TÜRKİYE EKONOMİSİNİN
2010 YILI İLK YARISINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
İÇİNDEKİLER:
1) REEL KESİM
1-A) BÜYÜME
1-B) SANAYİ
1-C) İSTİHDAM
2) FİNANSAL KESİM
2-A) FİYATLAR
2-B) PARASAL GÖSTERGELER
2-C) FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI
2-D) FİNANSAL KURULUŞLAR
3) KAMU MALİYESİ KESİMİ
3-A) BÜTÇE GELİŞMELERİ
3-B) BORÇ VERİLERİ
4) DIŞ İŞLEMLER KESİMİ
4-A) ÖDEMELER DENGESİ
4-B) MAL TİCARETİ
4-C) HİZMET TİCARETİ
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER
Bu çalışmada, mevcut veriler ışığında, Türkiye’de 2010 yılı
ilk yarısında meydana gelen ekonomik gelişmelere ilişkin ayrıntılı sektörel
analizler ve değerlendirmeler yapılmaktadır.
1) REEL KESİM
1-A) BÜYÜME:
Ekonomik büyümeye ilişkin veriler, Tablo 1’de yer
almaktadır.
TABLO 1: BÜYÜME (GSYH)
VERİLERİ (Üretim Yöntemine Göre, 1998 Bazlı, Sabit Fiyatlarla) (%) (Milyon $)
|
2005 |
2007 |
2009 |
2010 |
Hedef GSYH Oranı |
5.0 |
5.0 |
-3.6 |
6.8 |
Gerçekleşen GSYH Oranı |
8.4 |
4.7 |
-4.7 I. çeyrek -14.6 II. çeyrek -7.6 III. çeyrek -2.7 IV. çeyrek 6.0 |
11.0 I. çeyrek 11.7 II. çeyrek 10.3 |
|
|
|
|
|
GSYH Meblağı (cari fiyatlarla) |
481,497 |
658,786 |
616,753 |
334,464 (Ocak-Haziran) |
Kaynak: TÜİK
2003-2007 dönemi hedef büyüme oranları %5 olmakla beraber,
gerçekleşmeler 2007 yılı haricinde hep bu oranın üstündedir. 2008’de ise büyüme
oranı hedef oran olan %5.5’in çok altında gerçekleşmiş olup %0.9’dur. Global
ekonomik krizin ülkemize yansıması olarak değerlendirilebilecek bu büyüme
düşüşü, 2009 yılında da devam etmiş ve hedefin altında bir oranla %-4.7 olarak
gerçekleşmiştir. 2010’da ise global kriz, etkilerini hafifletmiş olup, bunun
yansımaları hemen tüm sektörlerde hissedilmektedir. Nitekim, ilk iki çeyrek
itibariyle büyüme oranları rekor seviyelerde gerçekleşmiş ve sırasıyla %11.7 ve
%10.3 olmuştur (Bkz. Tablo 1). Bu durumda yıl sonu büyüme oranının hedef seviye
olan %6.8’in üstüne gerçekleşmesi mümkün gözükmektedir.
TÜİK’ten yapılan açıklamaya göre, 2007 yılında, üretim
yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH 843,178 milyon TL’dir. 2008 sonu itibariyle
bu meblağ 950,098 milyon TL, 2009 yılında 952,635 milyon TL olarak
gerçekleşmiştir. 2010’un ilk yarısı meblağı ise 510,760 milyon TL’dir.
Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla Dolar cinsinden GSYH;
2003 yılında 304,901 milyon, 2005 yılında 481,497 milyon, 2007 yılında 658,786
milyon, 2008’de 741,754 milyon, 2009’da 616,753 milyon olarak gerçekleşmiştir.
2010 yılı ilk yarı rakamı ise 334,464 milyon Dolar’dır. (Bkz. Tablo 1)
2010’un ilk yarısı itibariyle bazı iktisadî faaliyet
kollarında 1998 bazlı fiyatlarla GSYH gelişme hızları şöyledir:
Tarım-avcılık-ormancılık %0.5; Madencilik ve Taş Ocakçılığı %10.6; İmalât
sanayii %18; İnşaat %15.1; Toptan ve perakende ticaret %17; Oteller ve
lokantalar %1.3; Ulaştırma-depolama-haberleşme %10.8; Malî aracı kuruluşlar
%6.8; Gayrimenkul-kiralama-iş faaliyetleri %9; Eğitim %1.3; Sağlık işleri ve
sosyal hizmetler %3.5.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre 31 Aralık 2009
tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 72.561.312 kişiden oluşmaktadır. Nüfusun %50.3’ünü (36.462.470 kişi) erkekler,
%49.7’sini (36.098.842 kişi) ise kadınlar oluşturmaktadır.
Kişi başına GSYH (KBGSYH) gelişmeleri şöyledir: Cari
fiyatlarla KBGSYH; 2006’da 7.583 $, 2007’de 9.234 $, 2008’de 10.440 $ iken
2009’da 8,578 $’a gerilemiştir.
1-B) SANAYİ:
İmalât sanayiindeki üretim değişim oranları, alt sektörler
itibariyle Tablo 2’de yer almaktadır.
