ULUSLARARASI HİZMET
TİCARETİNDEKİ GELİŞİME VE
TÜRKİYE TURİZM SEKTÖRÜNÜN
GELECEĞİNE İLİŞKİN İNCELEMELER
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
1. Uluslararası Mal Ticareti ve Türkiye
2. Uluslararası Hizmet Ticareti ve
Türkiye
2.1. Uluslararası Hizmet Ticareti
2.2. Türkiye’nin Dünya Hizmet
Ticaretindeki Yeri
3. Uluslararası Turizm Hizmetleri ve
Türkiye
3.1. Uluslararası Turizm Hizmetleri
3.2. Türkiye’nin Dünya Turizm
Hizmetlerindeki Yeri
4. Türkiye’de Turizm Sektörü
4.1. Sektörün Potansiyeli
4.2. Sektörde Kurumsallaşma Durumu
4.3. Sektörde Devlet Destekleri
4.4. 2023 Vizyonu ve Sektörün
Geleceğine Yönelik Stratejiler
4.5. Sektörün Avantajları ve
Dezavantajları
4.5.1. Sektörün Güçlü ve Zayıf Yönleri
4.5.2. Sektöre Yönelik Fırsatlar ve
Tehditler
4.6. Sektörel Amaçlara ve
Politikalara İlişkin Teklifler
4.6.1. Mevzuata İlişkin Teklifler
4.6.2. Kurumsal Teklifler
SEKTÖREL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
KAYNAKLAR
GİRİŞ
Genel sektörel gelişme modelinin öngörüsü şudur: Bir ülkede
ilk önce tarım sektöründe yoğunlaşılır ve bu sektörde meydana gelen gelişme
sonrasında ikinci sektör olan sanayiye geçilir. Burada da sağlanan gelişmeyi
takiben üçüncü sektöre yani hizmetlere geçilir ve ekonomik aktiviteler burada
yoğunlaşır. Böylece iktisadî kaynaklar her üç sektörde de dengeli bir şekilde
istihdam edilerek ülkenin istikrarlı bir gelişme ve kalkınma sürecine girmesi
sağlanır.
Günümüzün gelişmiş ülkelerinin bu
sektörel gelişim modeline uygun bir süreç izledikleri söylenebilir. Aynı durum
gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) için geçerli değildir. Bu çerçevede alternatif
bir sektörel model ortaya konulmaktadır: Buna göre; genel gelişme modeline
uygun sektörel süreç izleyemeyen ülkeler, yani tarım-sanayi-hizmet sıralamasını
takip edemeyen ülkeler, ilk sektörden hem ikinciye hem de üçüncüye doğru bir
gelişim izlemeye çalışmalıdırlar. Bu kapsamda GOÜ’ler, iktisadî kaynaklarını
tarımdan hem sanayiye hem de hizmetlere doğru kanalize ederek iktisadî gelişmelerini
sağlamaya çalışmalıdırlar. İşte birçok GOÜ gibi Türkiye de bu yolu takip
etmektedir.
Türkiye, günümüz uluslararası mal
ticaretinde belli bir yere sahip bulunmaktadır. Son on yılın ticaret verileri
incelendiğinde, Türkiye’nin mal ticaretindeki payını giderek artırdığı
görülmektedir. Bunun yanında, Türkiye’nin hizmet ticaretindeki yeri de belirgin
bir görünüm arz etmektedir. Nitekim, dünya sıralamasında önemli bir konumda
bulunmaktadır. Sahip olduğu üretim faktörleri potansiyeliyle de dünya hizmet
ticaretindeki payını daha yüksek seviyelere çıkarması mümkündür.
Türkiye’nin uluslararası hizmet
ticaretindeki payını artırmada en fazla katkıya sahip alt hizmet sektörü
turizmdir. Turizm hizmetlerinde üretim faktörleri açısından sahip olduğu
üstünlükler, Türkiye’nin bu hizmetlerde dünyadaki payını artırmaya imkân tanır
niteliktedir. Öte yandan bu faktörlerle doğrudan ve/veya dolaylı ilgisi bulunan
bazı olumsuzlukları da mevcuttur. Bu sebeple Türkiye, söz konusu engellerini ve
sorunlarını çözdüğü ölçüde dünya turizm hizmetlerinde ve daha geniş çerçevede
uluslararası hizmet ticaretinde payını artırma imkânı elde edebilecektir.
Bu çalışma, Türkiye’nin turizm sektörünü konu edinmektedir.
Bu çerçevede, turizm sektörünün Türkiye açısından taşıdığı öneme vurgu
yapılarak bu hizmetlerde karşılaşılan bazı sorunlar incelemeye tâbi
tutulmaktadır. Öte yandan sektörün önündeki fırsatlara da değinilerek
“Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-
Çalışma dört kısımdan oluşmaktadır. İlkinde uluslararası mal ticaretine
ilişkin veriler incelenmekte ve Türkiye’nin yeri tespit edilmektedir. İkinci
kısımda uluslararası hizmet ticaretine ilişkin veriler incelenmekte ve
Türkiye’nin bu alandaki konumu mercek altına alınmaktadır. Üçüncü kısımda,
özelde uluslararası turizm hizmetleri ele alınmakta ve Türkiye’nin pozisyonu
incelenmektedir. Son ve asıl kısımda ise “Türkiye’de Turizm Sektörü” başlığı
altında sektörün taşıdığı potansiyel incelenmekte, bu hizmetlerdeki
kurumsallaşma durumu ele alınmaktadır. Daha sonra 2023 vizyonu kapsamında,
turizmin geleceğine yönelik birtakım stratejilere yer verilerek sektörün bazı
güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulmakta, bu hizmetlere yönelik fırsatlara ve
tehditlere değinilmekte ve ilgili teklifler sıralanmaktadır.
1. Uluslararası Mal Ticareti ve
Türkiye
Uluslararası hizmet ticaret hacmini kavrayabilmek için mal ticaret
verilerini gözden geçirmekte fayda vardır. Böylece yıllar itibariyle
uluslararası mal ve hizmet ticaretindeki gelişim süreci hakkında ipucu elde
etmek mümkün hâle gelecektir. Aşağıdaki tabloda 2000-09 dönemi mal üretim ve
ihracat verileri yer almaktadır.
Tablo 1: Dünya Mal Üretim ve İhracat Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (%)
|
2007 |
2008 |
2009 |
2000-2009 |
Dünya Mal
Üretimi |
0.5 |
1.0 |
-5.0 |
1.5 |
Ziraat |
2.5 |
3.5 |
0.5 |
2.0 |
Madencilik |
0.0 |
1.0 |
-2.0 |
1.0 |
Sanayi |
0.0 |
1.0 |
-7.0 |
1.0 |
|
||||
6.5 |
2.0 |
-12.0 |
3.0 |
|
Ziraî Ürünler |
5.5 |
2.0 |
-3.0 |
3.0 |
Yakıtlar ve Madenler |
3.5 |
0.5 |
-4.5 |
2.0 |
Sınaî Ürünler |
8.0 |
2.5 |
-15.5 |
3.5 |
Kaynak: WTO, “World Trade Developments in
2000-09 dönemi dünya toplam üretim hacmi %1.5 oranında artış göstermiştir.
En fazla üretim artış oranı %2 ile ziraat sektöründe iken, madencilik ve sanayi
sektörlerindeki üretim artış oranı aynı olup %1’dir.
Dünya mal ihracat artış oranları ise üretim artışlarından daha fazladır.
2000-09 dönemi oranları incelendiğinde, %3’lük toplam ihracat artış olduğu
görülmektedir. En fazla ihracat artışı %3.5 ile sınaî ürünlerde
gerçekleşmiştir. Daha sonra %3 ile ziraî ürün ihracat artışı gelmektedir.
Yakıtlardaki ve madenlerdeki ihracat artışı ise %2 oranında gerçekleşmiştir.
Tablo 2: Seçilmiş Bölgeler ve Ülkeler İtibariyle Dünya Mal Ticaret
Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (%)
İhracat |
|
İthalât |
||||
2000-2009 |
2008 |
2009 |
|
2000-2009 |
2008 |
2009 |
3 |
2 |
-12 |
3 |
2 |
-13 |
|
1 |
2 |
-15 |
Kuzey Amerika |
1 |
-3 |
-17 |
-2 |
-6 |
-18 |
Kanada |
1 |
1 |
-17 |
1 |
1 |
-15 |
Meksika |
1 |
4 |
-20 |
2 |
6 |
-14 |
ABD |
1 |
-4 |
-17 |
4 |
1 |
-8 |
Güney ve Orta Amerika |
6 |
13 |
-17 |
2 |
0 |
-15 |
Avrupa |
1 |
-1 |
-15 |
2 |
0 |
-15 |
AB (27) |
1 |
-1 |
-15 |
1 |
0 |
-3 |
Norveç |
3 |
3 |
-14 |
2 |
2 |
-15 |
İsviçre |
1 |
3 |
-10 |
6 |
2 |
-5 |
BDT |
11 |
17 |
-26 |
8 |
6 |
-11 |
Asya |
6 |
5 |
-8 |
2 |
6 |
-5 |
Avustralya |
7 |
10 |
-11 |
17 |
9 |
-11 |
Çin |
15 |
4 |
3 |
-4 |
-11 |
-1 |
Hong Kong, Çin |
2 |
-2 |
-6 |
12 |
15 |
-3 |
Hindistan |
13 |
18 |
-3 |
2 |
3 |
-25 |
Japonya |
1 |
-1 |
-13 |
6 |
4 |
-8 |
Altı Doğu Asya Ülkesi * |
3 |
4 |
-13 |
* Hong Kong, Çin; Malezya; Kore Cumhuriyeti; Singapur; Tayvan Özerk Gümrük
Bölgesi, Penghu, Kinmen ve Matsu (Taipei, Çin) ve Tayland.
Kaynak: WTO, “World Trade Developments in
Seçilmiş bölgeler itibariyle 2000-09 dönemine ait verilerin yer aldığı
tabloda, en fazla mal ihracat artışı Asya kıtasına ait olup %8 oranındadır.
Daha sonra %4 oranı ile Güney ve Orta Amerika gelmektedir. En düşük ihracat
artışı ise Kuzey Amerika’ya ait olup oranı %1’dir.
Tablodaki veriler ışığında, 2000-09 döneminde dünyada en fazla mal ihracat
artışı gerçekleştiren ülke Çin olup oranı %17’dir. Çin’i takip eden ülke
%12’lik ihracat artış oranı ile Hindistan’dır. Aynı dönemde ihracatı en fazla
düşen ülke ise %-4 ile Hong Kong ve %-2 ile Kanada’dır.
Tabloya göre, 2008 yılı mal ihracat verileri Hong Kong ve Kanada haricinde
pozitif yönde iken; ibre 2009 yılında bütün ülkeler için negatife dönmüştür.
2008 yarısında başlayan ABD orijinli mortgage krizi ile tetiklenen global
finansal krizin tüm dünyayı etkisi altına aldığı, bu verilerden de
anlaşılmaktadır. Fakat 2010 itibariyle bu tablonun pozitif yönde değişiklikler
sergilediğine dair işaretler belirmektedir.
Tablo 3: Dünya Mal-Hizmet Ticaret Hacmindeki Gelişmeler (2000-2009) (Milyar
$)
|
2000 |
2005 |
2009 |
Mal |
|
|
|
İhracat |
6.5 |
10.5 |
12.5 |
İthalât |
6.7 |
10.8 |
12.7 |
|
|||
Hizmet |
|
|
|
İhracat |
1.5 |
2.5 |
3.3 |
İthalât |
1.5 |
2.4 |
3.1 |
Kaynak: WTO, Trade and Tariff Statistics, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/looking4_e.htm#summary, 07.12.2010.
2000-09 dönemi dünya mal ve hizmet ticaret hacimlerine
ilişkin verilerin yer aldığı tabloda, ağırlığın mal lehine olduğu
görülmektedir. Nitekim 2000’de 6.5 milyar Dolar olan dünya mal ihracat hacmi,
2009’da iki kat civarında artarak 12.5 milyar Dolar’a yükselmiştir.
Dünya hizmet ticaret hacmi incelendiğinde, bu meblağların
mal ticaret hacminin ¼’ü civarında olduğu görülmektedir. Fakat kendi değerleri
dahilinde dikkate alındığında, hizmet ticaret hacminde de artışlar olduğu
anlaşılmaktadır. Mesela, 2000-09 dönemi dünya hizmet ihracat hacminde de mal
ihracat hacmine benzer artışlar meydana gelmiştir. Nitekim, 2000’de 1.5 milyar
Dolar olan hizmet ihracat hacmi, 2009’da iki kattan fazla artış sergilemiş ve
3.3 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 4: Türkiye’nin Mal Ticaret Hacmindeki Gelişmeler ve Dünyadaki Payı
(2000-2009) (Milyar $, %)
|
2000 |
2005 |
2009 |
Türkiye’nin
Mal Ticaret Hacmi |
|||
İhracat |
28 |
73 |
102 |
İthalât |
55 |
117 |
141 |
|
|||
Türkiye’nin
Dünyadaki Payı |
|||
İhracat |
0.4 |
0.7 |
0.8 |
İthalât |
0.8 |
1.0 |
1.1 |
Kaynak: WTO, Trade and Tariff Statistics, http://stat.wto.org/StatisticalProgram/WSDBViewData.aspx?Language=E, 14.12.2010.
Uluslararası mal ticaretinde Türkiye’nin durumu incelenecek
olursa belli bir başarı eğiliminden bahsedilebilir. Esasında, mal ihracat hacmi
açısından bakıldığında Türkiye’nin 2000-09 döneminde çok ciddi bir artış
gerçekleştirdiği görülmektedir. Nitekim, 2000’de 28 milyar Dolar olan ihracat
hacmi, 2009’da 102 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. Aslında 2007 Global
Krizinin olmaması hâlinde 102 milyar Dolar’lık hacimden daha fazlasına
ulaşılması mümkün olabilecekti.
Türkiye’nin mal ticaretinde, mevcut
ekonomik şartlara rağmen 2000-09 döneminde önemli başarılar elde ettiği,
tablodaki verilerden de anlaşılabilmektedir. Nitekim, 2000’de Türkiye’nin dünya
mal ticaretindeki payı %0.4 iken 2005 oranı %0.7’ye yükselmiş, 2009’da ise
%0.8’e ulaşmıştır. 2023 yılında 500 milyar Dolar’lık ihracat hacmini hedefleyen
Türkiye, ki bu hacmin daha üstüne çıkılması da mümkündür, dünya mal
ticaretindeki payını da daha yüksek seviyelere çıkarabilecektir.
