AKADEM<İ>KTİSAT

 

 

ULUSLARARASI HİZMET TİCARETİNDEKİ GELİŞİME VE

TÜRKİYE TURİZM SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE İLİŞKİN İNCELEMELER

 

 

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

 

1. Uluslararası Mal Ticareti ve Türkiye

 

2. Uluslararası Hizmet Ticareti ve Türkiye

2.1. Uluslararası Hizmet Ticareti

2.2. Türkiye’nin Dünya Hizmet Ticaretindeki Yeri

 

3. Uluslararası Turizm Hizmetleri ve Türkiye

3.1. Uluslararası Turizm Hizmetleri

3.2. Türkiye’nin Dünya Turizm Hizmetlerindeki Yeri

 

4. Türkiye’de Turizm Sektörü

4.1. Sektörün Potansiyeli

4.2. Sektörde Kurumsallaşma Durumu

4.3. Sektörde Devlet Destekleri

4.4. 2023 Vizyonu ve Sektörün Geleceğine Yönelik Stratejiler

 

4.5. Sektörün Avantajları ve Dezavantajları

4.5.1. Sektörün Güçlü ve Zayıf Yönleri

4.5.2. Sektöre Yönelik Fırsatlar ve Tehditler

 

4.6. Sektörel Amaçlara ve Politikalara İlişkin Teklifler

4.6.1. Mevzuata İlişkin Teklifler

4.6.2. Kurumsal Teklifler

 

SEKTÖREL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

 

KAYNAKLAR

 

 

GİRİŞ

Genel sektörel gelişme modelinin öngörüsü şudur: Bir ülkede ilk önce tarım sektöründe yoğunlaşılır ve bu sektörde meydana gelen gelişme sonrasında ikinci sektör olan sanayiye geçilir. Burada da sağlanan gelişmeyi takiben üçüncü sektöre yani hizmetlere geçilir ve ekonomik aktiviteler burada yoğunlaşır. Böylece iktisadî kaynaklar her üç sektörde de dengeli bir şekilde istihdam edilerek ülkenin istikrarlı bir gelişme ve kalkınma sürecine girmesi sağlanır.

 

Günümüzün gelişmiş ülkelerinin bu sektörel gelişim modeline uygun bir süreç izledikleri söylenebilir. Aynı durum gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) için geçerli değildir. Bu çerçevede alternatif bir sektörel model ortaya konulmaktadır: Buna göre; genel gelişme modeline uygun sektörel süreç izleyemeyen ülkeler, yani tarım-sanayi-hizmet sıralamasını takip edemeyen ülkeler, ilk sektörden hem ikinciye hem de üçüncüye doğru bir gelişim izlemeye çalışmalıdırlar. Bu kapsamda GOÜ’ler, iktisadî kaynaklarını tarımdan hem sanayiye hem de hizmetlere doğru kanalize ederek iktisadî gelişmelerini sağlamaya çalışmalıdırlar. İşte birçok GOÜ gibi Türkiye de bu yolu takip etmektedir.

 

Türkiye, günümüz uluslararası mal ticaretinde belli bir yere sahip bulunmaktadır. Son on yılın ticaret verileri incelendiğinde, Türkiye’nin mal ticaretindeki payını giderek artırdığı görülmektedir. Bunun yanında, Türkiye’nin hizmet ticaretindeki yeri de belirgin bir görünüm arz etmektedir. Nitekim, dünya sıralamasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Sahip olduğu üretim faktörleri potansiyeliyle de dünya hizmet ticaretindeki payını daha yüksek seviyelere çıkarması mümkündür.

 

Türkiye’nin uluslararası hizmet ticaretindeki payını artırmada en fazla katkıya sahip alt hizmet sektörü turizmdir. Turizm hizmetlerinde üretim faktörleri açısından sahip olduğu üstünlükler, Türkiye’nin bu hizmetlerde dünyadaki payını artırmaya imkân tanır niteliktedir. Öte yandan bu faktörlerle doğrudan ve/veya dolaylı ilgisi bulunan bazı olumsuzlukları da mevcuttur. Bu sebeple Türkiye, söz konusu engellerini ve sorunlarını çözdüğü ölçüde dünya turizm hizmetlerinde ve daha geniş çerçevede uluslararası hizmet ticaretinde payını artırma imkânı elde edebilecektir.

 

Bu çalışma, Türkiye’nin turizm sektörünü konu edinmektedir. Bu çerçevede, turizm sektörünün Türkiye açısından taşıdığı öneme vurgu yapılarak bu hizmetlerde karşılaşılan bazı sorunlar incelemeye tâbi tutulmaktadır. Öte yandan sektörün önündeki fırsatlara da değinilerek “Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023” kapsamında bu hizmetlerin geleceğine ilişkin bazı değerlendirmeler yapılmakta ve başarı şansının artırılabilmesi için birtakım teklifler sunulmaktadır.

 

Çalışma dört kısımdan oluşmaktadır. İlkinde uluslararası mal ticaretine ilişkin veriler incelenmekte ve Türkiye’nin yeri tespit edilmektedir. İkinci kısımda uluslararası hizmet ticaretine ilişkin veriler incelenmekte ve Türkiye’nin bu alandaki konumu mercek altına alınmaktadır. Üçüncü kısımda, özelde uluslararası turizm hizmetleri ele alınmakta ve Türkiye’nin pozisyonu incelenmektedir. Son ve asıl kısımda ise “Türkiye’de Turizm Sektörü” başlığı altında sektörün taşıdığı potansiyel incelenmekte, bu hizmetlerdeki kurumsallaşma durumu ele alınmaktadır. Daha sonra 2023 vizyonu kapsamında, turizmin geleceğine yönelik birtakım stratejilere yer verilerek sektörün bazı güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulmakta, bu hizmetlere yönelik fırsatlara ve tehditlere değinilmekte ve ilgili teklifler sıralanmaktadır.

 

 

1. Uluslararası Mal Ticareti ve Türkiye

Uluslararası hizmet ticaret hacmini kavrayabilmek için mal ticaret verilerini gözden geçirmekte fayda vardır. Böylece yıllar itibariyle uluslararası mal ve hizmet ticaretindeki gelişim süreci hakkında ipucu elde etmek mümkün hâle gelecektir. Aşağıdaki tabloda 2000-09 dönemi mal üretim ve ihracat verileri yer almaktadır.

 

Tablo 1: Dünya Mal Üretim ve İhracat Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (%)

 

2007

2008

2009

2000-2009

Dünya Mal Üretimi

0.5

1.0

-5.0

1.5

     Ziraat

2.5

3.5

0.5

2.0

     Madencilik

0.0

1.0

-2.0

1.0

     Sanayi

0.0

1.0

-7.0

1.0

 

Dünya Mal İhracatı

6.5

2.0

-12.0

3.0

     Ziraî Ürünler

5.5

2.0

-3.0

3.0

     Yakıtlar ve Madenler

3.5

0.5

-4.5

2.0

     Sınaî Ürünler

8.0

2.5

-15.5

3.5

Kaynak: WTO, “World Trade Developments in 2009”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_world_trade_dev_e.htm, 03.12.2010.

 

2000-09 dönemi dünya toplam üretim hacmi %1.5 oranında artış göstermiştir. En fazla üretim artış oranı %2 ile ziraat sektöründe iken, madencilik ve sanayi sektörlerindeki üretim artış oranı aynı olup %1’dir.

 

Dünya mal ihracat artış oranları ise üretim artışlarından daha fazladır. 2000-09 dönemi oranları incelendiğinde, %3’lük toplam ihracat artış olduğu görülmektedir. En fazla ihracat artışı %3.5 ile sınaî ürünlerde gerçekleşmiştir. Daha sonra %3 ile ziraî ürün ihracat artışı gelmektedir. Yakıtlardaki ve madenlerdeki ihracat artışı ise %2 oranında gerçekleşmiştir.

 

Tablo 2: Seçilmiş Bölgeler ve Ülkeler İtibariyle Dünya Mal Ticaret Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (%)

İhracat

 

İthalât

2000-2009

2008

2009

 

2000-2009

2008

2009

3

2

-12

Dünya

3

2

-13

1

2

-15

Kuzey Amerika

1

-3

-17

-2

-6

-18

Kanada

1

1

-17

1

1

-15

Meksika

1

4

-20

2

6

-14

ABD

1

-4

-17

4

1

-8

Güney ve Orta Amerika

6

13

-17

2

0

-15

Avrupa

1

-1

-15

2

0

-15

AB (27)

1

-1

-15

1

0

-3

Norveç

3

3

-14

2

2

-15

İsviçre

1

3

-10

6

2

-5

BDT

11

17

-26

8

6

-11

Asya

6

5

-8

2

6

-5

Avustralya

7

10

-11

17

9

-11

Çin

15

4

3

-4

-11

-1

Hong Kong, Çin

2

-2

-6

12

15

-3

Hindistan

13

18

-3

2

3

-25

Japonya

1

-1

-13

6

4

-8

Altı Doğu Asya Ülkesi *

3

4

-13

* Hong Kong, Çin; Malezya; Kore Cumhuriyeti; Singapur; Tayvan Özerk Gümrük Bölgesi, Penghu, Kinmen ve Matsu (Taipei, Çin) ve Tayland.

Kaynak: WTO, “World Trade Developments in 2009”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_world_trade_dev_e.htm, 03.12.2010.

 

Seçilmiş bölgeler itibariyle 2000-09 dönemine ait verilerin yer aldığı tabloda, en fazla mal ihracat artışı Asya kıtasına ait olup %8 oranındadır. Daha sonra %4 oranı ile Güney ve Orta Amerika gelmektedir. En düşük ihracat artışı ise Kuzey Amerika’ya ait olup oranı %1’dir.

 

Tablodaki veriler ışığında, 2000-09 döneminde dünyada en fazla mal ihracat artışı gerçekleştiren ülke Çin olup oranı %17’dir. Çin’i takip eden ülke %12’lik ihracat artış oranı ile Hindistan’dır. Aynı dönemde ihracatı en fazla düşen ülke ise %-4 ile Hong Kong ve %-2 ile Kanada’dır.

 

Tabloya göre, 2008 yılı mal ihracat verileri Hong Kong ve Kanada haricinde pozitif yönde iken; ibre 2009 yılında bütün ülkeler için negatife dönmüştür. 2008 yarısında başlayan ABD orijinli mortgage krizi ile tetiklenen global finansal krizin tüm dünyayı etkisi altına aldığı, bu verilerden de anlaşılmaktadır. Fakat 2010 itibariyle bu tablonun pozitif yönde değişiklikler sergilediğine dair işaretler belirmektedir.

 

Tablo 3: Dünya Mal-Hizmet Ticaret Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (Milyar $)

 

2000

2005

2009

Mal

 

 

 

     İhracat

6.5

10.5

12.5

     İthalât

6.7

10.8

12.7

 

Hizmet

 

 

 

     İhracat

1.5

2.5

3.3

     İthalât

1.5

2.4

3.1

Kaynak: WTO, Trade and Tariff Statistics, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/looking4_e.htm#summary, 07.12.2010.

 

2000-09 dönemi dünya mal ve hizmet ticaret hacimlerine ilişkin verilerin yer aldığı tabloda, ağırlığın mal lehine olduğu görülmektedir. Nitekim 2000’de 6.5 milyar Dolar olan dünya mal ihracat hacmi, 2009’da iki kat civarında artarak 12.5 milyar Dolar’a yükselmiştir.

 

Dünya hizmet ticaret hacmi incelendiğinde, bu meblağların mal ticaret hacminin ¼’ü civarında olduğu görülmektedir. Fakat kendi değerleri dahilinde dikkate alındığında, hizmet ticaret hacminde de artışlar olduğu anlaşılmaktadır. Mesela, 2000-09 dönemi dünya hizmet ihracat hacminde de mal ihracat hacmine benzer artışlar meydana gelmiştir. Nitekim, 2000’de 1.5 milyar Dolar olan hizmet ihracat hacmi, 2009’da iki kattan fazla artış sergilemiş ve 3.3 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.

 

Tablo 4: Türkiye’nin Mal Ticaret Hacmindeki Gelişmeler ve Dünyadaki Payı (2000-2009) (Milyar $, %)

 

2000

2005

2009

Türkiye’nin Mal Ticaret Hacmi

     İhracat

28

73

102

     İthalât

55

117

141

 

Türkiye’nin Dünyadaki Payı

     İhracat

0.4

0.7

0.8

     İthalât

0.8

1.0

1.1

Kaynak: WTO, Trade and Tariff Statistics, http://stat.wto.org/StatisticalProgram/WSDBViewData.aspx?Language=E, 14.12.2010.

 

Uluslararası mal ticaretinde Türkiye’nin durumu incelenecek olursa belli bir başarı eğiliminden bahsedilebilir. Esasında, mal ihracat hacmi açısından bakıldığında Türkiye’nin 2000-09 döneminde çok ciddi bir artış gerçekleştirdiği görülmektedir. Nitekim, 2000’de 28 milyar Dolar olan ihracat hacmi, 2009’da 102 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. Aslında 2007 Global Krizinin olmaması hâlinde 102 milyar Dolar’lık hacimden daha fazlasına ulaşılması mümkün olabilecekti.

 

Türkiye’nin mal ticaretinde, mevcut ekonomik şartlara rağmen 2000-09 döneminde önemli başarılar elde ettiği, tablodaki verilerden de anlaşılabilmektedir. Nitekim, 2000’de Türkiye’nin dünya mal ticaretindeki payı %0.4 iken 2005 oranı %0.7’ye yükselmiş, 2009’da ise %0.8’e ulaşmıştır. 2023 yılında 500 milyar Dolar’lık ihracat hacmini hedefleyen Türkiye, ki bu hacmin daha üstüne çıkılması da mümkündür, dünya mal ticaretindeki payını da daha yüksek seviyelere çıkarabilecektir.

 

 

2. Uluslararası Hizmet Ticareti ve Türkiye

Bu kısımda uluslararası hizmet ticaretinde yıllar itibariyle meydana gelen gelişmelere değinilerek Türkiye’nin yerine ilişkin bilgiler sunulmaktadır.

