Gelişmiş Ülkeler |
9,7 |
6,1 |
9,9 |
4,2 |
6,0 |
8,8 |
7,0 |
|
10,2 |
6,0 |
8,8 |
2,2 |
6,5 |
8,9 |
7,2 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Gelişmiş ülkelerin ihracat
hacmindeki artış 1997’de %10,3 iken 1999 yılında bu oran %4,4 olmuştur. 2000
yılı öngörüsü ise %7,2 olduğu şeklindedir. İthalât cephesine bakıldığında, 1997
yılındaki %9,1’lik artış oranı, 1999 yılında yerini %7,4’e bırakmıştır. 2000
yılı tahmini ise %7,8’lik bir artış şeklindedir. Bununla birlikte, 2001 yılı
ön- görüleri, her iki kalemde de azalış olacağı sinyalini vermektedir.
TABLO 7 : GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN TİCARET HACMİNDEKİ GELİŞMELER (%)
|
İHRACAT |
|
İTHALÂT |
||||||||||||
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
Genel |
11,9 |
8,2 |
11,5 |
3,7 |
3,6 |
10,2 |
7,5 |
|
14,4 |
6,6 |
9,2 |
-0,3 |
1,1 |
10,2 |
8,6 |
Afrika |
6,1 |
6,9 |
4,1 |
0,2 |
0,7 |
6,3 |
6,2 |
|
8,7 |
3,2 |
6,6 |
3,8 |
-1,6 |
7,2 |
4,7 |
Asya |
15,5 |
8,8 |
16,7 |
6,1 |
4,2 |
11,6 |
9,3 |
|
20,9 |
5,6 |
4,1 |
-7,8 |
6,3 |
12,8 |
10,4 |
Orta Doğu ve Avrupa |
3,6 |
7,1 |
4,9 |
-0,9 |
3,9 |
5,9 |
1,4 |
|
9,5 |
8,8 |
12,2 |
6,8 |
-1,6 |
5,4 |
6,8 |
Batı Yarımküre |
15,9 |
8,5 |
11,4 |
4,8 |
3,2 |
12,2 |
8,9 |
|
8,9 |
8,4 |
18,0 |
6,2 |
-3,3 |
10,5 |
8,4 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic Outlook,
Sept.2000.
Gelişmekte
olan ülkelerin ihracat oranları dikkate alındığında, gelişmiş ülkelerdeki
trendin aynı şekilde mevcut olmadığı görülmektedir. Mesela ihracatta 1997 oranı
%11,5 iken, 1998 yılında normal seyir dahilinde %3,7 oranında olmak üzere düşük
seviyede bir artış söz konusudur. Ancak, bu oranın 1999 yılı için artış
eğilimine girmiş olması gerekirken, %3,6 olarak gerçekleştiği görülmektedir.
2000 yılı öngörüsü ise genel trende uygundur. İthalatta ise yüksek oranlarda
artışlar görülmektedir. Mesela, 1999 yılında ithalât artış oranı %1,1 iken 2000
yılı ön görüsü, bu oranın %10,2 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşeceği
yönündedir. 2000 yılı sonrasında ise gelişmiş ülkelerdekine benzer bir şekilde
düşüşler olacağı tahmin edilmektedir.
2000 yılı
sonrasında ticaret hacminde düşüş olacağı belirtilmektedir. Bunun en önemli
sebeplerinden biri, daha evvel de belirtildiği gibi, petrol fiyatlarında
beklenmeyen artışlardır. Söz konusu artışlardan gelişmiş veya gelişmekte olan
bütün ülkeler olumsuz bir şekilde etkilenmişlerdir.
1997
yılında petrol tüketimi 3,387 milyar tep ve 1998 yılında 3,389 milyar tep iken,
krizin etkilerinin yavaş yavaş ortadan kalkarak canlanma dönemine geçilmesi
dolayısıyla, petrol talebi artırmıştır. Bu da beraberinde fiyat artışlarını
getirmiştir. 2000 yılının ilk üç ayında OPEC üretimi 23,5 milyon varil iken,
talebin karşılanması amacıyla üretim artışına gidilmiş ve bu miktar Eylül ayı
itibariyle 27,1 milyon varile kadar çıkarılmıştır. Bu süre içinde de petrolün
varil fiyatı 37 dolara kadar çıkmıştır. Bu artışlar maliyetlere yansımış ve
ticareti nispeten olumsuz şekilde etkilemiştir. Bunun etkilerinin önümüzdeki
sene daha fazla hissedileceği anlaşılmaktadır.
Ticarî
alanda meydana gelen gelişmelerden bir diğeri de şirketler arası
birleşmelerdir. Son dönemde, özellikle uluslararası şirketler olmak üzere
birçok şirket arasında birleşmeler gerçekleştirilmiştir. Belirtilen amaç,
global krizin etkilerinin birleşmeler yoluyla azaltılacağı ve bu şekilde daha
karlı yatırımlarda bulunulabileceğidir. 1999 yılı itibariyle 2,4 trilyon
dolarlık şirket birleşmesi gerçekleştirildiği belirtilmektedir. 1994 yılından
beri sadece ABD’deki firmalarca gerçekleştirilen birleşmelerin 5 trilyon dolar
değerinde olduğu ifade edilmektedir.
Önümüzdeki
yıllarda dünya ticareti açısından köklü değişmelere yol açabilecek bir gelişme
yaşanmıştır. Söz konusu gelişme, Çin’in WTO(Dünya Ticaret Örgütü)’ya üyelik
açısından önemli bir aşama kaydetmesidir. Eylül ayında ABD senatosunda Çin’e
daimi normal ticarî statüsü verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu, Çin’in WTO’ya
alınmasına da yeşil ışık yakıldığı anlamına gelmektedir. Çin gibi dev bir
pazarın dünya ticaretinde yerini alması, gerçekleştireceği ticarî ilişkilerin
tüm dünya ticaretini etkilemesi anlamına gelmektedir. Eğer bu durum uygun bir
şekilde gerçekleşirse, dünya ticaretinde önümüzdeki yıllar için beklenen
gerileme trendinin tekrar yukarıya doğru değişmesi mümkün olabilecektir.
C) SERMAYE HAREKETLERİ
Güney Doğu
Asya ülkelerinden Tayland’da 2 Temmuz 1997 yılında başlayan ve sonra küresel
hale dönüşen finansal krizin temelde kısa vadeli sermaye hareketlerinden
kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ekonomik krizin nedenlerini araştırmak üzere,
14 Asya ülkesinden 17 araştırma kuruluşunun temsilcisinin katılımıyla oluşturulan
Asya Politik Forumu, krizin öncelikle ödemeler dengesinin sermaye
hareketlerinden kaynaklandığını ve bunun da yurtiçi likidite sıkışıklığına ve
finans sisteminde sorunlara sebep olduğunu belirtmiştir.
Kriz,
Rusya’da meydana gelen mali kriz ve Brezilya’nın 1999 yılı başında sıkıntıya
girmesi ile küresel hale gelmiştir. bu da gelişmekte olan ekonomilere olan
güveni önemli ölçüde zayıflatmıştır. Bundan dolayı, gelişmekte olan ülke
piyasalarının borç bulmaları güçleşmiş ve buna paralel olarak borçlanma
maliyetleri artmıştır.
Uluslararası
sermaye hareketliliğinde, söz konusu krize bağlı olarak, 1997 yılı ve
sonrasında nispî bir azalma yaşanmıştır. Bu süreç, 1999 yılı sonuna kadar devam
etmiş ve dünya ekonomisinde belirli bir toparlanma sürecine girilmesiyle
sermaye hareketliliğinde de kısmî canlanmalar yaşanmıştır.
TABLO 8 : GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE OLAN SERMAYE GİRİŞLERİ (MİLYAR $)
|
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
Özel |
193,3 |
212,1 |
149,1 |
64,3 |
66,7 |
145,0 |
Resmî |
26,1 |
-0,8 |
24,4 |
41,7 |
8,0 |
2,0 |
|
|
|
|
|
|
|
Toplam |
219,4 |
210,3 |
173,5 |
106,0 |
74,7 |
147,0 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Gelişmekte
olan ülkelere olan giriş meblağları incelendiğinde, söz konusu eğilim görülmektedir.
1996 yılında toplam 210,3 milyar dolar olan sermaye girişi 1997 yılında 173,5
milyar dolara inmiş ve bu 1999 yılında 74,7 milyar dolara kadar gerilemiştir.
Yaşanan canlanma dolayısıyla bu meblağın 2000 yılı itibariyle 147 milyar dolar
olarak gerçekleşeceği öngörülmüştür.
Birleşmiş
milletler Ticaret ve Gelişme Konferansı(UNCTAD)’nca Ekim ayında yayınlanan
raporda, 2000 yılı itibariyle doğrudan yabancı sermayede artış yaşandığı
belirtilmiştir. Raporda, 1999 yılında dünyadaki doğrudan yabancı sermaye
akımının 865 milyar dolar olduğu ve bunun bu yıl itibariyle 1 trilyon doların
üstünde gerçekleşeceği ifade edilmiştir.
Doğrudan
yabancı sermaye akımına en çok uğrayan ülke ABD olup 1999 yılı itibariyle bu
meblağ, 276 milyar dolar olmuştur. Gelişmekte olan ülkelere olan akım meblağı
1998 yılında 178 milyar dolar iken; 1999 yılında 208 milyar dolara çıkmıştır.
TABLO 9 : DÜNYA TASARRUF VE YATIRIM ORANLARINDAKİ GELİŞMELER (%)
|
TASARRUF |
|
YATIRIM |
||||||||||
|
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
2002-2005* |
|
1997 |
1998 |
1999 |
2000* |
2001* |
2002-2005* |
Dünya (Toplam) |
23,9 |
23,2 |
23,2 |
23,4 |
23,5 |
23,8 |
|
24,1 |
23,3 |
23,2 |
23,8 |
24,1 |
24,7 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gelişmiş Ülkeler |
22,2 |
22,1 |
21,8 |
21,6 |
21,8 |
22,4 |
|
21,8 |
21,6 |
21,8 |
22,3 |
22,5 |
23 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gelişmekte Olan Ülkeler |
27,1 |
25,9 |
25,4 |
26,2 |
26,2 |
25,7 |
|
27,6 |
26,3 |
25,7 |
26,2 |
26,2 |
25,7 |
* Tahmin
Kaynak: IMF, Economic
Outlook, Sept.2000.
Dünyadaki
genel tasarruf oranı 1997 yılında %23,9 iken 1999 yılında %23,2’ye gerilemiştir.
2000 yılı öngörüsü ise %23,4 oranındadır. 2001 yılı tahmini rakamı da tasarruf
eğilimin artış yönünde olduğunu göstermektedir. 2002-2005 yılı ortalama oranı
da %23,8 olup eğilimin aynı şekilde devam edeceğini ifade etmektedir.
Yatırım
oranları açısından da benzer eğilim mevcuttur. 2000 yılı itibariyle artacağı
öngörülen yatırım oranının 2002-2005
yılları arasında da ortalama %24,7 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
Ancak burada dikkati çeken bir husus vardır ki o da; yatırımların daima
tasarrufların üstünde olmasıdır. Bu eğilimin 2002-2005 arasında da devam
edeceği öngörülmektedir.
Genel trend
açısından Gelişmiş ve Gelişmekte olan Ülkelerdeki durumlar da aynı
paraleldedir. Ancak her iki ülke grubunun tasarruf ve yatırım eğilimleri arsındaki
fark göze çarpmaktadır. Dikkat edilirse, gelişmiş ülkelerin tasarruf eğilimi
gelişmekte olan ülkelerinkinden düşük olmakla birlikte yatırım eğilimi
açısından tersi bir durum söz konusudur. Aslında bu, tamamen ülkelerdeki
ekonomik yapıdan kaynaklanan bir durumdur. Eğer gelişmekte olan ülkelerdeki bu
eğilim tersi yönde değiştirilebilirse bu, sermaye hareketliliğine ilaveten
dünya ticaretindeki canlanmayı da beraberinde getirecektir.
Kaynak: Türkiye
Ekonomisi Raporu, Askon, 2001.