2. Uluslararası Hizmet Ticareti ve Türkiye
Bu kısımda uluslararası hizmet ticaretinde yıllar itibariyle
meydana gelen gelişmelere değinilerek Türkiye’nin yerine ilişkin bilgiler
sunulmaktadır.
2.1. Uluslararası Hizmet Ticareti
Birçok alt daldan oluşan hizmet sektörü, ülkelerin sahip oldukları imkânlar
doğrultusunda icra ettikleri faaliyetler dizisidir. Ancak genel itibariyle
incelendiğinde, iki temel alt hizmet dalı ön plana çıkmaktadır ki bunlar turizm
ve ulaştırmadır.
Tablo 5: Alt Dallar İtibariyle Dünya Hizmet Ticaretindeki Gelişmeler
(2000-2009) (Milyar $, %)
|
Hacim |
|
Pay |
||
|
2009 |
|
2000 |
2005 |
2009 |
İHRACAT |
|||||
Tüm Ticarî
Hizmetler |
3,350 |
|
100.0 |
100.0 |
100.0 |
Turizm |
870 |
|
32.1 |
27.7 |
26.0 |
Ulaştırma |
700 |
|
23.4 |
23.3 |
20.9 |
Diğer Ticarî Hizmetler |
1,780 |
|
44.5 |
49.0 |
53.1 |
|
|||||
İTHALÂT |
|||||
Tüm Ticarî
Hizmetler |
3,145 |
|
100.0 |
100.0 |
100.0 |
Turizm |
790 |
|
29.8 |
27.1 |
25.1 |
Ulaştırma |
835 |
|
28.7 |
29.1 |
26.6 |
Diğer Ticarî Hizmetler |
1,520 |
|
41.5 |
43.8 |
48.3 |
Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International
Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.
Turizm ve ulaştırma hizmet alt dalları, toplam ticarî hizmet ticaretinin
yarıya yakınını oluşturmaktadır. 2009 yılı itibariyle toplam ticarî hizmet
ihracatı 3.3 trilyon Dolar civarında olup, bunun 1.6 trilyon Dolar’lık kısmı
turizm ve ulaştırma hizmetlerine aittir.
Alt sektörel paylar itibariyle değerlendirildiğinde 2000-09 dönemi
ulaştırma hizmetleri ihracatı, toplam ticarî hizmetlerin %21-24 aralığında
değişen oranlardaki kısmını oluşturmaktadır. Turizmde ise bu oranlar biraz daha
yüksek olup %26-32 aralığında gerçekleşmiştir. Tabii hemen belirtmek gerekir ki
bu iki alt sektör dışındaki hizmetler de paylarını giderek artırmaktadır.
Tablo 6: Alt Dallar İtibariyle Dünya Hizmet İhracatındaki Gelişmeler
(1990-2009) (%)
|
Dünya |
K.Amerika |
G. ve O. Amerika |
Avrupa |
BDT |
Afrika |
Orta Doğu |
Asya |
Tüm Ticarî
Hizmetler |
||||||||
1990-95 |
8 |
8 |
9 |
- |
- |
... |
... |
... |
1995-00 |
5 |
7 |
6 |
... |
... |
... |
... |
4 |
2000-09 |
9 |
6 |
9 |
10 |
16 |
... |
... |
11 |
2007 |
20 |
15 |
18 |
21 |
27 |
18 |
... |
22 |
2008 |
13 |
9 |
16 |
12 |
28 |
16 |
... |
16 |
2009 |
-12 |
-9 |
-8 |
-14 |
-17 |
-9 |
-4 |
-12 |
|
||||||||
Ulaştırma
Hizmetleri |
||||||||
1990-95 |
6 |
4 |
7 |
- |
- |
... |
... |
11 |
1995-00 |
3 |
3 |
1 |
3 |
... |
... |
... |
3 |
2000-09 |
8 |
4 |
8 |
9 |
13 |
... |
... |
8 |
2007 |
20 |
12 |
16 |
21 |
20 |
12 |
9 |
24 |
2008 |
17 |
16 |
20 |
16 |
26 |
19 |
17 |
18 |
2009 |
-23 |
-21 |
-18 |
-22 |
-17 |
-14 |
-20 |
-26 |
|
||||||||
Turizm |
||||||||
1990-95 |
9 |
7 |
10 |
- |
- |
8 |
... |
... |
1995-00 |
3 |
6 |
7 |
2 |
... |
6 |
... |
2 |
2000-09 |
7 |
2 |
6 |
7 |
15 |
12 |
... |
10 |
2007 |
15 |
11 |
12 |
14 |
27 |
17 |
21 |
20 |
2008 |
10 |
11 |
9 |
9 |
23 |
9 |
16 |
13 |
2009 |
-9 |
-11 |
-6 |
-13 |
-22 |
-5 |
2 |
-3 |
|
||||||||
Diğer Ticarî
Hizmetler |
||||||||
1990-95 |
10 |
12 |
10 |
- |
- |
... |
... |
16 |
1995-00 |
7 |
11 |
9 |
... |
... |
... |
... |
6 |
2000-09 |
12 |
8 |
13 |
12 |
23 |
... |
... |
13 |
2007 |
23 |
18 |
27 |
24 |
36 |
30 |
... |
22 |
2008 |
12 |
7 |
21 |
13 |
34 |
29 |
... |
16 |
2009 |
-9 |
-5 |
-4 |
-11 |
-15 |
-11 |
0 |
-8 |
Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International
Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.
1990-2009 döneminde bölgeler itibariyle hizmet alt dalları
ihracat oranlarında meydana gelen değişmelerin yer aldığı tabloda, tüm ticarî
hizmetler açısından değerlendirildiğinde 1990-95 dönemi ihracat artış oranı %8;
1995-00 dönemi artışı %5 ve 2000-09 dönemi artışı ise %9 olarak
gerçekleşmiştir. 1995-00 dönemi artışının daha düşük olmasının sebebi, 1997
yılında Güney Doğu Asya’da başlayan global finansal kriz olarak belirtilebilir.
2000-09 dönemi dikkate alınarak bölgesel ihracat artış
oranları itibariyle kıyaslama yapıldığında, en yüksek hizmet ihracat artışının
Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde meydana geldiği, bunu sırasıyla Asya
ve Avrupa ülkelerinin takip ettiği görülmektedir. Her üç bölge için oranlar
sırasıyla %16, %11 ve %10’dur. En düşük hizmet ihracat artış oranı ise %6 ile
Kuzey Amerika ülkelerine ait bulunmaktadır.
2.2. Türkiye’nin Dünya Hizmet
Ticaretindeki Yeri
Türkiye’nin, uluslararası hizmet ticareti alanında iyi bir konumda
bulunduğu belirtilebilir. Türkiye, mal ticaretinde belli ölçüde yakaladığı
başarı derecesini hizmet ticaretinde de elde etmiş bulunmaktadır. Sahip olduğu
faktör donanımı, Türkiye’ye hizmet alt dallarında birtakım mukayeseli
üstünlükler sağlamaktadır.
Tablo 7: Başlıca Hizmet İhracatçıları ve İthalâtçıları (Milyar $, %)
Sıra |
İHRACATÇI |
Hacim |
Pay |
|
Sıra |
İTHALÂTÇI |
Hacim |
Pay |
1 |
ABD |
474 |
14.1 |
|
1 |
ABD |
331 |
10.5 |
5 |
Çin |
129 |
3.8 |
|
5 |
Japonya |
147 |
4.7 |
10 |
Hollanda |
91 |
2.7 |
|
10 |
Hollanda |
85 |
2.7 |
15 |
İsviçre |
69 |
2.1 |
|
15 |
Belçika |
74 |
2.4 |
20 |
Danimarka |
55 |
1.6 |
|
20 |
Hong Kong,
Çin |
44 |
1.4 |
25 |
Yunanistan |
38 |
1.1 |
|
25 |
Avusturya |
37 |
1.2 |
26 |
TÜRKİYE |
33 |
1.0 |
|
30 |
Endonezya |
28 |
0.9 |
30 |
Malezya |
28 |
0.8 |
|
35 |
Yunanistan |
20 |
0.6 |
35 |
Mısır |
21 |
0.6 |
|
40 |
TÜRKİYE |
16 |
0.5 |
Kaynak: WTO, “Leading Exporters and Importers in World Trade in Commercial
Services”, International Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_toc_e.htm, 07.12.2010.
Dünyada başlıca hizmet ihracatçılarının ve ithalâtçılarının
yer aldığı tabloda, Türkiye’nin başarı derecesi görülebilmektedir. İhracatçılar
sıralamasında Türkiye 26. konumda bulunmaktadır. Sıralamada ABD birinci olup,
Türkiye’nin önünde yer alan diğer bazı ülkeler Çin, Hollanda ve Yunanistan’dır.
Hizmet ithalâtı açısından
incelendiğinde Türkiye 40. sırada yer almaktadır. Zaten Türkiye her zaman için
net bir hizmet ihracatçısı olagelmiştir. İhracatçılar sıralamasında birinci
olan ABD, ithalâtçılar sıralamasında da başta bulunmaktadır. Diğer bazı ülkeler
ise Japonya, Hollanda, Endonezya ve Yunanistan’dır.
3. Uluslararası Turizm Hizmetleri ve Türkiye
Mal ticaretinde olduğu gibi, hizmet
ticaretinde de bir ülkenin üretim yapısını belirleyen, sahip olduğu üretim
faktörleridir. Burada, ülkenin sahip olduğu iş gücü, sermayesi ve tabiî kaynakları,
hizmet ticaretindeki ve buna bağlı olarak hizmet alt dallarındaki başarısını
belirleyen temel unsurlardır.
Türkiye’nin mevcut üretim faktörleri, turizm hizmetlerinde
başarılı olmasına imkân tanımaktadır. Sahip olduğu kaynaklarını optimum
seviyede kullanıp kullanamadığı meselesi bir yana, Türkiye mevcut haliyle de
dünyada önemli bir turizm ihracatçısı konumunda bulunmaktadır. Aşağıdaki
başlıklarda bu konuya ilişkin incelemelerde bulunulmaktadır.
3.1. Uluslararası Turizm Hizmetleri
Turizm gelirleri, ülke ekonomilerinde önem arz eden bir kalemdir. Söz
konusu gelirler, özellikle cari açığın azaltılmasında veya giderilmesinde
birçok ülke açısından büyük katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla hemen tüm ülkeler
bu iktisadî faaliyetlere, sahip oldukları imkânlar derecesinde önem vermekte ve
gelirlerinden istifade etmektedir.
Tablo 8: Dünyada ve Bölgelerde Turizm Hizmet Ticaretindeki Gelişmeler
(2000-2009) (Milyar $, %)
|
Hacim |
|
Pay |
|
Yıllık % Değişim |
||||
|
2009 |
|
2000 |
2009 |
|
00-09 |
2007 |
2008 |
2009 |
İHRACAT |
|||||||||
Dünya |
870 |
|
100.0 |
100.0 |
|
7 |
15 |
10 |
-9 |
Kuzey Amerika |
145 |
|
24.6 |
16.7 |
|
2 |
11 |
11 |
-11 |
Güney ve Orta
Amerika |
40 |
|
4.9 |
4.6 |
|
6 |
12 |
9 |
-6 |
Avrupa |
395 |
|
46.2 |
45.3 |
|
7 |
14 |
9 |
-13 |
AB (27) |
341 |
|
42.0 |
39.2 |
|
6 |
14 |
8 |
-13 |
BDT |
17 |
|
1.0 |
1.9 |
|
15 |
27 |
23 |
-22 |
Afrika |
40 |
|
3.1 |
4.5 |
|
12 |
17 |
9 |
-5 |
Orta Doğu |
37 |
|
2.8 |
4.2 |
|
... |
21 |
16 |
2 |
Asya |
199 |
|
17.5 |
22.8 |
|
10 |
20 |
13 |
-3 |
|
|||||||||
İTHALÂT |
|||||||||
Dünya |
790 |
|
100.0 |
100.0 |
|
7 |
16 |
8 |
-9 |
Kuzey Amerika |
110 |
|
19.6 |
14.0 |
|
3 |
9 |
6 |
-9 |
Güney ve Orta
Amerika |
27 |
|
3.5 |
3.5 |
|
7 |
26 |
16 |
-1 |
Avrupa |
366 |
|
48.3 |
46.4 |
|
6 |
15 |
9 |
-14 |
AB (27) |
334 |
|
45.3 |
42.3 |
|
6 |
15 |
9 |
-15 |
BDT |
28 |
|
2.4 |
3.5 |
|
11 |
18 |
13 |
-12 |
Afrika |
21 |
|
1.9 |
2.7 |
|
... |
24 |
16 |
-9 |
Orta Doğu |
61 |
|
3.4 |
7.8 |
|
... |
33 |
2 |
1 |
Asya |
175 |
|
20.9 |
22.2 |
|
8 |
14 |
7 |
0 |
Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International
Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.
2000-09 dönemi turizm ihracat hacimlerindeki yıllık değişim dikkate alındığında,
en yüksek pay %15 ile BDT’ye ait bulunmaktadır. Daha sonra %12 ile Afrika
kıtası gelmekte ve bunu da %10’luk pay ile Asya kıtası takip etmektedir.
2009 yılı itibariyle uluslararası turizm ihracat hacmi 870 milyar Dolar’dır.
Bu meblağ, 2009 yılı toplam hizmet ihracatının ¼’üne tekabül etmektedir.
Turizmin toplam hizmetler içinde önemli bir paya sahip olduğu, bu rakamlardan
da anlaşılmaktadır.
Bölgeler itibariyle değerlendirildiğinde, 2009 yılı itibariyle en fazla turizm
geliri 395 milyar Dolar ile Avrupa kıtasında elde edilmiştir. Bunu 199 milyar
Dolar ile Asya kıtası ve 145 milyar Dolar ile Kuzey Amerika takip etmektedir.
3.2. Türkiye’nin Dünya Turizm
Hizmetlerindeki Yeri
Çoğu ülke için olduğu gibi Türkiye için de turizm gelirleri, toplam
gelirlerin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu sebeple, turizm
faaliyetlerine önem verilmekte ve buradan elde edilen gelirin artırılmasına
yönelik muhtelif programlar hayata geçirilmektedir.
