TÜRKİYE EKONOMİSİNİN
2005 YILI İLK YARISINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
İÇİNDEKİLER:
HAVADİS
1) REEL KESİM
1-A) BÜYÜME
1-B) SANAYİ
1-C) İSTİHDAM
2) FİNANSAL KESİM
2-A) FİYATLAR
2-B) PARASAL GÖSTERGELER
2-C) FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI
3) KAMU MALİYESİ KESİMİ
4) DIŞ TİCARET KESİMİ
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER
HAVADİS:
Bu
çalışmada, 2005 yılının ilk yarısında meydana gelen ekonomik gelişmelere ilişkin
ayrıntılı sektörel analizler yapılmaktadır. Öncelikle, söz konusu dönemde
Türkiye’de ve dünyada meydana gelen bazı sosyo-ekonomik, siyasî, hukukî ve
kültürel gelişmelere yer verilmektedir:
·
1
Ocak: Yeni yılla birlikte Türkiye’nin yeni para birimi Yeni Türk Lirası (YTL)
tedavüle girdi; akaryakıtta serbest fiyat belirleme dönemi ülke genelinde
başlatıldı; bazı ürünlerde KDV oranı %18’den %8’e düşürüldü.
·
6
Ocak: SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devrini öngören yasa tasarısı,
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
·
7
Ocak: Hakkında dolandırıcılık ve Çek Kanunu’na muhalefet etmek suçlarından
kesinleşmiş hapis cezası bulunan Milli Savunma eski bakanlarından Ercan
Vuralhan, Kartal Cezaevi’ne gönderildi.
·
17
Ocak: Yapılan seçimlerde 743 oy alarak birinci olan Prof. Dr. Mesut Parlak,
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı.
·
29
Ocak: CHP 13. Olağanüstü Kurultayı’nda, Deniz Baykal ilk turda 674 oy alarak
tekrar parti genel başkanlığına seçilirken, Mustafa Sarıgül 460 oyda kaldı.
·
30
Ocak: Microsoft’un sahibi Bill Gates, Başbakan Erdoğan’ın davetlisi olarak
Türkiye’ye geldi.
·
31
Ocak: Türkiye’nin en büyük bankalarından Yapı Kredi, Koç ve İtalyan
Unicredito’ya satıldı.
·
7
Şubat: İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Başkanlık Divanı
Üyeleri, görevlerinden istifa etti.
·
13
Şubat: Türkiye, Afganistan’da bulunan ISAF’ın komutasını Kabil’de düzenlenen
törenle ikinci kez devraldı.
·
13
Şubat: İran Meclisi, İrancell kanununu onayladı. Buna göre, yerel şirketlerin
hisse oranı %51’e çıkarılırken Turkcell’in hissesi %49’da kaldı.
·
15
Şubat: Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, partisinden ve görevinden istifa
etti.
·
17
Şubat: Avrupa Birliği Konseyi, Kıbrıs’ın kuzeyi ile güneyi arasındaki ticareti
düzenleyen “Yeşil Hat” tüzüğünü onayladı.
·
17
Şubat: Fransa Senatosu, Türkiye’nin AB üyeliği için referanduma gidilmesini
öngören yasa tasarısını onayladı.
·
19
Şubat: Hazar petrolünü uluslararası pazarlara taşıyacak Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru
Hattı’nın Azerbaycan ayağından petrol pompalanmaya başlandı.
·
21
Şubat: Kültür ve Turizm Bakanlığı’na AKP Aydın milletvekili Atilla Koç atandı.
·
28
Şubat: Genelkurmay Başkanlığı, TSK’de “andıç” tartışmalarıyla gündeme gelen
psikolojik harekat birimlerini kapattı.
·
7
Mart: Türkiye ile AB arasında, 17 Aralık Brüksel Zirvesi’nden sonraki ilk resmî
temas olan Türkiye-AB Troykası Ankara’da toplandı.
·
10
Mart: SEKA İzmit İşletmesi’nde işçiler, hükûmetin sunduğu “işletmenin,
çalışanlarıyla birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi”
önerisini kabul ederek günlerce süren eylemlerine son verdi.
·
15
Mart: Cumhurbaşkanı Sezer tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri
gönderilen “öğrenci affı” yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
·
16
Mart: Yabancıların radyo ve televizyonlarda hak sahibi olmalarının önünü açan
yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
·
21
Mart: Mersin’de yapılan Nevruz gösterileri sırasında, aralarında çocukların da
bulunduğu bir grup tarafından Türk bayrağını yakma girişiminde bulunuldu.
·
25
Mart: Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla
CHP’den ihraç edildi.
·
29
Mart: CHP’den istifa eden 5 milletvekili, SHP’ye katıldı. Böylece SHP de
meclise girmiş oldu.
·
31
Mart: ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, Dünya Bankası Başkanlığı’na
seçildi.
·
2
Nisan: ANAP 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde, genel başkanlığa Isparta
Milletvekili Erkan Mumcu seçildi.
·
6
Nisan: Trabzon’da, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TAYAD)
adına bildiri dağıtmak isteyen öğrencilerin polis tarafından engellemesi sonucu
başlayan tartışmalar, birtakım çatışmalara yol açtı.
·
13
Nisan: Cumhurbaşkanı Sezer, ABD ile Türkiye arasında gerilime sebep olan Suriye
ziyaretini gerçekleştirmek üzere Şam’a gitti.
·
16
Nisan: İstanbul’da yapılan MÜSİAD 14. Olağan Genel Kurulu’nda, Ömer Bolat
yeniden başkan seçildi.
·
17
Nisan: KKTC’de yapılan seçimlerde, oyların %55,6’sını alan Mehmet Ali Talat,
ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu.