TABLO 2: ÜRETİM ARTIŞI (Mevsim ve
Takvim Etkisinden Arındırılmış) (Haziran)
İKTİSADÎ FAALİYET KOLLARI |
ÜRETİM DEĞİŞİMİ (2005=100) |
|
Endeks |
Değişim |
|
TOPLAM SANAYİ |
114.1 |
-2.1 |
Madencilik ve Taş Ocakçılığı Sektörü |
128.2 |
-0.1 |
İmalât Sanayii Sektörü |
111.7 |
-2.2 |
Elektrik, Gaz ve Su Sektörü |
129.3 |
0.9 |
Kaynak: TÜİK
2005=100 temel yıllı sanayi endeksine göre, 2009 yılının
Haziran ayı ile kıyaslandığında, 2010 yılı Haziran ayında sanayi üretiminde
düşüş olduğu görülmektedir. 2010 yılı Haziran ayında alt sektörler arasında en
yüksek üretim düşüşü imalât sanayii sektöründe gerçekleşmiştir. (Bkz. Tablo 2)
TABLO 3:
KAPASİTE KULLANIM ORANLARI (%)
|
2008 |
2009 |
2010 |
Ocak |
77,9 |
61,6 |
68,6 |
Şubat |
78,0 |
60,9 |
67,8 |
Mart |
76,9 |
58,7 |
67,3 |
Nisan |
78,6 |
59,7 |
72,7 |
Mayıs |
79,2 |
64,0 |
73,3 |
Haziran |
80,3 |
67,5 |
73,3 |
Temmuz |
79,8 |
67,9 |
|
Ağustos |
80,0 |
68,9 |
|
Eylül |
77,3 |
68,0 |
|
Ekim |
75,8 |
68,2 |
|
Kasım |
71,8 |
69,8 |
|
Aralık |
64,9 |
67,7 |
|
Kaynak:
TÜİK
2010 yılı ilk yarısındaki kapasite kullanım oranları (KKO),
2009’un aynı dönemi ile kıyaslandığında belirgin bir şekilde yüksek seviyelerde
gerçekleşmiştir. 2010 yılı ilk yarısında ortalama KKO %70.5 seviyesindedir.
2009’un aynı döneminde bu oran %62.1 idi. Global krizin şiddetini yitirmeye
başladığı son dönemde, Türkiye’de sanayideki üretim artışı bariz bir biçimde bu
oranlardan da görülebilmektedir. (Bkz. Tablo 3)
1-C) İSTİHDAM:
TÜİK Hane Halkı İş Gücü Anketi sonuçlarına göre, 2010 yılı
ilk yarısında (Haziran Dönemi;
Mayıs-Haziran-Temmuz) kurumsal olmayan nüfusa ilişkin istihdam durumu Tablo
6’da yer almaktadır.
TABLO 4: KURUMSAL OLMAYAN NÜFUSUN İŞ
GÜCÜ DURUMU (000 kişi) (Haziran Dönemi; May-Haz-Tem)
|
2009 |
2010 |
KURUMSAL OLMAYAN SİVİL
NÜFUS |
70,505 |
71,307 |
15 ve Üstü Yaştaki Nüfus |
51,644 |
52,503 |
|
|
|
İŞ GÜCÜ DURUMU |
25,216 |
26,239 |
İstihdam Edilen |
21,947 |
23,488 |
İşsiz |
3,269 |
2,751 |
|
|
|
İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANI
(%) |
48.8 |
50.0 |
|
|
|
İSTİHDAM ORANI (%) |
42.5 |
44.7 |
İŞSİZLİK ORANI (%) |
13.0 |
10.5 |
Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) |
16.4 |
13.4 |
Genç Nüfusta (15-24 yaş) İşsizlik Oranı
(%) |
23.7 |
19.1 |
|
|
|
İŞ GÜCÜNE DAHİL
OLMAYANLAR |
26,428 |
26,264 |
Kaynak: TÜİK
2009 yılı ilk yarısında
istihdam edilen kişi sayısı 21,947,000 iken, 2010’un aynı döneminde bu sayı
23,488,000 kişi olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılı ilk yarısına göre 2010
yılının aynı döneminde istihdam edilen kişi sayısındaki artış 1,541,000’dir.
2009 yılı ilk yarısında işsiz sayısı ise 3,269,000’dir. 2010 yılı ilk yarısında
işsiz sayısında belirgin bir azalış meydana gelmiş olup bu sayı 2,751,000’dir.
2010 yılı ilk yarısında istihdam oranı %44.7, işsizlik oranı ise %10.5’tir.
Tarım dışı işsizlik oranı %13.4; 15-24 yaş grubundaki işsizlik oranı %19.1’dir (Bkz. Tablo 6). Global ekonomik
krizin etkilerinin hafiflediği, istihdam oranlarına da yansımış bulunmaktadır.
2) FİNANSAL KESİM
2-A) FİYATLAR:
Fiyatlarda meydana gelen değişmeler, Tablo 7’de ve 8’de yer
almaktadır.