Tablo 9: Turizm Hizmetlerindeki Başlıca İhracatçılar ve İthalâtçılar
(2000-2009) (Milyar $, %)
|
|
Hacim |
|
Pay |
|
Yıllık % Değişim |
|||||
|
|
2009 |
|
2000 |
2009 |
|
00-09 |
2007 |
2008 |
2009 |
|
İHRACATÇILAR |
|||||||||||
1 |
AB (27) |
341.4 |
|
42.0 |
39.2 |
|
6 |
14 |
8 |
-13 |
|
2 |
ABD |
120.3 |
|
20.6 |
13.8 |
|
2 |
12 |
13 |
-11 |
|
3 |
Çin |
39.7 |
|
3.4 |
4.6 |
|
10 |
10 |
10 |
-3 |
|
4 |
Avustralya |
25.9 |
|
2.0 |
3.0 |
|
12 |
26 |
12 |
3 |
|
5 |
TÜRKİYE |
21.3 |
|
1.6 |
2.4 |
|
12 |
10 |
19 |
-3 |
|
6 |
Makao, Çin |
17.9 |
|
0.6 |
2.1 |
|
22 |
38 |
28 |
7 |
|
7 |
Hong Kong,
Çin |
16.4 |
|
1.2 |
1.9 |
|
12 |
18 |
11 |
7 |
|
8 |
Tayland |
15.9 |
|
1.6 |
1.8 |
|
9 |
24 |
9 |
-12 |
|
9 |
Malezya |
15.4 |
|
1.1 |
1.8 |
|
13 |
35 |
9 |
1 |
|
10 |
İsviçre |
14.0 |
|
1.4 |
1.6 |
|
9 |
13 |
19 |
-3 |
|
11 |
Kanada |
13.7 |
|
2.3 |
1.6 |
|
3 |
7 |
1 |
-13 |
|
12 |
Meksika |
11.3 |
|
1.7 |
1.3 |
|
3 |
6 |
3 |
-15 |
|
13 |
Mısır |
10.8 |
|
0.9 |
1.2 |
|
11 |
23 |
18 |
-2 |
|
14 |
Hindistan |
10.6 |
|
0.7 |
1.2 |
|
13 |
24 |
10 |
-10 |
|
15 |
Japonya |
10.3 |
|
0.9 |
1.2 |
|
10 |
10 |
17 |
-5 |
|
|
TOPLAM |
685.0 |
|
82.0 |
78.6 |
|
- |
- |
- |
- |
|
|
|
||||||||||
İTHALÂTÇILAR |
|||||||||||
1 |
AB (27) |
334.2 |
|
45.3 |
42.3 |
|
6 |
15 |
9 |
-15 |
|
2 |
ABD |
79.1 |
|
15.4 |
10.0 |
|
2 |
6 |
5 |
-8 |
|
3 |
Çin |
43.7 |
|
3.0 |
5.5 |
|
14 |
22 |
21 |
21 |
|
4 |
Japonya |
25.2 |
|
... |
3.2 |
|
... |
-1 |
... |
6 |
|
5 |
Kanada |
24.2 |
|
2.9 |
3.1 |
|
8 |
20 |
10 |
-11 |
|
6 |
Rusya
Federasyonu |
20.8 |
|
2.0 |
2.6 |
|
10 |
17 |
12 |
-13 |
|
7 |
Suudi
Arabistan |
18.8 |
|
... |
2.4 |
|
... |
55 |
-25 |
24 |
|
8 |
Avustralya |
18.2 |
|
1.5 |
2.3 |
|
12 |
27 |
26 |
-3 |
|
9 |
Hong Kong,
Çin |
16.0 |
|
2.9 |
2.0 |
|
3 |
7 |
7 |
-1 |
|
10 |
Singapur |
15.8 |
|
1.0 |
2.0 |
|
15 |
18 |
15 |
4 |
|
11 |
Kore
Cumhuriyeti |
13.3 |
|
1.6 |
1.7 |
|
7 |
17 |
-13 |
-30 |
|
12 |
Norveç |
12.3 |
|
1.1 |
1.6 |
|
11 |
21 |
13 |
-23 |
|
13 |
Brezilya |
10.9 |
|
0.9 |
1.4 |
|
12 |
42 |
34 |
-1 |
|
14 |
İsviçre |
10.9 |
|
1.2 |
1.4 |
|
8 |
9 |
8 |
-1 |
|
15 |
Birleşik Arap
Emirlikleri |
10.3 |
|
0.7 |
1.3 |
|
15 |
28 |
18 |
-22 |
|
|
TOPLAM |
655.0 |
|
85.2 |
82.8 |
|
- |
- |
- |
- |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: WTO, “Trade in Commercial Services by Category”, International
Trade Statistics - 2010, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2010_e/its10_trade_category_e.htm, 03.12.2010.
2009 yılı turizm ihracat hacmi itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye üst
sıralarda yer almaktadır. 27 AB ülkesi, 341 milyar Dolar ile en yüksek turizm
gelirine sahiptir. Bu ülke grubunu 120 milyar Dolar ile ABD takip etmektedir.
Türkiye ise 2009 yılında 21.3 milyar Dolar’lık turizm geliri elde etmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre bu meblağ ile dünyada dokuzuncu
sırada yer almaktadır. Net bir turizm ihracatçısı olduğundan dolayı Türkiye,
başlıca ithalâtçılar sıralamasının altlarında yer almaktadır.
2000-09 döneminde yıllık değişimler itibariyle ele alındığında, turizm
ihracat gelirleri açısından Türkiye’nin artış oranı %12 olup, üçüncü yüksek
orandır. En yüksek oran %22 ile Makao, Çin’e; ikinci yüksek oran ise %13 ile
Malezya’ya ve Hindistan’a aittir.
4. Türkiye’de Turizm Sektörü
Turizm sektörünün Türkiye ekonomisine sağladığı katkı derecesi yıllar itibariyle
artarak devam etmiştir. Bunda sektöre yönelik yaklaşımların büyük payı vardır.
Nitekim, özellikle 1980 yılı itibariyle ekonomide dışa açık ihracat stratejisi
kapsamında mal ticareti yanında hizmet ticaretine de yönelik ciddi destekler,
teşvikler sağlanmıştır. Böylece sektöre yapılan yatırımların geri dönüşü de
kısa sürede sağlanabilmiş ve turizm, hizmet sektörü içinde en çok katkı
sağlayan faaliyet alanı haline gelmiştir.
Tablo 10: Türkiye’nin Turizm Gelirlerindeki ve Giderlerindeki Gelişmeler (1965-2009)
(Bin $)
Yıl |
Gelir |
Gelen Yabancı Sayısı |
Gider |
Çıkan Vatandaş Sayısı |
Denge |
1965 |
13,758 |
361,758 |
24,310 |
186,520 |
-10,552 |
1970 |
51,597 |
724,784 |
47,738 |
515,992 |
3,859 |
1975 |
200,861 |
1,540,904 |
154,954 |
1,397,425 |
45,907 |
1980 |
326,654 |
1,288,060 |
114,738 |
1,794,808 |
211,916 |
1985 |
1,482,000 |
2,614,924 |
323,600 |
1,806,163 |
1,158,400 |
1990 |
3,225,000 |
5,389,308 |
520,000 |
2,917,118 |
2,705,000 |
1995 |
4,957,000 |
7,726,886 |
912,000 |
3,981,391 |
4,045,000 |
2000 |
7,636,000 |
10,428,153 |
1,711,000 |
5,284,336 |
5,925,000 |
2001 |
10,066,500 |
11,619,909 |
1,738,000 |
4,856,816 |
8,328,500 |
2003 |
13,203,100 |
13,956,405 |
2,113,300 |
5,891,729 |
11,089,800 |
2005 |
18,153,500 |
21,124,886 |
2,870,400 |
8,246,056 |
15,283,100 |
2007 |
18,487,000 |
23,340,911 |
3,259,600 |
8,937,660 |
15,227,400 |
2009 |
21,249,300 |
27,077,114 |
4,145,700 |
10,493,175 |
17,103,600 |
Kaynak:
·
TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14, 02.12.2010.
·
TCMB, Ödemeler Dengesi İstatistikleri, http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html, 02.12.2010.
1965-2009 dönemi turizm gelir-gider kalemlerindeki yüksek artışlar,
sektörün Türkiye ekonomisindeki ağırlığını artırdığının göstergeleridir. 1965
yılında turizm gideri daha fazla iken, bu eğilim zamanla tersine dönmüş ve 1980
yılı itibariyle yüksek hacimli artışlara şahit olunmuştur. Nitekim, 1965’te
10.5 milyon Dolar açık veren sektör, 1980’de 212 milyon Dolar fazla verir hâle
gelmiştir. 1985’teki gelir fazlası 1 milyar Dolar’ı aşmış; 1995’te 4 milyar
Dolar’ı bulmuş ve bu meblağ 2005’te 15 milyar Dolar’ı geçmiştir. 2009 turizm
gelir fazlası ise 17 milyar Dolar civarında gerçekleşmiştir.
1965 yılında gelen yabancı sayısı 362 bin civarında iken, 1980’de 1.3 milyona;
1995’te 7.7 milyona; 2005’te 21.1 milyona çıkmıştır. 2009’da ise bu sayı 27
milyonu aşmıştır. 1965-2009 döneminde yurt dışına çıkan vatandaş sayısında da
önemli artışlar sağlanmıştır ama 1965 yılı haricinde hiçbir zaman turizm
gideri, gelirinden fazla olmamıştır.
Tablo 11: Türkiye’ye Giriş Yapan Yabancı-Yerli Ziyaretçi Sayıları
(2001-2009)
Milliyet |
2001 |
2003 |
2005 |
2007 |
2009 |
YABANCI
TOPLAMI |
11,619,909 |
13,956,405 |
21,124,886 |
23,340,911 |
27,077,114 |
OECD Ülkeleri |
7,500,647 |
8,385,885 |
12,261,709 |
12,482,873 |
14,427,962 |
OECD Ülkeleri (Avrupa) |
6,854,504 |
7,986,524 |
11,519,879 |
11,411,620 |
13,304,316 |
OECD Ülkeleri (Diğer) |
646,143 |
399,361 |
741,830 |
1,071,253 |
1,123,610 |
Diğer Avrupa Ülkeleri |
1,353,101 |
1,870,139 |
2,753,094 |
2,742,035 |
3,125,565 |
BDT |
1,431,190 |
2,072,103 |
3,431,601 |
4,824,943 |
5,480,640 |
Asya Ülkeleri |
1,074,877 |
1,398,315 |
2,311,110 |
2,868,741 |
3,410,858 |
Doğu Asya Ülkeleri |
69,534 |
89,033 |
155,983 |
228,050 |
187,809 |
Güney Doğu Asya Ülkeleri |
40,131 |
36,094 |
61,650 |
89,532 |
124,208 |
Güney Asya Ülkeleri |
351,641 |
546,244 |
1,008,432 |
1,144,936 |
1,488,876 |
Batı Asya Ülkeleri |
613,571 |
726,944 |
1,085,045 |
1,406,223 |
1,609,965 |
Afrika Ülkeleri |
181,301 |
174,114 |
233,266 |
258,148 |
426,119 |
Amerika Ülkeleri |
66,946 |
41,442 |
111,195 |
143,635 |
179,563 |
Okyanusya Ülkeleri |
269 |
281 |
428 |
171 |
183 |
VATANDAŞ
TOPLAMI |
4,892,641 |
5,817,368 |
8,045,085 |
8,854,788 |
10,242,183 |
Kaynak: TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14, 02.12.2010.
2001-09 döneminde Türkiye’ye giriş yapan yabancı-yerli ziyaretçi sayıları
itibariyle önde gelen ülke grubu OECD’dir. 2009 yılı verilerine göre, en fazla
yabancı-yerli sayısı 14.4 milyon kişi ile bu ülke grubundan; daha sonra 5.5
milyon kişi ile BDT ülkelerinden gelmiştir. Asya ülkeleri de 3.4 milyon
ziyaretçi ile üçüncü sırada yer almaktadır.
4.1. Sektörün Potansiyeli
Turizm sektörünün Türkiye ekonomisine yönelik sağladığı katkının boyutları
gelir-gider meblağları ve ziyaretçiler itibariyle ortadadır. Sektörün Türkiye
ekonomisi için taşıdığı önem çok belirgindir. Daha evvel de kısmen değinildiği
gibi gerçekten de turizm gelirleri, Türkiye’nin cari açığının azaltılmasında
belirgin bir paya sahip bulunmaktadır. Öyle ki kimi dönemlerde oluşan cari
açığın azaltılmasında kilit bir rol üstlenmektedir. Bu sebeple, sektörün
taşıdığı potansiyel göz önünde bulundurularak, bu alandaki faaliyetlerin daha
da geliştirilmesine çalışılmaktadır.
2009 yılı itibariyle Turizm sektörüne ilişkin ortaya konan şu veriler, bu
faaliyetler dizisinin Türkiye ekonomisi için taşıdığı önemi belirgin bir
şekilde ortaya koymaktadır (Yetkin, Türkiye Turizmi…, 11.12.2010):
·
Turizm sektörü, Türkiye’de 40 çeşit ürünün sunulduğu bir alandır.
·
Sektör, 36 sektörle karşılıklı ilişki içindedir.
·
4000’in üstünde seyahat acentası faaliyet göstermektedir.
·
Turistik faaliyetlerde 7 bin kokartlı rehber çalışmaktadır.
·
Turizmde 2.5 milyon civarında insan istihdam edilmektedir.
Takip eden tablolarda, bazı yönleri itibariyle turizm sektörünün yıllar
itibariyle sergilediği gelişim bilgileri yer almaktadır. Bu çerçevede;
konaklama tesislerine, tarifesiz uçaklara ve yolculara ve yabancı yat ve yolcu
sayılarına ilişkin değerlendirmeler yapılmaktadır.
Tablo 12: Türkiye’de Konaklama Tesislerinin Sayısı (1970-2009)
|
Turizm Yatırımı Belgeli |
|
Turizm İşletmesi Belgeli |
||||
|
Tesis Sayısı |
Oda Sayısı |
Yatak Sayısı |
|
Tesis Sayısı |
Oda Sayısı |
Yatak Sayısı |
1970 |
301 |
13,372 |
25,872 |
|
292 |
15,243 |
28,354 |
1975 |
202 |
12,846 |
25,956 |
|
421 |
23,860 |
44,957 |
1980 |
267 |
13,019 |
26,288 |
|
511 |
28,992 |
56,044 |
1985 |
501 |
34,251 |
71,521 |
|
689 |
41,351 |
85,995 |
1990 |
1,921 |
156,702 |
325,515 |
|
1,260 |
83,953 |
173,227 |
1995 |
1,334 |
96,517 |
202,483 |
|
1,793 |
135,436 |
280,463 |
2000 |
1,300 |
113,452 |
243,794 |
|
1,824 |
156,367 |
325,168 |
2001 |
1,237 |
106,683 |
229,047 |
|
1,998 |
177,371 |
368,819 |
2003 |
1,130 |
111,894 |
242,603 |
|
2,240 |
202,339 |
420,697 |
2005 |
1,039 |
128,005 |
278,255 |
|
2,412 |
231,123 |
483,330 |
2007 |
776 |
112,541 |
254,191 |
|
2,514 |
251,987 |
532,262 |
2009 |
754 |
103,119 |
231,456 |
|
2,625 |
289,383 |
608,765 |
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.