·
22
Nisan: Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iade edilen ve “Torba Yasası” diye
adlandırılan yasa, TBMM’de aynen kabul edildi.
·
26
Nisan: BM, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş’in, BM Kalkınma Programı
(UNDP) Başkanlığı’na seçildiğini resmen açıkladı.
·
5
Mayıs: Türkiye’nin Davos’u olarak nitelendirilen “Forum İstanbul-Hedef 2023”,
5-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi.
·
8
Mayıs: TOBB’un 60. Genel Kurulu’nda, Rifat Hisarcıklıoğlu yeniden başkanlığa
seçildi.
·
12
Mayıs: AİHM, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın adil yargılanmadığına karar verdi.
·
13
Mayıs: 13 ili daha teşvik uygulamaları kapsamına alan tasarı, Meclis Genel
Kurulu’nda kabul edildi.
·
14
Mayıs: DYP’nin 8. Olağan Büyük Kongresi’nde, Mehmet Ağar yeniden başkan
seçildi.
·
15
Mayıs: Ankara’da “İnanca saygı, başörtüsüne özgürlük” sloganıyla düzenlenen
mitinge, 60 binden fazla insan katıldı.
·
16
Mayıs: OECD’nin karşılaştırmalı fiyat seviyesi Mart ayı sıralamasına göre, 30
OECD ülkesi içinde Türkiye en ucuz 5. ülke oldu.
·
18
Mayıs: ABD Yüksek Mahkemesi, Uzan’ların temyiz başvurusunu reddetti.
·
24
Mayıs: Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye-AB üyelik müzakerelerinde “baş
müzakereci” seçildi.
·
25
Mayıs: Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na, Bakü’de düzenlenen törenle ilk
petrol pompalandı.
·
31
Mayıs: OECD’nin son açıklamalarına göre Türkiye, %20’lik artış hızıyla, 30 ülke
arasında enerji fiyatı en hızlı yükselen ülke oldu.
·
2
Haziran: Kabinede yapılan revizyonla Devlet Bakanlığı’na Nimet Çubukçu,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na Faruz Nafiz Özak, Tarım ve Köy İşleri
Bakanlığı’na da Mehmet Mehdi Eker getirildi.
·
13
Haziran: AB Genel İşler Konseyi, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin kapsama alanını
genişleten Ankara Antlaşması ek protokolünü onayladı.
·
18
Haziran: TMSF, Balkaner Grubu’na ait 10 şirkete, Bankalar Kanunu’nun 15/7-A
maddesi gereğince el koydu.
·
23
Haziran: AB Parlamentosu’nda konuşan İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB’nin,
hedefi tam üyelik olan Türkiye’ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi
gerektiğini söyledi.
·
24
Haziran: Çok sayıda akademisyen, hukukçu, yazar ile barış girişimcisinin
katıldığı “Irak Dünya Mahkemesi”, 24-26 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da
yapıldı.
·
25
Haziran: Murat Karayalçın, SHP 2. Olağan Kurultayı’nda yeniden genel başkanlığa
seçildi.
·
27
Haziran: KKTC Cumhurbaşkanı Talat; Rumlara, izolasyonların kaldırılması ve
limanların açılması karşılığında Maraş’ı vermeyi önerdiklerini ancak Rumların
bu öneriyi reddettiğini söyledi.
·
28
Haziran: 32. İKÖ Dışişleri Bakanları Toplantısı, 28-30 Haziran tarihleri
arasında Yemen’in başkenti Sana’da yapıldı.
·
29
Haziran: AB Komisyonu, Türkiye’nin Ekim ayında başlayacak tam üyelik
müzakerelerinin çerçevesini belirleyecek belgeyi kabul etti.
·
29
Haziran: Cumhurbaşkanı Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği TCK
değişikliğini öngören yasa, TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edildi.
Mevcut veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin 2005 yılının
ilk altı ayına ilişkin görünümü şu şekildedir:
1)REEL KESİM
1-A)BÜYÜME:
Ekonomik büyümeye ilişkin veriler, Tablo 1’de yer
almaktadır.
TABLO 1: BÜYÜME (GSMH)
ORANLARI (%)
YILLAR |
BÜYÜME ORANI |
1999 |
-6,4 |
2000 |
6,3 |
2001 |
-9,5 |
2002 |
7,9 |
2003 (hedef) (gerçekleşen) |
5,0 5,9 |
2004 (hedef) (gerçekleşen) I.çeyrek II.çeyrek III.çeyrek IV.çeyrek |
5,0 9,9 13,9 15,7 5,7 6,6 |
2005 (hedef) I.çeyrek |
5,0 5,3 |
Kaynak:DİE
Türkiye,
son üç yıldır büyüme kaydetmektedir. 2001 yılında derinleşen kriz sonrasında
gerçekleşen bu büyüme oranları, ekonominin toparlanma sürecinde olduğunu göstermektedir.
2005 yılı hedeflenen büyüme oranı da 2003 ve 2004 yıllarında olduğu gibi
%5’tir. İlk çeyrekteki büyüme oranı ise bunun üstünde olup, %5,3’tür. Fakat
2004 yılı ilk çeyrek oranıyla kıyaslandığında, bu oranın çok düşük olduğu
görülmektedir. Bununla beraber, hedef büyüme oranının bu sene için de realize
edilebileceği ifade edilebilir. (Bkz. Tablo 1)
DİE’den
yapılan açıklamaya göre, 2005 yılı ilk çeyreği itibariyle, üretim yöntemine
göre cari fiyatlarla YTL bazında GSYİH büyüme hızı %15,2’dir. Bazı alt
sektörlerde aynı dönemde sağlanan büyüme oranları ise cari fiyatlarla şöyle
olmuştur: Tarım %4,5; Sanayi %16,7; İnşaat %35,7; Ticaret %17,5; Ulaştırma ve
Haberleşme %12,4; Malî Kuruluşlar %7,6; Serbest Meslekler ve Hizmetler %15,7.