TABLO 5: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Bir önceki aya göre değişim) (%)
|
ÜFE |
|
TÜFE |
||||
|
2008 |
2009 |
2010 |
|
2008 |
2009 |
2010 |
Ocak |
0.42 |
0.23 |
0.58 |
|
0.80 |
0.29 |
1.85 |
Şubat |
2.56 |
1.17 |
1.66 |
|
1.29 |
-0.34 |
1.45 |
Mart |
3.17 |
0.29 |
1.94 |
|
0.96 |
1.10 |
0.58 |
Nisan |
4.50 |
0.65 |
2.35 |
|
1.68 |
0.02 |
0.60 |
Mayıs |
2.12 |
-0.05 |
-1.15 |
|
1.49 |
0.64 |
-0.36 |
Haziran |
0.32 |
0.94 |
-0.50 |
|
-0.36 |
0.11 |
-0.56 |
Temmuz |
1.25 |
-0.71 |
|
|
0.58 |
0.25 |
|
Ağustos |
-2.34 |
0.42 |
|
|
-0.24 |
-0.30 |
|
Eylül |
-0.90 |
0.62 |
|
|
0.45 |
0.39 |
|
Ekim |
0.57 |
0.28 |
|
|
2.60 |
2.41 |
|
Kasım |
-0.03 |
1.29 |
|
|
0.83 |
1.27 |
|
Aralık |
-3.54 |
0.66 |
|
|
-0.41 |
0.53 |
|
Kaynak: TÜİK
“Bir önceki aya göre değişim” açısından, ÜFE’de 2010 yılı
ilk yarısında değişiklikler meydana gelmiştir. 2010 Mayıs’ında, 2009’un
Mayıs-Temmuz aylarında görülen negatif enflasyon oranlarına tekrar şahit
olunmuştur. TÜFE’de de benzer durumlar söz konusudur. (Bkz. Tablo 7)
TABLO 6: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim) (%)
|
ÜFE |
|
TÜFE |
||||
|
2008 |
2009 |
2010 |
|
2008 |
2009 |
2010 |
Ocak |
6.44 |
7.90 |
6.30 |
|
8.17 |
9.50 |
8.19 |
Şubat |
8.15 |
6.43 |
6.82 |
|
9.10 |
7.73 |
10.13 |
Mart |
10.50 |
3.46 |
8.58 |
|
9.15 |
7.89 |
9.56 |
Nisan |
14.56 |
-0.35 |
10.42 |
|
9.66 |
6.13 |
10.19 |
Mayıs |
16.53 |
-2.46 |
9.21 |
|
10.74 |
5.24 |
9.10 |
Haziran |
17.03 |
-1.86 |
7.64 |
|
10.61 |
5.73 |
8.37 |
Temmuz |
18.41 |
-3.75 |
|
|
12.06 |
5.39 |
|
Ağustos |
14.67 |
-1.04 |
|
|
11.77 |
5.33 |
|
Eylül |
12.49 |
0.47 |
|
|
11.13 |
5.27 |
|
Ekim |
13.29 |
0.19 |
|
|
11.99 |
5.08 |
|
Kasım |
12.25 |
1.51 |
|
|
10.76 |
5.53 |
|
Aralık |
8.11 |
5.93 |
|
|
10.06 |
6.53 |
|
Kaynak: TÜİK
“Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim” açısından 2010
yılı ilk yarısında ÜFE’de düzensiz hareketler görülmektedir. Benzer eğilim
TÜFE’de de mevcuttur. (Bkz. Tablo 8)
2008’in Mart’ı itibariyle çift haneye yükselen ÜFE, Aralık’ı
itibariyle tek haneye tekrar inmiş olup, bu eğilim 2009’da da sürmüştür. Ancak
2010 Nisan’ında tekrar çift haneye şahit olunmuştur. Ancak, sonraki aylar
itibariyle tekrar tek haneye inilmiştir. TÜFE’de ise 2008 Mayıs’ında çift
haneye çıkan oran, 2009 başında tek haneye inmiş ve bu eğilimini
sürdürmektedir. Ancak 2010 Şubat ve Nisan aylarında çift haneli oranlar
gerçekleşmiştir. Sonraki aylarda ise çift haneler yerlerini tekrar tek hanelere
bırakmıştır. (Bkz. Tablo 8)
2003, 2004 ve 2005 yıllarında hedef enflasyon oranları
realize edilebilmekle beraber, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında bunu sağlamak
mümkün olmamıştır. 2009 yılı hedef oranı %7.5 olup, ÜFE’de Şubat’ta TÜFE’de ise
Nisan’da realize edilebilmiştir. Ancak, bu erişim bir başarıdan ziyade iç
piyasadaki daralmanın sonucu olarak değerlendirilebilir. 2010 hedef oranı ise
%6.5 olarak tespit edilmekle beraber bu oranın birkaç puan üstüne çıkılması
ihtimalinden bahsedilmektedir.
2-B) PARASAL GÖSTERGELER:
2009 yılı sonu ve 2010 yılı ilk yarı sonu itibariyle parasal
göstergeler ve bunlar arasındaki değişim oranları, Tablo 9’da verilmiştir.
