TÜRKİYE EKONOMİSİNİN
2004 YILI İLK YARISINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
İÇİNDEKİLER:
HAVADİS
1) REEL KESİM
1-A) BÜYÜME
1-B) SANAYİ
1-C) İSTİHDAM
2) FİNANSAL KESİM
2-A) FİYATLAR
2-B) PARASAL GÖSTERGELER
2-C) FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI
3) KAMU MALİYESİ KESİMİ
4) DIŞ TİCARET KESİMİ
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER
HAVADİS:
Türkiye ekonomisi,
iyileşme sürecine adım atmıştır. 1999-2001 dönemindeki zorlu kriz sürecinden
sonra belli ölçüde rahatlama devresine geçilmiştir. Uygulanan politikalar ve
geleceğe yönelik hedef tespitleri, iyileşmenin kalıcı hâle getirilmesini
sağlama amaçlıdır. Krize giriş birkaç yılın sonucu olmadığından, ekonominin
normal seyrine gelişi de belirli bir süreyi gerektirmektedir. Atılan adımlar
sağlıklı olduğu takdirde, ekonominin orta vadede rayına gireceği ifade
edilebilir.
2004 yılı
ilk yarısına ilişkin analizlere geçmeden evvel, Türkiye’de ve dünyada meydana
gelen bazı sosyo-ekonomik, siyasî ve kültürel gelişmelere yer verilecektir.
Ekonomi sosyal bir bilim olduğuna göre, ilgili değerlendirmelerin de geniş bir
bakış açısı dahilinde yapılmasına ihtiyaç vardır:
·
1 Ocak: SSK-Sağlık Bakanlığı hastahanelerinin ortak kullanımına ilişkin
protokol, tüm illerde uygulamaya geçirildi.
·
5 Ocak: İsrail hükûmeti, Türkiye’den su alımını öngören “Manavgat Suyu”
anlaşmasını onayladı.
·
6 Ocak: Suriye devlet başkanı Beşşar Esad, Türkiye’ye geldi. Esad, 57
yıllık aradan sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk Suriye devlet başkanıdır.
·
13 Ocak: İçişleri Komisyonu, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı’nı aynen
kabul etti.
·
27 Şubat: Tekel’in alkollü içkiler işletmesi özelleştirildi. İşletme, “Nurol-Limak-Özaltın-Tütsab
Ortak Girişim Grubu”na devredildi.
·
14 Mart: Dünyanın 20 dev şirketinin yöneticileri İstanbul’da bir araya
geldi.
·
28 Mart: Yerel seçimler yapıldı. Seçim sonuçları şöyle (İl genel meclisi
oy oranları): AKP %41,9, CHP %18,0, MHP %10,4, DYP %10,1, SHP %4,8, SP %4,1,
Diğer %10,8.
·
24 Nisan: Kıbrıs’ın birleştirilmesine ilişkin referandum yapıldı.
Seçmenlerin Annan Planı’na yönelik tercihleri şöyle gerçekleşti: Kuzey Kıbrıs:
%64,91-Evet, %35,09-Hayır. Güney Kıbrıs: %75,83-Hayır, %24,17-Evet.
·
1 Mayıs: AB, 10 yeni ülkeyi daha bünyesine aldı. Yeni üyeler: Polonya,
Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya,
Kıbrıs Rum Kesimi, Malta.
·
11 Mayıs: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr.Hilmi Güler, Türkiye’de 1
milyar tonluk yeni bir bor rezervinin bulunduğunu, böylece dünya toplam bor
rezervinde Türkiye’nin payının %72’ye yükseldiğini ifade etti.
·
17 Mayıs: “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu. Başkanlığına,
Başbakan Yardımcısı Doç.Dr.Abdüllatif Şener getirildi.
·
24 Mayıs: Ankara 10.Bölge İdare Mahkemesi, TÜPRAŞ’ın %65,76 oranındaki
kamu payının blok olarak satışına ilişkin kararın yürütmesini durdurdu.
·
26 Mayıs: Madenlerin özel sektöre açılmasını öngören Maden Yasa
Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
·
26 Mayıs: İktisat Bankası’nın eski sahibi Erol Aksoy’un 38 şirketine ve
mallarının tamamına, TMSF’nin talebiyle el kondu.
·
2 Haziran: Türkbank ihalesiyle ilgili kurulan Meclis Soruşturma
Komisyonu, eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in
Yüce Divan’a sevk edilmesine karar verdi.
·
2-6 Haziran: II. OECD KOBİ’lerden Sorumlu Bakanlar Konferansı,
İstanbul’da gerçekleştirildi.
·
3 Haziran: OPEC’in Beyrut’ta gerçekleştirilen zirvesinde, petrol varil
fiyatının düşürülmesi maksadıyla üretimin artırılması kararı alındı.
·
7 Haziran: Farklı dillerdeki ve lehçelerdeki ilk televizyon yayını,
TRT’de Türkçe alt yazılı olarak başladı.
·
9 Haziran: Yargıtay 9.Ceza Dairesi, kapatılan DEP’in 4 eski milletvekili
hakkındaki infazı durdurarak tahliye edilmelerine karar verdi.
·
9 Haziran: ABD’nin Georgia eyaletinde gerçekleştirilen G-8 Zirvesi’nde
liderler bir araya geldi. Zirve’ye Başbakan R.T.Erdoğan da katıldı.
·
14-16 Haziran: İKÖ 31.Dönem Dışişleri Bakanları Toplantısı, İstanbul’da
yapıldı. Örgüt’ün yeni genel sekreteri Türkiye’den; Prof.Dr.Ekmeleddin
İhsanoğlu.
·
15 Haziran: TBMM Genel Kurulu, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan
ile eski Devlet Bakanı Recep Önal’ı Yüce Divan’a sevk etti.
·
18 Haziran: Brüksel’de yapılan AB Zirvesi’nin kapanış bildirgesinde, Türkiye’nin
“Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdiğine karar verildiği takdirde, AB
ile üyelik müzakerelerine başlanacağı” sözü teyit edildi.
·
28-31 Haziran: NATO’nun 26 üyesinin devlet ve hükûmet başkanları,
İstanbul’da toplandı.
