TÜRKİYE’DE
MİMARLIK-MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ
İÇİNDEKİLER:
1. Mimar Kimdir?
2. İç Mimar Kimdir?
3. Mimarlık ve Mühendislik Alanlarındaki Sorunlar
İnşaat
sektörü; “Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri, Teknik Müşavirlik Hizmetleri ve
Müteahhitlik Hizmetleri” faaliyetlerinin belli bir düzende
gerçekleştirilmesiyle ortaya çıkar. Bu çalışmada, Mimarlık ve Mühendislik
Hizmetleri ele alınmaktadır.
İnşaat
sektörü, bir faaliyetler zinciri olarak ele alındığında, “mimarlık-mühendislik”
hizmetlerinin bu zincirin ilk halkası niteliğinde olduğu görülecektir. İlk
aşamada yer alması dolayısıyla taşıdığı önem de artmaktadır. Sağlıklı bir
inşaat sektörü için kaliteli mimarlık-mühendislik hizmeti şarttır.
İnşaat
sektörünün bu alt faaliyet dalında, öncelikli olarak halledilmesi gerektiği
ileri sürülen bir sorunu mevcuttur. “Mimar” ve “İç Mimar” kavramlarında meydana
gelen karışıklık, sektör temsilcilerince ortaya konan sorunların başında
gelmektedir. Öyle ki, sorunun çözümüne ilişkin çabalar, bilgilendirici
toplantılar düzenlenmesine kadar varmıştır.
1. Mimar Kimdir?
Mimarlığın
önemini ifade etmek maksadıyla birtakım tanıtım çalışmaları düzenleyen Mimarlar
Odası, bu çerçevede “mimar” tanıtımına yer vererek mesleğin taşıdığı öneme
dikkat çektiği toplantılarında, meslek kapsamında gerçekleştirilen faaliyetleri
şu şekilde sıralamaktadır: (“Mimarlar Odası…”, 2003: 16)
Hazırlık ve etüt çalışmalarında bulunmak; tasarım ve
koordinasyonu sağlamak; uygulama denetimini ve inşaat yönetimini
gerçekleştirmek; ihale, yüklenici ve imalâtçılarla anlaşma esnasında işverene
yönelik danışmanlık yapmak; tamamlama ile kabul etmek ve teslim almak; kesin
hesap çalışmalarında işverene destek sağlamak; isteğe bağlı olarak yer seçimi
çalışmalarında bulunmak; program hazırlığına iştirak etmek; arazi geliştirme
çalışmalarında bulunmak; fizibilite çalışmaları gerçekleştirmek; özel
araştırmalar ve çalışmalar yapmak; yapı bakım şartnameleri ve anlaşmaları
hazırlamak vb…
2. İç Mimar Kimdir?
İç mimarlık
mesleğinin üst kuruluşu olan İç Mimarlar ve Tasarımcılar Kurumu, mesleğin
tanımını 1983’teki Hamburg toplantısında şöyle yapmıştır: (Çarkacı, 2001:
19)
Profesyonel iç mimar, eğitim ve tecrübe ile nitelik
kazanmış, toplumla ilgili sağlık, güvenlik ve refah konularında hayat
kalitesini yükseltmek için şu yeteneklere sahip olan kişidir:
·
Araştırma
yapabilme, iç mekan kalitesiyle ilgili sorunları fonksiyonel ve estetik
bakımdan çözebilme,
·
İç
mekanla alakalı programlama, tasarım analizi, mekan planlaması konularında
uzmanlığa sahip olma,
·
İç
mekan yapısal elemanlarının, yapı sistemlerinin ve parçalarının, binaların ve
malzemelerinin, donanımların ve şantiyenin kontrolünü yapabilme,
·
İç
mekanla ilgili çizim ve doküman hazırlayabilme.