TABLO 7: PARASAL
GÖSTERGELER (Milyon TL)
|
25 Aralık 2009 |
09 Temmuz 2010 |
Değişim (%) |
Dolaşımdaki Para |
35,400 |
40,573 |
14.6 |
Vadesiz Mevduat |
35,754 |
38,832 |
8.6 |
M1 |
71,153 |
79,405 |
11.6 |
Vadeli Mevduat |
247,566 |
281,184 |
13.6 |
M2 |
318,719 |
360,589 |
13.1 |
Döviz Tevdiatı |
139,321 |
133,994 |
-3.8 |
Döviz Tevdiatı (Milyar Dolar) |
92,400 |
86,700 |
-6.2 |
M2Y |
458,040 |
494,583 |
8.0 |
Dolarizasyon (DTH/M2Y) |
30.4 |
27.1 |
-10.9 |
Mevduat Bankaları Kredileri |
289,388 |
352,928 |
22.0 |
Açık Piyasa İşlemleri |
-12,248 |
-12,821 |
4.7 |
Kamu Menkul Kıymetleri |
233,783 |
239,818 |
2.6 |
Kaynak: TCMB
2009 sonu itibariyle 35.4 milyar TL olan dolaşımdaki para
meblağı, 2010 yılı ilk yarı sonu itibariyle 40,6 milyar TL civarına yükselmiş
olup artış oranı %14.6’dır. Vadesiz mevduatta da %8.6’lık bir artış meydana
gelmiştir. Vadeli mevduattaki artış ise daha yüksek seviyede olup %13.6
oranındadır. TL bazında döviz tevdiatında düşüş meydana gelmiş olup oran
%-3.8’dir. Dolar bazında döviz tevdiatındaki azalış ise %-6.2’dir. (Bkz. Tablo
9)
2009 sonu itibariyle mevduat bankalarınca verilen toplam
kredi meblağı 289 milyar TL civarında idi. Bu meblağ, 2010 yılı ilk yarı sonu
itibariyle 353 milyar TL civarına yükselmiştir. Söz konusu kredilerde %22’lik
artış meydana gelmiştir. Kredilerdeki bu seviyedeki artış; iktisadî şartlardaki
iyileşme bir yana, insanların geleceğe yönelik olumlu bakışının ayrı bir
göstergesi olarak değerlendirilebilir. (Bkz. Tablo 9)
2-C) FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI:
2010 yılı ilk yarısında, seçilmiş finansal yatırım
araçlarının nominal ve reel getirileri Tablo 10’da yer almaktadır.
TABLO 8: SEÇİLMİŞ
FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARININ REEL GETİRİLERİ (Haziran)
|
REEL GETİRİ (2003=100) |
||
ÜFE (%) |
TÜFE (%) |
||
YILLIK ORTALAMA |
ALTIN (KÜLÇE) BORSA İNDEKSİ (İMKB 100) EURO DOLAR MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) |
23.36 46.38 -17.44 -5.21 2.78 |
22.53 45.39 -17.99 -5.85 2.09 |
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre, 2010 yılı
Haziran’ında; 2003=100 temel yıllı ÜFE ile indirgendiğinde yıllık ortalamalar
itibariyle en yüksek getiri Borsa ile elde edilmişken, en fazla zarar Euro ile
gerçekleşmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde durum yine aynı merkezdedir. (Bkz.
Tablo 10)
2-D) FİNANSAL KURULUŞLAR:
2010 yılı ilk yarı sonu itibariyle Türkiye’de faaliyette
bulunan finansal kuruluşlar Tablo 11’de yer almaktadır.
TABLO 9: TÜRKİYE’DEKİ
FİNANSAL KURULUŞLAR (Adet)
KURULUŞ |
2009 |
2010 (Haziran) |
Kamu Kalkınma ve Yatırım Bankaları |
4 |
4 |
Kamu Mevduat Bankaları |
3 |
3 |
TMSF Bünyesindeki Banka (Birleşik Fon bankası A.Ş.) |
1 |
1 |
Özel Yatırım Bankaları |
5 |
5 |
Özel Mevduat Bankaları |
11 |
11 |
Türkiye’de Kurulu Yabancı Yatırım Bankaları |
4 |
4 |
Türkiye’de Kurulu Yabancı Mevduat Bankaları |
11 |
11 |
Mevduat Toplama Yetkisine Sahip Yabancı Banka Şubeleri |
6 |
6 |
|
|
|
Katılım Bankaları (Özel Finans Kurumları) |
4 |
4 |
|
|
|
Türkiye’de Temsilciliği Bulunan Yabancı Banka Sayısı |
44 |
41 |
|
|
|
Leasing Kuruluşları |
48 |
46 |
Factoring Kuruluşları |
76 |
79 |
Tüketici Finansman Kuruluşları |
10 |
10 |
Varlık Yönetim Şirketleri |
6 |
6 |
Finansal Holding Kuruluşları |
3 |
3 |
Kaynak: BDDK
2009 yılı ilk yarı sonu itibariyle toplam banka sayısı 45,
Katılım bankaları 4, Leasing kuruluşları 46, Factoring kuruluşları ise 79’dur.
Tüketici finansman kuruluşlarının sayısı 10, Varlık yönetim şirketleri ise 6
adettir. (Bkz. Tablo 11)
3) KAMU MALİYESİ KESİMİ
3-A) BÜTÇE GELİŞMELERİ:
2010 yılı ilk yarısında bütçe gelişmeleri Tablo 12’de yer
almaktadır.