 

2.1. Uluslararası Hizmet Ticareti

Birçok alt daldan oluşan hizmet sektörü, ülkelerin sahip oldukları imkânlar doğrultusunda icra ettikleri faaliyetler dizisidir. Ancak genel itibariyle incelendiğinde, iki temel alt hizmet dalı ön plana çıkmaktadır ki bunlar turizm ve ulaştırmadır.

 

Tablo 5: Alt Dallar İtibariyle Dünya Hizmet Ticaretindeki Gelişmeler (2000-2009) (Milyar $, %)

 

Hacim

 

Pay

 

2009

 

2000

2005

2009

İHRACAT

Tüm Ticarî Hizmetler

3,350

 

100.0

100.0

100.0

     Turizm

870

 

32.1

27.7

26.0

     Ulaştırma

700

 

23.4

23.3

20.9

     Diğer Ticarî Hizmetler

1,780

 

44.5

49.0

53.1

 

İTHALÂT

Tüm Ticarî Hizmetler

3,145

 

100.0

100.0

100.0

     Turizm

790

 

29.8

27.1

25.1

     Ulaştırma

835

 

28.7

29.1

26.6

     Diğer Ticarî Hizmetler

1,520

 

41.5

43.8

48.3

Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.

 

Turizm ve ulaştırma hizmet alt dalları, toplam ticarî hizmet ticaretinin yarıya yakınını oluşturmaktadır. 2009 yılı itibariyle toplam ticarî hizmet ihracatı 3.3 trilyon Dolar civarında olup, bunun 1.6 trilyon Dolar’lık kısmı turizm ve ulaştırma hizmetlerine aittir.

 

Alt sektörel paylar itibariyle değerlendirildiğinde 2000-09 dönemi ulaştırma hizmetleri ihracatı, toplam ticarî hizmetlerin %21-24 aralığında değişen oranlardaki kısmını oluşturmaktadır. Turizmde ise bu oranlar biraz daha yüksek olup %26-32 aralığında gerçekleşmiştir. Tabii hemen belirtmek gerekir ki bu iki alt sektör dışındaki hizmetler de paylarını giderek artırmaktadır.

 

Tablo 6: Alt Dallar İtibariyle Dünya Hizmet İhracatındaki Gelişmeler (1990-2009) (%)

 

Dünya

K.Amerika

G. ve O. Amerika

Avrupa

BDT

Afrika

Orta Doğu

Asya

Tüm Ticarî Hizmetler

1990-95

8

8

9

-

-

...

...

...

1995-00

5

7

6

...

...

...

...

4

2000-09

9

6

9

10

16

...

...

11

2007

20

15

18

21

27

18

...

22

2008

13

9

16

12

28

16

...

16

2009

-12

-9

-8

-14

-17

-9

-4

-12

 

Ulaştırma Hizmetleri

1990-95

6

4

7

-

-

...

...

11

1995-00

3

3

1

3

...

...

...

3

2000-09

8

4

8

9

13

...

...

8

2007

20

12

16

21

20

12

9

24

2008

17

16

20

16

26

19

17

18

2009

-23

-21

-18

-22

-17

-14

-20

-26

 

Turizm

1990-95

9

7

10

-

-

8

...

...

1995-00

3

6

7

2

...

6

...

2

2000-09

7

2

6

7

15

12

...

10

2007

15

11

12

14

27

17

21

20

2008

10

11

9

9

23

9

16

13

2009

-9

-11

-6

-13

-22

-5

2

-3

 

Diğer Ticarî Hizmetler

1990-95

10

12

10

-

-

...

...

16

1995-00

7

11

9

...

...

...

...

6

2000-09

12

8

13

12

23

...

...

13

2007

23

18

27

24

36

30

...

22

2008

12

7

21

13

34

29

...

16

2009

-9

-5

-4

-11

-15

-11

0

-8

Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.

 

1990-2009 döneminde bölgeler itibariyle hizmet alt dalları ihracat oranlarında meydana gelen değişmelerin yer aldığı tabloda, tüm ticarî hizmetler açısından değerlendirildiğinde 1990-95 dönemi ihracat artış oranı %8; 1995-00 dönemi artışı %5 ve 2000-09 dönemi artışı ise %9 olarak gerçekleşmiştir. 1995-00 dönemi artışının daha düşük olmasının sebebi, 1997 yılında Güney Doğu Asya’da başlayan global finansal kriz olarak belirtilebilir.

 

2000-09 dönemi dikkate alınarak bölgesel ihracat artış oranları itibariyle kıyaslama yapıldığında, en yüksek hizmet ihracat artışının Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde meydana geldiği, bunu sırasıyla Asya ve Avrupa ülkelerinin takip ettiği görülmektedir. Her üç bölge için oranlar sırasıyla %16, %11 ve %10’dur. En düşük hizmet ihracat artış oranı ise %6 ile Kuzey Amerika ülkelerine ait bulunmaktadır.

 

2.2. Türkiye’nin Dünya Hizmet Ticaretindeki Yeri

Türkiye’nin, uluslararası hizmet ticareti alanında iyi bir konumda bulunduğu belirtilebilir. Türkiye, mal ticaretinde belli ölçüde yakaladığı başarı derecesini hizmet ticaretinde de elde etmiş bulunmaktadır. Sahip olduğu faktör donanımı, Türkiye’ye hizmet alt dallarında birtakım mukayeseli üstünlükler sağlamaktadır.

 

Tablo 7: Başlıca Hizmet İhracatçıları ve İthalâtçıları (Milyar $, %)

Sıra

İHRACATÇI

Hacim

Pay

 

Sıra

İTHALÂTÇI

Hacim

Pay

1

ABD

474

14.1

 

1

ABD

331

10.5

5

Çin

129

3.8

 

5

Japonya

147

4.7

10

Hollanda

91

2.7

 

10

Hollanda

85

2.7

15

İsviçre

69

2.1

 

15

Belçika

74

2.4

20

Danimarka

55

1.6

 

20

Hong Kong, Çin

44

1.4

25

Yunanistan

38

1.1

 

25

Avusturya

37

1.2

26

TÜRKİYE

33

1.0

 

30

Endonezya

28

0.9

30

Malezya

28

0.8

 

35

Yunanistan

20

0.6

35

Mısır

21

0.6

 

40

TÜRKİYE

16

0.5

Kaynak: WTO, “Leading Exporters and Importers in World Trade in Commercial Services”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_toc_e.htm, 07.12.2010.

 

Dünyada başlıca hizmet ihracatçılarının ve ithalâtçılarının yer aldığı tabloda, Türkiye’nin başarı derecesi görülebilmektedir. İhracatçılar sıralamasında Türkiye 26. konumda bulunmaktadır. Sıralamada ABD birinci olup, Türkiye’nin önünde yer alan diğer bazı ülkeler Çin, Hollanda ve Yunanistan’dır.

 

Hizmet ithalâtı açısından incelendiğinde Türkiye 40. sırada yer almaktadır. Zaten Türkiye her zaman için net bir hizmet ihracatçısı olagelmiştir. İhracatçılar sıralamasında birinci olan ABD, ithalâtçılar sıralamasında da başta bulunmaktadır. Diğer bazı ülkeler ise Japonya, Hollanda, Endonezya ve Yunanistan’dır.

 

 

3. Uluslararası Turizm Hizmetleri ve Türkiye

Mal ticaretinde olduğu gibi, hizmet ticaretinde de bir ülkenin üretim yapısını belirleyen, sahip olduğu üretim faktörleridir. Burada, ülkenin sahip olduğu iş gücü, sermayesi ve tabiî kaynakları, hizmet ticaretindeki ve buna bağlı olarak hizmet alt dallarındaki başarısını belirleyen temel unsurlardır.

 

Türkiye’nin mevcut üretim faktörleri, turizm hizmetlerinde başarılı olmasına imkân tanımaktadır. Sahip olduğu kaynaklarını optimum seviyede kullanıp kullanamadığı meselesi bir yana, Türkiye mevcut haliyle de dünyada önemli bir turizm ihracatçısı konumunda bulunmaktadır. Aşağıdaki başlıklarda bu konuya ilişkin incelemelerde bulunulmaktadır.

 

3.1. Uluslararası Turizm Hizmetleri

Turizm gelirleri, ülke ekonomilerinde önem arz eden bir kalemdir. Söz konusu gelirler, özellikle cari açığın azaltılmasında veya giderilmesinde birçok ülke açısından büyük katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla hemen tüm ülkeler bu iktisadî faaliyetlere, sahip oldukları imkânlar derecesinde önem vermekte ve gelirlerinden istifade etmektedir.

 

Tablo 8: Dünyada ve Bölgelerde Turizm Hizmet Ticaretindeki Gelişmeler (2000-2009) (Milyar $, %)

 

Hacim

 

Pay

 

Yıllık % Değişim

 

2009

 

2000

2009

 

00-09

2007

2008

2009

İHRACAT

Dünya

870

 

100.0

100.0

 

7

15

10

-9

Kuzey Amerika

145

 

24.6

16.7

 

2

11

11

-11

Güney ve Orta Amerika

40

 

4.9

4.6

 

6

12

9

-6

Avrupa

395

 

46.2

45.3

 

7

14

9

-13

AB (27)

341

 

42.0

39.2

 

6

14

8

-13

BDT

17

 

1.0

1.9

 

15

27

23

-22

Afrika

40

 

3.1

4.5

 

12

17

9

-5

Orta Doğu

37

 

2.8

4.2

 

   ...

21

16

2

Asya

199

 

17.5

22.8

 

10

20

13

-3

 

İTHALÂT

Dünya

790

 

100.0

100.0

 

7

16

8

-9

Kuzey Amerika

110

 

19.6

14.0

 

3

9

6

-9

Güney ve Orta Amerika

27

 

3.5

3.5

 

7

26

16

-1

Avrupa

366

 

48.3

46.4

 

6

15

9

-14

AB (27)

334

 

45.3

42.3

 

6

15

9

-15

BDT

28

 

2.4

3.5

 

11

18

13

-12

Afrika

21

 

1.9

2.7

 

   ...

24

16

-9

Orta Doğu

61

 

3.4

7.8

 

   ...

33

2

1

Asya

175

 

20.9

22.2

 

8

14

7

0

Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.

 

2000-09 dönemi turizm ihracat hacimlerindeki yıllık değişim dikkate alındığında, en yüksek pay %15 ile BDT’ye ait bulunmaktadır. Daha sonra %12 ile Afrika kıtası gelmekte ve bunu da %10’luk pay ile Asya kıtası takip etmektedir.

 

2009 yılı itibariyle uluslararası turizm ihracat hacmi 870 milyar Dolar’dır. Bu meblağ, 2009 yılı toplam hizmet ihracatının ¼’üne tekabül etmektedir. Turizmin toplam hizmetler içinde önemli bir paya sahip olduğu, bu rakamlardan da anlaşılmaktadır.

 

Bölgeler itibariyle değerlendirildiğinde, 2009 yılı itibariyle en fazla turizm geliri 395 milyar Dolar ile Avrupa kıtasında elde edilmiştir. Bunu 199 milyar Dolar ile Asya kıtası ve 145 milyar Dolar ile Kuzey Amerika takip etmektedir.

 

3.2. Türkiye’nin Dünya Turizm Hizmetlerindeki Yeri

Çoğu ülke için olduğu gibi Türkiye için de turizm gelirleri, toplam gelirlerin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu sebeple, turizm faaliyetlerine önem verilmekte ve buradan elde edilen gelirin artırılmasına yönelik muhtelif programlar hayata geçirilmektedir.

 

Tablo 9: Turizm Hizmetlerindeki Başlıca İhracatçılar ve İthalâtçılar (2000-2009) (Milyar $, %)

 

 

Hacim

 

Pay

 

Yıllık % Değişim

 

 

2009

 

2000

2009

 

00-09

2007

2008

2009

İHRACATÇILAR

1

AB (27)

341.4

 

42.0

39.2

 

6

14

8

-13

2

ABD

120.3

 

20.6

13.8

 

2

12

13

-11

3

Çin

39.7

 

3.4

4.6

 

10

10

10

-3

4

Avustralya

25.9

 

2.0

3.0

 

12

26

12

3

5

TÜRKİYE

21.3

 

1.6

2.4

 

12

10

19

-3

6

Makao, Çin

17.9

 

0.6

2.1

 

22

38

28

7

7

Hong Kong, Çin

16.4

 

1.2

1.9

 

12

18

11

7

8

Tayland

15.9

 

1.6

1.8

 

9

24

9

-12

9

Malezya

15.4

 

1.1

1.8

 

13

35

9

1

10

İsviçre

14.0

 

1.4

1.6

 

9

13

19

-3

11

Kanada

13.7

 

2.3

1.6

 

3

7

1

-13

12

Meksika

11.3

 

1.7

1.3

 

3

6

3

-15

13

Mısır

10.8

 

0.9

1.2

 

11

23

18

-2

14

Hindistan

10.6

 

0.7

1.2

 

13

24

10

-10

15

Japonya

10.3

 

0.9

1.2

 

10

10

17

-5

 

TOPLAM

685.0

 

82.0

78.6

 

   -

   -

   -

   -

 

 

İTHALÂTÇILAR

1

AB (27)

334.2

 

45.3

42.3

 

6

15

9

-15

2

ABD

79.1

 

15.4

10.0

 

2

6

5

-8

3

Çin

43.7

 

3.0

5.5

 

14

22

21

21

4

Japonya

25.2

 

   ...

3.2

 

   ...

-1

   ...

6

5

Kanada

24.2

 

2.9

3.1

 

8

20

10

-11

6

Rusya Federasyonu

20.8

 

2.0

2.6

 

10

17

12

-13

7

Suudi Arabistan

18.8

 

   ...

2.4

 

   ...

55

-25

24

8

Avustralya

18.2

 

1.5

2.3

 

12

27

26

-3

9

Hong Kong, Çin

16.0

 

2.9

2.0

 

3

7

7

-1

10

Singapur

15.8

 

1.0

2.0

 

15

18

15

4

11

Kore Cumhuriyeti

13.3

 

1.6

1.7

 

7

17

-13

-30

12

Norveç

12.3

 

1.1

1.6

 

11

21

13

-23

13

Brezilya

10.9

 

0.9

1.4

 

12

42

34

-1

14

İsviçre

10.9

 

1.2

1.4

 

8

9

8

-1

15

Birleşik Arap Emirlikleri

10.3

 

0.7

1.3

 

15

28

18

-22

 

TOPLAM

655.0

 

85.2

82.8

 

   -

   -

   -

   -

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.