1970-2009 verilerinin yer aldığı tabloda, Türkiye’de konaklama tesis
sayısındaki yüksek oranlı artışlar görülebilmektedir. Konaklama tesisleri,
turizm faaliyetlerinin en temel unsurları arasında kabul edilmektedir.
Konaklama tesisleri alanında istisnasız her yıl yatırım yapılmaktadır.
Yatırımcılar, ya kendi kaynaklarıyla ya da devlet teşvikleriyle tesis
yatırımları gerçekleştirmektedirler. Belirtilebilir ki çoğunlukla ikinci yol
tercih edilmektedir. Çünkü bu alanda sağlanan önemli teşvikler bulunmaktadır.
Tablo 13: Türkiye’de Hava Limanlarından İniş-Kalkış Yapan Tarifesiz
(Charter) Uçaklara ve Yolculara İlişkin Bilgiler (1985-2009)
|
Uçak Sayısı |
|
Yolcu Sayısı |
|
|
İniş-Kalkış |
|
Gelen |
Giden |
1985 |
9,838 |
|
427,945 |
420,431 |
1990 |
29,245 |
|
1,717,739 |
1,719,616 |
1995 |
96,444 |
|
5,671,728 |
5,697,828 |
2000 |
78,887 |
|
5,891,418 |
5,692,884 |
2001 |
95,558 |
|
6,650,604 |
6,685,309 |
2005 |
153,742 |
|
10,973,233 |
11,419,368 |
2009 |
146,519 |
|
10,719,282 |
10,935,502 |
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.
Tarifesiz uçak sayılarında da dikkat çekici artışlar meydana gelmiştir.
1985’te 9,838 olan iniş-kalkış sayısı, 1995’te 96,444; 2005’te 153,742 olarak
gerçekleşmiştir. 2009 rakamı ise 146,519’dur.
Gelen-giden yolcu sayısı da paralel bir gelişim sergilemiştir. 1985’te
427,945 olan gelen yolcu sayısı, 1995’te 5,671,728’e; 2005’te 10,973,233’e
yükselmiştir. 2009 rakamı ise 10,719,282 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 14: Türkiye Limanlarına Gelen Sarı Bayraklı Yabancı Yat ve Yolcu
Sayıları (1987-2009)
|
Yat Sayısı |
|
Yolcu Sayısı |
||||
|
Ticarî |
Özel |
Toplam |
|
Ticarî |
Özel |
Toplam |
1987 |
- |
- |
3,441 |
|
- |
- |
16,913 |
1990 |
600 |
2,954 |
3,554 |
|
5,845 |
10,770 |
16,615 |
1995 |
793 |
1,787 |
2,580 |
|
6,165 |
5,251 |
11,416 |
2000 |
189 |
1,046 |
1,235 |
|
4,162 |
2,466 |
6,628 |
2001 |
345 |
2,089 |
2,434 |
|
5,577 |
4,300 |
9,877 |
2003 |
767 |
3,397 |
4,164 |
|
6,836 |
2,727 |
9,563 |
2005 |
627 |
3,604 |
4,231 |
|
13,574 |
3,660 |
17,234 |
2007 |
1,358 |
6,360 |
7,718 |
|
15,456 |
10,627 |
26,083 |
2009 |
1,199 |
7,914 |
9,113 |
|
15,104 |
9,419 |
24,523 |
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-63765/istatistikler.html, 03.12.2010.
Turizm sektöründe, havayolu yanında denizyolu kullanımı da
giderek artmıştır. Nitekim, limanlara yanaşan yat ve bunların taşıdığı yolcu
sayılarında artışlar meydana gelmiştir. 1987-2009 döneminde Türkiye limanlarına
gelen yabancı bayraklı yat ve yolcu sayıları yıllar itibariyle farklılıklar
gösterse de toplamda önemli bir gelişim meydana geldiği görülmektedir. Tabii,
bu sayının artırılabilmesi için yeterli limana ve buralarda uygun alt yapı
imkânlarına ihtiyaç bulunmaktadır.
4.2. Sektörde Kurumsallaşma Durumu
Türkiye turizm sektöründe kurumsallaşma, iki temelde gerçekleşmektedir.
İlki kamu nitelikli, ikincisi özel niteliklidir. Kamu seviyesinde kurumsal
yapılar, turizm sektörü ile ilişkileri çerçevesinde bakanlıklar bünyesinde
oluşmaktadır. Sektörün ana nitelikli kamu kuruluşu Kültür ve Turizm
Bakanlığı’dır. Bunun yanında farklı bakanlıklar ve bakanlıklara bağlı üst
kuruluşlar mevcuttur.
Özel nitelikli kuruluşlar ise daha çok birlikler, odalar, federasyonlar,
dernekler ve vakıflar seviyesinde oluşmaktadır. Bu tür kuruluşlar da sektörel
anlamda önemli faaliyetler gerçekleştirmektedirler. Bizzat faaliyetler içinde
bulunduklarından dolayı da kamu kurumlarına önemli ölçüde katkı
sağlayabilmektedirler.
“Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-
Şema: Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Kapsamındaki Kurumsal Dağılım
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ-2023 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KONSEYLER |
|
|
|
|
|
|
Ulusal Turizm Konseyi |
|
|
|
|
|
|
İl Turizm Konseyleri |
|
|
|
|
|
|
Noktasal Turizm Konseyleri |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KAMU KURUMLARI |
|
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI |
|
SEKTÖR KURULUŞLARI |
|
|
|
|
|
|
Turizm Birlikleri |
|
|
Devlet Planlama Teşkilatı |
|
Yatırım ve İşletmeler Genel Müdr. |
|
Meslek Odaları |
|
|
Çevre ve Orman Bakanlığı |
|
|
|
Belediyeler Birliği |
|
|
Tarım ve Köy İşleri Bk.lığı |
|
Tanıtma Genel Müdürlüğü |
|
Yatırımcılar Birliği |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bk.lığı |
|
|
|
TURSAB |
|
|
Ulaştırma Bakanlığı |
|
Araştırma ve Eğitim Genel Müdr. |
|
Otelciler Birliği |
|
|
Maliye Bakanlığı |
|
|
|
Rehberler Birliği |
|
|
Diğer kamu kurumları |
|
Dış İlişkiler ve AB Koord. Daire Bşk. |
|
Yatırım Dest. Tant. Ajns. |
|
|
|
|
|
|
Kalkınma Ajansları |
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi-2023, Ankara,
2007, http://www.sp.gov.tr/documents/Turizm_Strateji_2023.pdf, 01.12.2010.
“Türkiye Turizm Stratejisi-
Bu stratejideki asıl unsur, Kültür ve Turizm Bakanlığı bağlantılı Ulusal
Turizm Konseyi’dir. Konsey, Türkiye Turizm Stratejisinin uygulanması sürecinde
en üst merci konumundadır. Bu çerçevede; sektöre ilişkin politika belirleme ve
karar alma sürecinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veri sağlanması ve
politikaların uygulanmasında, değerlendirme ve yönlendirme organıdır. Konsey’in
karar alma mercii olarak yönetim kurulu, sektörde yer alan tüm kamu-özel
kuruluşlarından temsil kabiliyetini haiz 15-20 üyeden oluşmaktadır. Konsey’e
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 3, DPT’den 1, Turizm sektöründen 7, işçi
örgütlerinden 1 ve STK’lardan 2 temsilcinin katılımı öngörülmektedir. Bunlar
dışında dışarıdan geçici üye de yer almaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Türkiye Turizm Stratejisi…, 01.12.2010).
Kamu kurumları içinde DPT başta olmak üzere, Çevre ve Orman, Tarım ve Köy
İşleri, Sanayi ve Ticaret, Ulaştırma ve Maliye Bakanlıkları da yardımcı kuruluş
olarak yer almaktadır. Öte yandan yardımcı nitelikteki diğer kuruluşlar
arasında sektör kuruluşları da bulunmaktadır. Bu çerçevede özel nitelikli
birlikler, odalar mevcuttur. Karma nitelikli kuruluşlar olarak da ajanslar
bulunmaktadır. Burada turizm sektörü birliği olarak TURSAB’a özel olarak yer
verilmektedir.
Türkiye’de turizm sektöründe faaliyette bulunan, aynı zamanda birer STK
özelliğine sahip olan ve aralarında TURSAB’ın da bulunduğu özel nitelikli
kuruluşların önemli bir kısmı şöyledir:
·
POYD: Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği
·
TUREB: Turist Rehberleri Birliği
·
TUREF: Turist Rehberleri Dernekleri Federasyonu
·
TUROB: Turistik Otelciler, İşletmeciler, Yatırımcılar Birliği
·
TÜROFED: Türkiye Otelciler Federasyonu
·
TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği
·
TÜRSAV: Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı
·
TÜSAD: Tüm Seyahat Acentaları Derneği
·
TYD: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği
·
TURGÖN: Turizm Gönüllüleri Platformu
Takip eden alt başlıklar altında alfabetik sırayla bu kuruluşlara ilişkin
genel bilgilere yer verilmektedir. Söz konusu bilgiler incelendiğinde, bu
kuruluşların amaçlarının ve faaliyetlerinin, aynı zamanda Türkiye’de turizm
sektörünün sorunlarına ilişkin önemli ipuçlarını içerdiği de görülmektedir.
POYD: Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (http://www.poyd.org)
Otelcilik sektöründe; profesyonelliği geliştirmek, sektör yöneticileri
arasındaki yardımlaşmayı ve iletişimi kuvvetlendirmek, sektörün ve
yöneticilerin sorunlarına müşterek çözümler aramak; yöneticilerin sektördeki
gerçek rolünü ve yerini bulmasını sağlamak amacıyla 1992 yılında Antalya'da
kurulmuştur. POYD’un diğer amaçları şöyledir:
·
Profesyonel yöneticilerin sektörde işverenler, diğer çalışanlar ve sektörün
diğer kurumları (Turizm Bakanlığı, Seyahat Acentaları, Taşıma Şirketleri vb.)
ile ilişkilerine yardımcı olmak, yön vermek ve uygun düzenlemeler getirmek,
·
Türkiye otelciliğinin geliştirilmesi ve dünya standartlarına ulaştırılması
için ulusal ve uluslararası düzenlemeler ve politikalar oluşturmak, dünyada
"Türkiye Otelciliği" konusunda söz sahibi olabilmek,
2010 sonu itibariyle 216 üyesi bulunan POYD, meslekî standartların
belirlenmesini ve gelişmiş turizm ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de
otelcilik mesleğinde sertifikasyona geçilmesini, ulusal kongrelerde ve
toplantılarda bildiriler sunarak savunmaktadır. Otelcilik mesleğinin sağlıklı
gelişmesini sürdürebilmesi için meslek kuruluşları veya kurumlar ile iş birliği
yapmaktadır.
TUREB: Turist Rehberleri Birliği (http://www.tureb.net)
Farklı birtakım oluşum süreçlerinden sonra 2010 yılında tüm rehber
kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları bir protokol ile kurdukları bir
birliktir. TUREB’in amaçları şöyledir:
·
Turist rehberlerinin ortak sorunlarını tespit etmek ve çözüm teklifleri
oluşturmak,
·
Meslek kuruluşları arasında iş birliği ve koordinasyon sağlamak,
·
Turist rehberleri mesleğine ve meslek örgütlenmesine yönelik kanunî ve
idarî düzenlemeler konusunda ortak girişimde bulunmak ve çaba göstermek,
·
Turizm sektöründe faaliyet gösteren diğer meslek örgütlenmeleri, kamu
kurumları ve kuruluşlarıyla idarî makamlar karşısında temsilde iş birliği ve
koordinasyonu sağlamak.
TUREB üyesi rehber kuruluşları şunlardır:
1.
ARED: Ankara Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
2.
ARO: Antalya Rehberler Odası
3.
BORED: Bodrum Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
4.
ÇARED: Çanakkale Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
5.
ÇİRED: Çince Rehberler Derneği
6.
ÇURED: Çukurova Turist Rehberleri Birliği Derneği
7.
GARED: Gaziantep Turist Rehberleri Derneği
8.
GÜMRED: Güney Marmara Rehberler Derneği
9.
İRO: İstanbul Rehberler Odası
10.
KARED: Kapadokya Turist Rehberleri Derneği
11.
KARDER: Karadeniz Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
12.
KONTURED: Konya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
13.
KURED: Kuşadası Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
14.
MARED: Marmaris Turist Rehberleri Derneği
15.
REHBERANT: Antalya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
16.
ŞURED: Urfa Rehberler Derneği
17.
VANTURED: Van Turist Rehberleri Derneği
TUREF: Turist Rehberleri Dernekleri Federasyonu (http://www.tureb.net/index.php/turef)
Türkiye’de Anayasa ve kanunlar doğrultusunda kendisine bağlı derneklerin
amaçlarını gerçekleştirmeye yardımcı olmak, bu çerçevede bağlı dernekler
arasındaki koordinasyonun ve iş birliğinin en üst düzeye çıkarılmasını sağlamak
için 2007 yılında kurulmuştur. Federasyonun diğer amaçları şöyledir:
·
Profesyonel Turist Rehberleri arasında meslekî dayanışmayı ve birliği
sağlamak, oluşturulacak bir konfederasyon için öncülük etmek,
·
Profesyonel Turist Rehberliği’nin bir “meslek” olarak tanınmasını sağlamak
ve meslekî sorunları giderecek bir Profesyonel Turist Rehberleri meslek ve
meslek örgütlenmesi yasasının çıkarılması için bir sivil toplum kuruluşu olarak
etkinliklerde ve temaslarda bulunmak,
·
Profesyonel Turist Rehberliği meslek ve meslek örgütlenmesine ilişkin
kanunî düzenleme konusunda halen sürmekte olan idarî ve meslekî çabaların
başarıya ulaşması için mevcut meslek örgütlenmeleri arasında koordinasyonu
sağlamak,
·
Turizm sektöründe faaliyet gösteren diğer meslek örgütlenmeleri ile kamu
kurumları ve kuruluşlarıyla idarî makamlar ve bakanlıklar nezdinde tek elden
temsil, iş birliği ve koordinasyonu sağlamak,
·
Profesyonel Turist Rehberliği mesleğinin sürekli ve verimli bir biçimde
gelişmesini sağlamak, turizm alanındaki iç ve dış gelişmeleri izleyerek
üyelerine ve gerekirse konuyla ilgili kurumlara ve kuruluşlara bilgi vermek,
tekliflerde ve ikazlarda bulunmak,
·
Profesyonel Turist Rehberliği mesleği için hayatî önemi haiz bulunan tabiî,
tarihî ve kültürel değerlerin korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve ülke
tanıtımının nitelikli ve etkin bir yapıya kavuşturulması için özel ve resmî
kuruluşlarla ilkeli bir iş birliği içinde çalışmalar yürütmek ve bu çalışmaları
üyeleri aracılığı ile uygulamaktır.