TABLO 10: BÜTÇE İLE
İLGİLİ GELİŞMELER (000 TL) (%) (Ocak-Haziran)
|
2009 |
2010 |
ARTIŞ (10/09) (%) |
GELİRLER |
101,626,268 |
121,064,805 |
19.1 |
Genel Bütçe Gelirleri |
98,286,792 |
116,843,307 |
18.9 |
Vergi Gelirleri |
79,083,322 |
98,622,158 |
24.7 |
Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri |
7,312,851 |
6,302,452 |
-13.8 |
Alınan Bağışlar ve Yardımlar |
521,949 |
1,120,849 |
114.7 |
Faizler, Paylar ve Cezalar |
9,799,209 |
10,060,040 |
2.7 |
Sermaye Gelirleri |
1,397,345 |
633,916 |
-54.6 |
Alacaklardan Tahsilat |
172,116 |
103,892 |
|
Özel Bütçeli İdare Gelirleri |
2,016,179 |
2,828,423 |
40.3 |
Düzenleme ve Denetleme Kurum Gelirleri |
1,323,297 |
1,393,075 |
5.3 |
|
|
|
|
HARCAMALAR |
124,830,776 |
136,494,290 |
9.3 |
Faiz Hariç Harcamalar |
97,588,623 |
108,935,438 |
11.6 |
Personel Giderleri |
28,468,920 |
31,736,186 |
11.5 |
Sos. Güv. Kur. Devlet Primleri |
3,446,440 |
5,361,268 |
55.6 |
Mal ve Hizmet Alımları |
10,698,808 |
10,515,432 |
-1.7 |
Cari Transferler |
46,097,195 |
51,820,641 |
12.4 |
Sermaye Giderleri |
4,986,837 |
5,462,435 |
9.5 |
Sermaye Transferleri |
1,176,611 |
1,401,440 |
19.1 |
Borç Verme |
2,713,812 |
2,638,036 |
-2.8 |
Faiz Harcamaları |
27,242,153 |
27,558,852 |
1.2 |
|
|
|
|
BÜTÇE DENGESİ |
-23,204,508 |
-15,429,485 |
-33.5 |
|
|
|
|
Faiz Dışı Denge |
4,037,645 |
12,129,367 |
200.4 |
Kaynak: MB
2010 yılı ilk yarısında elde edilen gelir meblağı 121,065
milyon TL’dir. 2009’un aynı dönemine göre artış meydana gelmiş olup, oran
%19.1’dir. Aynı dönemdeki harcama meblağı 136,494 milyon TL olup, 2009’un aynı
dönemine göre artış oranı %9.3’tür. (Bkz. Tablo 12)
2010 yılı ilk yarısında faiz harcamaları meblağı 27,559
milyon TL olup, 2009 yılının aynı döneminde göre %1.2 oranında artış kaydetmiştir.
Faiz dışı dengede önceki döneme göre belirgin bir artış söz konusudur. Nitekim,
2009 yılının ilk yarısında 4 milyar TL olan faiz dışı fazla, 2010 yılı aynı
döneminde 12 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup, artış oranı %200 civarındadır.
(Bkz. Tablo 12)
Bütçe dengesinde ise lehte gelişmeler meydana gelmiştir.
Nitekim, 2009’un ilk yarısında 23 milyar TL civarında olan bütçe açığı, 2010
yılının aynı döneminde 15 milyar TL civarına düşmüştür. Meydana gelen azalış
oranı %-33.5’tir. (Bkz. Tablo 12)
3-B) BORÇ VERİLERİ:
İç ve dış borçlara ilişkin bilgiler Tablo 13-16’da yer
almaktadır.
TABLO 11: İÇ BORÇ
DURUMU (Milyon TL)
|
2008 |
2009 |
2010 (Haziran) |
MEBLAĞ |
248,691 |
330,005 |
343,142 |
VADE (ay) |
24.4 |
24.4 |
27.9 |
Kaynak: HM
2010 yılı ilk yarısı itibariyle toplam iç borç stoku 343,142
milyon TL’dir. 2009 yılı sonuna göre meydana gelen artış 13,137 milyon TL’dir.
Stokun ortalama vadeye kalan gününde ise artış meydana gelmiştir. 2009 sonunda
24.4 ay olan ortalama vade, 2010 yılı ilk yarı sonunda 27.9 aya çıkmıştır.