Burada, mevcut veriler ışığında Türkiye ekonomisinin 2004
yılı ilk yarısına ilişkin sektörel analizler yapılmaktadır:
1)REEL KESİM
1-A)BÜYÜME:
Ekonomik büyümeye ilişkin veriler, Tablo 1’de yer
almaktadır.
TABLO 1: BÜYÜME (GSMH)
ORANLARI (%)
YILLAR |
BÜYÜME ORANI |
1999 |
-6,4 |
2000 |
6,3 |
2001 |
-9,5 |
2002 |
7,8 |
2003 I.çeyrek II.çeyrek III.çeyrek IV.çeyrek |
5,9 7,4 3,6 5,6 7,2 |
2004 (hedef) I.çeyrek |
5,0 12,4 |
Kaynak:DİE
Ekonomide 2001
sonrasında büyüme trendine girilmiştir. 2002’de %7,8; 2003’te ise hedef %5
olmasına rağmen, bu oran da aşılmış ve %5,9 oranında büyüme kaydedilmiştir.
2004 yılı ilk çeyreğinde sağlanan büyüme ise %12,4 gibi yüksek bir orandadır.
(Bkz. Tablo 1) Bu, dönemler itibariyle büyüme istatistiklerinin tutulduğu 1987
yılı sonrasında ulaşılan ikinci en yüksek orandır. En yüksek oran, %12,6 ile
1995 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleşmişti.
2004 yılı
hedef büyüme oranı da 2003‘te olduğu gibi %5’tir. 2004 yılı ilk çeyreği büyüme
oranı, 2003 yılının aynı döneminde sağlanan orana göre çok yüksek seviyede
gerçekleşmiştir. Buradan hareketle kabaca kıyaslama yapılacak olursa,
2003’tekine benzer bir trendin sergilenmesi halinde, 2004 büyüme oranının da
hedeflenenin üstünde gerçekleşeceği belirtilebilir.
İlk
çeyrekte sabit fiyatlarla GSYİH büyüme hızı %10,1’dir. Bazı alt sektörlerde
aynı dönemde sağlanan büyüme oranları ise sabit fiyatlarla şöyle olmuştur:
Tarım %-7,5; Sanayi %10,3; İnşaat %2,9; Ticaret %16,3; Ulaştırma ve Haberleşme
%4,3; Finansal Kuruluşlar %0,6; Serbest Meslekler ve Hizmetler %8,6.
DİE’den
yapılan açıklamaya göre, 2004 yılı ilk çeyreği itibariyle GSMH, cari fiyatlarla
79.442.962 Milyar TL, 1987 yılı fiyatlarıyla ise 27.295 Milyar TL olarak
gerçekleşmiştir. Böylece, 2004 yılının ilk çeyreğinde 2003 yılı aynı dönemine
göre gelişme hızı; cari fiyatlarla %17,5, sabit fiyatlarla ise %12,4 olarak
tahmin edilmiştir.
1-B)SANAYİ:
İmalat sanayiindeki üretim artış oranları, alt sektörler itibariyle
Tablo 2’de yer almaktadır.
TABLO 2: ÜRETİM ARTIŞI (Ocak-Mayıs)
İKTİSADÎ FAALİYET KOLLARI |
ÜRETİM DEĞİŞİMİ (%) |
|
2003 |
2004 |
|
TOPLAM SANAYİ |
5,5 |
13,2 |
Madencilik Sektörü |
-16,6 |
-4,2 |
İmalat Sanayii Sektörü |
6,4 |
14,6 |
Elektrik, Gaz ve Su Sektörü |
7,5 |
6,8 |
Kaynak:DİE
Sanayi
sektöründe, 2003 yılına göre 2004’te önemli ölçüde artış meydana gelmiştir.
Artış oranı %5,5’ten %13,2’ye yükselmiştir. Alt sektörler itibariyle madencilik
hariç diğerler alanlarda artışlar kaydedilmiştir. Fakat belirtilmelidir ki
madencilik sektöründeki üretim gerilemesinde belirgin bir azalma olmuştur.
Nitekim 2003’te %16,6 olan üretim düşüşü, 2004’te %4,2 olarak gerçekleşmiştir.
(Bkz. Tablo 2)
TABLO 3: KAPASİTE
KULLANIM ORANLARI (%)
|
2002 |
2003 |
2004 |
Ocak |
73,9 |
74,9 |
77,2 |
Şubat |
71,0 |
71,9 |
73,4 |
Mart |
75,3 |
78,3 |
82,3 |
Nisan |
73,8 |
75,9 |
76,5 |
Mayıs |
75,7 |
78,7 |
84,3 |
Haziran |
76,4 |
80,1 |
84,5 |
Temmuz |
77,5 |
79,8 |
|
Ağustos |
76,4 |
79,3 |
|
Eylül |
79,7 |
83,5 |
|
Ekim |
80,4 |
80,4 |
|
Kasım |
77,2 |
79,6 |
|
Aralık |
76,5 |
79,5 |
|
Kaynak:DİE
Aylar
itibariyle dikkate alındığında, kapasite kullanım oranında (KKO) önceki senelere
nazaran önemli artışlar sağlanmıştır. Nitekim 2003 yılı aylık KKO, önceki
yıllara göre daha yüksek idi. Bu eğilimin 2004 yılında da geçerliliğini
muhafaza ettiği görülmektedir. 2004 yılı ilk yarısında, aylar itibariyle
sağlanan KKO, önceki yılların ulaşılan en yüksek oranlarıdır. (Bkz. Tablo 3)
2004 yılı
ilk yarısında ulaşılan en yüksek KKO, %84,5 ile Haziran ayındadır. (Bkz. Tablo
3) İlk altı ay itibariyle ortalama KKO ise %79,7’dir.