2005 yılı
ilk çeyreğinde, üretim yöntemine göre GSMH, cari fiyatlarla 93.079.637.768 YTL;
sabit fiyatlarla ise 29.124.894 YTL olarak gerçekleşmiştir. Böylece 2005
yılında, 2004 yılının aynı dönemine göre gelişme hızı; cari fiyatlarla %16,5;
sabit fiyatlarla %5,3 olarak gerçekleşmiştir.
1-B)SANAYİ:
İmalat sanayiindeki üretim artış oranları, alt sektörler
itibariyle Tablo 2’de yer almaktadır.
TABLO 2: ÜRETİM ARTIŞI
(Ocak-Haziran)
İKTİSADÎ FAALİYET KOLLARI |
ÜRETİM DEĞİŞİMİ (%) |
|
2004 |
2005 |
|
TOPLAM SANAYİ |
13,0 |
5,0 |
Madencilik Sektörü |
-3,0 |
24,0 |
İmalat Sanayii Sektörü |
14,3 |
4,2 |
Elektrik, Gaz ve Su Sektörü |
7,2 |
6,4 |
Kaynak:DİE
Toplam
sanayi üretiminde pozitif gelişmeler olmakla beraber, 2005 yılının ilk yarısındaki
artış oranı 2004’e göre düşük gerçekleşmiştir. Alt sektörler itibariyle
incelendiğinde, madencilik sektörü hariç diğerlerinde üretimin önceki yıla göre
daha düşük oranda arttığı ortaya çıkmaktadır. Ancak, 2004’te %3 oranında azalan
madencilik sektörü üretimi, 2005 yılında dikkat çekici şekilde artmış olup,
oran %24’tür. (Bkz. Tablo 2)
TABLO 3: KAPASİTE
KULLANIM ORANLARI (%)
|
2003 |
2004 |
2005 |
Ocak |
74,9 |
77,2 |
76,8 |
Şubat |
71,9 |
73,5 |
75,8 |
Mart |
78,3 |
82,1 |
80,3 |
Nisan |
75,9 |
76,5 |
80,1 |
Mayıs |
78,7 |
84,3 |
82,2 |
Haziran |
80,1 |
85,3 |
81,5 |
Temmuz |
79,8 |
83,9 |
|
Ağustos |
79,3 |
81,4 |
|
Eylül |
83,5 |
84,3 |
|
Ekim |
80,4 |
82,4 |
|
Kasım |
79,6 |
83,5 |
|
Aralık |
79,5 |
84,0 |
|
Kaynak:DİE
2005
yılının ilk yarısında kapasite kullanım oranlarında (KKO) aylar itibariyle
dalgalı seyirler olmakla beraber, genel olarak artış eğiliminin varlığından
bahsetmek mümkündür. Ancak, 2004 yılı aylarına kıyasla 2005 yılı KKO, nispeten
düşük oranlarda gerçekleşmiştir. Ocak-Haziran dönemi ortalama KKO ise %79,5
civarındadır. (Bkz. Tablo 3)
TABLO 4: TAM KAPASİTE
İLE ÇALIŞAMAMA SEBEPLERİ (Ocak-Haziran) (%)
|
2004 |
2005 |
İç Pazarda Talep Yetersizliği |
62,5 |
54,4 |
Dış Pazarda Talep Yetersizliği |
14,7 |
17,7 |
Malî İmkânsızlık |
1,9 |
2,9 |
Yerli Mallarda Ham Madde Yetersizliği |
3,2 |
3,6 |
İşçilerle İlgili Meseleler |
3,6 |
1,7 |
İthal Mallarda Ham Madde Yetersizliği |
1,4 |
2,2 |
Kaynak:DİE
Ocak-Haziran
2005 döneminde tam kapasite ile çalışamamaya ilişkin ilk sırada belirtilen
sebep, “iç pazarda talep yetersizliği”dir. Ardından, “dış pazarda talep
yetersizliği” belirtilmiştir. Bununla beraber, 2004’ün aynı dönemi ile
kıyaslandığında, diğer sebeplere ilişkin oranlar artmış olmakla beraber, “iç
pazarda talep yetersizliği”nin ve “işçilerle ilgili meseleler”in nispî olarak
düşük seviyede gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır. (Bkz. Tablo 4)
TABLO 5: YENİ KURULAN ŞİRKET,
KOOPERATİF VE İŞ YERİ (Ocak-Haziran)
|
2004 |
2005 |
Değişim (%) |
Yeni açılan şirket ve kooperatif |
21.425 |
25.000 |
16,7 |
Kapanan şirket ve kooperatif |
3.399 |
4.289 |
26,2 |
Yeni açılan ticaret unvanlı iş yeri |
20.641 |
25.290 |
22,5 |
Kapanan ticaret unvanlı iş yeri |
8.298 |
9.020 |
8,7 |
Kaynak:DİE
2005 yılı
ilk yarısında, önceki yılın aynı dönemine göre yeni şirket ve kooperatif
açılışlarındaki artış oranı %16,7’dir. Ticaret unvanlı iş yeri açılışlarındaki
artış oranı ise %22,5’tir. (Bkz. Tablo 5)
1-C)İSTİHDAM:
DİE, Hane
Halkı İş Gücü Anketi sonuçlarına göre, 2005 yılının ilk dönemi itibariyle
kurumsal olmayan nüfusa ilişkin istihdam durumu Tablo 6’da yer almaktadır.