(Bkz. Tablo 13)
TABLO 12: DIŞ BORÇ
DURUMU (Milyon $)
|
2008 |
2009 |
2010 (Temmuz) |
TOPLAM |
277,125 |
268,313 |
266,339 |
*Kısa Vadeli |
50,448 |
49,406 |
61,964 |
*Uzun Vadeli |
226,677 |
218,907 |
204,375 |
Kaynak: HM
2009 yılı sonunda 268,313 milyon Dolar olan dış borç stoku,
2010 yılı ilk yarı sonunda 266,339 milyon Dolar’a gerilemiştir. Vadeler
açısından dış borçlar temel karakteristiğini sürdürmekte olup, ağırlıklı olarak
uzun vadelidir. 2009 yılı ilk yarı sonu itibariyle uzun vadeli borçların toplam
borç içindeki payı %77 civarındadır. (Bkz. Tablo 14)
TABLO 13: DIŞ BORÇ
KOMPOZİSYONU (%)
DÖVİZ CİNSİ |
2008 |
2009 |
2010 (Temmuz) |
Dolar |
55.2 |
53.0 |
54.1 |
Euro |
34.7 |
35.5 |
32.5 |
SDR |
3.1 |
3.5 |
3.1 |
Yen |
1.4 |
1.4 |
1.6 |
Diğer |
0.6 |
0.7 |
0.9 |
Kaynak: HM
2010 yılı ilk yarı sonu itibariyle dış borcun %54.1’i ABD
Doları cinsindendir. Müteakiben; Euro, SDR, Yen ve diğer para birimleri
cinsinden borçlar gelmektedir. (Bkz. Tablo 15)
TABLO 14: MERKEZÎ
İDARE BORÇ STOKU (Alacaklıya Göre) (Milyar $)
|
2008 |
2009 |
2010 (Haziran) |
TOPLAM BORÇ STOKU |
251.5 |
293.2 |
291.4 |
I) İÇ BORÇ STOKU |
181.7 |
219.2 |
217.9 |
a) Piyasa |
138.3 |
178.7 |
180.4 |
b) Kamu Kesimi |
43.5 |
40.5 |
37.5 |
|
|
|
|
II) DIŞ BORÇ STOKU |
69.8 |
74.1 |
73.5 |
a) Kredi |
30.9 |
33.2 |
31.8 |
a.1)
Uluslararası Kuruluşlar (IMF
Kredisi) |
18.9 (8.6) |
21.4 (7.9) |
20.1 (6.8) |
a.2) Hükûmet
Kuruluşları |
5.5 |
5.7 |
5.6 |
a.3) Ticarî
Bankalar |
6.4 |
6.1 |
6.1 |
b) Tahvil |
38.9 |
40.9 |
41.7 |
Kaynak: HM
Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, alacaklılarına göre
merkezî idare toplam borç stoku; 2008 sonu itibariyle 251.5 milyar Dolar iken,
2009 sonunda 293.2 milyar Dolar’a yükselmiştir. Söz konusu meblağ, 2010 yılı
Haziran’ı sonunda 291.4 milyar Dolar’a gerilemiştir. IMF kredisinde de
azalmalar söz konusudur. Nitekim 2008 sonunda 8.6 milyar Dolar olan IMF borcu,
2009 sonu itibariyle 7.9 milyar Dolar’a gerilemişken, 2010 Haziran’ı sonunda
6.8 milyar Dolar’a gerilemiştir (Bkz. Tablo 16).
4) DIŞ İŞLEMLER KESİMİ
4-A) ÖDEMELER DENGESİ:
Ödemeler dengesi bilgilerine Tablo 17’de yer verilmektedir.
TABLO 15: ÖDEMELER
DENGESİ (Milyon $)
|
2008 |
2009 |
2010 (Ock-Haz) |
I. CARİ İŞLEMLER HESABI |
-41,623 |
-14,402 |
-21,363 |
I.a) Dış Ticaret
Hesabı |
-53,174 |
-24,511 |
-20,894 |
I.b) Hizmetler
Hesabı |
17,457 |
16,305 |
2,946 |
I.c) Gelir Hesabı |
-7,967 |
-8,114 |
-3,982 |
I.d) Cari
Transferler Hesabı |
2,018 |
2,299 |
567 |
|
|
|
|
II. SERMAYE VE FİNANS HESAPLARI |
37,052 |
9,761 |
21,679 |
II.a) Sermaye
Hesabı |
- |
- |
- |
II.b) Finans
Hesabı |
37,052 |
9,761 |
21,679 |
|
|
|
|
III. NET HATA VE NOKSAN |
4,571 |
4,641 |
-316 |
Kaynak: TCMB
Cari işlemler hesabı; 2008 sonunda 41.6 milyar Dolar açık
vermişken, 2009 yılı açık meblağı 14.4 milyar Dolar’a gerilemiş olup, azalış
oranı %289 civarındadır. 2010 yılı ilk yarı sonundaki cari açık meblağı ise
21.4 milyar Dolar’dır (Bkz. Tablo 17). 2009’un toplam açığı ile
kıyaslandığında, 2010 ilk yarısı açık meblağı, yılın sonunda 2008 seviyelerine
yaklaşacak gibi görünmektedir.
4-B) MAL TİCARETİ:
Ana ve alt kalemler itibariyle mal ticareti verileri, Tablo
18’de ve 19’da yer almaktadır.
TABLO 16: DIŞ TİCARET
BİLEŞİMİ (000 $) (Ocak-Haziran)
|
2009 |
2010 |
Değişim (%) |
İHRACAT |
47,722 |
54,822 |
14.9 |
İTHALÂT |
62,366 |
83,324 |
33.6 |
DIŞ TİCARET DENGESİ |
-14,644 |
-28,501 |
94.6 |
İHRACAT / İTHALÂT (%) |
76.5 |
65.8 |
|
Kaynak: DTM
2010 yılı ilk yarısı ihracatı 54.8 milyar Dolar, ithalâtı
ise 83.3 milyar Dolar’dır. 2009 yılının aynı dönemine göre önemli ölçüde
artışlar meydana gelmiş olup, sırasıyla %15 ve %33.6’dır. Dış ticaret açığında
meydana gelen yükselme %94.6’dir. 2010 yılı ilk yarısında ihracatın ithalâtı
karşılama oranı %65.8’dir. Bu oran, 2009 yılının aynı dönemine göre 11 puan
civarında düşüş sergilemiştir. Bu puan düşüşü, söz konusu dönemde ihracatımızın
azaldığı anlamına gelmemektedir. Zira ithalâtta da önemli ölçüde artış meydana
gelmiş olması böyle bir sonucu doğurmaktadır. (Bkz. Tablo 18)
TABLO 17: GENİŞ
EKONOMİK GRUPLARIN SINIFLAMASINA (GEGS) GÖRE DIŞ TİCARET BİLEŞİMİ (Milyon $)
(Ocak-Haziran)
|
2009 |
|
2010 |
|
DEĞER |
|
DEĞER |
İHRACAT |
|
|
|
Sermaye (Yatırım) Malları |
5,201 |
|
5,798 |
Ara (Ham madde) Mallar |
24,303 |
|
27,306 |
Tüketim Malları |
17,963 |
|
21,423 |
Diğer |
246 |
|
664 |
|
|
|
|
İTHALÂT |
|
|
|
Sermaye (Yatırım) Malları |
13,412 |
|
16,666 |
Ara (Ham madde) Mallar |
62,529 |
|
82,923 |
Tüketim Malları |
11,669 |
|
14,963 |
Diğer |
424 |
|
325 |
Kaynak: DTM
2010 yılı ilk yarısında, mal sınıflamasına göre dış ticaret
bileşimi açısından ihracat alt kalemleri, sırasıyla şöyledir: Ham madde,
tüketim, yatırım ve diğer mallar. Burada dikkati çeken husus şudur: Geleneksel
olarak ihracat kalemleri arasında ilk sırayı tüketim malları alırken, 2006 yılı
itibariyle bu yapıda bir değişiklik meydana gelmiş olup, ilk sırayı ham
maddeler almıştır. Aynı dönemde, ithalât alt kalemleri ise karakteristik
yapısını sürdürmüş olup, sırasıyla şöyledir: Ham madde, yatırım, tüketim ve
diğer mallar. (Bkz. Tablo 19)
2010 yılı ilk yarısında, ülke gruplarına göre
incelendiğinde, ihracatın %43.8’inin AB ülkelerine; kalan kısmının diğer
ülkelere yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Bu oran 2009 yılının aynı döneminde
%47.8 idi. 2010’un ilk yarısında ithalâtın %56.2’si AB ülkelerinden; kalan
kısmı diğer ülkelerden gerçekleştirilmiştir. Bu oran 2009’un aynı döneminde
%52.2 idi.
4-C) HİZMET TİCARETİ:
Alt faaliyet dalları itibariyle hizmet ticareti verileri
Tablo 20’de yer almaktadır.
TABLO 18: HİZMET
TİCARETİ GELİŞMELERİ (Milyon $)
|
2008 |
2009 |
2010 (Haziran) |
HİZMETLER DENGESİ |
17,457 |
16,305 |
2,946 |
a) Ulaştırma |
265 |
1,034 |
-461 |
b) Turizm |
18,404 |
17,103 |
4,812 |
c) İnşaat |
974 |
1,090 |
420 |
d) Sigorta |
-673 |
-537 |
-294 |
e) Finans |
-137 |
-360 |
-130 |
f) Diğer Ticarî |
-1,304 |
-1,464 |
-857 |
g) Resmî |
-795 |
-846 |
-485 |
h) Diğer |
723 |
257 |
-59 |
Kaynak: TCMB
2010 yılı ilk yarısında Türkiye’nin net gelir sağlayan
başlıca hizmet alt sektörleri; turizm ve inşaattır. Söz konusu dönem itibariyle
Türkiye’nin hizmet ticareti net geliri 3 milyar Dolar civarındadır. (Bkz. Tablo
20)
TÜİK istatistiklerine göre, 2010 yılı ilk yarısında
Türkiye’yi ziyaret eden kişi sayısı 12,126,127’dir. Yurt dışını ziyaret eden
Türkiyeli turist sayısı ise 3,006,169’dur. Giriş yapan yabancı ziyaretçilerin
ülkeleri itibariyle sıralaması şöyledir: Avrupa, BDT, Asya, Afrika, Amerika,
Okyanusya, Diğer.
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER:
Türkiye’nin
Komşularıyla Dış Ticareti; Sorunlar-Fırsatlar:
Türkiye’nin dış ticaret geçmişi, esasen, 30 yıldan çok fazla
değildir. Özellikle 1980’li yıllarla beraber yürürlüğe konulan iktisadî liberal
politikalar ile bu faaliyetler giderek artan bir seyir izlemiştir. Nitekim,
1980’de 11 milyar Dolar civarında olan dış ticaret hacmi, günümüzde 250 milyar
Dolar’a yaklaşmıştır. Fakat ne yazık ki Türkiye’nin bu hacme erişmesi kolay
olmamıştır. Bunda izlenen sistematik birtakım politikaların etkisi inkâr
edilemez. Mesela, komşularıyla arasındaki dış ticaret hacminin düşüklüğü bu
durumun bariz göstergelerinden biridir.