TABLO 4: TAM KAPASİTE İLE
ÇALIŞAMAMA SEBEPLERİ (%) (Ocak-Haziran)
|
2003 |
2004 |
İç Pazarda Talep Yetersizliği |
67,0 |
63,2 |
Dış Pazarda Talep Yetersizliği |
12,5 |
15,2 |
Malî İmkânsızlık |
2,7 |
1,6 |
Yerli Mallarda Ham Madde Yetersizliği |
3,9 |
2,9 |
İşçilerle İlgili Meseleler |
1,5 |
3,4 |
İthal Mallarda Ham Madde Yetersizliği |
1,2 |
1,4 |
Kaynak:DİE
2004 yılı
ilk altı ayında “tam kapasite ile çalışamama” için belirtilen sebeplere ilişkin
nispî sıralama, 2003 yılı aynı dönemindekilerle büyük ölçüde benzerlik
göstermektedir. Ortaya çıkan sonuçlar ve ilgili değerlendirmeler şu şekildedir:
“İç pazarda talep yetersizliği” düşmüş; “Dış pazarda talep yetersizliği”
artmıştır. İç piyasanın canlanması olumlu olmakla beraber, dış piyasalarda
meydana gelen talep daralması olumsuz bir nitelik arz etmektedir. Halbuki
krizden çıkışı sağlayacak en önemli faktör ihracattır. Malî imkansızlığa
ilişkin olumsuzluklarda meydana gelen düşüş de lehte gelişmenin habercisidir.
(Bkz. Tablo 4)
TABLO 5: YENİ KURULAN ŞİRKETLER,
KOOPERATİFLER VE FİRMALAR (Ocak-Haziran)
|
2003 |
2004 |
Değişim (%) |
Yeni açılan şirketler ve koop. |
16.259 |
21.425 |
31,8 |
Kapanan şirketler ve koop. |
2.704 |
3.399 |
25,7 |
Yeni açılan firmalar |
17.949 |
20.641 |
15,0 |
Kapanan firmalar |
7.124 |
8.298 |
16,5 |
Kaynak:DİE
2003
yılının ilk altı ayına göre 2004 yılının aynı döneminde, şirket ve kooperatif açılışlarında
%31,8 oranında artış meydana gelmiştir. Kapanan şirket ve kooperatif sayısı da
artmış olup, bu artış %25,7 oranındadır. Firmalar açısından
değerlendirildiğinde; açılışlarda ve kapanışlarda, şirketlere ve kooperatiflere
paralel bir gelişim meydana gelmiştir. Nitekim, firma açılışlarında %15,
kapanışlarında ise %16,5 oranında artış olmuştur. (Bkz. Tablo 5)
1-C)İSTİHDAM:
DİE, Hane
Halkı İş Gücü Anketi sonuçlarına göre, 2004 yılının ilk çeyreği itibariyle
kurumsal olmayan nüfusa ilişkin istihdam durumu Tablo 6’da yer almaktadır.
TABLO 6: KURUMSAL OLMAYAN NÜFUSUN İŞ
GÜCÜ DURUMU (000 kişi)
|
2003 |
2004 |
|
I.
Çeyrek |
I.
Çeyrek |
KURUMSAL OLMAYAN SİVİL
NÜFUS |
|
|
(15 VE ÜSTÜ YAŞ) |
48.587 |
49.482 |
|
|
|
İŞ GÜCÜ DURUMU |
23.088 |
22.732 |
İstihdam Edilen |
20.244 |
19.902 |
İşsiz |
2.844 |
2.830 |
|
|
|
İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANI
(%) |
47,5 |
45,9 |
|
|
|
İSTİHDAM ORANI (%) |
41,7 |
40,2 |
İŞSİZLİK ORANI (%) |
12,3 |
12,4 |
Genç Nüfusta (15-24 yaş) İşsizlik Oranı |
22,0 |
23,7 |
|
|
|
EKSİK İSTİHDAMDA
OLANLARIN İŞ GÜCÜNE ORANI (%) |
5,0 |
5,2 |
Genç Nüfusta (15-24 yaş) İşsizlik Oranı |
7,3 |
5,5 |
Kaynak:DİE
Kurumsal olmayan sivil nüfusta, 2003’ün ilk çeyreğine
nazaran 2004’ün aynı döneminde artış meydana gelmiştir. Önceki yıl 48.587.000
olan nüfus, 49.482.000’e yükselmiştir. İstihdam edilenlerin sayısında düşüşün
yaşandığı aynı dönemde, iş gücüne katılım oranı da %47,5’ten %45,9’a
gerilemiştir. (Bkz.
Tablo 6)
2003’ün ilk
çeyreğine kıyasla 2004’ün aynı döneminde, işsizlik oranı %12,3’ten %12,4’e
yükselmiştir. Bu çerçevede, 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı da
(Önceki dönemlerde bu kesimi ifade için “Eğitimli Genç Oranı” tabiri
kullanılmaktaydı.) yükselmiş ve %22 olan bu oran, %23,7 olarak gerçekleşmiştir.
(Bkz. Tablo 6)
2)FİNANSAL KESİM
2-A)FİYATLAR:
“Fiyat
istikrarının sağlanması” politikası çerçevesinde izlenen stratejiler, önemli
ölçüde başarılı olunmasına imkân sağlamıştır. Yılların getirdiği bir düşünce
olarak, adeta kırılamayacağı farz edilen enflasyon zincirinin halkalarında
belirgin gevşemeler sağlanmıştır. Özellikle petrolde olmak üzere çeşitli
girdilerde meydana gelen fiyat değişikliklerinin olumsuz yansımaları görülmekle
beraber, enflasyondaki düşüş trendinin akamete uğramayacağı belirtilebilir.
Fiyatlarda meydana gelen değişmeler, Tablo 7’de ve 8’de yer
almaktadır.