Tanımda da
yer aldığı üzere iç mimar, insan ve mekan sorunlarını alışılmış biçimlerin ve
ölçülendirmelerin ötesinde temel verileri ele alarak, tekrar mevcut ve gelecek
endişesi ile araştıran kişidir. Bu pozisyonda bulunan şahıs, malzeme ve
teknoloji alanında meydana gelen gelişmeleri takip eder ve bunları mekan ve
malzeme tasarımlarında uygular. İç mekanın tekrar düzenlenmesine, yeni bina
yapımından ziyade ihtiyaç duyulması dolayısıyla, inşaatı tamamlanmış veya
eskisi dışında yeni bir fonksiyon kazandırılacak yapıların iç mekanlarında
öngörülen yeni fonksiyonu insanın hayat ve davranış şekillerine göre çözüme
kavuşturan ve düzenleyen, iç mimardır. (Tümer, 2002: 15)
İç mimar,
insanların gerçek ihtiyaçlarından hareketle, onları ilgilendiren faaliyetleri
duygusal yönden de destekleyerek “barındırabilecek, rahat yaşatabilecek”
nitelikte bir iç mekanı sosyolojik ve teknolojik bileşenler ile inşa etme
yeteneğine sahip kişidir. İç mimarî, şu faaliyet alanlarını kapsamaktadır: (“İç Mimari…”, 2002:
4)
Proje-planlama, genel yapı elemanları (prefabrik, metal,
çelik, ahşap yapı elemanları, yalıtım malzemeleri), bitirme işleri (boya,
kaplama), tesisat-planlama, aydınlatma-elektrik-elektronik, iletişim
sistemleri, güvenlik sistemleri, donatım-mobilya, mutfak-banyo-duş donanımları,
çevre ve tasarımı.
3. Mimarlık ve Mühendislik Alanlarındaki Sorunlar
Türkiye’de
mimarlık ve mühendislik hizmetlerine ilişkin temel sorunlar; “maddî, eğitimle
ilgili ve uluslararası standartlara uyum” başlıkları altında toplanabilir. Bu
temel sorunlara yönelik çözümler aşağıda yer almaktadır: (DPT, 2001, 5-8)
·
Mimar
ve mühendis için ödenen ücretler düşük olmaktadır. Böyle olunca mimarlık ve
mühendislik büroları; teknik donanım, eleman niteliği ve mekan açılarından
kısıtlı imkânlarla çalışmak durumunda kalmaktadır. Neticede bütçesi olmayan,
hatalı keşiflerle ve projesiz ihalelerle iş alınmak durumunda kalınmaktadır.
Halbuki AB ve ABD standartlarında çalışan yabancı firmalar, projelerini daha
detaylı ve çerçeveli hazırlamakta ve bunu karşılayıcı meblağda da ücret
almaktadır. Durum böyle olunca yerli firmaların yabancılarla rekabet edebilmesi
mümkün olmamaktadır. Mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde, proje ücretlerinin
mihenk taşı niteliğindeki Bayındırlık Bakanlığı tarifeleri son derece düşük
kalmakta ve yetersiz iş dolayısıyla mimar ve mühendisler, fiyat kırarak iş
almaktadır. Bu soruna çözüm olarak; mevcut kanundaki “ücret tarifesi”
ibaresinin başına “asgarî” sözcüğünün ilave edilmesi gerektiği ifade
edilmektedir. Böylece tespit edilen en düşük ücretlerin altına düşülmesi
engellenmiş olacak ve rekabet imkânı nispeten de olsa sağlanmış olacaktır.
·
Mimarlık
ve mühendislik alanındaki en önemli sorunlardan biri de eğitimle ilgilidir. Bu
konuda şu üç temel sorundan bahsedilmektedir:
1.
Meslekî
eğitimde yeterli bir kalite seviyesinin sağlanamaması,
2.
Dört
yıllık eğitim süresinin yetersiz kalması,
3.
Eğitim
sürecinde meslekî uygulamalara yeterince zaman ayrılmaması.