Türkiye son yıllarda, uzunca bir süredir hemen tüm
komşularıyla izlenegelen “düşmanlık” stratejisini “dostluk” yönünde değiştirme
çabaları sergilemektedir. Bu çabalar meyvelerini vermeye başlamıştır. Nitekim,
Türkiye ve komşuları arasındaki ticaret hacminde meydana gelen olumlu
gelişmeler bu durumu teyit etmektedir. İzlenecek stratejilerle bunun daha üst
seviyelere çıkarılması gerekmektedir.
Komşu ülkelerle ticarî ilişkilerin artırılması yönünde
atılacak adımlardan biri sınırlara yakın bölgelerde ihracata yönelik üretim
tesislerinin kurulmasıdır. Kuzey Kıbrıs, Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına
yakın kısımlarda bu tür çok sayıda tesis bulunmaktadır. Mesela Kuzey Kıbrıs’a
yakın bölgelerde 5 ilde toplam 12 adet OSB mevcuttur. Benzer şekilde Yunanistan
ve Bulgaristan yakınında da iki ilde 4 adet OSB mevcuttur. Mücavir iller olan
Çanakkale, Tekirdağ ve İstanbul da dikkate alındığında bu sayılar 5 ile ve 16
OSB’ye yükselmektedir.
Doğu Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde ise
bu yönde ciddi eksikliklerin var olduğu bilinen bir gerçektir. Mesela
Gürcistan’a yakın 1 il ve 1 OSB varken, İran’a yakın 4 il ve 4 OSB vardır. Doğu
Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde en fazla ile ve OSB’ye sahip
olan ülke Suriye olup 6 ilde 12 OSB mevcuttur. Ancak, bu OSB’lerin boyutu Kuzey
Kıbrıs, Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına yakın kısımlarda bulunan
OSB’lerle kıyas kabul etmeyecek nitelikte ve niceliktedir.
Doğu Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde
kurulacak üretim birimleri, Türkiye’nin komşu ülkeleri Gürcistan, Ermenistan,
İran, Irak ve Suriye ile ihracatını artırmada büyük önem arz etmektedir. Bunun
için yatırımcılara “gidin üretim tesisleri kurun” demek yeterli olmayacaktır.
Bunlara özel teşvik politikaları uygulamak da sanayileşme stratejisinin önemli
bir ayağı olacaktır. Halihazırda uygulanan bazı teşvik politikaları olmakla
beraber, özelde söz konusu bölgelere has teşviklerin bu yönde hareketi daha da
hızlandıracağı açıktır. Bu çerçevede mevcut OSB’lerin güçlendirilmesi ve daha
fazla yatırımcının buralara gelmesi sağlanmalıdır.
Ayrıca, sanayileşme stratejileri izlenirken, bunların dış
ticaretle olan ilişkisi de göz önüne alınabilirse Türkiye açısından da önemli
gelişmeler sağlamak mümkün hâle gelecektir. Türkiye’nin komşu ülkeleriyle
yaptığı dış ticaret mal-hizmet bileşimi dikkate alınarak her ülkeye komşu veya
yakın olan bölgesinde de bu bileşime uygun bir sanayileşme stratejisi
izlenebilir. Mesela, güneyindeki-güney doğusundaki ülkeler; Suriye, Irak, İran
için gıda ağırlıklı bir sanayileşme stratejisi izlenebilir. İlaveten inşaatla
bağlantılı sınaî tesislerin kurulması da mümkündür. Yine kuzeyindeki-kuzey
doğusundaki ülkeler; Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan için tekstil bağlantılı
sanayileşmeye gidilebilir. Veya söz konusu ülkelerin ithalâtlarında ağırlığı
oluşturan kalemlerle bağlantılı sınaî tesislerin kurulmasına yönelik
stratejiler geliştirilebilir.
OSB’ler yanında uygulamaya geçirilen diğer bir model de
STM’lerdir. Temel maksadı Türkiye’nin Kuzey Doğu, Doğu ve Güney Doğu Anadolu
Bölgelerinde iktisadî gelişmeyi sağlamak ve hızlandırmak olan bu uygulama,
esasen hizmet sektörü bağlantılıdır. Bu çerçevede komşu ülkelerle ticarî
faaliyetler (ihracat-ithalât) icra edilmektedir. Bu uygulama ileri seviyeler
taşındığı takdirde, OSB’lerle bağlantısı kuvvetlendirilerek daha etkin hale
getirilebilir. Bu çerçevede OSB’lerde üretilen malların/hizmetlerin STM’ler
vasıtasıyla ticarete konu edilmesi mümkün olacaktır.
Sadece yurt içine değil, yurt dışına yönelik üretimde de
bulunan sınaî tesisler, pazara yakınlık dolayısıyla düşük maliyetle üretimde
bulunabilecek ve böylece rekabet edebilir bir yapıya kavuşulmasına imkân
sağlayacaktır. Neticede Türkiye’nin dış ticaret hacmi artarken, bölgesel
kalkınmanın sağlanmasında da önemli mesafeler kat edilmiş olacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Behzat Ekinci
Mardin Artuklu Üniversitesi
İİBF, İktisat Bölümü
Kaynaklar:
TÜİK, DPT,
HM, DTM, TCMB, MB, BDDK, Turkish Bank.