TABLO 7: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Aylık)
|
TEFE |
|
TÜFE |
||||
|
2002 |
2003 |
2004 |
|
2002 |
2003 |
2004 |
Ocak |
4,2 |
5,6 |
2,6 |
|
5,3 |
2,6 |
0,7 |
Şubat |
2,6 |
3,1 |
1,6 |
|
1,8 |
2,3 |
0,6 |
Mart |
1,9 |
3,2 |
2,1 |
|
1,2 |
3,1 |
0,9 |
Nisan |
1,8 |
1,8 |
2,6 |
|
2,1 |
2,1 |
0,6 |
Mayıs |
0,4 |
-0,6 |
0,0 |
|
0,6 |
1,6 |
0,4 |
Haziran |
1,2 |
-1,9 |
-1,1 |
|
0,6 |
-0,2 |
-0,1 |
Temmuz |
2,7 |
-0,5 |
|
|
1,4 |
-0,4 |
|
Ağustos |
2,1 |
-0,2 |
|
|
2,2 |
0,7 |
|
Eylül |
3,1 |
0,1 |
|
|
3,5 |
1,9 |
|
Ekim |
3,1 |
0,6 |
|
|
3,3 |
1,4 |
|
Kasım |
1,6 |
1,7 |
|
|
2,9 |
1,6 |
|
Aralık |
2,6 |
0,6 |
|
|
1,6 |
0,9 |
|
Kaynak:DİE
“Bir önceki
aya göre değişim” oranları açısından, gerek TEFE’de gerekse TÜFE’de dalgalı bir
seyir izlenmekle beraber, düşük oranlı bir enflasyon sürecinin yaşandığı ortaya
çıkmaktadır. Dahası, 2003 yılında olduğu gibi, 2004’te de negatif enflasyon
oranlarına şahit olunmuştur. Hem TEFE’de hem de TÜFE’de Haziran ayı itibariyle
gerçekleşen enflasyon oranları negatiftir. (Bkz. Tablo 7)
TABLO 8: FİYATLARDAKİ
GELİŞMELER (Yıllık)
|
TEFE |
|
TÜFE |
||||
|
2002 |
2003 |
2004 |
|
2002 |
2003 |
2004 |
Ocak |
92,0 |
32,6 |
10,8 |
|
73,2 |
26,4 |
16,2 |
Şubat |
91,8 |
33,4 |
9,1 |
|
73,1 |
27,0 |
14,3 |
Mart |
77,5 |
35,2 |
8,0 |
|
65,1 |
29,4 |
11,8 |
Nisan |
58,0 |
35,1 |
8,9 |
|
52,7 |
29,5 |
10,2 |
Mayıs |
49,3 |
33,7 |
9,6 |
|
46,2 |
30,7 |
8,9 |
Haziran |
46,8 |
29,6 |
10,5 |
|
42,6 |
29,8 |
8,9 |
Temmuz |
45,9 |
25,6 |
|
|
41,3 |
27,4 |
|
Ağustos |
43,9 |
22,7 |
|
|
40,2 |
16,2 |
|
Eylül |
40,9 |
19,1 |
|
|
37,0 |
23,0 |
|
Ekim |
36,1 |
16,1 |
|
|
33,4 |
20,8 |
|
Kasım |
32,8 |
16,2 |
|
|
31,8 |
19,3 |
|
Aralık |
30,8 |
13,9 |
|
|
29,7 |
18,4 |
|
Kaynak:DİE
“Bir önceki
yılın aynı ayına göre değişim” açısından yine düşük oranlı enflasyon süreci söz
konusudur. 2003 yılına göre 2004’ün ilk altı ayında gerçekleşen enflasyon oranları,
belirgin biçimde düşüktür. Ancak, TEFE oranlarında dalgalı bir seyir
gerçekleşmişken, TÜFE’de istikrarlı bir düşüş süreci söz konusudur. (Bkz. Tablo
8)
2003 yılı
TEFE-TÜFE hedef oranları sırasıyla %17,4 ve %20 idi. Her iki hedef de realize
olmuş ve sırasıyla %13,9 ve %18,4 olarak gerçekleşmişti. 2004 TEFE-TÜFE hedef
oranı ise %12’dir. Enflasyondaki bu düşüş sürecini dikkate alarak bu hedeflerin
de ulaşılabilir nitelikte olduğunu belirtmek mümkündür. Nitekim, TEFE’de Ocak,
TÜFE’de ise Mart ayları itibariyle hedeflere ulaşılmıştır.
2-B)PARASAL GÖSTERGELER:
2003 yılı sonu ve 2004 yılı ilk yarısı itibariyle parasal
göstergeler ve bunlar arasındaki değişim oranları, Tablo 9’da verilmiştir.
TABLO 9: PARASAL
GÖSTERGELER (Milyar TL)
|
26 Aralık 2003 |
18 Haziran 2004 |
DEĞİŞİM (%) |
Dolaşımdaki Para |
10.128.670 |
12.881.015 |
27,2 |
Vadesiz Mevduat |
11.435.478 |
12.627.650 |
10,4 |
M1 |
21.564.149 |
25.508.665 |
18,3 |
Vadeli Mevduat |
59.358.787 |
71.820.880 |
21,0 |
M2 |
80.922.936 |
97.329.545 |
20,3 |
Döviz Tevdiatı |
68.931.864 |
68.266.718 |
-1,0 |
Döviz Tevdiatı (Milyon Dolar) |
48.800 |
45.908 |
-5,9 |
M2Y |
149.854.800 |
165.596.263 |
10,5 |
Mevduat Bankaları Kredileri |
48.018.584 |
64.128.114 |
33,5 |
Kaynak:TCMB
18 Haziran
2004 itibariyle 26 Aralık 2003’e göre M1(Dolaşımdaki Para+Vadesiz Mevduat)’de
meydana gelen artış %18,3’tür. Bu, piyasada belli ölçüde de olsa hareketin
varlığına işaret etmektedir. Aynı tarihler itibariyle vadeli mevduatta da 12,5
katrilyon TL civarında yükselme meydana gelmiş olup, artış oranı %21’e tekabül
etmektedir. (Bkz. Tablo 9)
Döviz
tevdiatında da nispî bir azalma görülmektedir. 18 Haziran 2004 itibariyle 26
Aralık 2003’e göre döviz tevdiatında Dolar bazında meydana gelen düşüş oranı %6
civarındadır. Bu gelişme, 2003’ün ikinci çeyreği itibariyle dövizde meydana
gelen gerileme ve durgunluk dolayısıyla “dolarizasyon” sürecinin kısmen de olsa
akamete uğradığı şeklinde yorumlanabilir.