TABLO 6: KURUMSAL OLMAYAN NÜFUSUN İŞ
GÜCÜ DURUMU (Mart) (000 kişi)
|
2005 |
KURUMSAL OLMAYAN SİVİL
NÜFUS |
71.294 |
15 ve Üstü Yaştaki Nüfus |
50.530 |
|
|
İŞ GÜCÜ DURUMU |
23.784 |
İstihdam Edilen |
21.190 |
İşsiz |
2.594 |
|
|
İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANI
(%) |
47,1 |
|
|
İSTİHDAM ORANI (%) |
41,9 |
İŞSİZLİK ORANI (%) |
10,9 |
Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) |
14,5 |
Genç Nüfusta (15-24 yaş) İşsizlik Oranı
(%) |
20,5 |
|
|
EKSİK İSTİHDAM / İŞ GÜCÜ
ORANI (%) |
3,5 |
Genç Nüfusta (15-24 yaş) Eksik İstihdam
Oranı (%) |
4,4 |
Kaynak:DİE
Mart 2005 itibariyle istihdam edilen kişi sayısı
21.190.000’dir. İşsiz sayısı ise 2.594.000’dir. İstihdam oranı %41,9; işsizlik
oranı ise %10,9’dur. Tarım dışı işsizlik oranı %14,5; 15-24 yaş grubundaki
işsizlik oranı %20,5’tir. (Bkz. Tablo 6)
2)FİNANSAL KESİM
2-A)FİYATLAR:
2005
yılından itibaren TEFE hesaplamasından vazgeçilmiş, bunun yerine ÜFE (Üretici
Fiyatları Endeksi) hesaplamasına geçilmiştir. Ayrıca, enflasyonla ilgili daha sağlıklı
hesaplamaların yapılabilmesi için sepetlerdeki mal-hizmet sayısında değişikliğe
gidilmiştir.
DİE’den
yapılan açıklamaya göre, 2005 yılında yeni TÜFE endeks sepetinde 423 madde yer
almaktadır. Bunların 327’si 1994=100 temel yıllı TÜFE sepetinde de yer alan
maddeler olup, ayrıca 96 farklı madde eklenerek yeni sepet oluşturulmuştur.
TÜFE için 81 il merkezi ve 72 ilçeden her ay fiyatlar derlenerek hesaplamalar
yapılmaktadır. Fiyatlar 20.060 işyerinden ve 3.740 konuttan derlenen kiralarla
oluşturulmaktadır. Bu çerçevede 173.929 fiyat derlenmektedir.
ÜFE için
oluşturulacak sınıflamada, Avrupa Birliği (AB) faaliyet verilerinin
karşılaştırılabilmesine de imkân sağlanabilmesi için AB’nin faaliyet
sınıflaması olan NACE Rev.1.1 kullanılmaktadır. Üretici Fiyatları İndeksi
(ÜFE), tamamen üretimden kaynaklanan fiyat hareketlerini ölçerek, üretim
aşamasında oluşan enflasyon için gösterge oluşturmaktadır. Bu kapsamda; 1.816
üretici firma izlenerek, sepette yer alan 760 madde için 4.350 fiyat
derlenmektedir.
Fiyatlarda meydana gelen değişmeler, Tablo 7’de ve 8’de yer
almaktadır.
TABLO 7: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Bir önceki aya göre değişim) (%)
|
TEFE (ÜFE) |
|
TÜFE |
||||
|
2003 |
2004 |
2005 |
|
2003 |
2004 |
2005 |
Ocak |
5,6 |
2,6 |
-0,4 |
|
2,6 |
0,7 |
0,6 |
Şubat |
3,1 |
1,6 |
0,1 |
|
2,3 |
0,6 |
0,02 |
Mart |
3,2 |
2,1 |
1,3 |
|
3,1 |
0,9 |
0,3 |
Nisan |
1,8 |
2,6 |
1,2 |
|
2,1 |
0,6 |
0,7 |
Mayıs |
-0,6 |
0,0 |
0,2 |
|
1,6 |
0,4 |
0,9 |
Haziran |
-1,9 |
-1,1 |
-0,5 |
|
-0,2 |
-0,1 |
0,1 |
Temmuz |
-0,5 |
-1,5 |
|
|
-0,4 |
0,2 |
|
Ağustos |
-0,2 |
0,8 |
|
|
0,7 |
0,6 |
|
Eylül |
0,1 |
1,8 |
|
|
1,9 |
0,9 |
|
Ekim |
0,6 |
3,2 |
|
|
1,4 |
2,2 |
|
Kasım |
1,7 |
0,8 |
|
|
1,6 |
1,5 |
|
Aralık |
0,6 |
0,1 |
|
|
0,9 |
0,4 |
|
Kaynak:DİE
“Bir önceki
aya göre değişim” oranları açısından, ÜFE’de ve TÜFE’de düşüşler meydana
gelmiştir. İstikrarlı bir düşüş süreci yaşanmamışsa da enflasyonda gevşemenin
devam ettiği ortaya çıkmaktadır. (Bkz. Tablo 7)
TABLO 8: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim) (%)
|
TEFE (ÜFE) |
|
TÜFE |
||||
|
2003 |
2004 |
2005 |
|
2003 |
2004 |
2005 |
Ocak |
32,6 |
10,8 |
10,7 |
|
26,4 |
16,2 |
9,2 |
Şubat |
33,4 |
9,1 |
10,6 |
|
27,0 |
14,3 |
8,7 |
Mart |
35,2 |
8,0 |
11,3 |
|
29,4 |
11,8 |
7,9 |
Nisan |
35,1 |
8,9 |
10,2 |
|
29,5 |
10,2 |
8,2 |
Mayıs |
33,7 |
9,6 |
5,6 |
|
30,7 |
8,9 |
8,7 |
Haziran |
29,6 |
10,5 |
4,3 |
|
29,8 |
8,9 |
8,9 |
Temmuz |
25,6 |
9,4 |
|
|
27,4 |
9,6 |
|
Ağustos |
22,7 |
10,5 |
|
|
16,2 |
10,0 |
|
Eylül |
19,1 |
12,5 |
|
|
23,0 |
9,0 |
|
Ekim |
16,1 |
15,5 |
|
|
20,8 |
9,9 |
|
Kasım |
16,2 |
14,4 |
|
|
19,3 |
9,8 |
|
Aralık |
13,9 |
13,8 |
|
|
18,4 |
9,3 |
|
Kaynak:DİE
“Bir önceki
yılın aynı ayına göre değişim” açısından hem ÜFE’de hem TÜFE’de istikrarlı
olmasa da düşüşler meydana gelmiştir. Ocak ayı oranları baz alınarak Haziran
ayı oranları ile kıyaslandığında, belli ölçüde düşüşler gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır.