TUREF üyesi dernekler şunlardır:
1.
TUREB: Profesyonel Turist Rehberleri Birliği Derneği
2.
ARED: Ankara Profesyonel Turizm Rehberleri Derneği
3.
KARED: Kapadokya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
4.
KURED: Kuşadası Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
5.
ÇARED: Çanakkale Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
6.
KARDER: Karadeniz Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
7.
BORED: Bodrum Profesyonel Turist Rehberleri Derneği
TUROB: Turistik Otelciler, İşletmeciler, Yatırımcılar Birliği (http://www.turob.com)
Birtakım kuruluş ve dönüşüm süreçlerini takiben, 1983 yılında TUROB adıyla
çalışmalarına devam eden birliğin kuruluş amacı; turizmle ilgili konular, sorunlar
ve çözümler üzerinde bilimsel ve pratik çalışmalar yapmak, bu yönlü çalışmalara
katkıda bulunmak, turistik tesislerin turizmin gereklerine uygun gelişmesini
sağlamak, bu doğrultuda üyeleri arasında ve turizmle doğrudan ve dolaylı ilgisi
bulunan daire, kurum, kuruluş ve kişilerle irtibatı ve koordinasyonu sağlamak
ve üyelerini sektör içinde ve dışında temsil etmektir.
TUROB’un amaçları şöyledir:
·
Ar-Ge, pazarlama ve teşvikler konusunda çalışmalar yapmak,
·
Bakanlık ve sektör kuruluşlarıyla faaliyet alanı ile ilgili çalışmalar
yapmak,
·
Bakanlık ve sektör kuruluşlarıyla iş birliği yaparak Bakanlığa ve sektöre
yol gösterici raporlar hazırlamak,
TUROB’un bazı faaliyetleri şöyledir:
·
Turizm sektörünün en önemli kolu olan konaklama bölümünü anayasal bir kuruluş
altında toplayacak olan Türkiye Turistik Otelciler Birliği kanun taslağının
hazırlanmasına katkı sağlamak,
·
Ülke ve uluslararası turizm faaliyetlerinde geçerliliği olan ve iki yılda
bir yenilenen bir hüviyet kartı hazırlamak,
·
Sektör içindeki yerini ve ağırlığını hissettirecek anketlerden elde
edilecek sonuçları Çalışma, Maliye, Ekonomi Bakanlıkları ile kamuya duyurmak,
·
Yabancı ve yerli yatırımları yönlendirecek projeler hazırlatmak,
·
Otel binalarına ve tesislere ilişkin birtakım standartlar belirleyerek Bakanlığa
iletmek,
·
Sektörün diğer temsilcileri ile iş birliği yapmak.
TÜROFED: Türkiye Otelciler Federasyonu (http://www.turofed.org.tr)
2010 sonu itibariyle Türkiye turizmindeki ana unsurlardan olan konaklama
kesiminde güç birliğini temsil eden TÜROFED, 1996 tesisin üst kuruluşu
niteliğindedir. Her sınıftan tesisi bünyesinde barındıran TÜROFED’in üyeleri
yaklaşık 438 bin yatak kapasitesine sahiptir. Bu rakam, Türkiye’nin reel yatak
kapasitesinin yaklaşık %85’ini ifade etmektedir. Türkiye çapında 12 derneğin
üst kuruluşu niteliğindeki TÜROFED, mevcut üyeleriyle Türkiye’de 400 bin
civarında istihdam imkânı sağlamaktadır. Kuruluşun amaçları şöyle
sıralanmaktadır:
·
Turizm sektörünü geleceğe hazırlamak ve doğru yönlendirmek,
·
Daha etkin ve donanımlı bir örgütsel yapılanma sağlamak,
·
Sektörün sesini kamu otoritelerine daha güçlü bir şekilde duyurabilmek,
·
Sektörün yanlış vergi ve para politikalarından uğradığı ve uğrayabileceği
zararları bertaraf etmek,
·
Türkiye’deki Turizm Bakanlığı belgeli tüm turizm tesislerini üye birlikler
kanalıyla federasyon çatısı altında toplamak,
·
Ülke tanıtımına katkıda bulunabilmek.
TÜROFED çatısı altında bir araya gelen 12 dernek ve birlik şunlardır:
1.
AKTOB: Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği
2.
ALTİD: Alanya Turistik İşletmeciler Derneği
3.
ATİD: Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği
4.
BODER: Bodrum Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği
5.
ÇUKTOB: Çukurova Turistik Otelciler Birliği
6.
ETİK: Ege Turistik İşletmeciler Derneği
7.
FETOB: Fethiye Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği
8.
GETOB: Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği
9.
GÜMTOB: Güney Marmara Otelciler ve İşletmeciler Derneği
10.
KAPTİD: Kapadokya Otelciler ve İşletmeciler Derneği
11.
KODER: Kuşadası Otelciler ve İşletmeciler Birliği
12.
TUROB: Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği
TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (http://www.tursab.org.tr)
28 Eylül 1972 tarihinde yürürlüğe giren 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve
Seyahat Acentaları Birliği Kanunu uyarınca kurulmuş olan bir meslek birliğidir.
TÜRSAB’ın temel amacı, seyahat acentalığı mesleğinin ve faaliyet alanının
temelini oluşturan turizm sektörünün gelişimine katkıda bulunmaktır.
1618 Sayılı Kanun’un belirlediği yetkiler çerçevesinde meslek disiplininin
sağlanması, mesleğin gelişimine ilişkin faaliyetler, seyahat acentalarının
karşılaştıkları sorunların çözümü yönünde yapılan çalışmalar, TÜRSAB’ın hizmet
alanı içinde yer almaktadır.
Turizm sektöründe yaşanan gelişmeleri ve karşılaşılan sorunları ilgili
mercilerin dikkatine sunmak, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek de TÜRSAB’ın
temel amaçları arasında yer almaktadır.
Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için, kamu ve özel sektör turizm
kurumlarıyla ortaklaşa çalışmalar yapan TÜRSAB, turizm politikalarının
geliştirilmesinde de önemli görevler üstlenir. TÜRSAB; çevre ile ilgili, tarihî
ve insanî değerlerin korunması ve geliştirilmesi gibi turizmi yakından
ilgilendiren konularda, bir sivil birlik olarak yol gösterici ve baskı grubu
olma özelliği de taşımaktadır.
TÜRSAB’ın çalışmaları arasında uluslararası ilişkiler ve görev kapsamı
içinde yürütülen tanıtım faaliyetleri önemli bir yer tutmaktadır. TÜRSAB; Dünya
Turizm Örgütü (WTO), Uluslararası Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu
(UFTAA), Avrupa Birliği içindeki Seyahat Acentaları ve Tur Operatörleri
Birlikleri Grubu (ECTAA), Uluslararası Tur Operatörleri Birliği (IFTO) gibi
başlıca uluslararası kuruluşların üyesidir.
TÜRSAV: Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (http://www.tursav.org)
Esasen, TÜRSAB’ın çalışmalarına ve teşebbüslerine destek maksadıyla
kurulmuş bir vakıftır.
TÜRSAV’ın temel amacı; dayanışma, eğitim, araştırma çalışmaları, teknik
destek temini ve benzeri teşebbüslerle Türkiye’deki seyahat acentalarının
gelişmesine, büyümesine ve uluslararası rekabet gücü kazanmasına yardımcı olmak
suretiyle ülke turizmine katkıda bulunmaktır.
TÜSAD: Tüm
Seyahat Acentaları Derneği (http://www.tumgazeteler.com)
Derneğin kuruluş amacı; turizm sektöründe birlik ve beraberlik anlayışı ile
sorunların çözümüne yönelik ortak hareket etmek, bu çerçevede seyahat
acentalarının haklarının takipçisi olmaktır.
Dernek, 1618 Sayılı Seyahat Acentaları Kanunu’na ve yönetmeliklerine aykırı
tüm faaliyetleri takip etmek, tespit etmek ve bu konuda gerektiğinde adlî ve
idarî makamları harekete geçirerek kanunî olmayan turizm faaliyetleri hakkında
kamuyu bilgilendirmek, idarî ve hukukî yollara başvurarak mevzuata ve hukuka
aykırılığın ortadan kalkmasını sağlamak ve bu anlamda sektörde denetim
mekanizmalarının işleyişine katkıda bulunmak amacıyla faaliyette bulunmaktadır.
TÜSAD’ın diğer hedefleri şöyle sıralanmaktadır:
·
TÜSAD`ın faaliyetleri sadece seyahat acentalarının sorunları ile sınırlı
olmayıp; aynı zamanda konaklama sektörü, turist rehberleri, turizm ulaştırma
kurumları ve kuruluşları, alan kılavuzları, sportif amaçlı hava, kara, deniz
aktiviteleri sağlayan kurumlar arasında ortaya çıkacak turizm ile ilgili
sorunların ve aksaklıkların çözümüne öncülük etmeyi de içermektedir.
·
TÜSAD, sektörel sorunların yanı sıra kültür, çevre ve sosyal alanlarda da
faaliyet göstermeyi, bu çerçevede turizmi olumsuz etkileyen çevre koruma ve
kullanma dengelerini bozacak durumlarda, çevreci bir misyona sahip üyeleriyle
ortak hareket etmeyi, bu koordinasyonu sağlayacak yapılanmayı tüm ülkeye
yaymayı hedeflemektedir.
·
TÜSAD, tarihî ve kültürel değerlere sahip çıkan sağlam bir misyonla; ören
yerleri, müzeler, tarihî yapılar, İpek Yolu ve inanç turizmini canlandıracak
projelerin geliştirilmesi, tüm dünyaya tanıtılması için ilgili kamu kurum ve
kuruluşları, STK’lar ve yerel yönetimlerle ortak çalışmalarda bulunmayı
hedeflemektedir.
·
Köylerin ve turizme uygun beldelerin turizm alt yapısını hazırlayacak ortak
çalışmalar içerisine girerek tabiî-tarihî ve kültürel zenginliklere sahip
köylerin ve beldelerin turizmde markalaşmasına yardımcı olacak projelerin
geliştirilmesine, tanıtımlarına destek verilmesi için; TÜRSAB, turizmciler,
üniversiteler, yatırımcılar ve STK’lar ile iş birliğine girmeyi
hedeflemektedir.
TYD: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (http://www.ttyd.org.tr)
1988 yılında, başlıca turizm yatırımcıları tarafından kurulan Türkiye
Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), turizmin ve turizm yatırımcılarının çeşitli
sorunlarının çözümünde yardımcı olan, kamuoyuna turizm yatırımcılığının önemini
anlatan, Türkiye’nin dünya turizminden aldığı payı daha da arttırmak için çaba
sarf eden, turizm sektöründe yatırım yapan kişileri ve şirketleri temsil eden
bir sivil toplum kuruluşudur.
Konaklamadan yat limanına, turist taşımacılığından tur operatörlüğüne,
alışveriş ve eğlence merkezlerinden golf tesislerine kadar turizmin ana
dallarındaki başlıca yatırımcıları ve işletmecileri bünyesinde toplayan TYD,
2010 sonu itibariyle 250 bin yatağa, 25 bin uçak koltuğuna ve 8 bin marina/yat
kapasitesine sahip bir kesimi temsil etmektedir.
Temel hedeflerinden biri “yatırımlarında ülkenin tabiî ve kültürel
varlıklarını koruma/kullanma dengesi içinde değerlendirerek, sürdürülebilir
turizm anlayışıyla turizmi tüm ülke sathına yaymak” olan TYD’nin bazı
faaliyetleri şöyledir:
·
TYD üyeleri başta BDT ülkeleri, Orta Avrupa, Balkanlar ve Orta Doğu
ülkeleri olmak üzere dünyanın her yerinde turizm yatırımları
gerçekleştirmektedir.
·
TYD’nin diğer bir faaliyeti de, Türkiye’de ve Türkiye ile birlikte diğer
ülkelerde turizm yatırımı yapmak isteyen yabancı girişimcilere yardımcı olarak
iş birliği imkânları oluşturmaktır.
·
TYD ayrıca, yatırım için proje mimarı, yatırım danışmanı, finansman imkânı,
fizibilite çalışmaları, yönetim ve isim hakkı anlaşmaları ve genel olarak
profesyonel servis konularında görüşlerini üyeleri ile paylaşmaktadır.
TYD üyelerinin liderliği ve desteği ile BETUYAB (Belek), KETAV (Kemer),
KUTAV (Kuşadası), BOTAV (Bodrum), ATAV (Antalya) bölgesel tanıtma ve vakıf
birlikleri kurulmuştur.
TURGÖN: Turizm Gönüllüleri Platformu (http://www.turgon.net)
TURGÖN, profesyonel ya da amatör ruhla turizm sektöründe faaliyette bulunan
kişilerin bir araya gelerek fikirlerini paylaştığı birtakım birliktelikler
gerçekleştirdiği bir platformdur.
Bu platformda, sektöre ilişkin bilgi paylaşımı yapılmakta ve karşılıklı
ticarî alış verişler gerçekleştirilmektedir.
4.3. Sektörde Devlet Destekleri
Turizm, Türkiye’de en çok destek gören sektörlerden biridir. 24 Ocak 1980
Kararları ile izlenmeye başlanan Dışa Açık Büyüme Stratejisi kapsamında turizm
sektörü de daha fazla önem verilen bir faaliyet dalı olagelmiştir. Bu
çerçevede, 1982 yılında yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu,
Türkiye’de turizm sektörünün önem kazanmasına imkân sağlamıştır. Bu çerçevede
söz konusu Kanun, turizm için hayatî nitelik arz eden konaklama,
yeme-içme-eğlence gibi alanlardaki gelişmelere belirgin katkı sağlamaktadır.
Nitekim, 1982’den günümüze sektörün sergilediği olumlu gelişimde bu Kanun’un
önemli bir payı vardır.
Türkiye’de turizm sektörüne halihazırda sağlanan teşvikler ve destekler şu
şekilde sıralanmaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel
Müdürlüğü, Turizm…, 10.12.2010):
·
KOSGEB Kapsamında Sağlanan Teşvikler ve Destekler,
·
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Kapsamında
Sağlanan Teşvikler,
·
2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Sağlanan Teşvikler,
·
5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kapsamında Enerji Gideri İndirimi,
·
1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda Yer Alan Muafiyetler,
·
Eximbank Kredi İmkânları,
·
Yabancı Sermaye Yatırımlarının Teşvikî.