Parasal
göstergelerde meydana gelen dikkat çekici gelişmelerden biri ise mevduat
bankaları kredileriyle ilgilidir. 26 Aralık 2003 itibariyle 48 katrilyon TL
olan kredi hacmi, 18 Haziran 2004 itibariyle 64 katrilyon TL civarına yükselmiş
olup, artış oranı %33,5’e tekabül etmektedir. (Bkz. Tablo 9) Söz konusu
kredinin ağırlıklı olarak yatırımlara kanalize edilmiş olması halinde ekonomi,
orta ve uzun vadede olumlu etkilenecektir. Ancak durum tüketim harcamaları
lehine ise aynı ölçüde olumlu etkiden bahsedilemeyecektir.
Bankalararası
Kart Merkezi (BKM) verilerine göre; Türkiye'de kredi kartıyla yapılan alışveriş
ve nakit avans işlemleri, 2004 yılının ilk yarısında, 2003’ün aynı dönemine
göre %65,4 artış kaydederek, 28,5 katrilyon TL’ye ulaşmıştır. Kredi kartı
sayısı ise, 2003’ün aynı dönemine göre, 6 milyon 159 binlik artış ile 23 milyon
160 bin adede yükselmiştir. İşlem hacminde en çok harcamanın yapıldığı alan ise
%19,1'lik pay ile market ve alış veriş merkezleri olmuştur.
BDDK
verilerine göre; 2004 yılının ilk altı ayında, bankalar ve özel finans
kurumları tarafından verilen tüketici kredilerinde de önemli ölçüde artışlar
kaydedilmiştir. 2004 başında 9,4 katrilyon TL olan tüketici kredileri, Haziran
sonu itibariyle %59 artışla 16 katrilyon TL’ye yükselmiştir. Söz konusu
krediler, ağırlıklı olarak otomobil ve konut alanında kullandırılmıştır.
2-C)FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI:
Finansal yatırım araçlarının nominal ve reel getirileri
Tablo 10’da yer almaktadır.
TABLO 10: SEÇİLMİŞ
FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARININ NOMİNAL VE REEL GETİRİLER (Haziran)
|
NOMİNAL GETİRİ (%) |
REEL GETİRİ |
||
TEFE (%) |
TÜFE (%) |
|||
3 AYLIK |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA ENDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
5,5 -12,4 13,1 11,9 9,1 |
3,9 -13,7 11,4 10,2 7,5 |
4,7 -13,1 12,2 11,0 8,2 |
6 AYLIK |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA ENDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
13,3 -0,1 4,3 3,0 -0,1 |
4,8 -7,6 -3,5 -4,7 -7,6 |
9,9 -3,1 1,2 -0,1 -3,1 |
YILLIK ORT. |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) BORSA İNDEKSİ (İMKB 100) DOLAR EURO ALTIN (KÜLÇE) |
27,0 51,9 -12,6 -0,4 1,8 |
11,7 33,6 -23,1 -12,4 -10,5 |
9,0 30,4 -25,0 -14,5 -12,6 |
Kaynak:DİE
DİE
tarafından yapılan açıklamaya göre; 1994=100 temel yıllı TEFE karşısında son üç
aylık dönemde, seçilmiş yatırım araçları arasında borsa hariç diğer yatırım
araçlarında getiri elde edilmiştir. Borsada %14 civarında zarar söz konusudur.
En fazla kâr ise %11,4 ile Dolar’da gerçekleşmiştir. (Bkz. Tablo 10)
Son altı
aylık dönemde ise mevduat faizi hariç tüm yatırım araçlarında zarar söz
konusudur. Mevduat faizi %5 civarında getiri sağlamıştır. En fazla zarar ise
borsada ve külçe altında olup, %7,6 oranındadır. (Bkz. Tablo 10)
Yıllık
ortalamalar dikkate alındığında ise mevduat faizinde ve borsada kâr; Dolar’da,
Euro’da ve külçe altında zarar gerçekleşmiştir. En fazla kâr %33,6 ile borsada,
en fazla zarar ise %23,1 ile Dolar’dadır. (Bkz. Tablo 10)
Türkiye’de,
2004 Haziran sonu itibariyle banka sayısı 49 olup bunların dağılımı şöyledir:
Kamu-3; Özel-18; TMSF-2; Kalkınma-Yatırım-14; Yabancı-12. Aynı tarih itibariyle
özel finans kurumu sayısı ise 5’tir.
“The Banker
Dergisi”nin, gerçekleştirdiği “Dünyanın En Büyük 1000 Bankası (Top 1000 World
Banks)” sıralamasında yer alan Türkiye bankaları şunlardır: Ziraat Bankası-141.,
İş Bankası-159., Akbank-186., Yapı Kredi Bankası-222., Garanti Bankası-303.,
Halk Bankası-409., Dışbank-640., Finansbank-746., Oyakbank-781.,
Denizbank-798., Vakıfbank-812., Koçbank-823., TEB-991. Pamukbank ve HSBC
sıralamada dikkate alınmamıştır.
3)KAMU MALİYESİ KESİMİ
2004 yılı ilk Ocak-Haziran dönemi bütçe gelişmeleri, Tablo
11’de yer almaktadır.