(Bkz. Tablo 8)
2003 yılı
TEFE-TÜFE hedef oranları sırasıyla %17,4 ve %20 idi. Her iki hedef de realize
olmuş ve sırasıyla %13,9 ve %18,4 olarak gerçekleşmişti. 2004 TEFE-TÜFE hedef
oranı ise %12 olup, bu hedeflere de ulaşılmıştı. 2005 TÜFE hedefi %8 olup, yıl
sonuna kadar bu orana da ulaşılabileceği belirtilebilir.
2-B)PARASAL GÖSTERGELER:
2004 yılı
sonu ve 2005 yılı Temmuz başı itibariyle parasal göstergeler ve bunlar
arasındaki değişim oranları, Tablo 9’da verilmiştir.
TABLO 9: PARASAL
GÖSTERGELER (Milyon YTL)
|
31 Aralık 2004 |
1 Temmuz 2005 |
DEĞİŞİM (%) |
Dolaşımdaki Para |
12.446 |
15.763 |
26,6 |
Vadesiz Mevduat |
17.023 |
18.338 |
0,8 |
M1 |
29.469 |
34.101 |
15,7 |
Vadeli Mevduat |
79.875 |
94.200 |
17,9 |
M2 |
109.344 |
128.301 |
17,3 |
Döviz Tevdiatı |
76.074 |
71.542 |
-0,9 |
Döviz Tevdiatı (Milyon Dolar) |
56.683 |
53.642 |
-0,9 |
M2Y |
185.419 |
199.843 |
0,8 |
Kaynak:TCMB
2004 sonu
itibariyle 12.446 milyon YTL olan dolaşımdaki para meblağı, Temmuz başı itibariyle
15.763 milyon YTL’ye yükselmiş olup, artış oranı %27 civarındadır. Vadesiz
mevduattaki artış oranı düşük seviyede olmakla beraber, vadeli mevduattaki
artış oranı %18’e tekabül etmektedir. Döviz tevdiatında ise az da olsa düşüş
meydana gelmiştir. Buradan hareketle, dolarizasyonun nispeten azaldığı, bunun
yerine “YTLirasyon” sürecinin gerçekleşmeye başladığı ifade edilebilir. (Bkz.
Tablo 9)
2004 sonu
itibariyle mevduat ve yatırım-kalkınma bankalarınca verilen yurt içi toplam
kredi meblağı 82.212 milyon YTL idi. Bu meblağ, Mayıs 2005’te 97.063 milyon
YTL’ye yükselmiştir. Artış oranı %18’e tekabül etmektedir.
2-C)FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI:
Finansal yatırım araçlarının nominal ve reel getirileri
Tablo 10’da yer almaktadır.
TABLO 10: SEÇİLMİŞ FİNANSAL
YATIRIM ARAÇLARININ NOMİNAL VE REEL GETİRİLERİ (Haziran)
|
NOMİNAL GETİRİ (%) |
REEL GETİRİ |
||
ÜFE (%) |
TÜFE (%) |
|||
3 AYLIK |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA ENDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
4,43 0,20 3,50 -4,50 2,40 |
3,48 -0,71 2,56 -5,37 1,47 |
2,64 -1,51 1,73 -6,13 0,65 |
6 AYLIK |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA ENDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
8,10 10,80 -2,60 -11,60 -6,60 |
6,09 8,74 -4,41 -13,24 -8,33 |
5,37 8,00 -5,06 -13,83 -8,96 |
YILLIK ORT. |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA İNDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
18,27 46,77 -0,26 6,35 8,03 |
4,87 30,14 -11,56 -5,70 -4,21 |
8,82 35,04 -8,23 -2,15 -0,60 |
Kaynak:DİE
DİE tarafından
yapılan açıklamaya göre, 2005 Haziran ayı itibariyle; 1994=100 temel yıllı TEFE
(ÜFE) karşısında son üç aylık dönemde; seçilmiş yatırım araçları arasında en
fazla gelir sağlayan araç mevduat faizidir. En yüksek zarar ise Euro’da
gerçekleşmiştir. (Bkz. Tablo 10)
Son altı aylık dönemde; en yüksek getiri borsada elde
edilmiştir. En fazla zarar ise yine Euro’dadır. (Bkz. Tablo 10)
Yıllık ortalamalar dikkate alındığında, en yüksek getiri
yine borsada elde edilmiştir. En fazla zarar ise Dolar’da gerçekleşmiştir.