Takip eden başlıklar altında bu desteklerin içeriklerine ilişkin birtakım
bilgiler sunulmaktadır.
KOSGEB Kapsamında Sağlanan Teşvikler ve Destekler:
Türkiye’de hizmet sektörü ve bu kapsamda turizm sektörü kuruluşlarının
KOSGEB desteklerinden faydalanmasına dair eksiklikler vardı. Çünkü KOBİ
statüsünde kabul edilmemekteydiler. Bununla beraber, sektördeki konaklama
tesisleri farklı programlar dahilinde uzun yıllar boyunca önemli teşviklerden,
desteklerden faydalanmakta iken seyahat acentası gibi sektörün en önemli
aktörlerinden biri bunlardan mahrum bulunmaktaydı. Nihayet 22.04.2009 tarihli
ve 5891 sayılı KOSGEB Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile
aşağıda sıralanan değişiklikler gerçekleştirilmiş ve söz konusu turizm
kuruluşlarının da desteklerden faydalanmalarının önü açılmış oldu:
·
“sanayi işletmeleri” ibaresi “işletmeler”‘ olarak değiştirildi.
·
KOSGEB Genel Kurul üyeleri arasına Türkiye Seyahat Acentaları Birliği
–TÜRSAB da dahil edildi.
Halihazırda KOSGEB’in, aralarında hizmet sektörü işletmelerinin de bulunduğu
KOBİ’lere sağladığı hizmetler ve destekler şu şekildedir: Danışmanlık, Eğitim,
Teknoloji Araştırma ve Geliştirme, Sınaî Mülkiyet Hakları, Bilgisayar Yazılım,
Genel Test Analiz, CE İşaretlemesine İlişkin Test ve Analiz, Sistem
Belgelendirme, Yurt İçi Sanayi Fuarlarına Katılım, Yurt İçi Uluslararası Sanayi
İhtisas Fuarlarına Katılım, Millî Katılım Dahilinde Yurt Dışı Fuarlara Katılım,
Millî Katılım Dışındaki Yurt Dışı Fuarlara Katılım, Tanıtım, Markaya
Yönlendirme, İhracat Amaçlı Yurt Dışı İş Gezisi, Eşleştirme, Yerel Ekonomik
Araştırma, Ortak Kullanım Amaçlı Makine-Teçhizat ve Nitelikli Eleman İstihdam
Desteği.
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Kapsamında
Sağlanan Teşvikler:
Bu uygulama ile Bakanlar Kurulu, hangi sektörlerin hangi şartlarla
teşviklerden faydalandırılacağını tespit etmekte ve müteakiben Hazine
Müsteşarlığı, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen konularla alakalı
yayımladığı bir tebliğ ile ilgili yönlendirmeleri gerçekleştirmektedir.
Bu Karar kapsamında turizm sektörüne sağlanan başlıca teşvikler şu
şekildedir:
·
Vergi indirimi,
·
Sigorta primi işveren desteği,
·
Yatırım yeri tahsisi,
·
Gümrük vergisi muafiyeti,
·
KDV istisnası,
·
Yatırımların nakline ilişkin kurumlar veya gelir vergileri indirimleri.
2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Sağlanan Teşvikler:
Bu kapsamda, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde, turizm
merkezlerinde ve Bakanlık tarafından tespit edilen yerlerde yapılan yatırımlara
ilişkin uygulanan birtakım destekler mevcuttur.
Söz konusu Kanun kapsamında sağlanan destekler şöyledir:
·
Taşınmaz malların turizme yönelik kullanımı amacıyla yapılan tahsisler,
·
Orman Fonu’na katkı payının taksitlendirilmesi,
·
Elektrik, havagazı ve su ücretlerine ilişkin muafiyet veya tenzilat,
·
Haberleşme imkânlarına ilişkin kolaylıklar,
·
Yabancı ve sanatkâr çalıştıran işletmelere sağlanan destekler.
5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kapsamında Enerji Gideri İndirimi:
Bu kapsamda, vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından
TUİK tarafından 2001 yılı için tespit edilen kişi başına GSYİH tutarı 1,500 ABD
Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve DPT tarafından
2003 yılı için tespit edilen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre
endeks değeri negatif olan illerden 01.04.2005 tarihinden itibaren faaliyete
geçen ve asgarî on işçi çalıştıran işletmeler ile 01.04.2005 tarihinden önce
faaliyete geçmiş ve asgarî on işçi çalıştıran işletmelerden turizm konaklama
tesisi alanında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi masrafının %20’si
Hazine tarafından karşılanmaktadır.
1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda Yer Alan Muafiyetler:
Bu kapsamda, turizm işletmesi belgesi alan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri,
bu Kanun’da yazılı amaçlar için tahsis ettikleri ve işletmelerine dahil olan
binaları, inşaatlarının sona erdiği veya mevcut binaların bu maksatla tahsisi
hâlinde turizm işletmesi belgesinin alındığı yılı takip eden bütçe yılından
itibaren beş yıl süreyle faydalanabilmekte ve bu çerçevede emlak vergisinden
muaf tutulmaktadır.
Eximbank Kredi İmkânları:
Eximbank, ihracat ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerini kredi, garanti ve
sigorta programları ile destekleme kapsamında turizm sektörüne yönelik iki
kredi imkânı sağlamaktadır:
1.
Turizm Pazarlama Kredisi:
Bu kapsamda tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin finansmanı yoluyla özel
havayolu şirketleri ile seyahat acentalarının güçlendirilmesi maksadıyla
2,000,000 ABD Doları’na kadar kredi tahsis edilmektedir.
2.
AYB Kaynaklı Yatırım Kredisi:
Eximbank, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile imzaladığı bir anlaşma
çerçevesinde imalât sanayii, turizm ve lojistik sektörlerindeki işletmelerin,
ihracata ve döviz kazandırıcı hizmetlere yönelik olarak yurt içinde gerçekleştirecekleri
yeni yatırım, tevsi ve yenileme projelerinin finansmanı maksadıyla toplam
200,000,000 Euro’ya kadar kredi tahsis etmektedir.
Yabancı Sermaye Yatırımlarının Teşvikî:
4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun üçüncü maddesi olan “Uluslararası
anlaşmalar ve özel kanun hükümleri tarafından aksi öngörülmedikçe; yabancı
yatırımcılar tarafından Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım yapılması
serbesttir…” uyarınca birtakım teşvikler sağlanmaktadır. Bu kapsamda uygulanan
teşvikler, Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından takip
edilmektedir.
4.4. 2023 Vizyonu ve Sektörün
Geleceğine Yönelik Stratejiler
Sektörün geleceğine yönelik stratejilerden evvel, Türkiye’nin 2023
vizyonuna ilişkin kısa bir bilgi vermekte fayda vardır. "Türkiye'nin
Stratejik Vizyonu 2023", bir proje olup amacı 2023 yılında dünyadaki
gelişmelere paralel olarak; uluslararası ilişkiler, uluslararası güvenlik, iç
siyaset, ekonomi, eğitim-bilim-teknoloji ve kültür alanlarında Türkiye'nin
nasıl bir vizyona sahip olması gerektiği konusunda teklifler ortaya koymak ve
bu çerçevede hedefler ve uygulanacak politikalar tespit etmektir.
Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) koordinatörlüğünde
yürütülen Projenin Türkiye'nin 2023 stratejik vizyonunun oluşturulmasına katkı
sağlayan TSV2023 Kongresi ve takip eden 81 İl Çalıştayları dâhilinde çok geniş
kapsamlı bir katılımcı grubu oluşturulmuştur. Proje çerçevesinde; Bakanlar,
Sivil ve Askerî Üst Düzey Bürokrasi, Siyasî Parti Temsilcileri, Uluslararası
İlişkiler Uzmanları, Siyaset Bilimciler, Ekonomi Uzmanları, Sosyolog ve Kültür
Bilimciler, Ekonomik ve Ticarî Meslek Kuruluşları, Özel Sektör Sivil Toplum
Kuruluşları'nın Temsilcileri, Teknoloji Alanında Çalışma Yapan Kuruluşların
Temsilcileri, Yazılı ve Görsel Basın Mensupları, Eğitimciler ve Öğrencilerin
katılımıyla “Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023 Belgesi” hazırlanmıştır (TASAM,
03.12.2010).
Söz konusu strateji belgesi çerçevesinde, ilgili kurumlar kendi faaliyet
sahalarına yönelik birtakım eylem planları oluşturmaktadırlar. Kültür ve Turizm
Bakanlığı da bunlardan biridir. Bu çerçevede, “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem
Planı 2007-
Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Belgesi’nde ortaya konan stratejiler
çerçevesinde hareket edilmesi hâlinde, 2023 yılında turizm sektöründe
ulaşılması hedeflenen bazı büyüklükler şöyledir:
·
63 milyon turist,
·
86 milyar Dolar gelir,
·
Turist başına 1,350 USD civarında harcama.
Türkiye’de iç turizm pazarı yeterince gelişmiş değildir. Bu çerçevede,
yerli turist sayısı da arzulanan seviyenin altındadır. Bunun gelir seviyeleri
ve mevcut ekonomik hayat şartları ile bağlantısı olmakla beraber, diğer ve
belki de en önemli sebeplerinden biri herkese hitap edecek turistik imkânların
mevcut olmayışıdır. Dolayısıyla, Türkiye’de iç turizm pazarından 20 milyon
kişinin faydalanmasına yönelik ürün, tesis ve program hazırlıkları
gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Böylece turizm alanındaki planlarını
erteleyen kişilerin ve kesimlerin de pazara dahil edilebilmesi mümkün
olacaktır.
Hem
iç hem de dış turizm pazarını cazip hâle getirecek uygulamalardan biri turizmde
faaliyet çeşitlemesine gitmektir. Türkiye’nin bu anlamda müsait bir coğrafyaya
sahip olduğu bilinmektedir. Nitekim, Türkiye’de turizmde çok sayıda alt
faaliyet potansiyeline sahip olup, bunların önemli bir kısmı şöyle
sıralanmaktadır:
Akarsu-Rafting Turizmi; Av Turizmi; Botanik Turizmi; Dağcılık Turizmi;
Gençlik Turizmi; Golf Turizmi; Göl Turizmi; Hava Sporları Turizmi; İnanç
Turizmi; İpek Yolu Turizmi; Kış Turizmi; Kongre Turizmi; Kuş Gözlemciliği
Turizmi; Mağara Turizmi; Sağlık ve Termal Turizmi; Su Altı Dalış Turizmi; Yat
Turizmi; Yayla Turizmi.
Turizmde faaliyet çeşitlemesine gidilerek farklı beklentilere uygun
tercihler sunulduğu takdirde turist sayısı fazlalaşacak ve buna bağlı olarak
gelir meblağı da artacaktır. Bu çerçevede, Türkiye’de ön plana çıkarılabilecek
alanlardan biri sağlık turizmidir. Bu alanda gerçekleştirilen bazı çalışmalar
vardır. Bu kapsamda, sağlık turizmi ile ilgili öncelikli olarak belirlenen ve
gerekli alt ve üst yapı çalışmaları ile turistik faaliyetlere hazır hâle
getirilmesi planlanan bölgeler ve şehirler şöyle sıralanmaktadır:
·
Güney Marmara: Balıkesir, Çanakkale, Yalova
·
Güney Ege: Aydın, Denizli, Manisa, İzmir
·
Frigya: Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya
·
Orta Anadolu: Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat
Bu listeye hemen veya ikinci aşamada şu bölgeler ve şehirler de ilave
edilmelidir:
·
Orta ve Doğu Karadeniz: Tokat, Rize
·
Doğu Anadolu: Erzurum, Bitlis
·
Güney Doğu Anadolu: Diyarbakır, Urfa
·
Doğu Akdeniz: Kahramanmaraş, Adana
Tanıtım ve tutundurma faaliyetleri her ekonomik aktivitede olduğu gibi
turizm alanında da önemli bir faktördür. Doğrusu, son yıllarda Türkiye
turizminin dünyada tanıtımına dair önemli hamlelerde bulunulduğu ifade
edilebilir. Yerli havayolu şirketi THY vasıtasıyla imzalanan spor takımı
sponsorlukları, dünyaca meşhur sanatçılarla reklam filmleri çekimi ve
gösterimi, hedef ülkelerde yazılı-görsel ve işitsel medyada tanıtım
faaliyetleri bunlar arasında sayılabilir. Tabii bu faaliyetlerin niteliğinin ve
niceliğinin artırılması ihtiyacı vardır. Bu sebeple, “Türkiye Turizm Stratejisi
Eylem Planı 2007-
Büyük şehirlerde gerçekleştirilen bir turizm türü olan Şehir Turizmi
Türkiye’de de hayata geçirilmelidir. Dünyadaki örnekleri arasında sayılan
Paris, Londra, Prag gibi şehirler benzeri bir yapılanmanın Türkiye’de de
uygulanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda iki aşamalı bir strateji
planlanmaktadır:
·
Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya, şehir turizmi için seçilen şehirlerdir.
·
Adıyaman, Amasya, Bursa, Edirne, Gaziantep, Hatay, Konya, Kütahya, Manisa,
Nevşehir, Kars, Mardin, Sivas, Urfa ve Trabzon illerinde ise kültür turizmi
canlandırılarak marka kültür kentleri oluşturulması planlanmaktadır.
Turizm Bakanlığı’nca yürütülen eylem planı dahilinde planlama çalışmaları
devam eden beş turizm kentine ilaveten on yeni aday şehir daha tespit
edilmiştir:
1. İğneada – Kıyıköy Eko-Turizm Kenti
2. Kilyos Turizm Kenti
3. Saros Körfezi Turizm Kenti
4. Kapıdağ Yarımadası – Avşa – Marmara Adaları Turizm Kenti
5. Datça Eko-Turizm Kenti
6. Kaş - Finike Turizm Kenti
7. Anamur Kıyı Kesimi Turizm Kenti
8. Samandağ Turizm Kenti
9. Maçka Turizm Kenti
10. Kahta Turizm Kenti
Ulaştırma, yine her ekonomik aktivitede olduğu gibi, turizm sektörünün
temel unsurlarındandır. Bir ülkede ulaştırma ağının yaygınlığı ve kolay
erişilebilirliği, turistik hizmetlerden faydalanılma seviyesini de
artırmaktadır. Bu amaçla ülke çapında ulaştırmaya dair hamlelerde
bulunulmaktadır. Sadece turizm için değil diğer ekonomik sektörler için de
gerçekleştirilen bu faaliyetlerden en hızlı ve fazla faydalanan sektör
turizmdir. Bu çerçevede başta karayolu olmak üzere; demiryolu, havayolu ve
denizyolu alanında önemli ulaştırma projeleri hayata geçirilmektedir.