 

2009 yılı turizm ihracat hacmi itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye üst sıralarda yer almaktadır. 27 AB ülkesi, 341 milyar Dolar ile en yüksek turizm gelirine sahiptir. Bu ülke grubunu 120 milyar Dolar ile ABD takip etmektedir. Türkiye ise 2009 yılında 21.3 milyar Dolar’lık turizm geliri elde etmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre bu meblağ ile dünyada dokuzuncu sırada yer almaktadır. Net bir turizm ihracatçısı olduğundan dolayı Türkiye, başlıca ithalâtçılar sıralamasının altlarında yer almaktadır.

 

2000-09 döneminde yıllık değişimler itibariyle ele alındığında, turizm ihracat gelirleri açısından Türkiye’nin artış oranı %12 olup, üçüncü yüksek orandır. En yüksek oran %22 ile Makao, Çin’e; ikinci yüksek oran ise %13 ile Malezya’ya ve Hindistan’a aittir.

 

 

4. Türkiye’de Turizm Sektörü

Turizm sektörünün Türkiye ekonomisine sağladığı katkı derecesi yıllar itibariyle artarak devam etmiştir. Bunda sektöre yönelik yaklaşımların büyük payı vardır. Nitekim, özellikle 1980 yılı itibariyle ekonomide dışa açık ihracat stratejisi kapsamında mal ticareti yanında hizmet ticaretine de yönelik ciddi destekler, teşvikler sağlanmıştır. Böylece sektöre yapılan yatırımların geri dönüşü de kısa sürede sağlanabilmiş ve turizm, hizmet sektörü içinde en çok katkı sağlayan faaliyet alanı haline gelmiştir.

 

Tablo 10: Türkiye’nin Turizm Gelirlerindeki ve Giderlerindeki Gelişmeler (1965-2009) (Bin $)

Yıl

Gelir

Gelen Yabancı

 Sayısı

Gider

Çıkan Vatandaş

 Sayısı

Denge

1965

13,758

361,758

24,310

186,520

-10,552

1970

51,597

724,784

47,738

515,992

3,859

1975

200,861

1,540,904

154,954

1,397,425

45,907

1980

326,654

1,288,060

114,738

1,794,808

211,916

1985

1,482,000

2,614,924

323,600

1,806,163

1,158,400

1990

3,225,000

5,389,308

520,000

2,917,118

2,705,000

1995

4,957,000

7,726,886

912,000

3,981,391

4,045,000

2000

7,636,000

10,428,153

1,711,000

5,284,336

5,925,000

2001

10,066,500

11,619,909

1,738,000

4,856,816

8,328,500

2003

13,203,100

13,956,405

2,113,300

5,891,729

11,089,800

2005

18,153,500

21,124,886

2,870,400

8,246,056

15,283,100

2007

18,487,000

23,340,911

3,259,600

8,937,660

15,227,400

2009

21,249,300

27,077,114

4,145,700

10,493,175

17,103,600

Kaynak:

·        TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14, 02.12.2010.

·        TCMB, Ödemeler Dengesi İstatistikleri, http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html, 02.12.2010.

 

1965-2009 dönemi turizm gelir-gider kalemlerindeki yüksek artışlar, sektörün Türkiye ekonomisindeki ağırlığını artırdığının göstergeleridir. 1965 yılında turizm gideri daha fazla iken, bu eğilim zamanla tersine dönmüş ve 1980 yılı itibariyle yüksek hacimli artışlara şahit olunmuştur. Nitekim, 1965’te 10.5 milyon Dolar açık veren sektör, 1980’de 212 milyon Dolar fazla verir hâle gelmiştir. 1985’teki gelir fazlası 1 milyar Dolar’ı aşmış; 1995’te 4 milyar Dolar’ı bulmuş ve bu meblağ 2005’te 15 milyar Dolar’ı geçmiştir. 2009 turizm gelir fazlası ise 17 milyar Dolar civarında gerçekleşmiştir.

 

1965 yılında gelen yabancı sayısı 362 bin civarında iken, 1980’de 1.3 milyona; 1995’te 7.7 milyona; 2005’te 21.1 milyona çıkmıştır. 2009’da ise bu sayı 27 milyonu aşmıştır. 1965-2009 döneminde yurt dışına çıkan vatandaş sayısında da önemli artışlar sağlanmıştır ama 1965 yılı haricinde hiçbir zaman turizm gideri, gelirinden fazla olmamıştır.

 

Tablo 11: Türkiye’ye Giriş Yapan Yabancı-Yerli Ziyaretçi Sayıları (2001-2009)

Milliyet

2001

2003

2005

2007

2009

YABANCI TOPLAMI

11,619,909

13,956,405

21,124,886

23,340,911

27,077,114

OECD Ülkeleri

7,500,647

8,385,885

12,261,709

12,482,873

14,427,962

     OECD Ülkeleri (Avrupa)

6,854,504

7,986,524

11,519,879

11,411,620

13,304,316

     OECD Ülkeleri (Diğer)

646,143

399,361

741,830

1,071,253

1,123,610

Diğer Avrupa Ülkeleri

1,353,101

1,870,139

2,753,094

2,742,035

3,125,565

BDT

1,431,190

2,072,103

3,431,601

4,824,943

5,480,640

Asya Ülkeleri

1,074,877

1,398,315

2,311,110

2,868,741

3,410,858

     Doğu Asya Ülkeleri

69,534

89,033

155,983

228,050

187,809

     Güney Doğu Asya Ülkeleri

40,131

36,094

61,650

89,532

124,208

     Güney Asya Ülkeleri

351,641

546,244

1,008,432

1,144,936

1,488,876

     Batı Asya Ülkeleri

613,571

726,944

1,085,045

1,406,223

1,609,965

     Afrika Ülkeleri

181,301

174,114

233,266

258,148

426,119

     Amerika Ülkeleri

66,946

41,442

111,195

143,635

179,563

     Okyanusya Ülkeleri

269

281

428

171

183

VATANDAŞ TOPLAMI

4,892,641

5,817,368

8,045,085

8,854,788

10,242,183

Kaynak: TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14, 02.12.2010.

 

2001-09 döneminde Türkiye’ye giriş yapan yabancı-yerli ziyaretçi sayıları itibariyle önde gelen ülke grubu OECD’dir. 2009 yılı verilerine göre, en fazla yabancı-yerli sayısı 14.4 milyon kişi ile bu ülke grubundan; daha sonra 5.5 milyon kişi ile BDT ülkelerinden gelmiştir. Asya ülkeleri de 3.4 milyon ziyaretçi ile üçüncü sırada yer almaktadır.

 

4.1. Sektörün Potansiyeli

Turizm sektörünün Türkiye ekonomisine yönelik sağladığı katkının boyutları gelir-gider meblağları ve ziyaretçiler itibariyle ortadadır. Sektörün Türkiye ekonomisi için taşıdığı önem çok belirgindir. Daha evvel de kısmen değinildiği gibi gerçekten de turizm gelirleri, Türkiye’nin cari açığının azaltılmasında belirgin bir paya sahip bulunmaktadır. Öyle ki kimi dönemlerde oluşan cari açığın azaltılmasında kilit bir rol üstlenmektedir. Bu sebeple, sektörün taşıdığı potansiyel göz önünde bulundurularak, bu alandaki faaliyetlerin daha da geliştirilmesine çalışılmaktadır.

 

2009 yılı itibariyle Turizm sektörüne ilişkin ortaya konan şu veriler, bu faaliyetler dizisinin Türkiye ekonomisi için taşıdığı önemi belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır (Yetkin, Türkiye Turizmi…, 11.12.2010):

·        Turizm sektörü, Türkiye’de 40 çeşit ürünün sunulduğu bir alandır.

·        Sektör, 36 sektörle karşılıklı ilişki içindedir.

·        4000’in üstünde seyahat acentası faaliyet göstermektedir.

·        Turistik faaliyetlerde 7 bin kokartlı rehber çalışmaktadır.

·        Turizmde 2.5 milyon civarında insan istihdam edilmektedir.

 

Takip eden tablolarda, bazı yönleri itibariyle turizm sektörünün yıllar itibariyle sergilediği gelişim bilgileri yer almaktadır. Bu çerçevede; konaklama tesislerine, tarifesiz uçaklara ve yolculara ve yabancı yat ve yolcu sayılarına ilişkin değerlendirmeler yapılmaktadır.

 

Tablo 12: Türkiye’de Konaklama Tesislerinin Sayısı (1970-2009)

 

Turizm Yatırımı Belgeli

 

Turizm İşletmesi Belgeli

 

Tesis Sayısı

Oda Sayısı

Yatak Sayısı

 

Tesis Sayısı

Oda Sayısı

Yatak Sayısı

1970

301

13,372

25,872

 

292

15,243

28,354

1975

202

12,846

25,956

 

421

23,860

44,957

1980

267

13,019

26,288

 

511

28,992

56,044

1985

501

34,251

71,521

 

689

41,351

85,995

1990

1,921

156,702

325,515

 

1,260

83,953

173,227

1995

1,334

96,517

202,483

 

1,793

135,436

280,463

2000

1,300

113,452

243,794

 

1,824

156,367

325,168

2001

1,237

106,683

229,047

 

1,998

177,371

368,819

2003

1,130

111,894

242,603

 

2,240

202,339

420,697

2005

1,039

128,005

278,255

 

2,412

231,123

483,330

2007

776

112,541

254,191

 

2,514

251,987

532,262

2009

754

103,119

231,456

 

2,625

289,383

608,765

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.

 

1970-2009 verilerinin yer aldığı tabloda, Türkiye’de konaklama tesis sayısındaki yüksek oranlı artışlar görülebilmektedir. Konaklama tesisleri, turizm faaliyetlerinin en temel unsurları arasında kabul edilmektedir. Konaklama tesisleri alanında istisnasız her yıl yatırım yapılmaktadır. Yatırımcılar, ya kendi kaynaklarıyla ya da devlet teşvikleriyle tesis yatırımları gerçekleştirmektedirler. Belirtilebilir ki çoğunlukla ikinci yol tercih edilmektedir. Çünkü bu alanda sağlanan önemli teşvikler bulunmaktadır.

 

Tablo 13: Türkiye’de Hava Limanlarından İniş-Kalkış Yapan Tarifesiz (Charter) Uçaklara ve Yolculara İlişkin Bilgiler (1985-2009)

 

Uçak Sayısı

 

Yolcu Sayısı

 

İniş-Kalkış

 

Gelen

Giden

1985

9,838

 

427,945

420,431

1990

29,245

 

1,717,739

1,719,616

1995

96,444

 

5,671,728

5,697,828

2000

78,887

 

5,891,418

5,692,884

2001

95,558

 

6,650,604

6,685,309

2005

153,742

 

10,973,233

11,419,368

2009

146,519

 

10,719,282

10,935,502

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.

 

Tarifesiz uçak sayılarında da dikkat çekici artışlar meydana gelmiştir. 1985’te 9,838 olan iniş-kalkış sayısı, 1995’te 96,444; 2005’te 153,742 olarak gerçekleşmiştir. 2009 rakamı ise 146,519’dur.

 

Gelen-giden yolcu sayısı da paralel bir gelişim sergilemiştir. 1985’te 427,945 olan gelen yolcu sayısı, 1995’te 5,671,728’e; 2005’te 10,973,233’e yükselmiştir. 2009 rakamı ise 10,719,282 olarak gerçekleşmiştir.

 

Tablo 14: Türkiye Limanlarına Gelen Sarı Bayraklı Yabancı Yat ve Yolcu Sayıları (1987-2009)

 

Yat Sayısı

 

Yolcu Sayısı

 

Ticarî

Özel

Toplam

 

Ticarî

Özel

Toplam

1987

 -

 -

3,441

 

 -

 -

16,913

1990

600

2,954

3,554

 

5,845

10,770

16,615

1995

793

1,787

2,580

 

6,165

5,251

11,416

2000

189

1,046

1,235

 

4,162

2,466

6,628

2001

345

2,089

2,434

 

5,577

4,300

9,877

2003

767

3,397

4,164

 

6,836

2,727

9,563

2005

627

3,604

4,231

 

13,574

3,660

17,234

2007

1,358

6,360

7,718

 

15,456

10,627

26,083

2009

1,199

7,914

9,113

 

15,104

9,419

24,523

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.

 

Turizm sektöründe, havayolu yanında denizyolu kullanımı da giderek artmıştır. Nitekim, limanlara yanaşan yat ve bunların taşıdığı yolcu sayılarında artışlar meydana gelmiştir. 1987-2009 döneminde Türkiye limanlarına gelen yabancı bayraklı yat ve yolcu sayıları yıllar itibariyle farklılıklar gösterse de toplamda önemli bir gelişim meydana geldiği görülmektedir. Tabii, bu sayının artırılabilmesi için yeterli limana ve buralarda uygun alt yapı imkânlarına ihtiyaç bulunmaktadır.

 

4.2. Sektörde Kurumsallaşma Durumu

Türkiye turizm sektöründe kurumsallaşma, iki temelde gerçekleşmektedir. İlki kamu nitelikli, ikincisi özel niteliklidir. Kamu seviyesinde kurumsal yapılar, turizm sektörü ile ilişkileri çerçevesinde bakanlıklar bünyesinde oluşmaktadır. Sektörün ana nitelikli kamu kuruluşu Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır. Bunun yanında farklı bakanlıklar ve bakanlıklara bağlı üst kuruluşlar mevcuttur.

 

Özel nitelikli kuruluşlar ise daha çok birlikler, odalar, federasyonlar, dernekler ve vakıflar seviyesinde oluşmaktadır. Bu tür kuruluşlar da sektörel anlamda önemli faaliyetler gerçekleştirmektedirler. Bizzat faaliyetler içinde bulunduklarından dolayı da kamu kurumlarına önemli ölçüde katkı sağlayabilmektedirler.