(Bkz. Tablo 10)
Türkiye’de,
2005 yılı ilk yarısı itibariyle banka sayısı 48 olup, bunların dağılımı
şöyledir: Kamu-3; Özel-18; TMSF-1; Kalkınma-Yatırım-13; Yabancı-13. Aynı tarih
itibariyle özel finans kurumu sayısı 5’tir.
3)KAMU MALİYESİ KESİMİ
2005 yılı Ocak-Haziran dönemi bütçe gelişmeleri, Tablo 11’de
yer almaktadır.
TABLO 11: BÜTÇE İLE
İLGİLİ GELİŞMELER (Milyon YTL)
|
GERÇEKLEŞME (Ocak-Haziran) |
HEDEF |
GELİRLER |
61.511 |
126.490 |
Genel Bütçe Gelirleri |
60.396 |
124.330 |
Vergi Gelirleri |
48.571 |
106.617 |
Vergi Dışı Gelirler |
11.101 |
17.238 |
Sermaye Gelirleri |
108 |
343 |
Alınan Bağış-Yardım |
616 |
132 |
Katma Bütçe Öz Gelirleri |
1.115 |
2.160 |
|
|
|
HARCAMALAR |
65.379 |
155.628 |
Faiz Hariç Harcamalar |
41.975 |
99.188 |
Personel Giderleri |
15.729 |
31.904 |
Sos.Güv.Kur. Devlet Primi |
2.087 |
4.333 |
Mal ve Hizmet Alımları |
4.126 |
14.438 |
Cari Transferler |
16.382 |
32.499 |
Sermaye Giderleri |
2.428 |
10.071 |
Sermaye Transferleri |
491 |
1.088 |
Borç Verme |
732 |
2.805 |
Yedek Ödenekler |
--- |
2.050 |
Faiz Harcamaları |
23.404 |
56.440 |
|
|
|
BÜTÇE DENGESİ |
-3.868 |
-29.138 |
|
|
|
Faiz Dışı Denge |
19.536 |
27.302 |
Kaynak:MB
Ocak-Haziran
dönemi bütçe gelişmelerinde olumlu bir seyir göze çarpmaktadır. Hedefler
dikkate alındığında, gerçekleşen meblağlar bunu teyit etmektedir. Nitekim, söz konusu
dönemde elde edilen gelir meblağı 61,5 milyar YTL olup, hedeflenenin %49’u
civarındadır. Harcamalarda ise düşüş meydana gelmiş olup, hedeflenenin %42’lik
kısmı gerçekleşmiştir. (Bkz. Tablo 11)
Faiz
harcamaları meblağı, hedeflenenin %41’i oranında gerçekleşmiştir. Faiz dışı
dengede de önemli bir başarı elde edilmiştir. 19,5 milyar YTL civarındaki faiz
dışı fazla, ilk altı ay itibariyle hedeflenenin %72’sine tekabül etmektedir.
(Bkz. Tablo 11)
Bütçe dengesindeki
gelişme de dikkat çekici niteliktedir. Nitekim, yıl sonu itibariyle hedeflenen
bütçe açığı 29 milyar YTL iken, ilk yarıda gerçekleşen açık meblağı 3,9 milyar
YTL’dir. Malî disiplinin belli ölçüde sağlandığı ortaya çıkmaktadır. Bununla
beraber, yıl sonu gerçekleşmeleri görülmeden konu ile ilgili net
değerlendirmeler yapılması sağlıklı olmayacaktır. Belirtilmelidir ki, bütçe
gelişmeleri benzer seyirde devam ettiği takdirde Türkiye, malî disiplin
açısından önemli mesafeler kat etmiş olacaktır. (Bkz. Tablo 11)
TABLO 12: İÇ BORÇ
DURUMU (Milyon YTL)
|
2003 |
2004 |
2005 (Mayıs) |
MEBLAĞ |
194.387 |
224.483 |
235.064 |
VADE (ay) |
25,1 |
20,6 |
20,0 |
Kaynak:HM
2005 yılı Mayıs
ayı toplam iç borç stoku 235 milyar YTL’dir. 2004 yılı sonuna göre meydana
gelen artış, 10,5 milyar YTL’dir. Ortalama vadede nispî bir düşüş meydana
gelmiştir. Yıl başında 20,6 olan ortalama vade, yıl sonunda 20 aya
gerilemiştir. (Bkz. Tablo 12)
TABLO 13: DIŞ BORÇ
DURUMU (Milyon $)
|
2003 |
2004 |
2005 (Nisan) |
TOPLAM |
145.367 |
161.846 |
159.999 |
*Kısa Vadeli |
23.013 |
31.940 |
32.325 |
*Orta-Uzun Vadeli |
122.354 |
129.906 |
127.674 |
Kaynak:HM
2004 yılı sonuna
göre 2005 yılı Nisan ayında toplam dış borcumuzda nispî bir düşüş meydana
gelmiştir. Vadeler açısından dış borçlarımız, temel karakteristiğini
sürdürmekte olup, ağırlıklı olarak yine orta-uzun vadelidir. (Bkz. Tablo 13)
TABLO 14: DIŞ BORÇ
KOMPOZİSYONU (%)
DÖVİZ CİNSİ |
2004 |
2005 (Nisan) |
DOLAR |
49,2 |
50,7 |
EURO |
33,8 |
33,2 |
SDR |
13,3 |
12,4 |
YEN |
2,1 |
2,0 |
DİĞER |
1,6 |
1,7 |
Kaynak:HM
Dış
borcumuzun yarısından biraz fazlası ABD Doları cinsindendir. Müteakiben; Euro, SDR,
Yen ve diğer para birimleri cinsiden borçlarımız gelmektedir. (Bkz. Tablo 14)
Hazine
Müsteşarlığı verilerine göre; konsolide bütçe toplam borç stoku, 2003 yılı sonu
itibariyle 202,7 milyar dolar iken; 2004 yılı sonu itibariyle 235,8 milyar
dolara; 2005 Mayıs ayı itibariyle ise 237,9 milyar dolara yükselmiştir.