Çeşitli turistik faaliyetlerden faydalanmayı sağlama amacıyla karayolu
alanında uygulamaya geçirilen önemli projelerden biri ana bölünmüş yol
güzergahlarına ilişkindir. Bu çerçevede Türkiye’nin hemen her bölgesinde yol
hatları inşa edilmektedir. Bu hatlardan bir kısmı şöyledir:
1. Ankara – Aksaray – Pozantı Hattı
2. Ankara – Kırıkkale – Yozgat – Sivas – Erzincan – Erzurum Hattı
3. Ankara- Kırıkkale – Samsun Hattı
4. Diyarbakır – Mardin – Urfa Hattı
5. Ankara – Afyonkarahisar – Uşak – İzmir Hattı
6. Afyonkarahisar – Kütahya – Bursa – Balıkesir (Bursa – Erdek) Hattı
7. Aydın – Denizli – Burdur- Antalya Hattı.
Ulaştırma alanında gerçekleştirilen projelerden bir diğeri demiryoluna
ilişkindir. Mevcut demiryolu hatlarını birleştirmek ve ana varış noktaları
arasını bağlamak maksadıyla hızlı tren hatları projesi hayata geçirilmektedir.
Söz konusu hatlar şunlardır:
Ankara-Konya; Ankara-Sivas; Ankara-İzmir; Bursa-Osmaneli; İstanbul-Antalya;
Ankara-Kayseri.
“Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-
4.5. Sektörün Avantajları ve
Dezavantajları
Bu kısımda, turizm sektörüne ilişkin tespit edilen birtakım avantajlara ve
dezavantajlara yer verilmektedir. Bu kapsamda, çok derinlemesine bir analizden
ziyade temel nitelikli belli başlı hususlara değinilmekte ve ilgili değerlendirmelerde
bulunulmaktadır.
4.5.1. Sektörün Güçlü ve
Zayıf Yönleri
Güçlü Yönler
·
Turistik faaliyet çeşitliliği
Türkiye’de turizm sektörü kaynaklar itibariyle avantajlı bir konumdadır.
Mevcut tabiî kaynakları, bitki örtüsü ve yer altı zenginlikleriyle ülkenin
hemen her köşesinde farklı turistik faaliyetler icra etmek mümkündür. Bu
çerçevede, yirmiye yakın turistik faaliyet icrası mümkündür.
·
Nitelikli personel temini
Türkiye’de sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacı çeşitli
kanallarla sağlanmaktadır. Bunlardan en başta geleni eğitim kurumlarından temin
edilen personeldir. Ülkenin birçok üniversitesinde başta turizm ve otelcilik
olmak üzere benzer alanlarda öğrenim gören çok sayıda mezun, turizm
faaliyetlerinde istihdam edilerek sektöre belirgin bir katma değer
sağlamaktadırlar.
Zayıf Yönler
·
Nitelikli işveren
Turizm sektörünün nitelikli iş gücüne yönelik zayıflıkları yanında diğer ve
belki de en önemli olumsuzluklardan biri de nitelikli işveren sorunudur. Kimi
işletmelerde (otel, dinlenme-eğlenme tesisi vb.), sahip olsun olmasın, işveren
konumundaki kişiler personele iyi davranmamakta ve onları kurumda
tutamamaktadır. Bu sebeple sürekli olarak meydana gelen personel sirkülasyonu
bir kurum kültürünün oluşmasına müsaade etmediği gibi hizmetlerde aksamalara da
sebebiyet vermektedir.
·
Nitelikli iş gücü
Nitelikli iş gücü, Türkiye turizminin güçlü yönlerinden biri olmakla
beraber, bazı durumlarda da zayıf bir yönü olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim,
eğitimli de olsa eğitimsiz de olsa istihdam edilen personelin bir kısmındaki
bazı eksiklikler, hizmetlerin arzu edilir biçimde sunumunu engellemektedir.
Bunların bir kısmı; karşılama-uğurlama esnasındaki eksiklikler, güleryüz
göstermeme/gösterememe, moral değerlerdeki eksiklikler, işe canla-başla
sarılmama şeklinde sıralanabilir.
4.5.2. Sektöre Yönelik
Fırsatlar ve Tehditler
Fırsatlar
·
Avrupa pazarı
Avrupa, Türkiye için mal ticaretinde olduğu gibi hizmet ticaretinde ve bu
kapsamda turizm faaliyetlerinde önemli bir pazar niteliğindedir. Avrupa’ya
ilişkin şu bilgiler bu durumu teyit etmektedir (Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Turizm Raporları…, 03.12.2010):
Ø Almanya, İngiltere ve
Hollanda AB-25 ülkelerindeki turizmin çoğunu meydana getirir.
Ø AB Turistleri için İspanya yurt
dışı ana tatil destinasyonu olup, bunu İtalya ve Fransa takip eder.
Ø AB üyesi olmayan iki ülke
Avrupa Birliği turistlerinin üç gözde tercihi arasında yer almaktadır. Bunlar
Türkiye ve ABD’dir.
·
Orta Doğu pazarı
Avrupa pazarı dışında, Orta Doğu pazarı da büyük bir
potansiyele sahiptir. Nitekim, son yıllarda başta komşu ülkelerden olmak üzere,
Türkiye’yi körfez ve civar ülkelerinden çok sayıda turist ziyaret etmektedir.
Tehditler
·
Sektörde beşerî kaynak niteliği ve temsil kabiliyeti:
Klasik tarzda belirtildiği üzere, turizm faaliyetlerinde yer alan
kişiler/kurumlar o ülkenin bir nevi elçileridirler. Ne kadar yanlış olsa da bir
ülkeyi ziyaret eden turistler, o ülke insanına yönelik değerlendirmelerinde
özne olarak ilkin turizm hizmeti alırken muhatap oldukları kişileri/kurumları
dikkate almaktadırlar. Dolayısıyla kişilerin ve kurumların
kalitesi/kalitesizliği değerlendirmelerin yönünü belirleyen temel faktördür.
Türkiye’de turizm sektöründe bu anlamda kişilerden ve kurumlardan kaynaklanan
bazı problemler mevcuttur.
·
Üst ve alt yapı sorunları:
Türkiye’de turizm sektörüne yönelik yaklaşımlar ve uygulamalar sonucunda
şöyle olumsuz bir yapı ortaya çıkmıştır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye
Turizm Stratejisi…, 01.12.2010):
Ø Akdeniz ve Ege bölgeleri
kıyılarında aşırı yığılmalar meydana gelmiştir.
Ø Kıyı gerilerinde ve
civarlarında çarpık kentleşme/yapılaşma oluşmuştur.
Ø Alt yapı yetersizliği ve
çevre sorunları belirmiştir.
·
Turizm ve çevre politikaları:
Doğrudan çevre ile bağlantılı bir sektör olan turizm alanında Türkiye’de
çevre politikalarının henüz yeterince dikkate alındığını ifade etmek zordur. Bu
durum, sektörün sürdürülebilir bir yapıya sahip olunmasını engellemektedir. Bu
konuda üç taraflı eksiklikten bahsedilebilir:
Ø Turizm hizmetlerini sunanlar
açısından mevcut eksiklikler: Konaklama-eğlenme-dinlenme tesislerinde çevreye
zarar vermeyen teknolojilerin kullanılmasında ve atık yönetiminde bazı sorunlar
mevcuttur.
Ø Turizm hizmetlerinden
faydalananlar açısından mevcut eksiklikler: Yerli-yabancı turistler,
hizmetlerden faydalanırken kaynakların kullanımı sürecinde yeterince hassas
davranmayabilmektedirler.
Ø Turizm hizmetlerinde yönetici
konumundaki kurumlar/kuruluşlar: Turizm faaliyetlerinde sürdürülebilir çevre
politikalarının hayata geçirilmesi hususunda yeterince hızlı davranılmamakta
veya mevcut kurallara ilişkin denetimlerde aksaklıklar olmaktadır. Ayrıca,
özellikle tarihî varlıkların turizme kazandırılmasına ve bu kapsam içinde
tutulmasına yönelik çabalar yetersizdir.
4.6. Sektörel Amaçlara ve Politikalara İlişkin
Teklifler
Turizmde faaliyet çeşitlemesinin tam anlamıyla gerçekleştirilebilmesi aynı
zamanda yerli turistlere de bağlıdır. Bu çerçevede, Türkiye’de yaşayan ve
tatillerini değerlendirmek isteyenlerin tercih ettikleri turistik faaliyetler
incelendiğinde, turizmde faaliyet çeşitlemesinin başarı derecesi tespit
edilebilecektir. Turizm hizmetleri sadece yabancılara yönelik olmadığına, fakat
aynı zamanda o bölgede, ülkede yaşayan insanlara da hitap ettiğine göre söz
konusu kesimin tatillerinde neleri tercih ettiklerine bakmak gerekmektedir. Bu
açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye’de en fazla tercih edilen turistik
faaliyetler denizde ve kıyılarda icra edilen hizmetlerdir. Dolayısıyla,
öncelikle Türkiye’deki insanların kendi turistik tercihlerini çeşitlendirmeleri
gerekir ki bu alanda önemli açılımlar sağlanabilsin ve yabancı turistlere de
daha fazla imkân sunulabilsin. Böylece turizm çeşitlemesi ile daha fazla
yabancının Türkiye’ye çekilebilmesi ve ülke gelirinin artırılabilmesi mümkün
olacaktır.
Turizmde bütüncü bir yaklaşımdan ziyade nokta yaklaşımıyla daha fazla
başarı elde etmek mümkün olabilmektedir. Nitekim turizmde önde gelen birçok
ülkede bu yönde tutundurma faaliyetleriyle dünyaca bilinen marka şehirler
ortaya çıkarılmaktadır. İtalya bunlardan biridir. Mesela; Roma, Milano, Napoli,
Torino, Cenova, Floransa, Bologna, Palermo, Venedik Verona akla kolayca gelen
şehirlerdir. İspanya da benzer şekildedir. Madrid, Barselona, Granada, Kurtuba,
Sevilla, Toledo ve Valensiya bu ülkenin dünya çapında meşhur şehirleridir.
Türkiye’de ise İstanbul dışında pek bilinen şehir yoktur. Belki Antalya ve
İzmir de sayılabilir ama bunların İstanbul kadar bilindiğini söylemek zordur.
“Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı 2007-
Türkiye’de turizmden elde edilen gelir meblağı 21 milyar Dolar
civarındadır. Diğer hizmet alt dalları ile kıyaslandığında bu, önemli bir
büyüklüktür. Önceki konularda değinildiği üzere, “Türkiye Turizm Stratejisi
Eylem Planı 2007-
Turizm sektöründen elde edilen gelirin belli bir kısmının bölgesel kalkınma
amacıyla da kullanılması mümkündür. Bu çerçevede, bölgeler arası gelişmeyi sağlama
amaçlı politikalar üretilmesi ve uygulanması için söz konusu tahsisatın geri
kalmış yörelerde özellikle düşük gelirli grupların sosyo-ekonomik imkânlarının
artırılmasına yönelik çalışmalarda kullanılması düşünülebilir. Bu çerçevede,
birkaç uygulama örneği sıralanabilir:
·
Yörede turistik faaliyetlere katılan kişilerin/kurum personelinin dil
ihtiyacının karşılanması amacıyla kurslar düzenlenebilir.
·
Özellikle kadın girişimciliğini özendirici projeler hayata geçirilebilir.
Bu amaçla kadınların icra edebileceği el ve ev sanatlarına ticarî bir boyut
kazandırılabilir.
Bu genel nitelikli tekliflerden sonra aşağıdaki başlıklar altında özel
olarak mevzuata ilişkin ve kurumsal bazı teklifler sıralanmaktadır.
4.6.1. Mevzuata İlişkin Teklifler
Türkiye’de Turizm sektörünü ilgilendiren çok sayıda kanunî dayanak
mevcuttur. Bunlardan mesela turizm tesisleri işlemlerine ilişkin mevzuat şöyle
sıralanabilir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Tesisleri…, 08.12.2010):
·
Turizm Teşvik Kanunu
·
Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik
·
Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin
Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğ
·
Diğerleri (Çok sayıda Kanun, Bakanlar Kurulu Kararı, Tebliğ, Yönerge,
Genelge).
Bazı kaynaklarda turizm sektörünü doğrudan veya dolaylı ilgilendiren 40
kanunî düzenlemeye yer verilmektedir (TÜRSAB, 10.12.2010). Bir başka kaynakta
ise 50 civarında kanunî düzenlemelerin varlığından bahsedilerek, bunun
karışıklığa yol açtığı belirtilmektedir. Bu çerçevede, sektörde bu anlamda
atılması gereken adımlardan bir kısmı şöyle sıralanmaktadır (Yetkin, Türkiye
Turizmi…, 11.12.2010):
·
Turizm sektörünü ilgilendiren mevzuat sadeleştirilmelidir.
·
Bakanlıklar arasındaki mevzuat ve uygulama farklılıkları giderilmelidir.
·
Turizm sektöründe faaliyette bulunan resmî-gayri resmî kuruluşlar arasında
koordinasyon sağlanmalı ve bu kapsamda tüketicilerle ilişkiler yeniden
düzenlenmelidir.
·
Internet vasıtasıyla turistik ürünlerin sunulması ile ilgili kanunî alt
yapı hazırlanmalıdır.
Kanunî düzenleme yapılması, iktisadî faaliyetlerin belli kurallara,
düzenlemelere dayandırılması, olumlu bir harekettir. Sektörde hem hizmeti
sağlayan hem de hizmetten faydalananların hukukunun teminat altına alınması
gereklidir. Fakat eğer bir faaliyet kolu ile ilgili mevzuat çok sayıda alt
kanundan ve hukukî düzenlemeden oluşuyorsa, o zaman bir düzenden ziyade karmaşa
oluşması kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim, bizzat sektör temsilcisi konumundaki
kişilerin/kurumların ifade ettiği üzere, turizm sektörünü ilgilendiren
mevzuatta böylesi bir durum söz konusudur. O hâlde hizmeti hem sağlayanın hem
de hizmetten faydalananın, rahat ve sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi
için mevzuat düzenlemesi ve sadeleşmesi büyük önem taşımaktadır.
Hukukî düzenlemeler sadece hizmet sağlayıcıları için değil aynı zamanda
bundan faydalananları da kapsayacak şekilde esnetilmeli ve genişletilmelidir.