 

“Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023” kapsamında hazırlanan “Türkiye Turizm Stratejisi–2023” ve “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı–2007-2013”te Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından oluşturulan kurumsal dağılım şeması, sektörle ilgili kamu/özel ve karma nitelikli kurumlara ve kuruluşlara yer vermektedir.

 

Şema: Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Kapsamındaki Kurumsal Dağılım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ-2023

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KONSEYLER

 

 

 

 

 

 

Ulusal Turizm Konseyi

 

 

 

 

 

 

İl Turizm Konseyleri

 

 

 

 

 

 

Noktasal Turizm Konseyleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAMU KURUMLARI

 

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

 

SEKTÖR KURULUŞLARI

 

 

 

 

 

 

Turizm Birlikleri

 

 

Devlet Planlama Teşkilatı

 

Yatırım ve İşletmeler Genel Müdr.

 

Meslek Odaları

 

 

Çevre ve Orman Bakanlığı

 

 

 

Belediyeler Birliği

 

 

Tarım ve Köy İşleri Bk.lığı

 

Tanıtma Genel Müdürlüğü

 

Yatırımcılar Birliği

 

 

Sanayi ve Ticaret Bk.lığı

 

 

 

TURSAB

 

 

Ulaştırma Bakanlığı

 

Araştırma ve Eğitim Genel Müdr.

 

Otelciler Birliği

 

 

Maliye Bakanlığı

 

 

 

Rehberler Birliği

 

 

Diğer kamu kurumları

 

Dış İlişkiler ve AB Koord. Daire Bşk.

 

Yatırım Dest. Tant. Ajns.

 

 

 

 

 

 

Kalkınma Ajansları

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi-2023, Ankara, 2007, http://www.sp.gov.tr/documents/Turizm_Strateji_2023.pdf, 01.12.2010.

 

“Türkiye Turizm Stratejisi-2023” kapsamında Ulusal Turizm Konseyi, İl Turizm Konseyi ve Noktasal Turizm Konseyleri koordinatörlüklerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve alt müdürlükleri, daire başkanlıkları vasıtasıyla çeşitli kamu kurumlarının ve sektör kuruluşlarının yardımıyla Türkiye turizminin daha ileri seviyelere taşınabilmesi için eylem planları hayata geçirilmektedir.

 

Bu stratejideki asıl unsur, Kültür ve Turizm Bakanlığı bağlantılı Ulusal Turizm Konseyi’dir. Konsey, Türkiye Turizm Stratejisinin uygulanması sürecinde en üst merci konumundadır. Bu çerçevede; sektöre ilişkin politika belirleme ve karar alma sürecinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veri sağlanması ve politikaların uygulanmasında, değerlendirme ve yönlendirme organıdır. Konsey’in karar alma mercii olarak yönetim kurulu, sektörde yer alan tüm kamu-özel kuruluşlarından temsil kabiliyetini haiz 15-20 üyeden oluşmaktadır. Konsey’e Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 3, DPT’den 1, Turizm sektöründen 7, işçi örgütlerinden 1 ve STK’lardan 2 temsilcinin katılımı öngörülmektedir. Bunlar dışında dışarıdan geçici üye de yer almaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi…, 01.12.2010).

 

Kamu kurumları içinde DPT başta olmak üzere, Çevre ve Orman, Tarım ve Köy İşleri, Sanayi ve Ticaret, Ulaştırma ve Maliye Bakanlıkları da yardımcı kuruluş olarak yer almaktadır. Öte yandan yardımcı nitelikteki diğer kuruluşlar arasında sektör kuruluşları da bulunmaktadır. Bu çerçevede özel nitelikli birlikler, odalar mevcuttur. Karma nitelikli kuruluşlar olarak da ajanslar bulunmaktadır. Burada turizm sektörü birliği olarak TURSAB’a özel olarak yer verilmektedir.

 

Türkiye’de turizm sektöründe faaliyette bulunan, aynı zamanda birer STK özelliğine sahip olan ve aralarında TURSAB’ın da bulunduğu özel nitelikli kuruluşların önemli bir kısmı şöyledir:

·        POYD: Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği

·        TUREB: Turist Rehberleri Birliği

·        TUREF: Turist Rehberleri Dernekleri Federasyonu

·        TUROB: Turistik Otelciler, İşletmeciler, Yatırımcılar Birliği

·        TÜROFED: Türkiye Otelciler Federasyonu

·        TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği

·        TÜRSAV: Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı

·        TÜSAD: Tüm Seyahat Acentaları Derneği

·        TYD: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

·        TURGÖN: Turizm Gönüllüleri Platformu

 

Takip eden alt başlıklar altında alfabetik sırayla bu kuruluşlara ilişkin genel bilgilere yer verilmektedir. Söz konusu bilgiler incelendiğinde, bu kuruluşların amaçlarının ve faaliyetlerinin, aynı zamanda Türkiye’de turizm sektörünün sorunlarına ilişkin önemli ipuçlarını içerdiği de görülmektedir.

 

POYD: Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (http://www.poyd.org)

Otelcilik sektöründe; profesyonelliği geliştirmek, sektör yöneticileri arasındaki yardımlaşmayı ve iletişimi kuvvetlendirmek, sektörün ve yöneticilerin sorunlarına müşterek çözümler aramak; yöneticilerin sektördeki gerçek rolünü ve yerini bulmasını sağlamak amacıyla 1992 yılında Antalya'da kurulmuştur. POYD’un diğer amaçları şöyledir:

·        Profesyonel yöneticilerin sektörde işverenler, diğer çalışanlar ve sektörün diğer kurumları (Turizm Bakanlığı, Seyahat Acentaları, Taşıma Şirketleri vb.) ile ilişkilerine yardımcı olmak, yön vermek ve uygun düzenlemeler getirmek,

·        Türkiye otelciliğinin geliştirilmesi ve dünya standartlarına ulaştırılması için ulusal ve uluslararası düzenlemeler ve politikalar oluşturmak, dünyada "Türkiye Otelciliği" konusunda söz sahibi olabilmek,

 

2010 sonu itibariyle 216 üyesi bulunan POYD, meslekî standartların belirlenmesini ve gelişmiş turizm ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de otelcilik mesleğinde sertifikasyona geçilmesini, ulusal kongrelerde ve toplantılarda bildiriler sunarak savunmaktadır. Otelcilik mesleğinin sağlıklı gelişmesini sürdürebilmesi için meslek kuruluşları veya kurumlar ile iş birliği yapmaktadır.

 

TUREB: Turist Rehberleri Birliği (http://www.tureb.net)

Farklı birtakım oluşum süreçlerinden sonra 2010 yılında tüm rehber kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları bir protokol ile kurdukları bir birliktir. TUREB’in amaçları şöyledir:

·        Turist rehberlerinin ortak sorunlarını tespit etmek ve çözüm teklifleri oluşturmak,

·        Meslek kuruluşları arasında iş birliği ve koordinasyon sağlamak,

·        Turist rehberleri mesleğine ve meslek örgütlenmesine yönelik kanunî ve idarî düzenlemeler konusunda ortak girişimde bulunmak ve çaba göstermek,

·        Turizm sektöründe faaliyet gösteren diğer meslek örgütlenmeleri, kamu kurumları ve kuruluşlarıyla idarî makamlar karşısında temsilde iş birliği ve koordinasyonu sağlamak.

 

TUREB üyesi rehber kuruluşları şunlardır:

1.     ARED: Ankara Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

2.     ARO: Antalya Rehberler Odası

3.     BORED: Bodrum Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

4.     ÇARED: Çanakkale Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

5.     ÇİRED: Çince Rehberler Derneği

6.     ÇURED: Çukurova Turist Rehberleri Birliği Derneği

7.     GARED: Gaziantep Turist Rehberleri Derneği

8.     GÜMRED: Güney Marmara Rehberler Derneği

9.     İRO: İstanbul Rehberler Odası

10.  KARED: Kapadokya Turist Rehberleri Derneği

11.  KARDER: Karadeniz Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

12.  KONTURED: Konya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

13.  KURED: Kuşadası Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

14.  MARED: Marmaris Turist Rehberleri Derneği

15.  REHBERANT: Antalya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

16.  ŞURED: Urfa Rehberler Derneği

17.  VANTURED: Van Turist Rehberleri Derneği

 

TUREF: Turist Rehberleri Dernekleri Federasyonu (http://www.tureb.net/index.php/turef)

Türkiye’de Anayasa ve kanunlar doğrultusunda kendisine bağlı derneklerin amaçlarını gerçekleştirmeye yardımcı olmak, bu çerçevede bağlı dernekler arasındaki koordinasyonun ve iş birliğinin en üst düzeye çıkarılmasını sağlamak için 2007 yılında kurulmuştur. Federasyonun diğer amaçları şöyledir:

·        Profesyonel Turist Rehberleri arasında meslekî dayanışmayı ve birliği sağlamak, oluşturulacak bir konfederasyon için öncülük etmek,

·        Profesyonel Turist Rehberliği’nin bir “meslek” olarak tanınmasını sağlamak ve meslekî sorunları giderecek bir Profesyonel Turist Rehberleri meslek ve meslek örgütlenmesi yasasının çıkarılması için bir sivil toplum kuruluşu olarak etkinliklerde ve temaslarda bulunmak,

·        Profesyonel Turist Rehberliği meslek ve meslek örgütlenmesine ilişkin kanunî düzenleme konusunda halen sürmekte olan idarî ve meslekî çabaların başarıya ulaşması için mevcut meslek örgütlenmeleri arasında koordinasyonu sağlamak,

·        Turizm sektöründe faaliyet gösteren diğer meslek örgütlenmeleri ile kamu kurumları ve kuruluşlarıyla idarî makamlar ve bakanlıklar nezdinde tek elden temsil, iş birliği ve koordinasyonu sağlamak,

·        Profesyonel Turist Rehberliği mesleğinin sürekli ve verimli bir biçimde gelişmesini sağlamak, turizm alanındaki iç ve dış gelişmeleri izleyerek üyelerine ve gerekirse konuyla ilgili kurumlara ve kuruluşlara bilgi vermek, tekliflerde ve ikazlarda bulunmak,

·        Profesyonel Turist Rehberliği mesleği için hayatî önemi haiz bulunan tabiî, tarihî ve kültürel değerlerin korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve ülke tanıtımının nitelikli ve etkin bir yapıya kavuşturulması için özel ve resmî kuruluşlarla ilkeli bir iş birliği içinde çalışmalar yürütmek ve bu çalışmaları üyeleri aracılığı ile uygulamaktır.

 

TUREF üyesi dernekler şunlardır:

1.     TUREB: Profesyonel Turist Rehberleri Birliği Derneği

2.     ARED: Ankara Profesyonel Turizm Rehberleri Derneği

3.     KARED: Kapadokya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

4.     KURED: Kuşadası Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

5.     ÇARED: Çanakkale Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

6.     KARDER: Karadeniz Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

7.     BORED: Bodrum Profesyonel Turist Rehberleri Derneği

 

TUROB: Turistik Otelciler, İşletmeciler, Yatırımcılar Birliği (http://www.turob.com)

Birtakım kuruluş ve dönüşüm süreçlerini takiben, 1983 yılında TUROB adıyla çalışmalarına devam eden birliğin kuruluş amacı; turizmle ilgili konular, sorunlar ve çözümler üzerinde bilimsel ve pratik çalışmalar yapmak, bu yönlü çalışmalara katkıda bulunmak, turistik tesislerin turizmin gereklerine uygun gelişmesini sağlamak, bu doğrultuda üyeleri arasında ve turizmle doğrudan ve dolaylı ilgisi bulunan daire, kurum, kuruluş ve kişilerle irtibatı ve koordinasyonu sağlamak ve üyelerini sektör içinde ve dışında temsil etmektir.

 

TUROB’un amaçları şöyledir:

·        Ar-Ge, pazarlama ve teşvikler konusunda çalışmalar yapmak,

·        Bakanlık ve sektör kuruluşlarıyla faaliyet alanı ile ilgili çalışmalar yapmak,

·        Bakanlık ve sektör kuruluşlarıyla iş birliği yaparak Bakanlığa ve sektöre yol gösterici raporlar hazırlamak,

 

TUROB’un bazı faaliyetleri şöyledir:

·        Turizm sektörünün en önemli kolu olan konaklama bölümünü anayasal bir kuruluş altında toplayacak olan Türkiye Turistik Otelciler Birliği kanun taslağının hazırlanmasına katkı sağlamak,

·        Ülke ve uluslararası turizm faaliyetlerinde geçerliliği olan ve iki yılda bir yenilenen bir hüviyet kartı hazırlamak,

·        Sektör içindeki yerini ve ağırlığını hissettirecek anketlerden elde edilecek sonuçları Çalışma, Maliye, Ekonomi Bakanlıkları ile kamuya duyurmak,

·        Yabancı ve yerli yatırımları yönlendirecek projeler hazırlatmak,

·        Otel binalarına ve tesislere ilişkin birtakım standartlar belirleyerek Bakanlığa iletmek,

·        Sektörün diğer temsilcileri ile iş birliği yapmak.

 

TÜROFED: Türkiye Otelciler Federasyonu (http://www.turofed.org.tr)

2010 sonu itibariyle Türkiye turizmindeki ana unsurlardan olan konaklama kesiminde güç birliğini temsil eden TÜROFED, 1996 tesisin üst kuruluşu niteliğindedir. Her sınıftan tesisi bünyesinde barındıran TÜROFED’in üyeleri yaklaşık 438 bin yatak kapasitesine sahiptir. Bu rakam, Türkiye’nin reel yatak kapasitesinin yaklaşık %85’ini ifade etmektedir. Türkiye çapında 12 derneğin üst kuruluşu niteliğindeki TÜROFED, mevcut üyeleriyle Türkiye’de 400 bin civarında istihdam imkânı sağlamaktadır. Kuruluşun amaçları şöyle sıralanmaktadır:

·        Turizm sektörünü geleceğe hazırlamak ve doğru yönlendirmek,

·        Daha etkin ve donanımlı bir örgütsel yapılanma sağlamak,

·        Sektörün sesini kamu otoritelerine daha güçlü bir şekilde duyurabilmek,

·        Sektörün yanlış vergi ve para politikalarından uğradığı ve uğrayabileceği zararları bertaraf etmek,

·        Türkiye’deki Turizm Bakanlığı belgeli tüm turizm tesislerini üye birlikler kanalıyla federasyon çatısı altında toplamak,

·        Ülke tanıtımına katkıda bulunabilmek.

 

TÜROFED çatısı altında bir araya gelen 12 dernek ve birlik şunlardır:

1.     AKTOB: Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği

2.     ALTİD: Alanya Turistik İşletmeciler Derneği

3.     ATİD: Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği

4.     BODER: Bodrum Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği

5.     ÇUKTOB: Çukurova Turistik Otelciler Birliği

6.     ETİK: Ege Turistik İşletmeciler Derneği

7.     FETOB: Fethiye Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği

8.     GETOB: Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği

9.     GÜMTOB: Güney Marmara Otelciler ve İşletmeciler Derneği

10.  KAPTİD: Kapadokya Otelciler ve İşletmeciler Derneği

11.  KODER: Kuşadası Otelciler ve İşletmeciler Birliği

12.  TUROB: Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği

 

TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (http://www.tursab.org.tr)

28 Eylül 1972 tarihinde yürürlüğe giren 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu uyarınca kurulmuş olan bir meslek birliğidir. TÜRSAB’ın temel amacı, seyahat acentalığı mesleğinin ve faaliyet alanının temelini oluşturan turizm sektörünün gelişimine katkıda bulunmaktır.

 

1618 Sayılı Kanun’un belirlediği yetkiler çerçevesinde meslek disiplininin sağlanması, mesleğin gelişimine ilişkin faaliyetler, seyahat acentalarının karşılaştıkları sorunların çözümü yönünde yapılan çalışmalar, TÜRSAB’ın hizmet alanı içinde yer almaktadır.

 

Turizm sektöründe yaşanan gelişmeleri ve karşılaşılan sorunları ilgili mercilerin dikkatine sunmak, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek de TÜRSAB’ın temel amaçları arasında yer almaktadır.

 

Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için, kamu ve özel sektör turizm kurumlarıyla ortaklaşa çalışmalar yapan TÜRSAB, turizm politikalarının geliştirilmesinde de önemli görevler üstlenir. TÜRSAB; çevre ile ilgili, tarihî ve insanî değerlerin korunması ve geliştirilmesi gibi turizmi yakından ilgilendiren konularda, bir sivil birlik olarak yol gösterici ve baskı grubu olma özelliği de taşımaktadır.

 

TÜRSAB’ın çalışmaları arasında uluslararası ilişkiler ve görev kapsamı içinde yürütülen tanıtım faaliyetleri önemli bir yer tutmaktadır. TÜRSAB; Dünya Turizm Örgütü (WTO), Uluslararası Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu (UFTAA), Avrupa Birliği içindeki Seyahat Acentaları ve Tur Operatörleri Birlikleri Grubu (ECTAA), Uluslararası Tur Operatörleri Birliği (IFTO) gibi başlıca uluslararası kuruluşların üyesidir.

 

TÜRSAV: Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (http://www.tursav.org)

Esasen, TÜRSAB’ın çalışmalarına ve teşebbüslerine destek maksadıyla kurulmuş bir vakıftır.

 

TÜRSAV’ın temel amacı; dayanışma, eğitim, araştırma çalışmaları, teknik destek temini ve benzeri teşebbüslerle Türkiye’deki seyahat acentalarının gelişmesine, büyümesine ve uluslararası rekabet gücü kazanmasına yardımcı olmak suretiyle ülke turizmine katkıda bulunmaktır.

 

TÜSAD: Tüm Seyahat Acentaları Derneği (http://www.tumgazeteler.com)

Derneğin kuruluş amacı; turizm sektöründe birlik ve beraberlik anlayışı ile sorunların çözümüne yönelik ortak hareket etmek, bu çerçevede seyahat acentalarının haklarının takipçisi olmaktır.

 

Dernek, 1618 Sayılı Seyahat Acentaları Kanunu’na ve yönetmeliklerine aykırı tüm faaliyetleri takip etmek, tespit etmek ve bu konuda gerektiğinde adlî ve idarî makamları harekete geçirerek kanunî olmayan turizm faaliyetleri hakkında kamuyu bilgilendirmek, idarî ve hukukî yollara başvurarak mevzuata ve hukuka aykırılığın ortadan kalkmasını sağlamak ve bu anlamda sektörde denetim mekanizmalarının işleyişine katkıda bulunmak amacıyla faaliyette bulunmaktadır. TÜSAD’ın diğer hedefleri şöyle sıralanmaktadır:

·        TÜSAD`ın faaliyetleri sadece seyahat acentalarının sorunları ile sınırlı olmayıp; aynı zamanda konaklama sektörü, turist rehberleri, turizm ulaştırma kurumları ve kuruluşları, alan kılavuzları, sportif amaçlı hava, kara, deniz aktiviteleri sağlayan kurumlar arasında ortaya çıkacak turizm ile ilgili sorunların ve aksaklıkların çözümüne öncülük etmeyi de içermektedir.

·        TÜSAD, sektörel sorunların yanı sıra kültür, çevre ve sosyal alanlarda da faaliyet göstermeyi, bu çerçevede turizmi olumsuz etkileyen çevre koruma ve kullanma dengelerini bozacak durumlarda, çevreci bir misyona sahip üyeleriyle ortak hareket etmeyi, bu koordinasyonu sağlayacak yapılanmayı tüm ülkeye yaymayı hedeflemektedir.

·        TÜSAD, tarihî ve kültürel değerlere sahip çıkan sağlam bir misyonla; ören yerleri, müzeler, tarihî yapılar, İpek Yolu ve inanç turizmini canlandıracak projelerin geliştirilmesi, tüm dünyaya tanıtılması için ilgili kamu kurum ve kuruluşları, STK’lar ve yerel yönetimlerle ortak çalışmalarda bulunmayı hedeflemektedir.

·        Köylerin ve turizme uygun beldelerin turizm alt yapısını hazırlayacak ortak çalışmalar içerisine girerek tabiî-tarihî ve kültürel zenginliklere sahip köylerin ve beldelerin turizmde markalaşmasına yardımcı olacak projelerin geliştirilmesine, tanıtımlarına destek verilmesi için; TÜRSAB, turizmciler, üniversiteler, yatırımcılar ve STK’lar ile iş birliğine girmeyi hedeflemektedir.

 

TYD: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (http://www.ttyd.org.tr)

1988 yılında, başlıca turizm yatırımcıları tarafından kurulan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), turizmin ve turizm yatırımcılarının çeşitli sorunlarının çözümünde yardımcı olan, kamuoyuna turizm yatırımcılığının önemini anlatan, Türkiye’nin dünya turizminden aldığı payı daha da arttırmak için çaba sarf eden, turizm sektöründe yatırım yapan kişileri ve şirketleri temsil eden bir sivil toplum kuruluşudur.

 

Konaklamadan yat limanına, turist taşımacılığından tur operatörlüğüne, alışveriş ve eğlence merkezlerinden golf tesislerine kadar turizmin ana dallarındaki başlıca yatırımcıları ve işletmecileri bünyesinde toplayan TYD, 2010 sonu itibariyle 250 bin yatağa, 25 bin uçak koltuğuna ve 8 bin marina/yat kapasitesine sahip bir kesimi temsil etmektedir.

 

Temel hedeflerinden biri “yatırımlarında ülkenin tabiî ve kültürel varlıklarını koruma/kullanma dengesi içinde değerlendirerek, sürdürülebilir turizm anlayışıyla turizmi tüm ülke sathına yaymak” olan TYD’nin bazı faaliyetleri şöyledir:

·        TYD üyeleri başta BDT ülkeleri, Orta Avrupa, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri olmak üzere dünyanın her yerinde turizm yatırımları gerçekleştirmektedir.

·        TYD’nin diğer bir faaliyeti de, Türkiye’de ve Türkiye ile birlikte diğer ülkelerde turizm yatırımı yapmak isteyen yabancı girişimcilere yardımcı olarak iş birliği imkânları oluşturmaktır.

·        TYD ayrıca, yatırım için proje mimarı, yatırım danışmanı, finansman imkânı, fizibilite çalışmaları, yönetim ve isim hakkı anlaşmaları ve genel olarak profesyonel servis konularında görüşlerini üyeleri ile paylaşmaktadır.

 

TYD üyelerinin liderliği ve desteği ile BETUYAB (Belek), KETAV (Kemer), KUTAV (Kuşadası), BOTAV (Bodrum), ATAV (Antalya) bölgesel tanıtma ve vakıf birlikleri kurulmuştur.

 

TURGÖN: Turizm Gönüllüleri Platformu (http://www.turgon.net)

TURGÖN, profesyonel ya da amatör ruhla turizm sektöründe faaliyette bulunan kişilerin bir araya gelerek fikirlerini paylaştığı birtakım birliktelikler gerçekleştirdiği bir platformdur.

 

Bu platformda, sektöre ilişkin bilgi paylaşımı yapılmakta ve karşılıklı ticarî alış verişler gerçekleştirilmektedir.

 

4.3. Sektörde Devlet Destekleri

Turizm, Türkiye’de en çok destek gören sektörlerden biridir. 24 Ocak 1980 Kararları ile izlenmeye başlanan Dışa Açık Büyüme Stratejisi kapsamında turizm sektörü de daha fazla önem verilen bir faaliyet dalı olagelmiştir. Bu çerçevede, 1982 yılında yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, Türkiye’de turizm sektörünün önem kazanmasına imkân sağlamıştır. Bu çerçevede söz konusu Kanun, turizm için hayatî nitelik arz eden konaklama, yeme-içme-eğlence gibi alanlardaki gelişmelere belirgin katkı sağlamaktadır. Nitekim, 1982’den günümüze sektörün sergilediği olumlu gelişimde bu Kanun’un önemli bir payı vardır.

 

Türkiye’de turizm sektörüne halihazırda sağlanan teşvikler ve destekler şu şekilde sıralanmaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Turizm…, 10.12.2010):

·        KOSGEB Kapsamında Sağlanan Teşvikler ve Destekler,

·        Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Kapsamında Sağlanan Teşvikler,

·        2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Sağlanan Teşvikler,

·        5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kapsamında Enerji Gideri İndirimi,

·        1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda Yer Alan Muafiyetler,

·        Eximbank Kredi İmkânları,

·        Yabancı Sermaye Yatırımlarının Teşvikî.

 

Takip eden başlıklar altında bu desteklerin içeriklerine ilişkin birtakım bilgiler sunulmaktadır.

 

KOSGEB Kapsamında Sağlanan Teşvikler ve Destekler:

Türkiye’de hizmet sektörü ve bu kapsamda turizm sektörü kuruluşlarının KOSGEB desteklerinden faydalanmasına dair eksiklikler vardı. Çünkü KOBİ statüsünde kabul edilmemekteydiler. Bununla beraber, sektördeki konaklama tesisleri farklı programlar dahilinde uzun yıllar boyunca önemli teşviklerden, desteklerden faydalanmakta iken seyahat acentası gibi sektörün en önemli aktörlerinden biri bunlardan mahrum bulunmaktaydı. Nihayet 22.04.2009 tarihli ve 5891 sayılı KOSGEB Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile aşağıda sıralanan değişiklikler gerçekleştirilmiş ve söz konusu turizm kuruluşlarının da desteklerden faydalanmalarının önü açılmış oldu:

·        “sanayi işletmeleri” ibaresi “işletmeler”‘ olarak değiştirildi.

·        KOSGEB Genel Kurul üyeleri arasına Türkiye Seyahat Acentaları Birliği –TÜRSAB da dahil edildi.

 

Halihazırda KOSGEB’in, aralarında hizmet sektörü işletmelerinin de bulunduğu KOBİ’lere sağladığı hizmetler ve destekler şu şekildedir: Danışmanlık, Eğitim, Teknoloji Araştırma ve Geliştirme, Sınaî Mülkiyet Hakları, Bilgisayar Yazılım, Genel Test Analiz, CE İşaretlemesine İlişkin Test ve Analiz, Sistem Belgelendirme, Yurt İçi Sanayi Fuarlarına Katılım, Yurt İçi Uluslararası Sanayi İhtisas Fuarlarına Katılım, Millî Katılım Dahilinde Yurt Dışı Fuarlara Katılım, Millî Katılım Dışındaki Yurt Dışı Fuarlara Katılım, Tanıtım, Markaya Yönlendirme, İhracat Amaçlı Yurt Dışı İş Gezisi, Eşleştirme, Yerel Ekonomik Araştırma, Ortak Kullanım Amaçlı Makine-Teçhizat ve Nitelikli Eleman İstihdam Desteği.

 

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Kapsamında Sağlanan Teşvikler:

Bu uygulama ile Bakanlar Kurulu, hangi sektörlerin hangi şartlarla teşviklerden faydalandırılacağını tespit etmekte ve müteakiben Hazine Müsteşarlığı, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen konularla alakalı yayımladığı bir tebliğ ile ilgili yönlendirmeleri gerçekleştirmektedir.

 

Bu Karar kapsamında turizm sektörüne sağlanan başlıca teşvikler şu şekildedir:

·        Vergi indirimi,

·        Sigorta primi işveren desteği,

·        Yatırım yeri tahsisi,

·        Gümrük vergisi muafiyeti,

·        KDV istisnası,

·        Yatırımların nakline ilişkin kurumlar veya gelir vergileri indirimleri.

 

2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Sağlanan Teşvikler:

Bu kapsamda, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde, turizm merkezlerinde ve Bakanlık tarafından tespit edilen yerlerde yapılan yatırımlara ilişkin uygulanan birtakım destekler mevcuttur.

 

Söz konusu Kanun kapsamında sağlanan destekler şöyledir:

·        Taşınmaz malların turizme yönelik kullanımı amacıyla yapılan tahsisler,

·        Orman Fonu’na katkı payının taksitlendirilmesi,

·        Elektrik, havagazı ve su ücretlerine ilişkin muafiyet veya tenzilat,

·        Haberleşme imkânlarına ilişkin kolaylıklar,

·        Yabancı ve sanatkâr çalıştıran işletmelere sağlanan destekler.

 

5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kapsamında Enerji Gideri İndirimi:

Bu kapsamda, vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından TUİK tarafından 2001 yılı için tespit edilen kişi başına GSYİH tutarı 1,500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve DPT tarafından 2003 yılı için tespit edilen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri negatif olan illerden 01.04.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgarî on işçi çalıştıran işletmeler ile 01.04.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş ve asgarî on işçi çalıştıran işletmelerden turizm konaklama tesisi alanında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi masrafının %20’si Hazine tarafından karşılanmaktadır.

 

1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda Yer Alan Muafiyetler:

Bu kapsamda, turizm işletmesi belgesi alan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, bu Kanun’da yazılı amaçlar için tahsis ettikleri ve işletmelerine dahil olan binaları, inşaatlarının sona erdiği veya mevcut binaların bu maksatla tahsisi hâlinde turizm işletmesi belgesinin alındığı yılı takip eden bütçe yılından itibaren beş yıl süreyle faydalanabilmekte ve bu çerçevede emlak vergisinden muaf tutulmaktadır.

 

Eximbank Kredi İmkânları:

Eximbank, ihracat ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerini kredi, garanti ve sigorta programları ile destekleme kapsamında turizm sektörüne yönelik iki kredi imkânı sağlamaktadır:

1.     Turizm Pazarlama Kredisi:

Bu kapsamda tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin finansmanı yoluyla özel havayolu şirketleri ile seyahat acentalarının güçlendirilmesi maksadıyla 2,000,000 ABD Doları’na kadar kredi tahsis edilmektedir.

2.     AYB Kaynaklı Yatırım Kredisi:

Eximbank, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile imzaladığı bir anlaşma çerçevesinde imalât sanayii, turizm ve lojistik sektörlerindeki işletmelerin, ihracata ve döviz kazandırıcı hizmetlere yönelik olarak yurt içinde gerçekleştirecekleri yeni yatırım, tevsi ve yenileme projelerinin finansmanı maksadıyla toplam 200,000,000 Euro’ya kadar kredi tahsis etmektedir.

 

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Teşvikî:

4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun üçüncü maddesi olan “Uluslararası anlaşmalar ve özel kanun hükümleri tarafından aksi öngörülmedikçe; yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım yapılması serbesttir…” uyarınca birtakım teşvikler sağlanmaktadır. Bu kapsamda uygulanan teşvikler, Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından takip edilmektedir.

 

4.4. 2023 Vizyonu ve Sektörün Geleceğine Yönelik Stratejiler

Sektörün geleceğine yönelik stratejilerden evvel, Türkiye’nin 2023 vizyonuna ilişkin kısa bir bilgi vermekte fayda vardır. "Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023", bir proje olup amacı 2023 yılında dünyadaki gelişmelere paralel olarak; uluslararası ilişkiler, uluslararası güvenlik, iç siyaset, ekonomi, eğitim-bilim-teknoloji ve kültür alanlarında Türkiye'nin nasıl bir vizyona sahip olması gerektiği konusunda teklifler ortaya koymak ve bu çerçevede hedefler ve uygulanacak politikalar tespit etmektir.

 

Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) koordinatörlüğünde yürütülen Projenin Türkiye'nin 2023 stratejik vizyonunun oluşturulmasına katkı sağlayan TSV2023 Kongresi ve takip eden 81 İl Çalıştayları dâhilinde çok geniş kapsamlı bir katılımcı grubu oluşturulmuştur. Proje çerçevesinde; Bakanlar, Sivil ve Askerî Üst Düzey Bürokrasi, Siyasî Parti Temsilcileri, Uluslararası İlişkiler Uzmanları, Siyaset Bilimciler, Ekonomi Uzmanları, Sosyolog ve Kültür Bilimciler, Ekonomik ve Ticarî Meslek Kuruluşları, Özel Sektör Sivil Toplum Kuruluşları'nın Temsilcileri, Teknoloji Alanında Çalışma Yapan Kuruluşların Temsilcileri, Yazılı ve Görsel Basın Mensupları, Eğitimciler ve Öğrencilerin katılımıyla “Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023 Belgesi” hazırlanmıştır (TASAM, 03.12.2010).

 

Söz konusu strateji belgesi çerçevesinde, ilgili kurumlar kendi faaliyet sahalarına yönelik birtakım eylem planları oluşturmaktadırlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bunlardan biridir. Bu çerçevede, “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-2013” çalışması hazırlanmış ve Plana uygun bir şekilde Türkiye turizminin gelişmesi için faaliyetler icra edilmektedir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi…, 01.12.2010). Aşağıda, bu eylem planı dahilinde ön plana çıkan bazı stratejilere yer verilerek bunlara yönelik değerlendirmelerde bulunulmaktadır.

 

Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Belgesi’nde ortaya konan stratejiler çerçevesinde hareket edilmesi hâlinde, 2023 yılında turizm sektöründe ulaşılması hedeflenen bazı büyüklükler şöyledir:

·        63 milyon turist,

·        86 milyar Dolar gelir,

·        Turist başına 1,350 USD civarında harcama.

 

Türkiye’de iç turizm pazarı yeterince gelişmiş değildir. Bu çerçevede, yerli turist sayısı da arzulanan seviyenin altındadır. Bunun gelir seviyeleri ve mevcut ekonomik hayat şartları ile bağlantısı olmakla beraber, diğer ve belki de en önemli sebeplerinden biri herkese hitap edecek turistik imkânların mevcut olmayışıdır. Dolayısıyla, Türkiye’de iç turizm pazarından 20 milyon kişinin faydalanmasına yönelik ürün, tesis ve program hazırlıkları gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Böylece turizm alanındaki planlarını erteleyen kişilerin ve kesimlerin de pazara dahil edilebilmesi mümkün olacaktır.

 

Hem iç hem de dış turizm pazarını cazip hâle getirecek uygulamalardan biri turizmde faaliyet çeşitlemesine gitmektir. Türkiye’nin bu anlamda müsait bir coğrafyaya sahip olduğu bilinmektedir. Nitekim, Türkiye’de turizmde çok sayıda alt faaliyet potansiyeline sahip olup, bunların önemli bir kısmı şöyle sıralanmaktadır:

Akarsu-Rafting Turizmi; Av Turizmi; Botanik Turizmi; Dağcılık Turizmi; Gençlik Turizmi; Golf Turizmi; Göl Turizmi; Hava Sporları Turizmi; İnanç Turizmi; İpek Yolu Turizmi; Kış Turizmi; Kongre Turizmi; Kuş Gözlemciliği Turizmi; Mağara Turizmi; Sağlık ve Termal Turizmi; Su Altı Dalış Turizmi; Yat Turizmi; Yayla Turizmi.

 

Turizmde faaliyet çeşitlemesine gidilerek farklı beklentilere uygun tercihler sunulduğu takdirde turist sayısı fazlalaşacak ve buna bağlı olarak gelir meblağı da artacaktır. Bu çerçevede, Türkiye’de ön plana çıkarılabilecek alanlardan biri sağlık turizmidir. Bu alanda gerçekleştirilen bazı çalışmalar vardır. Bu kapsamda, sağlık turizmi ile ilgili öncelikli olarak belirlenen ve gerekli alt ve üst yapı çalışmaları ile turistik faaliyetlere hazır hâle getirilmesi planlanan bölgeler ve şehirler şöyle sıralanmaktadır:

·        Güney Marmara: Balıkesir, Çanakkale, Yalova

·        Güney Ege: Aydın, Denizli, Manisa, İzmir

·        Frigya: Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya

·        Orta Anadolu: Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat

Bu listeye hemen veya ikinci aşamada şu bölgeler ve şehirler de ilave edilmelidir:

·        Orta ve Doğu Karadeniz: Tokat, Rize

·        Doğu Anadolu: Erzurum, Bitlis

·        Güney Doğu Anadolu: Diyarbakır, Urfa

·        Doğu Akdeniz: Kahramanmaraş, Adana

 

Tanıtım ve tutundurma faaliyetleri her ekonomik aktivitede olduğu gibi turizm alanında da önemli bir faktördür. Doğrusu, son yıllarda Türkiye turizminin dünyada tanıtımına dair önemli hamlelerde bulunulduğu ifade edilebilir. Yerli havayolu şirketi THY vasıtasıyla imzalanan spor takımı sponsorlukları, dünyaca meşhur sanatçılarla reklam filmleri çekimi ve gösterimi, hedef ülkelerde yazılı-görsel ve işitsel medyada tanıtım faaliyetleri bunlar arasında sayılabilir. Tabii bu faaliyetlerin niteliğinin ve niceliğinin artırılması ihtiyacı vardır. Bu sebeple, “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-2013” çerçevesinde, Türkiye’de turizm sektörünün uluslararası pazarlarlardaki payını artırabilmesi için bu faaliyetlerden elde edilen gelirin %1’lik kısmının tanıtıma ayrılması hedeflenmektedir.

 

Büyük şehirlerde gerçekleştirilen bir turizm türü olan Şehir Turizmi Türkiye’de de hayata geçirilmelidir. Dünyadaki örnekleri arasında sayılan Paris, Londra, Prag gibi şehirler benzeri bir yapılanmanın Türkiye’de de uygulanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda iki aşamalı bir strateji planlanmaktadır:

·        Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya, şehir turizmi için seçilen şehirlerdir.

·        Adıyaman, Amasya, Bursa, Edirne, Gaziantep, Hatay, Konya, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Kars, Mardin, Sivas, Urfa ve Trabzon illerinde ise kültür turizmi canlandırılarak marka kültür kentleri oluşturulması planlanmaktadır.

 

Turizm Bakanlığı’nca yürütülen eylem planı dahilinde planlama çalışmaları devam eden beş turizm kentine ilaveten on yeni aday şehir daha tespit edilmiştir:

1. İğneada – Kıyıköy Eko-Turizm Kenti

2. Kilyos Turizm Kenti

3. Saros Körfezi Turizm Kenti

4. Kapıdağ Yarımadası – Avşa – Marmara Adaları Turizm Kenti

5. Datça Eko-Turizm Kenti

6. Kaş - Finike Turizm Kenti

7. Anamur Kıyı Kesimi Turizm Kenti

8. Samandağ Turizm Kenti

9. Maçka Turizm Kenti

10. Kahta Turizm Kenti

 

Ulaştırma, yine her ekonomik aktivitede olduğu gibi, turizm sektörünün temel unsurlarındandır. Bir ülkede ulaştırma ağının yaygınlığı ve kolay erişilebilirliği, turistik hizmetlerden faydalanılma seviyesini de artırmaktadır. Bu amaçla ülke çapında ulaştırmaya dair hamlelerde bulunulmaktadır. Sadece turizm için değil diğer ekonomik sektörler için de gerçekleştirilen bu faaliyetlerden en hızlı ve fazla faydalanan sektör turizmdir. Bu çerçevede başta karayolu olmak üzere; demiryolu, havayolu ve denizyolu alanında önemli ulaştırma projeleri hayata geçirilmektedir.

 

Çeşitli turistik faaliyetlerden faydalanmayı sağlama amacıyla karayolu alanında uygulamaya geçirilen önemli projelerden biri ana bölünmüş yol güzergahlarına ilişkindir. Bu çerçevede Türkiye’nin hemen her bölgesinde yol hatları inşa edilmektedir. Bu hatlardan bir kısmı şöyledir:

1. Ankara – Aksaray – Pozantı Hattı

2. Ankara – Kırıkkale – Yozgat – Sivas – Erzincan – Erzurum Hattı

3. Ankara- Kırıkkale – Samsun Hattı

4. Diyarbakır – Mardin – Urfa Hattı

5. Ankara – Afyonkarahisar – Uşak – İzmir Hattı

6. Afyonkarahisar – Kütahya – Bursa – Balıkesir (Bursa – Erdek) Hattı

7. Aydın – Denizli – Burdur- Antalya Hattı.

 

Ulaştırma alanında gerçekleştirilen projelerden bir diğeri demiryoluna ilişkindir. Mevcut demiryolu hatlarını birleştirmek ve ana varış noktaları arasını bağlamak maksadıyla hızlı tren hatları projesi hayata geçirilmektedir. Söz konusu hatlar şunlardır:

Ankara-Konya; Ankara-Sivas; Ankara-İzmir; Bursa-Osmaneli; İstanbul-Antalya; Ankara-Kayseri.

 

“Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-2013” çerçevesinde eyleme geçirilmesi planlanan diğer bir proje de turizm sektörü ve diğer sektörler arası ilişkilerle alakalıdır. Sektör, mevcut haliyle zaten çok sayıda ekonomik sektöre doğrudan veya dolaylı katkı sağlamaktadır. Eylem planı kapsamında, turizm kaynaklarının farklı alanlarda da kullanılarak turizm sektörü ile diğer sektörler arası ilişkilerin artırılması hedeflenmektedir. Bu amaçla, mesela termal kaynakların şehir ısıtması ve seracılık faaliyetlerinde kullanılması düşünülmektedir. Böylece hem mevcut bir turizm kaynağı değerlendirilmiş olmakta hem de faydalanan sektörlerde maliyet düşürme imkânı ortaya çıkmaktadır. Bu proje, iktisat ilminin temel uğraş alanlarından biri olan ekonomik etkinlik prensibiyle de uygunluk arz etmektedir.

 

4.5. Sektörün Avantajları ve Dezavantajları

Bu kısımda, turizm sektörüne ilişkin tespit edilen birtakım avantajlara ve dezavantajlara yer verilmektedir. Bu kapsamda, çok derinlemesine bir analizden ziyade temel nitelikli belli başlı hususlara değinilmekte ve ilgili değerlendirmelerde bulunulmaktadır.

 

4.5.1. Sektörün Güçlü ve Zayıf Yönleri

Güçlü Yönler

·        Turistik faaliyet çeşitliliği

Türkiye’de turizm sektörü kaynaklar itibariyle avantajlı bir konumdadır. Mevcut tabiî kaynakları, bitki örtüsü ve yer altı zenginlikleriyle ülkenin hemen her köşesinde farklı turistik faaliyetler icra etmek mümkündür. Bu çerçevede, yirmiye yakın turistik faaliyet icrası mümkündür.

·        Nitelikli personel temini

Türkiye’de sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacı çeşitli kanallarla sağlanmaktadır. Bunlardan en başta geleni eğitim kurumlarından temin edilen personeldir. Ülkenin birçok üniversitesinde başta turizm ve otelcilik olmak üzere benzer alanlarda öğrenim gören çok sayıda mezun, turizm faaliyetlerinde istihdam edilerek sektöre belirgin bir katma değer sağlamaktadırlar.

 

Zayıf Yönler

·        Nitelikli işveren

Turizm sektörünün nitelikli iş gücüne yönelik zayıflıkları yanında diğer ve belki de en önemli olumsuzluklardan biri de nitelikli işveren sorunudur. Kimi işletmelerde (otel, dinlenme-eğlenme tesisi vb.), sahip olsun olmasın, işveren konumundaki kişiler personele iyi davranmamakta ve onları kurumda tutamamaktadır. Bu sebeple sürekli olarak meydana gelen personel sirkülasyonu bir kurum kültürünün oluşmasına müsaade etmediği gibi hizmetlerde aksamalara da sebebiyet vermektedir.

·        Nitelikli iş gücü

Nitelikli iş gücü, Türkiye turizminin güçlü yönlerinden biri olmakla beraber, bazı durumlarda da zayıf bir yönü olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim, eğitimli de olsa eğitimsiz de olsa istihdam edilen personelin bir kısmındaki bazı eksiklikler, hizmetlerin arzu edilir biçimde sunumunu engellemektedir. Bunların bir kısmı; karşılama-uğurlama esnasındaki eksiklikler, güleryüz göstermeme/gösterememe, moral değerlerdeki eksiklikler, işe canla-başla sarılmama şeklinde sıralanabilir.

 

4.5.2. Sektöre Yönelik Fırsatlar ve Tehditler

Fırsatlar

·        Avrupa pazarı

Avrupa, Türkiye için mal ticaretinde olduğu gibi hizmet ticaretinde ve bu kapsamda turizm faaliyetlerinde önemli bir pazar niteliğindedir. Avrupa’ya ilişkin şu bilgiler bu durumu teyit etmektedir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Raporları…, 03.12.2010):

Ø      Almanya, İngiltere ve Hollanda AB-25 ülkelerindeki turizmin çoğunu meydana getirir.

Ø      AB Turistleri için İspanya yurt dışı ana tatil destinasyonu olup, bunu İtalya ve Fransa takip eder.

Ø      AB üyesi olmayan iki ülke Avrupa Birliği turistlerinin üç gözde tercihi arasında yer almaktadır. Bunlar Türkiye ve ABD’dir.

·        Orta Doğu pazarı

Avrupa pazarı dışında, Orta Doğu pazarı da büyük bir potansiyele sahiptir. Nitekim, son yıllarda başta komşu ülkelerden olmak üzere, Türkiye’yi körfez ve civar ülkelerinden çok sayıda turist ziyaret etmektedir.

 

Tehditler

·        Sektörde beşerî kaynak niteliği ve temsil kabiliyeti:

Klasik tarzda belirtildiği üzere, turizm faaliyetlerinde yer alan kişiler/kurumlar o ülkenin bir nevi elçileridirler. Ne kadar yanlış olsa da bir ülkeyi ziyaret eden turistler, o ülke insanına yönelik değerlendirmelerinde özne olarak ilkin turizm hizmeti alırken muhatap oldukları kişileri/kurumları dikkate almaktadırlar. Dolayısıyla kişilerin ve kurumların kalitesi/kalitesizliği değerlendirmelerin yönünü belirleyen temel faktördür. Türkiye’de turizm sektöründe bu anlamda kişilerden ve kurumlardan kaynaklanan bazı problemler mevcuttur.

·        Üst ve alt yapı sorunları:

Türkiye’de turizm sektörüne yönelik yaklaşımlar ve uygulamalar sonucunda şöyle olumsuz bir yapı ortaya çıkmıştır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi…, 01.12.2010):

Ø      Akdeniz ve Ege bölgeleri kıyılarında aşırı yığılmalar meydana gelmiştir.

Ø      Kıyı gerilerinde ve civarlarında çarpık kentleşme/yapılaşma oluşmuştur.

Ø      Alt yapı yetersizliği ve çevre sorunları belirmiştir.

·        Turizm ve çevre politikaları:

Doğrudan çevre ile bağlantılı bir sektör olan turizm alanında Türkiye’de çevre politikalarının henüz yeterince dikkate alındığını ifade etmek zordur. Bu durum, sektörün sürdürülebilir bir yapıya sahip olunmasını engellemektedir. Bu konuda üç taraflı eksiklikten bahsedilebilir:

Ø      Turizm hizmetlerini sunanlar açısından mevcut eksiklikler: Konaklama-eğlenme-dinlenme tesislerinde çevreye zarar vermeyen teknolojilerin kullanılmasında ve atık yönetiminde bazı sorunlar mevcuttur.

Ø      Turizm hizmetlerinden faydalananlar açısından mevcut eksiklikler: Yerli-yabancı turistler, hizmetlerden faydalanırken kaynakların kullanımı sürecinde yeterince hassas davranmayabilmektedirler.

Ø      Turizm hizmetlerinde yönetici konumundaki kurumlar/kuruluşlar: Turizm faaliyetlerinde sürdürülebilir çevre politikalarının hayata geçirilmesi hususunda yeterince hızlı davranılmamakta veya mevcut kurallara ilişkin denetimlerde aksaklıklar olmaktadır. Ayrıca, özellikle tarihî varlıkların turizme kazandırılmasına ve bu kapsam içinde tutulmasına yönelik çabalar yetersizdir.

 

4.6. Sektörel Amaçlara ve Politikalara İlişkin Teklifler

Turizmde faaliyet çeşitlemesinin tam anlamıyla gerçekleştirilebilmesi aynı zamanda yerli turistlere de bağlıdır. Bu çerçevede, Türkiye’de yaşayan ve tatillerini değerlendirmek isteyenlerin tercih ettikleri turistik faaliyetler incelendiğinde, turizmde faaliyet çeşitlemesinin başarı derecesi tespit edilebilecektir. Turizm hizmetleri sadece yabancılara yönelik olmadığına, fakat aynı zamanda o bölgede, ülkede yaşayan insanlara da hitap ettiğine göre söz konusu kesimin tatillerinde neleri tercih ettiklerine bakmak gerekmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye’de en fazla tercih edilen turistik faaliyetler denizde ve kıyılarda icra edilen hizmetlerdir. Dolayısıyla, öncelikle Türkiye’deki insanların kendi turistik tercihlerini çeşitlendirmeleri gerekir ki bu alanda önemli açılımlar sağlanabilsin ve yabancı turistlere de daha fazla imkân sunulabilsin. Böylece turizm çeşitlemesi ile daha fazla yabancının Türkiye’ye çekilebilmesi ve ülke gelirinin artırılabilmesi mümkün olacaktır.

 

Turizmde bütüncü bir yaklaşımdan ziyade nokta yaklaşımıyla daha fazla başarı elde etmek mümkün olabilmektedir. Nitekim turizmde önde gelen birçok ülkede bu yönde tutundurma faaliyetleriyle dünyaca bilinen marka şehirler ortaya çıkarılmaktadır. İtalya bunlardan biridir. Mesela; Roma, Milano, Napoli, Torino, Cenova, Floransa, Bologna, Palermo, Venedik Verona akla kolayca gelen şehirlerdir. İspanya da benzer şekildedir. Madrid, Barselona, Granada, Kurtuba, Sevilla, Toledo ve Valensiya bu ülkenin dünya çapında meşhur şehirleridir. Türkiye’de ise İstanbul dışında pek bilinen şehir yoktur. Belki Antalya ve İzmir de sayılabilir ama bunların İstanbul kadar bilindiğini söylemek zordur. “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-2013” çerçevesinde tespit edilerek markalaştırılmaya çalışılan şehirler mevcuttur. Bu husustaki çalışmaların sistematik bir tarzda ve süratle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 

Türkiye’de turizmden elde edilen gelir meblağı 21 milyar Dolar civarındadır. Diğer hizmet alt dalları ile kıyaslandığında bu, önemli bir büyüklüktür. Önceki konularda değinildiği üzere, “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-2013” çerçevesinde, Türkiye’de turizm sektörünün uluslararası pazarlarlardaki payını artırabilmesi için bu faaliyetlerden elde edilen gelirin %1’lik kısmının tanıtıma ayrılması hedeflenmektedir. Tanıtıma ayrılan bu pay yanında şöyle bir uygulama da yapılmalıdır. Söz konusu gelirin belli bir kısmı doğrudan turistik amaçlı restorasyon-renovasyon çalışmaları için tahsis edilmelidir. Finansal kaynak sıkıntısı sebebiyle yok olan nice eser vardır. Bunların kazanılabilmesi için böyle bir tahsisata ihtiyaç bulunmaktadır.

 

Turizm sektöründen elde edilen gelirin belli bir kısmının bölgesel kalkınma amacıyla da kullanılması mümkündür. Bu çerçevede, bölgeler arası gelişmeyi sağlama amaçlı politikalar üretilmesi ve uygulanması için söz konusu tahsisatın geri kalmış yörelerde özellikle düşük gelirli grupların sosyo-ekonomik imkânlarının artırılmasına yönelik çalışmalarda kullanılması düşünülebilir. Bu çerçevede, birkaç uygulama örneği sıralanabilir:

·        Yörede turistik faaliyetlere katılan kişilerin/kurum personelinin dil ihtiyacının karşılanması amacıyla kurslar düzenlenebilir.

·        Özellikle kadın girişimciliğini özendirici projeler hayata geçirilebilir. Bu amaçla kadınların icra edebileceği el ve ev sanatlarına ticarî bir boyut kazandırılabilir.

 

Bu genel nitelikli tekliflerden sonra aşağıdaki başlıklar altında özel olarak mevzuata ilişkin ve kurumsal bazı teklifler sıralanmaktadır.

 

4.6.1. Mevzuata İlişkin Teklifler

Türkiye’de Turizm sektörünü ilgilendiren çok sayıda kanunî dayanak mevcuttur. Bunlardan mesela turizm tesisleri işlemlerine ilişkin mevzuat şöyle sıralanabilir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Tesisleri…, 08.12.2010):

·        Turizm Teşvik Kanunu

·        Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik

·        Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğ

·        Diğerleri (Çok sayıda Kanun, Bakanlar Kurulu Kararı, Tebliğ, Yönerge, Genelge).

 

Bazı kaynaklarda turizm sektörünü doğrudan veya dolaylı ilgilendiren 40 kanunî düzenlemeye yer verilmektedir (TÜRSAB, 10.12.2010). Bir başka kaynakta ise 50 civarında kanunî düzenlemelerin varlığından bahsedilerek, bunun karışıklığa yol açtığı belirtilmektedir. Bu çerçevede, sektörde bu anlamda atılması gereken adımlardan bir kısmı şöyle sıralanmaktadır (Yetkin, Türkiye Turizmi…, 11.12.2010):

·        Turizm sektörünü ilgilendiren mevzuat sadeleştirilmelidir.

·        Bakanlıklar arasındaki mevzuat ve uygulama farklılıkları giderilmelidir.

·        Turizm sektöründe faaliyette bulunan resmî-gayri resmî kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalı ve bu kapsamda tüketicilerle ilişkiler yeniden düzenlenmelidir.

·        Internet vasıtasıyla turistik ürünlerin sunulması ile ilgili kanunî alt yapı hazırlanmalıdır.

 

Kanunî düzenleme yapılması, iktisadî faaliyetlerin belli kurallara, düzenlemelere dayandırılması, olumlu bir harekettir. Sektörde hem hizmeti sağlayan hem de hizmetten faydalananların hukukunun teminat altına alınması gereklidir. Fakat eğer bir faaliyet kolu ile ilgili mevzuat çok sayıda alt kanundan ve hukukî düzenlemeden oluşuyorsa, o zaman bir düzenden ziyade karmaşa oluşması kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim, bizzat sektör temsilcisi konumundaki kişilerin/kurumların ifade ettiği üzere, turizm sektörünü ilgilendiren mevzuatta böylesi bir durum söz konusudur. O hâlde hizmeti hem sağlayanın hem de hizmetten faydalananın, rahat ve sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi için mevzuat düzenlemesi ve sadeleşmesi büyük önem taşımaktadır.

 

Hukukî düzenlemeler sadece hizmet sağlayıcıları için değil aynı zamanda bundan faydalananları da kapsayacak şekilde esnetilmeli ve genişletilmelidir. Tüketici haklarının henüz anlaşılmaya ve sahiplenilmeye çalışıldığı günümüz Türkiyesinde bu husus çok büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla, daha sağlıklı ve istikrarlı bir turizm faaliyeti için bu hizmetlerin temel öznesi olan yerli ve/veya yabancı turistlerin haklarının koruma altına alınması gerekmektedir. Bu çerçevede alınabilecek tedbirlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir (Yetkin, Türkiye Turizmi…, 11.12.2010):

·        Turistin kanunî hakları birtakım düzenlemelerle güvence altına alınmalıdır.

·        Turist, turizme dair faaliyetler hakkında yazılı-işitsel ve görsel medya vasıtasıyla bilinçlendirilmelidir.

·        Yerli ve yabancı turistlere uygulanan fiyat farklılıkları ortadan kaldırılmalıdır.

·        Kalite farklarına yol açan kaçak acentecilik faaliyetleri denetim ve kontrol altına alınmalıdır.