Alacaklılarına göre konsolide bütçe toplam borç meblağları şöyledir (milyar
dolar):
İç Borç Stoku: Piyasa 113,1; Kamu kesimi 59,0;
Dış Borç Stoku: Kredi 36,4 [Uluslararası Kuruluşlar 24,8 (IMF
17,1); Hükûmet Kuruluşları 5,9; Ticarî Bankalar 5,7]; Tahvil 29,4.
4)DIŞ TİCARET KESİMİ
Dış ticaret bileşimi ve mal sınıflamasına göre tasnif, Tablo
15’te ve 16’da yer almaktadır.
TABLO 15: DIŞ TİCARET
BİLEŞİMİ (Ocak-Mayıs) (000 $)
|
2004 |
2005 |
Değişim (%) |
İHRACAT |
23.738 |
28.973 |
22,1 |
İTHALÂT |
36.844 |
45.060 |
22,3 |
DIŞ TİCARET DENGESİ |
-13.106 |
-16.087 |
22,7 |
İHRACAT / İTHALÂT (%) |
64,4 |
64,3 |
|
Kaynak:DTM
2005 yılı Ocak-Mayıs
dönemi ihracatımız 29, ithalâtımız ise 45 milyar dolardır. Her iki kalemde de
meydana gelen artış oranı, %22 civarındadır. Dış ticaret açığında meydana gelen
artış %23 civarında olup, ihracatın ithalâtı karşılama oranı %64,3’tür. (Bkz.
Tablo 15)
TABLO 16: GENİŞ
EKONOMİK GRUPLARIN SINIFLAMASINA (GEGS) GÖRE DIŞ TİCARET BİLEŞİMİ (Ocak-Mayıs)
(000 $)
|
2004 |
|
2005 |
||
|
DEĞER |
(%) |
|
DEĞER |
(%) |
İHRACAT |
|
|
|
|
|
Sermaye (Yatırım)
Malları |
2.422.669 |
10,2 |
|
3.386.404 |
11,7 |
Ara (Ham madde)
Mallar |
9.800.099 |
41,3 |
|
12.121.745 |
41,8 |
Tüketim Malları |
11.451.674 |
48,2 |
|
13.386.595 |
46,2 |
Diğer |
63.855 |
0,3 |
|
78.153 |
0,3 |
|
|
|
|
|
|
İTHALÂT |
|
|
|
|
|
Sermaye (Yatırım)
Malları |
6.552.565 |
17,8 |
|
7.466.454 |
16,6 |
Ara (Ham madde)
Mallar |
25.287.152 |
68,6 |
|
32.605.599 |
72,4 |
Tüketim Malları |
4.794.753 |
13,0 |
|
4.898.866 |
10,9 |
Diğer |
209.404 |
0,6 |
|
88.723 |
0,2 |
Kaynak:DTM
Mal sınıflamasına
göre dış ticaret bileşimi açısından, ihracat alt kalemleri sırasıyla şöyledir:
Tüketim, Ham madde, yatırım ve diğer mallar. İthalât alt kalemleri ise
şöyledir: Ham madde, yatırım, tüketim ve diğer mallar. (Bkz. Tablo 16)
Merkez
Bankası, ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari işlemler hesabı,
Ocak-Mayıs 2005 döneminde 11.116 milyon dolar açık vermiştir. 2004 yılının aynı
dönemindeki cari işlemler açığı 8.417 milyon dolar idi. Artış oranı %32’ye
tekabül etmektedir.
DİE
istatistiklerine göre, turizm sektöründeki Ocak-Haziran dönemi gelişmeleri şu
şekildedir: 2004 yılında çıkış yapan turist sayısı 6.191.462 iken; 2005’te bu
sayı 7.716.051’e yükselmiş olup, artış oranı %24,6’dır. Ocak-Haziran döneminde
elde edilen turizm geliri ise 4.707 milyon dolar civarındadır.
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER:
Devalüasyon tellallığı:
Ülkemizde,
ekonomik alanda çeşitli tellallıklar mevcuttur. Genel ekonomik kriz tellallığı,
Borsa krizi tellallığı vb… Devalüasyon tellallığı da bunlardan biridir. Senenin
12 ayı boyunca ve her ayda en az iki defa olmak üzere toplamda 24 defa (!)
devalüasyon tellallığı yapıldığına şahit olmaktayız. Neden böyle bir şey
yapıldığı da henüz netlik kazanan bir husus değildir.
Ekonominin
istikrarındaki en önemli ön şartlardan biri güven olgusudur. Fertlerin ve
kurumların psikolojisi iyi olursa ve buna bağlı olarak, geleceğe yönelik
bakışları nispî de olsa olumlu ise, bunun ekonomiye yansıması da olumlu
olmaktadır.