TABLO 11: BÜTÇE İLE
İLGİLİ GELİŞMELER (Milyar TL)
|
Ocak |
Şubat |
Mart |
Nisan |
Mayıs |
Haziran |
2004 Hedef |
GELİRLER |
6.796.416 |
14.039.632 |
23.854.372 |
31.939.541 |
42.554.518 |
49.806.057 |
104.109.000 |
Vergi Gelirleri |
5.522.915 |
11.893.118 |
18.747.845 |
24.734.371 |
33.995.506 |
39.838.651 |
88.892.821 |
Vergi Dışı Gelirler |
928.940 |
1.604.741 |
4.184.956 |
5.863.566 |
6.999.096 |
8.307.738 |
13.912.791 |
Sermaye Gelirleri |
11.954 |
20.596 |
32.065 |
44.683 |
57.612 |
73.064 |
503.386 |
Alınan Bağış-Yardım |
88.740 |
181.384 |
239.062 |
507.215 |
589.641 |
557.913 |
2 |
Alacaklardan Tahsilat |
3 |
8 |
0 |
0 |
0 |
0 |
- |
Katma Bütçe Öz Gelirleri |
243.864 |
339.785 |
650.444 |
789.706 |
912.663 |
1.028.691 |
800.000 |
|
|
|
|
|
|
|
|
HARCAMALAR |
12.074.776 |
20.574.912 |
30.839.543 |
42.184.253 |
53.986.291 |
64.391.353 |
149.945.082 |
Faiz
Hariç Harcamalar |
6.119.750 |
10.617.949 |
15.973.351 |
22.107.107 |
27.897.077 |
34.766.186 |
83.895.082 |
Personel Giderleri |
3.027.956 |
5.293.371 |
7.520.346 |
9.874.788 |
12.263.035 |
14.601.547 |
28.559.215 |
Sos.Güv.Kur. Devlet Primi |
304.540 |
604.830 |
906.395 |
1.217.589 |
1.541.989 |
1.847.713 |
3.627.785 |
Mal ve Hizmet Alımları |
87.233 |
301.821 |
853.252 |
1.431.194 |
2.111.253 |
2.877.632 |
12.049.121 |
Cari Transferler |
2.517.619 |
4.141.279 |
6.249.278 |
8.645.712 |
10.588.252 |
13.347.664 |
27.463.771 |
Sermaye Giderleri |
84 |
1.849 |
27.746 |
351.870 |
727.248 |
1.255.772 |
6.408.767 |
Sermaye Transferleri |
251 |
500 |
3.260 |
10.195 |
22.968 |
44.563 |
404.354 |
Borç Verme |
144.807 |
237.022 |
375.760 |
538.226 |
604.986 |
754.039 |
3.330.364 |
Yedek Ödenekler |
37.260 |
37.277 |
37.314 |
37.533 |
37.346 |
37.256 |
2.051.705 |
Faiz
Harcamaları |
5.955.026 |
9.956.963 |
14.866.192 |
20.077.146 |
26.089.214 |
29.625.167 |
66.050.000 |
|
|
|
|
|
|
|
|
BÜTÇE
DENGESİ |
-5.278.360 |
-6.535.280 |
-6.985.171 |
-10.244.712 |
-11.431.773 |
-14.585.296 |
-45.836.082 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Faiz Dışı
Denge |
676.666 |
3.421.683 |
7.881.021 |
9.832.434 |
14.657.441 |
15.039.871 |
20.213.918 |
Kaynak:MB
2004 yılı
ilk altı ayı itibariyle, bütçe disiplininin belirli ölçüde sağlandığı ifade
edilebilir. Haziran ayı itibariyle gelir meblağı 49,8 katrilyon TL’dir. Bu da hedef
meblağı olan 104,1 katrilyon TL’nin %48’ine tekabül etmektedir. Gelir kalemleri
içinde ağırlıklı pay, her zaman olduğu gibi, vergi gelirlerine ait olup 39,8
katrilyon TL’dir. Haziran ayı toplam gelirleri içinde vergi gelirlerinin payı
%80 civarındadır. (Bkz. Tablo 11)
Haziran
2004 itibariyle harcama meblağı 64,4 katrilyon TL’dir. Bu, 2004 hedef harcama
meblağı olan 149,9 katrilyon TL’nin %43’üne tekabül etmektedir. Faiz hariç
harcama meblağı 34,8 katrilyon TL olup, Haziran ayı toplam harcama meblağının
%54’üne tekabül etmektedir. Geriye kalan %46’lık kısmı ise faiz harcamaları
oluşturmaktadır ki söz konusu harcamaların vahim boyutunu ifade etmesi
açısından bu oran son derece anlamlıdır. (Bkz. Tablo 11) Faiz harcamalarının
ağırlıklı kısmını ise iç borç faizleri oluşturmaktadır. Haziran 2004 itibariyle
dış borç faizi 3,1 katrilyon TL iken, iç borç faizi 26,4 katrilyon TL’dir.
2004’ün ilk
yarısı itibariyle bütçe açığı 14,6 katrilyon TL’dir. Bu, hedef meblağı olan
45,8 katrilyon TL’nin %32’sine tekabül etmektedir. Faiz dışı fazla ise 15
katrilyon TL olup, 2004 sonu hedef meblağı olan 20,2 katrilyon TL’nin %74’ü
civarındadır. (Bkz. Tablo 11)
TABLO 12: İÇ BORÇ
DURUMU (Trilyon TL)
|
2002 |
2003 |
2004 (Haziran) |
MEBLAĞ |
149.870 |
194.387 |
209.119 |
VADE (ay) |
32,1 |
25,1 |
21,6 |
Kaynak:HM
2004
Haziran’ı itibariyle toplam iç borç stoku 209,1 katrilyon TL’dir. İlk altı ayda
stokta meydana gelen artış, 14,7 katrilyon TL civarındadır. Ortalama vade de
giderek azalmaktadır. Yıl başında 25,1 olan ortalama vade, Haziran ayı
itibariyle 21,6 aya gerilemiştir. (Bkz. Tablo 12)
TABLO 13: DIŞ BORÇ
DURUMU (Milyon $)
|
2002 |
2003 |
2004 (Nisan) |
TOPLAM |
131.058 |
147.035 |
146.510 |
*Kısa Vadeli |
16.424 |
23.013 |
23.880 |
*Orta-Uzun Vadeli |
114.634 |
124.022 |
122.630 |
Kaynak:HM
Nisan 2004
itibariyle dış borç meblağı 146,5 milyar dolardır. 2003 sonuna göre 525 milyon
dolarlık düşüş meydana gelmiştir. İç borcumuzda olmasa bile dış borcumuzda düşüş
gerçekleşmesi, sevindirici bir durumdur. Dış borcun yaklaşık %84’lük kısmı
orta-uzun vadelidir. (Bkz. Tablo 13)
TABLO 14: DIŞ BORÇ
KOMPOZİSYONU (%)
DÖVİZ CİNSİ |
2003 |
2004 (Nisan) |
DOLAR |
45,88 |
48,20 |
EURO |
33,26 |
31,95 |
SDR |
16,33 |
15,53 |
YEN |
3,07 |
2,82 |
DİĞER |
1,46 |
1,50 |
Kaynak:HM
Nisan 2004
itibariyle dış borç kompozisyonunda, cins açısından 2003 sonu ile
kıyaslandığında bir değişme olmadığı görülmektedir. Ancak, Dolar hariç diğer
para cinsleri açısından borçlarımızda nispî düşüşler meydana gelmiştir. Borçlar
içinde en fazla paya sahip olan para birimleri, yine Dolar ve Euro’dur. Her iki
para cinsinden borçlarımız, toplamın %80’i civarındadır. (Bkz. Tablo 14)
Hazine
Müsteşarlığı verilerine göre; konsolide bütçe toplam borç stoku, 2003 yılı sonu
itibariyle 202,7 milyar dolar iken, bu meblağ 2004 Haziran ayı itibariyle 204,2
milyar dolara yükselmiştir. 2004 yılı Haziran ayı itibariyle alacaklılarına
göre konsolide bütçe toplam borç meblağları şöyledir (milyar dolar):
İç Borç Stoku: Piyasa 84,6; Kamu kesimi 56,1;
Dış Borç Stoku: Uluslararası Kuruluşlar 24,1 (IMF 17,0);
Hükûmet Kuruluşları 6,5; Ticarî Bankalar 5,7; Tahvil 27,2.
4)DIŞ TİCARET KESİMİ
Dış ticaret bileşimi ve mal sınıflamasına göre tasnif, Tablo
15’te ve 16’da yer almaktadır.
TABLO 15: DIŞ TİCARET
BİLEŞİMİ (000 $) (Ocak-Mayıs)
|
2003 |
2004 |
Değişim (%) |
İHRACAT |
17.888.077 |
23.123.030 |
29,3 |
İTHALÂT |
25.110.085 |
36.957.730 |
47,2 |
DIŞ TİCARET DENGESİ |
-7.222.008 |
-13.834.699 |
91,6 |
İHRACAT / İTHALÂT (%) |
71,2 |
62,6 |
|
Kaynak:DTM
Ocak-Mayıs
döneminde, 2003 yılına göre 2004’te, hem ihracatta hem de ithalâtta artış
meydana gelmiştir. Ancak ithalâttaki artış, ihracattakine nazaran yüksektir.
2003 Ocak-Mayıs’ta 7,2 milyar dolar civarında olan dış ticaret açığı, 2004’ün
aynı döneminde %91,6’lık artış göstererek yaklaşık olarak 14 milyar dolar
seviyesine yükselmiştir. %71,2 olan 2003 Ocak-Mayıs dönemi “ihracatın ithalâtı
karşılama oranı” ise 2004’ün aynı döneminde %62,6’ya düşmüştür. (Bkz. Tablo 15)
TABLO 16: GENİŞ
EKONOMİK GRUPLARIN SINIFLAMASINA (GEGS) GÖRE DIŞ TİCARET BİLEŞİMİ (000 $)
(Ocak-Mayıs)
|
2003 |
|
2004 |
||
|
DEĞER |
(%) |
|
DEĞER |
(%) |
İHRACAT |
|
|
|
|
|
Sermaye (Yatırım)
Malları |
1.666.862 |
9,3 |
|
2.206.428 |
9,5 |
Ara (Ham madde)
Mallar |
7.408.125 |
41,4 |
|
9.372.915 |
40,5 |
Tüketim Malları |
8.709.212 |
48,7 |
|
11.485.165 |
49,7 |
Diğer |
103.877 |
0,6 |
|
58.523 |
0,3 |
|
|
|
|
|
|
İTHALÂT |
|
|
|
|
|
Sermaye (Yatırım)
Malları |
3.559.412 |
14,2 |
|
6.690.238 |
18,1 |
Ara (Ham madde)
Mallar |
18.918.385 |
75,3 |
|
24.841.045 |
67,2 |
Tüketim Malları |
2.480.756 |
9,9 |
|
5.221.610 |
14,1 |
Diğer |
151.531 |
0,6 |
|
204.837 |
0,6 |
Kaynak:DTM
Mal
sınıflamasına göre dış ticaret bileşimi, 2003 Ocak-Mayıs dönemine göre 2004’te
de klasik karakteristiğini sürdürmektedir. İhracatta en fazla pay %49,7 ile
tüketim mallarına ait olup, bunu sırasıyla ara mallar ve sermaye malları takip
etmektedir. İthalâttaki en yüksek pay ise %67,2 ile ara mallara ait olup, bunu
sırasıyla sermaye malları ve tüketim malları takip etmektedir. (Bkz. Tablo 16)
Merkez
Bankası, ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari işlemler açığı, Ocak-Mayıs
2004 döneminde 8.811 milyon dolara ulaşmıştır. Ödemeler dengesinin, mal
ticaretinden sonraki en önemli kalemlerinden olan hizmetlerde de artışlar
meydana gelmiştir. Hizmetler dengesi, Ocak-Mayıs 2004 döneminde bir önceki
yılın aynı dönemine göre %54 oranında artarak 2.477 milyon dolarlık fazla
vermiştir.
Hizmetler
içinde en yüksek paya sahip olan sektörler, turizm ve ulaştırmadır. Ocak-Mayıs
2004 döneminde turizm geliri, 2003’ün aynı dönemine göre %51 civarında artarak
3.651 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Diğer alt sektör olan ulaştırma
hizmeti gelirinde de artış meydana gelmiştir. Nitekim gelir, 2003 yılının Ocak-Mayıs
dönemine göre %22,1 oranında artmıştır. Bununla beraber, ithalattaki artışa
paralel olarak ulaştırma hizmetlerinin bir alt kalemi olan navlun giderlerinde
ortaya çıkan %54,7’lik yükselmeden dolayı, taşımacılık giderleri %45,6 oranına
çıkmıştır. Böylece net taşımacılık giderleri, 2004 yılı Ocak-Mayıs döneminde,
geçen yılın aynı dönemine göre 269 milyon dolarlık artış göstererek 422 milyon
dolar olarak gerçekleşmiştir.
BAZI DEĞERLENDİRMELER VE TEKLİFLER:
·
Fiyatlarda
sağlanan istikrarın elbette birtakım alternatif maliyetleri de olmuştur. İç
piyasadaki durgunluk ve buna bağlı olarak istihdamdaki daralma gibi… Üç haneli
oranlardan çift haneli oranlara geçilmesi başarısı gösterilmiştir. Dahası, bu
seviyelerden sonra, tek haneli enflasyon oranları hedeflenmektedir. Bu irade
ile söz konusu hedefe ulaşılmaması için pek bir engel görünmemektedir. Zaten,
yılın ilk çeyreğinde bu oranlara ulaşılabilmiştir. Ancak iç piyasa ve
paralelinde istihdam meselesi de bu süreçte ihmal edilmemelidir.
·
2000-2001
döneminde, kriz dolayısıyla kredi kartı mağduriyeti ortaya çıkmış ve bu süreçte
hem bankalar hem de çok sayıda kart sahibi olumsuz etkilenmişti. Krizden kısmen
de olsa çıktığımız bu dönemde, kredi kartı sayısında ve kullanımında artışlar
olduğu görülmektedir. Nitekim, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine
göre; Türkiye'de kredi kartıyla yapılan alışveriş ve nakit avans işlemleri,
2004 yılının ilk yarısında 28,5 katrilyon TL’ye ulaşmıştır. Kredi kartı sayısı
ise 23 milyon 160 bin adede yükselmiştir. Ekonomik krizin aşılması sürecinde,
iç piyasanın canlanmasına ve işlem hacminin artışına ihtiyaç olduğu göz ardı
edilemez. Ancak, atılan adımların da sağlıklı olması gerektiği açıktır. Kredi
kartı, ihtiyacı olana ve imkânları nispetinde verilmelidir. Ödeme gücü olmayan
kişilere verilecek kartlar ve bunlarla yapılacak gereksiz tüketim, benzer bir
krize zemin hazırlamaktan öte bir işleve sahip olmayacaktır.
·
Tüketici
kredileri hacmi de piyasanın nabzının ölçülmesinde göz önünde bulundurulabilecek
göstergelerdendir. Kredilerdeki artışlar, piyasada canlılığın varlığına işaret
eder. BDDK verilerine göre; 2004 yılının ilk altı ayında, bankalar ve özel
finans kurumları tarafından verilen tüketici kredileri belirgin bir oranda
artmıştır. Nitekim, 2004 başında 9,4 katrilyon TL olan tüketici kredileri,
Haziran sonu itibariyle 16 katrilyon TL’ye yükselmiştir. Dolayısıyla, buradan
hareketle 2004 yılı ilk altı ayı içinde piyasada belli ölçüde hareketlenmenin
yaşandığı ortaya çıkmaktadır. Ancak, belirli şartlar altında… Yani Söz konusu
kredilerin uygun alanlarda kullanılması şartıyla… Krediler incelendiğinde,
bunların ağırlıklı olarak otomobil ve konut alanında kullandırıldığı
görülmektedir. Konut alanında yapılan sarfiyat, inşaat sektöründe canlılığa sebep
olacağından olumludur, ancak otomobil için aynı iyimserliği göstermek biraz
güçtür. Yerli otomobilin tercih edilmesi halinde, belli ölçüde de olsa ülke
ekonomisine katkı sağlayacağı ifade edilebilir. Çünkü otomotiv sektörü, yan
sanayisi ile birlikte ekonomi için önem arz etmektedir. Ancak, ithal
otomobillere yapılan kredi sarfiyatı, ülkenin dış açığını artırmakta ve yerli
piyasaya da olumsuz etkilerde bulunabilmektedir. (İthalât bir ülke için faydalı
bir faaliyettir, fakat tüketim mallarından ziyade yatırım ve ara mallarından
oluşması şartıyla…) Dolayısıyla kredi kullandırılmasında bu hususların da
dikkate alınması gerekmektedir.
·
Türkiye
ekonomisinde kaynakların optimal kullanılamaması sorunu vardır. Ne yazık ki
sahip olduğumuz kaynaklara ilişkin net bir envanterin de mevcut olmadığı ifade
edilmektedir. Bu kapsamda, mesela maden rezervimizi gereği gibi
değerlendiremediğimiz bilinen bir gerçektir. Gerek Türkiye, gerekse dünya
ölçeğinde stratejik nitelik arz eden madenlere özel önem verilmelidir.
Taşkömürü, linyit, petrol, demir, krom, bakır, alüminyum, kurşun, çinko, altın,
bor, fosfat, kükürt, asbest, fluorit, grafit ve beril sahip olduğumuz yer altı
zenginliklerinden bir kısmıdır. Bunlara yönelik ciddi stratejilerin tespitine
ve gerekli politikaların uygulanmasıyla ekonomiye olan katkı derecelerinin
yükseltilmesine ihtiyaç vardır. Sahip olduğumuz yer altı zenginliklerinden
petrolün özel bir önemi vardır. Geçmişten günümüze gerçekleştirilen savaşların
ve benzeri mücadelelerin önemli bir kısmının temelinde bu maden yatmaktadır.
Ülkemizde petrolün mevcudiyetine yönelik farklı görüş beyanında
bulunulmaktadır. Kimilerine göre petrol rezervimiz düşük seviyededir.
Kimilerine göre ise yüksek seviyededir. Yüksek olduğunu ileri sürenler şu
soruyu da sormaktadır: “Güneyimizdeki ülkelerde zengin petrol rezervi varken,
bizdeki petrol rezervinin düşük seviyede olduğu iddiası doğru olabilir mi?”
Meselenin hassasiyeti dikkate alınarak, diğer madenler yanında petrole ilişkin
çalışmalara özel bir önem verilmelidir. Bu kapsamda, Türkiye’nin petrol
envanteri çıkarılmalı ve bu vesileyle rezervin düşük veya yüksek oluşuna
ilişkin manipülasyonlar da giderilmelidir. Bu çalışmaların ardından, rezervin
seviyesine bağlı olarak gerekli stratejilerin tespitine gidilmeli ve bunların
uygulanması safhasına geçilmelidir.
Dr. Mehmet Behzat Ekinci.
Kaynaklar
DİE, DPT,
HM, DTM, TCMB, MB.