 

4.6.2. Kurumsal Teklifler

Alt-Üst Yapı Sorunları:

Alt ve üst yapı sorunlarının giderildiği ortamlarda ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi kolaylaşmaktadır. Bu çerçevede, turistik faaliyetlerin icra edildiği bölgelerde mevcut alt yapı ve üst yapı sorunlarının çözümüne özel bir önem verilmesi gerekmektedir. Mesela, tarihî bir zenginliğin bulunduğu bir mekanda ulaşım ve iletişim alt yapısıyla ilgili eksiklik bulunması, konaklama-eğlenme-dinlenme ile ilgili yeterli üst yapının olmayışı, o yöreyi doğrudan olumsuz biçimde etkileyecektir. Oraya yeterince turist gidemeyeceği gibi, gidenler de çok memnun bir şekilde ayrılmayabilecektir. Dolayısıyla, bu ve benzeri yörelerin alt-üst yapı sorunlarının giderilmesi ve turistik faaliyetlere uygun hâle getirilmesi gerekmektedir.

 

Merkezî-Amerkezi Yönetim İş Birliği:

Türkiye’de kimi alanlarda aşırı merkeziyetçi yapı, faaliyetlerin icrasında birtakım zorluklara sebebiyet vermektedir. Turizm sektöründe de zaman zaman bu tür çıkmazlara girilebilmektedir. Mesela, bir yörede mevcut olan tarihî bir mekanın acil bir biçimde restorasyon-renovasyon ihtiyacı olmasına rağmen yetki karmaşası yüzünden o eser yıllarca kendi hâline terk edilebilmektedir. Ayrıca, kimi zaman bir eseri restore etmek istemesine rağmen merkezî idarenin yetkisi dahilinde olduğundan, mahallî idare tabiri caizse “bir çivi dahi çakamamakta” ve söz konusu eser ilgisizlikten dolayı bulunduğu mekanda kendi haline ve yok olmaya terk edilmektedir. Bu sebeple, turizm sektöründe faaliyette bulunan resmî-gayri resmî nitelikli merkezî-amerkezî kurumlar ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanarak sorunlara yönelik çözümlerde beraber hareket etmeleri için uygun zemin oluşturulmalıdır.

 

Örgütlenme:

Türkiye’de turizm, çeşitli faaliyet alanları itibariyle örgütlenmelerin olduğu bir sektördür. Söz konusu meslekî oluşumlar, kendi faaliyet alanları dahilinde çeşitli organizasyonlar tertip etmekte, karşılaşılan sorunları ve çözümlerine ilişkin teklifleri ilgililere iletmektedirler. Böylece sektörde daha sorunsuz ve sağlıklı faaliyetler için zemin oluşumuna katkı sağlamaktadırlar. Dolayısıyla, “Türkiye Turizm Stratejisi-2023” örgütlenme şemasındaki yardımcı nitelikte sektörel kuruluşlar arasına bu oluşumların da dahil edilmesi gerekmektedir. Bir sorunu en iyi o sorunla karşılaşan bilebileceğine göre, böylesi platformlara bu tür kuruluşlar da dahil edilerek bilgilerinden ve tecrübelerinden istifade edilmelidir. “Sektörde Kurumsallaşma Durumu” başlığı altında ayrıntılı bir şekilde yer verilen bu tür oluşumların bir kısmı şöyledir: Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği; Turist Rehberleri Birliği; Turist Rehberleri Dernekleri Federasyonu; Turistik Otelciler, İşletmeciler, Yatırımcılar Birliği; Türkiye Otelciler Federasyonu; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği; Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı; Tüm Seyahat Acentaları Derneği; Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği; Turizm Gönüllüleri Platformu.

 

Güvenlik:

Türkiye’de turizm alanında zaman zaman birtakım asayiş sorunları ile karşılaşılmaktadır. Bu tür hadiseler, medya veya başka vasıtalarla kısa sürede yayılmakta ve muhtemel turistlerin Türkiye’ye bakış açısında olumsuzluklara yol açmaktadır. Bu sebeple, birçok ülkede mevcut olan Turizm Polisi uygulaması hayata geçirilebilir. Böylece turizm alanlarında ortaya çıkan herhangi bir güvenlik sorunu söz konusu birimlerce daha kısa sürede ve etkin biçimde çözüme kavuşturulabilecektir. Normal şartlarda, güvenlik güçleri (polis-asker) meydana gelen hadiselere müdahil olmakta ve sorunu çözmektedirler. Fakat daha etkin bir müdahale ve hızlı çözüm süreci için özel yetkili bir güvenlik kurumunun oluşturulması, turizm sektörü için fayda sağlayabilir.

 

 

SEKTÖREL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Dünya hizmet ticaret hacmi incelendiğinde, bu meblağların mal ticaret hacminin ¼’ü civarında olduğu görülmektedir. Fakat kendi değerleri dahilinde dikkate alındığında, hizmet ticaret hacminde de dikkat çekici artışlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Mesela, 2000-09 dönemi dünya hizmet ihracat hacminde de mal ihracat hacmine benzer artışlar meydana gelmiştir. Nitekim; 2000’de 1.5 milyar Dolar olan hizmet ihracat hacmi, 2005’te 2.5 milyar Dolar, 2009’da ise 3.3 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.

 

Türkiye’nin, uluslararası hizmet ticaret alanında iyi bir konumda bulunduğu belirtilebilir. Başlıca hizmet ihracatçıları sıralamasında 26. konumda bulunmaktadır. Hizmet ithalâtçıları arasında ise 40. sırada yer almaktadır. Zaten Türkiye her zaman için net bir hizmet ihracatçısı olagelmiştir.

 

Mal ticaretinde olduğu gibi, hizmet ticaretinde de bir ülkenin üretim yapısını belirleyen, sahip olduğu üretim faktörleridir. Burada, ülkenin sahip olduğu iş gücü, sermayesi ve tabiî kaynakları, hizmet ticaretindeki ve buna bağlı olarak hizmet alt dallarındaki başarısını belirleyen temel unsurlardır. Türkiye’nin mevcut üretim faktörleri, hizmet sektöründeki başarısının temelinde yatan unsurlardır.

 

Birçok alt daldan oluşan hizmet sektörü, ülkelerin sahip oldukları imkânlar doğrultusunda icra ettikleri faaliyetler dizisidir. Ancak genel itibariyle incelendiğinde, iki temel alt hizmet dalı ön plana çıkmaktadır ki bunlar turizm ve ulaştırmadır. Turizm ve ulaştırma hizmet alt dalları, toplam dünya ticarî hizmet ticaretinin yarıya yakınını oluşturmaktadırlar. 2009 yılı itibariyle toplam dünya ticarî hizmet ihracatı 3.3 trilyon Dolar civarında olup, bunun 1.6 trilyon Dolar’lık kısmı turizm ve ulaştırma hizmetlerine aittir.

 

2009 yılı turizm ihracat hacmi itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye üst sıralarda yer almaktadır. 27 AB ülkesi, 341 milyar Dolar ile en yüksek turizm gelirine sahiptir. Bu ülke grubunu 120 milyar Dolar ile ABD takip etmektedir. Türkiye ise 2009 yılında 21.3 milyar Dolar’lık turizm geliri elde etmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre bu meblağ ile dünyada dokuzuncu sırada yer almaktadır. Net bir turizm ihracatçısı olduğundan dolayı Türkiye, başlıca ithalâtçılar sıralamasının altlarında yer almaktadır.

 

Türkiye, mevcut mutlak ve mukayeseli üstünlükleriyle ve taşıdığı potansiyel ile uluslararası turizm hizmetleri ticaretindeki payını daha da artırabilir. Bu çerçevede alınması gereken birtakım tedbirler vardır. Bunların bir kısmı şöyle sıralanabilir:

·        Hem iç hem de dış turizm pazarını cazip hâle getirecek uygulamalardan biri turizmde faaliyet çeşitlemesine gitmektir. Türkiye’nin bu anlamda müsait bir coğrafyaya sahip olduğu bilinmektedir. Mevcut yapısıyla 20 civarında turistik faaliyetin icra edilebildiği bir ülke olarak Türkiye, bu hususta gerekli stratejileri belirlemeli ve uygulamaya geçirmelidir.

·        Nitelikli iş gücü, Türkiye turizminin güçlü yönlerinden biri olmakla beraber, bazı durumlarda da zayıf bir yönü olarak ortaya çıkmaktadır. Eğitimli olsun-olmasın, istihdam edilen personeldeki karşılama-uğurlama hususundaki eksiklikler, güleryüz göstermeme/gösterememe, moral değerlerdeki eksiklikler, işe canla-başla sarılmama bunlardan bir kısmıdır. Bu nedenle, personel düzenli bir şekilde söz konusu eksiklikleri giderici eğitim programlarına dahil edilmelidir.

·        Turizm sektörünün nitelikli iş gücüne yönelik sorunları yanında diğer ve belki de en önemli olumsuzluklardan biri de nitelikli işveren sorunudur. Kimi işletmelerde (otel, dinlenme-eğlenme tesisi vb.), sahip olsun olmasın, işveren konumundaki kişiler personele iyi davranmamakta ve onları kurumda tutamamaktadır. Bu sebeple sürekli olarak meydana gelen personel sirkülasyonu bir kurum kültürünün oluşmasına müsaade etmediği gibi hizmetlerde aksamalara da sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, işverenlere yönelik bu tür eğitim programları uygulaması hayata geçirilmelidir.

·        Klasik tarzda belirtildiği üzere, turizm faaliyetlerinde yer alan kişiler/kurumlar o ülkenin bir nevi elçileridirler. Ne kadar yanlış olsa da bir ülkeyi ziyaret eden turistler, o ülke insanına yönelik değerlendirmelerinde özne olarak ilkin turizm hizmeti alırken muhatap oldukları kişileri/kurumları dikkate almaktadırlar. Dolayısıyla kişilerin ve kurumların kalitesi/kalitesizliği değerlendirmelerin yönünü belirleyen temel faktördür. Türkiye’de turizm sektöründe bu anlamda kişilerden ve kurumlardan kaynaklanan bazı olumsuzlukları telafi için tanıtım, bilgilendirme programları düzenlenmelidir.

·        Doğrudan çevre ile bağlantılı bir sektör olan turizm alanında Türkiye’de çevre politikalarının henüz yeterince dikkate alındığını ifade etmek zordur. Bu durum, sektörün sürdürülebilir bir yapıya sahip olmasını engellemektedir. Bu konuda üç taraflı, yani turizm hizmetlerini sunanlar, turizm hizmetlerinden faydalananlar ve turizm hizmetlerinde yönetici konumundaki kurumlar/kuruluşlar açısından tavır değişikliğine ihtiyaç vardır.

·        Türkiye’de turizmden elde edilen gelirin belli bir kısmı doğrudan turistik amaçlı restorasyon-renovasyon çalışmaları için tahsis edilmelidir. Finansal kaynak sıkıntısı sebebiyle yok olan nice eser olup bunların kurtarılabilmesi için böyle bir tahsisata ihtiyaç vardır.

·        Turizm sektöründen elde edilen gelirin belli bir kısmının bölgesel kalkınma amacıyla da kullanılması mümkündür. Bu çerçevede, bölgeler arası gelişmeyi sağlama amaçlı politikalar üretilmesi ve uygulanması için söz konusu tahsisatın geri kalmış yörelerde özellikle düşük gelirli grupların sosyo-ekonomik imkânlarının artırılmasına yönelik çalışmalarda kullanılması düşünülebilir.

·        Eğer bir faaliyet kolu ile ilgili mevzuat çok sayıda alt kanundan ve hukukî düzenlemeden oluşuyorsa, o zaman bir düzenden ziyade karmaşa oluşması kaçınılmaz olmaktadır. O hâlde hizmeti hem sağlayanın hem de hizmetten faydalananın sektör kapsamında rahat ve sağlıklı hareket edebilmesi için mevzuat düzenlemesine ve sadeleşmesine büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Tabii bu değişim, sadece hizmet sağlayıcıları için değil aynı zamanda bundan faydalananları da kapsayacak şekilde esnetilmeli ve genişletilmelidir.

·        Türkiye’de turizm, çeşitli faaliyet alanları itibariyle örgütlenmelerin olduğu bir sektördür. Söz konusu meslekî oluşumlar, kendi faaliyet alanları dahilinde çeşitli organizasyonlar tertip etmekte, karşılaşılan sorunları ve çözümlerine ilişkin teklifleri ilgililere iletmektedirler. Bir sorunu en iyi o sorunla karşılaşanlar bilebileceğine göre, sektörle ilgili platformlara bu tür kuruluşlar da dahil edilerek bunların bilgilerinden ve tecrübelerinden istifade edilmelidir.

·        Türkiye’de turizm alanında zaman zaman birtakım asayiş sorunları ile karşılaşılmaktadır. Bu tür hadiseler, medya veya başka vasıtalarla kısa sürede yayılmakta ve muhtemel turistlerin Türkiye’ye bakış açısında olumsuzluklara yol açmaktadır. Bu sebeple, birçok ülkede mevcut olan Turizm Polisi uygulaması hayata geçirilebilir. Böylece turizm alanlarında ortaya çıkan herhangi bir güvenlik sorunu söz konusu birimlerce daha kısa sürede ve etkin biçimde çözüme kavuşturulabilecektir.

 

 

* Yrd. Doç. Dr. Mehmet Behzat Ekinci

Mardin Artuklu Üniversitesi, İİBF, İktisat.

mbekinci(at)akademiktisat.net

http://www.akademiktisat.net

** “Uluslararası Hizmet Ticaretindeki Gelişime ve Türkiye Turizm Sektörünün Geleceğine İlişkin İncelemeler”, Türkiye’nin 2023 Yılı Hizmet İhracatı Vizyonu, Editör: Kahraman Arslan, MÜSİAD Yayını, No: 73, 2011, 69-110.

 

 

KAYNAKLAR

Kültür ve Turizm Bakanlığı;

 

TASAM, Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023, http://www.tsv2023.org, 03.12.2010.

 

TCMB, Ödemeler Dengesi İstatistikleri, http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html, 02.12.2010.

 

TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14, 02.12.2010.

 

TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, Mevzuat, http://www.tursab.org.tr/tr/mevzuat, 10.12.2010.

 

WTO;

 

Yetkin, Emel. Türkiye Turizminin Sorunları ve Çözüm Önerileri, http://www.turizmhaberleri.com/KoseYazisi.asp?ID=1106, 11.12.2010.

 

Turizm Sektörü STK’ları:

 

 

Sayfa başı