Bu sorunlara temel bir çözüm olarak,
eğitim süresinin dört yıldan asgarî beş yıla çıkarılması teklif edilmektedir.
AB ülkelerinde, mimarlık eğitimi genelde 5 sene veya üstü olmaktadır. Mesela,
İngiltere’de bu süre yedi yıldır. Ayrıca eğitimde kalite, uluslararası
standartlara çıkarılmalı; eğitim sürecinde meslekî uygulamalara önem verilmeli
ve yeterince zaman ayrılmalıdır.
·
Mimarlık
mesleğinin en üst kuruluşu, Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA:Union of
International Architects)’dir. Bu kuruluş, mimarların uyması gereken kurallara
ve standartlara ilişkin tespitlerde bulunmakta ve bunları yayımlamaktadır.
Yayımlanan belgelerle mimarların uyması gereken ölçülerle ilgili tartışma ve
uyum süreci başlatılmaktadır. Uluslararası belgelerde, bir mimarda aranan temel
şartlara da yer verilmektedir. Türkiye’de de uluslararası standartlara uyum
sağlama açısından bu ve benzeri (mesela, AB metinleri) belgelerin incelenmesi
gerekmektedir. Gerekli inceleme sonrasında mutabakat veya itiraz metinleriyle
bu sürece katkıda bulunulmaya ve yapısal özelliklerimize uygun standartların
tespitine çalışılmalıdır. UIA tarafından yayımlanan söz konusu belgelerden bir
kısmı şöyledir:
1.
Mimarlık
Mesleğinin Uygulanmasında Tavsiye Edilen Uluslararası Meslekî Standartlara
İlişkin Mutabakat Metni (Nisan 1998),
2.
Akreditasyon/Geçerlilik/Tanınma
(Nisan 1998),
3.
Meslekî
Bilgiler ve Yetenekler (Nisan 1998),
4.
Ahlâk
ve Davranış Kuralları Konusunda Mutabakat Metni (Kasım 1998),
5.
Sürekli
Meslekî Eğitim (Nisan 1998),
İnşaat
sektörünün önemli alt faaliyet alanlarından olan mimarlık-mühendislik, iç içe
bulunduğu sorunlar dolayısıyla sektörün gerektiği ölçüde faaliyette bulunmasını
engellemektedir. Bahsedilen temel sorunların giderilmesi, sektörün arzu edilir
ölçüde faaliyeti için gerekmektedir. Sektörde faaliyette bulunan mimarların ve
mühendislerin hizmetlerini karşılayıcı maddî imkânlara sahip olması, kaliteyi
de direkt olarak etkileyecektir. Eğitim ise mutlaka halledilmesi gereken bir
meseledir. Konu ile ilgili tespit edilecek politikalar ve bunların hayata
geçirilmesi, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyette bulunmayı da
kolaylaştıracaktır. Özellikle uluslararası standartlara uyum konusu da bunu
tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır ki konu ile ilgili olarak kişiler ve
kurumlar bazında gereken özen gösterilmelidir.
Türkiye’de
mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin temel sorunları yanında, farklı bazı
sorunları da mevcuttur. Bunlar, mimarlık-mühendislik hizmetleri sahasındaki
yapılanmada ve meslekî uygulamalarda karşılaşılan sorunlar olup, bir kısmı
şöyledir: (DPT, 2001, 3-4)
·
İnşaat
arazisine ilişkin belirsizlikler olabilmekte ve tasarım sürecinde iken bile
değişikliklere gidilebilmektedir. Ayrıca, mülkiyet sorunları ve belediyelerin
imar planlarından kaynaklanan sorunlar da proje sürecinde çeşitli engellere yol
açabilmektedir.
·
İnşaatın
yapımı sürecinde gerçekçi bütçeler oluşturulamayabilmektedir. Bu da finansal
sıkıntılara sebep olmaktadır.
·
Mimara
genelde kapsamlı bir program verilmemekte ve bunun mimarca oluşturulması
istenmektedir. Başlı başına bir uzmanlık gerektiren ve farklı bir ücretlendirmeye
tâbi tutulması gereken programlama işlemi, mimar tarafından yeterince
önemsenmeden oluşturulmaktadır.
·
Tahmin
edilen inşaat maliyetleri genelde gerçekçi olmamaktadır. Maliyetlerde meydana
gelen değişmeler, söz konusu maliyet raporlarını geçersiz hâle
getirebilmektedir.
·
Tasarım
sürecinde mimara gereğinden fazla müdahale edilmektedir.
·
Mimar
ve mühendis arasındaki meslekî ilişkilerde yetersizlikler söz konusudur.
Genelde mühendislerin, mimarî tasarım sürecinin nihayete ermesi sonrası devreye
girmeleri dolayısıyla inşaatın kalitesinde düşüklük olabilmektedir.
·
Başta
Bayındırlık Bakanlığı olmak üzere resmî kurumlarca, mimarlara ve mühendislere
gerekli olmayan sınırlamalar getirilebilmektedir.
·
Meslekî
kontrolörlüğün mecburî olmaması dolayısıyla bu görev gerekli görülmez ise idare
tarafından mimara verilmeyebilmektedir. Bu da inşaatın projeye uygun
üretilmemesine sebep olabilmektedir.
·
Mimarlık
ve mühendislik hizmetlerine ilişkin kanun, 1938 yılında çıkarılan 3458 Sayılı
Kanun’dur. Türkiye’de bu hizmetleri tarif eden, sınırlarını çizen ve meslek
erbabının yetkilerini ve sorumluluklarını tanımlayan muhtelif kanun ve
yönetmelik mevcuttur. Ancak, şartların değiştiği günümüzde bunlar, mesleğin
ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır.
Gerek
ulusal ve gerekse uluslararası alanda başarılı faaliyetler
gerçekleştirilebilmesi için, mimarlık-mühendislik hizmetleri ile ilgili
yapılanmaya önem verilmeli ve meslekî uygulamaların daha sağlıklı bir şekilde
gerçekleştirilebilmesi için karşılaşılan sorunlar da bertaraf edilmelidir.
Temel sorunlarını gidermiş, yapısal sorunlarını en aza indirmiş ve sağlıklı
meslekî uygulamalar gerçekleştirilebilen mimarlık-mühendislik hizmetleri alt
sektörü, toplamda inşaat sektörünün uluslararası alanda önemli paylar elde
edebilmesine imkân sağlayacaktır. Tabii ki bunun için diğer alt sektörlerin de
gerekli seviyeye kavuşması gerekmektedir.
* Dr. Mehmet Behzat
Ekinci,
** Bileşim, İnşaat Dünyası, “Türkiye’de Mimarlık-Mühendislik
Hizmetleri”, İstanbul, Ekim 2005, s.102-106.
KAYNAKLAR
Çarkacı, Nilgün, “Meslek?
İç Mimar”, İç Mimari ve Dekorasyon, Dünya Eki, 10 Temmuz 2001, s.19.
DPT,
İnşaat, Müteahhitlik, Mühendislik
ve Müşavirlik Hizmetleri, 8.BYKP, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara,
DPT:2566-ÖİK:582, http://www.dpt.gov.tr,
2001.
Tümer, Levent, “İç
Mimarların Yapı Sektörü İçin Önemi”, Yapı 2002 İzmir Fuarı, Dünya Eki, 24
Ekim 2002, s.15.
“İç Mimari Hangi Alanları
Kapsar?”, İç Mimari ve Dekorasyon, Dünya Eki, 4 Nisan 2002, s.4.
“Mimarlar Odası, Mimar ve Mimarlığın Önemini
Tanıtıyor”, Yapı 2003 İzmir Fuarı, Dünya Eki, 23 Ekim 2003, s.16.