Türkiye
ekonomisinin çok iyi durumda olmadığı herkesin malumudur. Fakat krizden çıkmaya
yönelik adımların atılmaya çalışıldığı da bir gerçektir. Durum böyle iken, her
seferinde birilerinin çıkıp ekonomik unsurların psikolojisini bozmaya yönelik
açıklamalarda bulunmaktan kaçınması gerekmektedir. Otoritelere, yerine ve
zamanına uygun ikazlarda bulunmakta fayda vardır elbette. Fakat bu, art niyetli
bir tarzda olmamalıdır. Devalüasyon konusundaki birçok açıklamanın da fayda
sağlayıcı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Fakat bu yaklaşımları sergileyenlerin
unutmaması gereken bir gerçek daha vardır: Hepimiz aynı gemideyiz…
Enflasyon-piyasada nakit:
Para
otoritelerince, fiyat istikrarını sağlamaya yönelik olarak ısrarla izlenen
politikalar, beraberinde farklı gelişmelere de yol açmaktadır. İzlenen
politikalar, fiyatlarda istikrarı sağlamaktadır. Aynı tarzda devam edilmesi
hâlinde bu kronik sorun, tarihteki yerini alacaktır. Ancak, enflasyonun kontrol
altına alınması esnasında bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde farklı bir yapı
ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte, piyasadaki nakit kıtlığı dolayısıyla, kaydî
paranın kullanımında artışlar yaşandığı görülmektedir.
Bu
çerçevede, mesela, esasında peşin bir ödeme aracı olmakla beraber, uygulamada
vadeli kullanıma konu olan çeklerde önemli ölçüde artış meydana gelmektedir.
Dahası, vadelerde de uzamalar söz konusudur. Daha evvel 60 günlük çekler uzun
vadeli olarak kabul edilirken, günümüzde birçok sektörde en kısa vadenin
neredeyse bu seviyelerde olduğu ifade edilebilir.
Ortaya
çıkan yapı, vadeli yaşamaya alışılması gerektiği yönündedir. Bu süreçte, vadeli
işlemler piyasası araçlarının sayısının ve bunların kullanım oranlarının
artacağı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla fertler ve kurumlar, vadeli işlemler
piyasasına (nakdî, gayri nakdî) bir şekilde entegre olmak durumundadır.
Kredi kartı buz dağı:
Kredi kartı
tehlikesi hâlen devam etmektedir. Nedendir bilinmez, toplum olarak geçmişten
ders almaya karşı ilginç bir direncimiz var. 2000-2001 döneminde yaşanan kart
mağduriyetleri çoktan unutulmuş gibi görünüyor. Nitekim, kart alımına hızla
devam edilmektedir. Adım adım bir kart krizine doğru sürüklendiğimiz aşikâr.
Fertler bazında tedbir alınmadığı müddetçe, yani şahsî kontrol mekanizmaları
harekete geçirilmediği müddetçe, dışarıdan alınacak tedbirler de çok fazla
fayda sağlamayabilir.
Kredi
kartına ilişkin sıkıntılar zaman zaman ortaya çıkmakta ve bu durum
yazılı-görsel-işitsel medyada dile getirilmektedir. Ancak, şu ana kadar ifade
edilenler, buz dağının sadece görünen kısmı gibidir. Görünmeyen kısım ciddi bir
tehlike potansiyeline sahip bulunmaktadır. İnşaallah fertler gerekli tedbiri
alırlar. Bu arada kanunî düzenlemelerin de acilen netleştirilmesi
gerekmektedir. Finansal kurumlara da düşen önemli bir görev var: Elbette bu
kurumlar kâr elde etmek durumundadır. Fakat altın yumurtlayan tavuklar
kesildikten sonra bu kârların ortadan kalkacağını söylemeye gerek yok. Bu
sebeple, kredi kartının tahsisinde finansal kurumların çok titiz davranması
gerekmektedir.
Dış ticaret-komşu ülkeler:
Sanayileşme
stratejileri izlenirken, bunların dış ticaretle olan ilişkisi de göz önüne
alınabilir mi? Alınabilirse Türkiye açısından da önemli gelişmeler sağlamak
mümkün hâle gelecektir. Türkiye komşu ülkeleriyle yeterli dış ticaret hacmine
sahip değildir. Son dönemde gerçekleştirilen teşebbüslerle bu hacimde
hareketlenmeler meydana geldiği görülmektedir. İzlenecek stratejilerle bunun
daha üst seviyelere çıkarılabilmesi gerekmektedir.
Komşu
ülkelerle yapılan dış ticaret mal-hizmet bileşimi dikkate alınarak her ülkeye
komşu veya yakın olan bölgemizde de bu bileşime uygun bir sanayileşme
stratejisi izlenebilir. Mesela, güneyimizdeki-güneydoğumuzdaki ülkeler; Suriye,
Irak, İran için gıda ağırlıklı bir sanayileşme stratejisi izlenebilir. İlaveten
inşaatla bağlantılı sınaî tesislerin kurulması da mümkündür. Yine
kuzeyimizdeki-kuzeydoğumuzdaki ülkeler; Rusya, Azerbaycan, Gürcistan,
Ermenistan için tekstil bağlantılı sanayileşmeye gidilebilir. Veya söz konusu
ülkelerin ithalâtlarında ağırlığı oluşturan kalemlerle bağlantılı sınaî
tesislerin kurulmasına yönelik stratejiler geliştirilebilir.
Sadece yurt
içine değil, yurt dışına yönelik üretimde de bulunan sınaî tesisler, pazara yakınlık
dolayısıyla düşük maliyetle üretimde bulunabilecek ve böylece rekabet edebilir
bir yapıya kavuşulmasına imkân sağlayacaktır. Neticede ülke dış ticaret hacmi
artarken, bölgesel kalkınmanın sağlanmasında da önemli mesafeler kat edilmiş
olacaktır.
Dr. Mehmet Behzat Ekinci.
Kaynaklar
DİE, DPT,
HM, DTM, TCMB, MB, BDDK, Turkish Bank, Anlayış.