Tüketici haklarının henüz anlaşılmaya ve sahiplenilmeye çalışıldığı günümüz
Türkiyesinde bu husus çok büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla, daha sağlıklı
ve istikrarlı bir turizm faaliyeti için bu hizmetlerin temel öznesi olan yerli
ve/veya yabancı turistlerin haklarının koruma altına alınması gerekmektedir. Bu
çerçevede alınabilecek tedbirlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir (Yetkin,
Türkiye Turizmi…, 11.12.2010):
·
Turistin kanunî hakları birtakım düzenlemelerle güvence altına alınmalıdır.
·
Turist, turizme dair faaliyetler hakkında yazılı-işitsel ve görsel medya
vasıtasıyla bilinçlendirilmelidir.
·
Yerli ve yabancı turistlere uygulanan fiyat farklılıkları ortadan
kaldırılmalıdır.
·
Kalite farklarına yol açan kaçak acentecilik faaliyetleri denetim ve
kontrol altına alınmalıdır.
4.6.2. Kurumsal Teklifler
Alt-Üst Yapı Sorunları:
Alt ve üst yapı sorunlarının giderildiği ortamlarda ekonomik faaliyetlerin
gerçekleştirilmesi kolaylaşmaktadır. Bu çerçevede, turistik faaliyetlerin icra
edildiği bölgelerde mevcut alt yapı ve üst yapı sorunlarının çözümüne özel bir
önem verilmesi gerekmektedir. Mesela, tarihî bir zenginliğin bulunduğu bir
mekanda ulaşım ve iletişim alt yapısıyla ilgili eksiklik bulunması,
konaklama-eğlenme-dinlenme ile ilgili yeterli üst yapının olmayışı, o yöreyi
doğrudan olumsuz biçimde etkileyecektir. Oraya yeterince turist gidemeyeceği
gibi, gidenler de çok memnun bir şekilde ayrılmayabilecektir. Dolayısıyla, bu
ve benzeri yörelerin alt-üst yapı sorunlarının giderilmesi ve turistik
faaliyetlere uygun hâle getirilmesi gerekmektedir.
Merkezî-Amerkezi Yönetim İş Birliği:
Türkiye’de kimi alanlarda aşırı merkeziyetçi yapı, faaliyetlerin icrasında
birtakım zorluklara sebebiyet vermektedir. Turizm sektöründe de zaman zaman bu
tür çıkmazlara girilebilmektedir. Mesela, bir yörede mevcut olan tarihî bir
mekanın acil bir biçimde restorasyon-renovasyon ihtiyacı olmasına rağmen yetki
karmaşası yüzünden o eser yıllarca kendi hâline terk edilebilmektedir. Ayrıca,
kimi zaman bir eseri restore etmek istemesine rağmen merkezî idarenin yetkisi
dahilinde olduğundan, mahallî idare tabiri caizse “bir çivi dahi çakamamakta”
ve söz konusu eser ilgisizlikten dolayı bulunduğu mekanda kendi haline ve yok
olmaya terk edilmektedir. Bu sebeple, turizm sektöründe faaliyette bulunan
resmî-gayri resmî nitelikli merkezî-amerkezî kurumlar ve kuruluşlar arasında
koordinasyon sağlanarak sorunlara yönelik çözümlerde beraber hareket etmeleri
için uygun zemin oluşturulmalıdır.
Örgütlenme:
Türkiye’de turizm, çeşitli faaliyet alanları itibariyle örgütlenmelerin
olduğu bir sektördür. Söz konusu meslekî oluşumlar, kendi faaliyet alanları
dahilinde çeşitli organizasyonlar tertip etmekte, karşılaşılan sorunları ve
çözümlerine ilişkin teklifleri ilgililere iletmektedirler. Böylece sektörde
daha sorunsuz ve sağlıklı faaliyetler için zemin oluşumuna katkı sağlamaktadırlar.
Dolayısıyla, “Türkiye Turizm Stratejisi-
Güvenlik:
Türkiye’de turizm alanında zaman zaman birtakım asayiş sorunları ile
karşılaşılmaktadır. Bu tür hadiseler, medya veya başka vasıtalarla kısa sürede
yayılmakta ve muhtemel turistlerin Türkiye’ye bakış açısında olumsuzluklara yol
açmaktadır. Bu sebeple, birçok ülkede mevcut olan Turizm Polisi uygulaması
hayata geçirilebilir. Böylece turizm alanlarında ortaya çıkan herhangi bir
güvenlik sorunu söz konusu birimlerce daha kısa sürede ve etkin biçimde çözüme
kavuşturulabilecektir. Normal şartlarda, güvenlik güçleri (polis-asker) meydana
gelen hadiselere müdahil olmakta ve sorunu çözmektedirler. Fakat daha etkin bir
müdahale ve hızlı çözüm süreci için özel yetkili bir güvenlik kurumunun
oluşturulması, turizm sektörü için fayda sağlayabilir.
SEKTÖREL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Dünya hizmet ticaret hacmi incelendiğinde, bu meblağların
mal ticaret hacminin ¼’ü civarında olduğu görülmektedir. Fakat kendi değerleri
dahilinde dikkate alındığında, hizmet ticaret hacminde de dikkat çekici
artışlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Mesela, 2000-09 dönemi dünya hizmet ihracat
hacminde de mal ihracat hacmine benzer artışlar meydana gelmiştir. Nitekim;
2000’de 1.5 milyar Dolar olan hizmet ihracat hacmi, 2005’te 2.5 milyar Dolar,
2009’da ise 3.3 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin, uluslararası hizmet ticaret alanında iyi bir
konumda bulunduğu belirtilebilir. Başlıca hizmet ihracatçıları sıralamasında
26. konumda bulunmaktadır. Hizmet ithalâtçıları arasında ise 40. sırada yer
almaktadır. Zaten Türkiye her zaman için net bir hizmet ihracatçısı
olagelmiştir.
Mal ticaretinde olduğu gibi, hizmet ticaretinde de bir
ülkenin üretim yapısını belirleyen, sahip olduğu üretim faktörleridir. Burada,
ülkenin sahip olduğu iş gücü, sermayesi ve tabiî kaynakları, hizmet
ticaretindeki ve buna bağlı olarak hizmet alt dallarındaki başarısını
belirleyen temel unsurlardır. Türkiye’nin mevcut üretim faktörleri, hizmet
sektöründeki başarısının temelinde yatan unsurlardır.
Birçok alt daldan oluşan hizmet sektörü, ülkelerin sahip oldukları imkânlar
doğrultusunda icra ettikleri faaliyetler dizisidir. Ancak genel itibariyle
incelendiğinde, iki temel alt hizmet dalı ön plana çıkmaktadır ki bunlar turizm
ve ulaştırmadır. Turizm ve ulaştırma hizmet alt dalları, toplam dünya ticarî
hizmet ticaretinin yarıya yakınını oluşturmaktadırlar. 2009 yılı itibariyle
toplam dünya ticarî hizmet ihracatı 3.3 trilyon Dolar civarında olup, bunun 1.6
trilyon Dolar’lık kısmı turizm ve ulaştırma hizmetlerine aittir.
2009 yılı turizm ihracat hacmi itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye üst
sıralarda yer almaktadır. 27 AB ülkesi, 341 milyar Dolar ile en yüksek turizm
gelirine sahiptir. Bu ülke grubunu 120 milyar Dolar ile ABD takip etmektedir.
Türkiye ise 2009 yılında 21.3 milyar Dolar’lık turizm geliri elde etmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre bu meblağ ile dünyada dokuzuncu
sırada yer almaktadır. Net bir turizm ihracatçısı olduğundan dolayı Türkiye,
başlıca ithalâtçılar sıralamasının altlarında yer almaktadır.
Türkiye, mevcut mutlak ve mukayeseli üstünlükleriyle ve taşıdığı potansiyel
ile uluslararası turizm hizmetleri ticaretindeki payını daha da artırabilir. Bu
çerçevede alınması gereken birtakım tedbirler vardır. Bunların bir kısmı şöyle
sıralanabilir:
·
Hem iç hem de dış turizm pazarını cazip hâle getirecek uygulamalardan biri
turizmde faaliyet çeşitlemesine gitmektir. Türkiye’nin bu anlamda müsait bir
coğrafyaya sahip olduğu bilinmektedir. Mevcut yapısıyla 20 civarında turistik
faaliyetin icra edilebildiği bir ülke olarak Türkiye, bu hususta gerekli
stratejileri belirlemeli ve uygulamaya geçirmelidir.
·
Nitelikli iş gücü, Türkiye turizminin güçlü yönlerinden biri olmakla
beraber, bazı durumlarda da zayıf bir yönü olarak ortaya çıkmaktadır. Eğitimli
olsun-olmasın, istihdam edilen personeldeki karşılama-uğurlama hususundaki
eksiklikler, güleryüz göstermeme/gösterememe, moral değerlerdeki eksiklikler,
işe canla-başla sarılmama bunlardan bir kısmıdır. Bu nedenle, personel düzenli
bir şekilde söz konusu eksiklikleri giderici eğitim programlarına dahil
edilmelidir.
·
Turizm sektörünün nitelikli iş gücüne yönelik sorunları yanında diğer ve
belki de en önemli olumsuzluklardan biri de nitelikli işveren sorunudur. Kimi
işletmelerde (otel, dinlenme-eğlenme tesisi vb.), sahip olsun olmasın, işveren
konumundaki kişiler personele iyi davranmamakta ve onları kurumda
tutamamaktadır. Bu sebeple sürekli olarak meydana gelen personel sirkülasyonu
bir kurum kültürünün oluşmasına müsaade etmediği gibi hizmetlerde aksamalara da
sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, işverenlere yönelik bu tür eğitim
programları uygulaması hayata geçirilmelidir.
·
Klasik tarzda belirtildiği üzere, turizm faaliyetlerinde yer alan
kişiler/kurumlar o ülkenin bir nevi elçileridirler. Ne kadar yanlış olsa da bir
ülkeyi ziyaret eden turistler, o ülke insanına yönelik değerlendirmelerinde
özne olarak ilkin turizm hizmeti alırken muhatap oldukları kişileri/kurumları
dikkate almaktadırlar. Dolayısıyla kişilerin ve kurumların
kalitesi/kalitesizliği değerlendirmelerin yönünü belirleyen temel faktördür.
Türkiye’de turizm sektöründe bu anlamda kişilerden ve kurumlardan kaynaklanan
bazı olumsuzlukları telafi için tanıtım, bilgilendirme programları
düzenlenmelidir.
·
Doğrudan çevre ile bağlantılı bir sektör olan turizm alanında Türkiye’de
çevre politikalarının henüz yeterince dikkate alındığını ifade etmek zordur. Bu
durum, sektörün sürdürülebilir bir yapıya sahip olmasını engellemektedir. Bu
konuda üç taraflı, yani turizm hizmetlerini sunanlar, turizm hizmetlerinden
faydalananlar ve turizm hizmetlerinde yönetici konumundaki kurumlar/kuruluşlar
açısından tavır değişikliğine ihtiyaç vardır.
·
Türkiye’de turizmden elde edilen gelirin belli bir kısmı doğrudan turistik amaçlı
restorasyon-renovasyon çalışmaları için tahsis edilmelidir. Finansal kaynak
sıkıntısı sebebiyle yok olan nice eser olup bunların kurtarılabilmesi için
böyle bir tahsisata ihtiyaç vardır.
·
Turizm sektöründen elde edilen gelirin belli bir kısmının bölgesel kalkınma
amacıyla da kullanılması mümkündür. Bu çerçevede, bölgeler arası gelişmeyi
sağlama amaçlı politikalar üretilmesi ve uygulanması için söz konusu tahsisatın
geri kalmış yörelerde özellikle düşük gelirli grupların sosyo-ekonomik
imkânlarının artırılmasına yönelik çalışmalarda kullanılması düşünülebilir.
·
Eğer bir faaliyet kolu ile ilgili mevzuat çok sayıda alt kanundan ve hukukî
düzenlemeden oluşuyorsa, o zaman bir düzenden ziyade karmaşa oluşması
kaçınılmaz olmaktadır. O hâlde hizmeti hem sağlayanın hem de hizmetten
faydalananın sektör kapsamında rahat ve sağlıklı hareket edebilmesi için
mevzuat düzenlemesine ve sadeleşmesine büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Tabii bu
değişim, sadece hizmet sağlayıcıları için değil aynı zamanda bundan
faydalananları da kapsayacak şekilde esnetilmeli ve genişletilmelidir.
·
Türkiye’de turizm, çeşitli faaliyet alanları itibariyle örgütlenmelerin
olduğu bir sektördür. Söz konusu meslekî oluşumlar, kendi faaliyet alanları
dahilinde çeşitli organizasyonlar tertip etmekte, karşılaşılan sorunları ve
çözümlerine ilişkin teklifleri ilgililere iletmektedirler. Bir sorunu en iyi o
sorunla karşılaşanlar bilebileceğine göre, sektörle ilgili platformlara bu tür
kuruluşlar da dahil edilerek bunların bilgilerinden ve tecrübelerinden istifade
edilmelidir.
·
Türkiye’de turizm alanında zaman zaman birtakım asayiş sorunları ile
karşılaşılmaktadır. Bu tür hadiseler, medya veya başka vasıtalarla kısa sürede
yayılmakta ve muhtemel turistlerin Türkiye’ye bakış açısında olumsuzluklara yol
açmaktadır. Bu sebeple, birçok ülkede mevcut olan Turizm Polisi uygulaması
hayata geçirilebilir. Böylece turizm alanlarında ortaya çıkan herhangi bir
güvenlik sorunu söz konusu birimlerce daha kısa sürede ve etkin biçimde çözüme
kavuşturulabilecektir.
* Yrd. Doç. Dr. Mehmet Behzat Ekinci
Mardin Artuklu Üniversitesi, İİBF, İktisat.
**
“Uluslararası Hizmet Ticaretindeki Gelişime ve Türkiye Turizm Sektörünün
Geleceğine İlişkin İncelemeler”, Türkiye’nin 2023 Yılı Hizmet İhracatı Vizyonu,
Editör: Kahraman Arslan, MÜSİAD Yayını, No: 73, 2011, 69-110.
KAYNAKLAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı;
TASAM, Türkiye’nin Stratejik Vizyonu-2023, http://www.tsv2023.org,
03.12.2010.
TCMB, Ödemeler Dengesi İstatistikleri, http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html,
02.12.2010.
TUİK, Turizm İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=51&ust_id=14,
02.12.2010.
TÜRSAB: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, Mevzuat, http://www.tursab.org.tr/tr/mevzuat,
10.12.2010.
WTO;
Yetkin, Emel. Türkiye Turizminin Sorunları ve Çözüm Önerileri, http://www.turizmhaberleri.com/KoseYazisi.asp?ID=1106,
11.12.2010.
Turizm Sektörü STK’ları: