RATING
KURUMLARININ İŞLEYİŞİ VE ÜLKELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
İÇİNDEKİLER:
GİRİŞ
BİRİNCİ
BÖLÜM: RATİNG KURUMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER
A) RATİNG
(DERECELENDİRME) TANIMI
B)
YATIRIMCILAR AÇISINDAN RATİNGİN YARARLARI
C) MENKUL
KIYMET İHRAÇ EDENLER AÇISINDAN RATİNGİN YARARLARI
D) RATİNG
KURUMLARININ TARİHÇESİ
E)
DÜNYADAKİ BAŞLICA RATİNG KURUMLARI
İKİNCİ
BÖLÜM: RATİNG KURUMLARININ İŞLEYİŞİ
A)
DERECELENDİRMEDE KULLANILAN SEMBOLLER
1) Standard&Poor’s’un
Derece Tanımlamaları
a) Uzun
Vadeli Menkul Kıymetlerin Derece Tanımlamaları
b) Kısa
Vadeli Menkul Kıymetlerin Derece Tanımlamaları
c) Genel
Görünüm Derecelendirmesi
2)
Moody’s’in Derece Tanımlamaları
a) Şirket
Tahvilleriyle İlgili Derecelendirme Tanımlamaları
b) Kısa
Vadeli Ticarî Senetlerin Derecelendirilmesi
c) Kısa
Dönem Hükûmet Senetleri Derecelendirilmesi
3) Duff
& Phelps’in Derece Tanımlamaları
a) Duff
& Phelps’in Uzun Vadeli Kredi Derece Sembolleri
b) Duff
& Phelps’in Kısa Vadeli Kredi Derece Sembolleri
4) Japan
Credit Rating’in (JCR) Derece Tanımlamaları
a) JCR’nin
Kısa Dönem Derece Tanımlaması
b) Kredi
Denetimi (Credit Monitor)
B)
DERECELENDİRME SÜRECİ
1) Tanıtım
Toplantısı
2)
Yöneticilerle Toplantı
3) Rating
Kararı
4) Ratingin
Açıklanması
5)
Derecenin İzlenmesi
C)
BANKALARIN DERECELENDİRİLMESİ
1) Moody’s
Investor Service’in Bankaları Derecelendirirken Göz Önünde Bulundurduğu
Kriterler
a) Çalışma
Sahası
b) Bankanın
Yerel Finans Sistemindeki Yeri
c) Temel Analiz
2) Moody’s
Şirketinin Türk Bankalarına Verdiği Notlar
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM: RATİNG KURUMLARININ ÜLKELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ (ROLÜ)
A)
ÜLKELERİN DERECELENDİRİLMESİ
1) Standard
& Poor’s ‘un Ülkeleri Derecelendirirken Göz Önünde Bulundurduğu Kriterler
a.) Politik
Risk
b.)
Ekonomik Risk
2) Standard
& Poor’s Ülke Risk Raporu
3)
Türkiye’nin Derecelendirme Kuruluşlarıyla İlişkileri
SONUÇ
GİRİŞ
Yatırımcılarını
ciddi ölçüde koruyan bir ülkenin sermaye piyasasına, uluslararası nitelikteki
yatırımcıların çekilmesi ihtimali daha yüksektir. Sermaye piyasasındaki bir çok
yatırımcı, bu piyasaya girerken çeşitli ülkelerin şirketleri ile ilgili genel
ve özel birtakım bilgilere sahip olamamaktadır. Dereceleme kuruluşları
yatırımcıların bu tür bilgi ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara karar
vermelerinde yardımcı olmak maksadıyla, sistemleştirilmiş ve her birinin
belirli anlamları olan notlarla yatırımcıların aydınlatılmasına
çalışmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı; belli başlı dereceleme kuruluşlarına
kısa bir bakışın yanında, derecelemenin amacı, derecelemede kullanılan
semboller ve anlamlarını ele almak ve buradan hareketle derecelemede kullanılan
temel kriterleri incelemeye çalışmaktır.
Birinci
bölümde, derecelendirme kavramı incelenmiştir. Yine bu bölümde yatırımcılar ve
ihraç kurumları açısından önemleri belirtildikten sonra rating kurumlarının
tarihçesiyle dünyadaki başlıca rating şirketleri tanıtılmıştır.
İkinci
bölümde, rating kurumlarının kullanmış olduğu sembollerin ne manaya geldikleri
üzerinde durulduktan sonra yaptıkları değerlendirmelerin süreci üzerinde
durulmuştur. Bu bölümde son olarak, günümüzde önem kazanmış olan, bankaların
derecelendirilmesi konusunda bilgi verilmiştir.
Son bölüm
olan üçüncü bölümde, bazı derecelendirme kuruluşlarının ülkeleri değerlendirmeye
tâbi tutarken ele aldığı konular üzerinde durulmuş, daha sonra bu kuruluşların
Türkiye ile olan ilişkilerine yer verilmiştir.
Bu çalışma
sırasında danışmanlığımı üstlenerek, değerli tecrübelerinden faydalanma imkânı
sağlayan ve çalışma süresince bana sağlamış olduğu yardımlardan dolayı Erciyes
Üniversitesi, İktisadî ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölüm Başkanı,
Hocam Prof. Dr. Cihan Dura’ya teşekkürlerimi sunarım.
BİRİNCİ BÖLÜM: RATİNG KURUMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Sermaye piyasalarının gelişmesiyle
birlikte yatırımcıların bilgilendirilmesi ihtiyacı gerekmiş ve bu ihtiyaca
cevap veren derecelendirme kurumları ortaya çıkmıştır.
Bu
bölümde derecelendirme kavramı ve temel esasları üzerinde durulacaktır. Bölüm,
beş kesimden oluşmaktadır. İlk kesimde derecelendirme kavramı ve temel esasları
ele alınacaktır. İkinci ve üçüncü kesimde sırasıyla, derecelendirmenin
yatırımcılar açısından ve menkul kıymet ihraç edenler açısından yararları
üzerinde durulacaktır. Dördüncü kesimde ise derecelendirme faaliyetlerinde
bulunan şirketlerin tarihçesi hakkında kısaca bilgi verilecektir. Son bölümde
ise dünyadaki başlıca rating kurumlarına değinilecektir.
A) RATİNG (DERECELENDİRME) TANIMI
Rating kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır.
Burada, derecelendirmeyi tanımlarken gerekli olan kavramlar kısaca
açıklandıktan sonra ratingin çeşitli şekillerde tanımları verilecektir. Daha
sonra derecelendirme kavramı ile ilgili temel unsurlara değinilecektir.
Bir
menkul kıymetle ilgili olarak iki tür riskten söz edilebilir. Bunlar “geriye
ödeyememe riski” (default risk) ve “piyasa riski”dir. Geriye ödeyememe riski,
bir menkul kıymete ve onu ihraç eden kuruma ilişkin riskleri yansıtırken,
piyasa riski tüm ekonomik koşullar ile ilgilidir.
[1] Yükümlülüğü yerine
getirememe durumu (geriye ödeyememe) borçlu tarafından yapılması yasal olarak
gerekli olan ödemelerin gecikmesi sonucunda oluşmaktadır[2].
Yatırımcılar,
yatırım kararını alırken bu riskleri ve yüklendikleri risk karşılığında elde
edecekleri getiriyi dikkate alırlar. Dolayısıyla, yatırım kararının alınmasına
yardımcı olabilmek amacıyla çeşitli kurumlar menkul kıymet ihraç eden
kuruluşların “geriye ödeyememe” riskini ve “piyasa riskini” belirlemeye yönelik
faaliyetlerde bulunmaktadır.
Bu
kurumlar, özellikle borçlanma araçları için geriye ödeyememe riskini gösteren
derecelendirme işlemi yapmaktadırlar.
Derecelendirme
(rating); menkul kıymet ihraç eden kuruluşların, ihraç ettikleri menkul kıymete
ait yükümlülüklerin yani anapara ve faiz ödemelerini yerine getirebilme
yeteneği hakkında verilen tarafsız bir yargıdır.[3]
Bir
rating şirketi olan Thomson Bankwatch’a göre
rating, “tahvil ve borç senedi ihraç edenlerin yükümlülüklerini yerine
getirirken karşılaşabileceği sorunların üstesinden gelebilme yeteneğinin
değerlendirilmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Diğer
bir rating şirketi olan Moody’s ise
ratingi; “borç tahvilleri ihraç edenlerin, ihraç edilen menkul kıymetlerin
gelecekteki anapara ve faiz ödenmesindeki kapasitesi, hukuki yükümlülük ve
istekliliği hakkında bir değerlendirme” olarak tanımlamaktadır.
Uluslararası
düzeyde faaliyet gösteren diğer bir rating şirketi olan Standard & Poor’s ise ratingi şöyle tanımlamaktadır.“Özel
sektör ve devlet tahvillerinin derecelendirmesi, belirli bir ihraç ile ilgili
olarak ihraç eden kurumun güvenirliğinin, yükümlülüklerini zamanında yerine
getirmedeki kabiliyetinin değerlendirilmesidir”.[4]
Rating
şirketleri bağımsızlık, objektiflik, güvenilirlik ve açık olma prensipleri
altında yatırımcılara analitik hizmetler sunan profesyonel organizasyonlardır.
Bu şirketler devlet himayesinde olmadan, herhangi bir banka veya benzer
kurumlara bağlı olmaksızın ve tarafsız (objektif) bir şekilde hizmet
sunmaktadırlar.[5]
Derecelendirme,
menkul kıymet ihraç eden kuruluşların kredi değerliliğini birbirinden ayırt
etmek için kullanılmaktadır.Derecelendirme firmaları, yatırımcıya menkul
kıymetin satın alınması, satılması ya da elde tutulması şeklinde bir malî
danışman gibi tavsiyelerde bulunmazlar. Çünkü böyle bir durum söz konusu
olduğunda rating şirketlerinin varlıklarının temelini oluşturan tarafsızlık
ilkesi zedelenecek ve yatırımcıların bu kuruluşlara duydukları güven
sarsılacaktır.[6] Bu yüzden menkul kıymete
ait bir derecelendirme, kıymetli evrakın elde tutulmasını, satılmasını ya da
satın alınmasını tavsiye edecek nitelikte bir anlam taşımamakta, bunlar
üzerinde işlem yapılmasını özendirecek mahiyette bir anlama gelmemektedir.
Ayrıca belirlenmiş bir rating, belli bir yatırımcı için bir yatırımın uygun
olup olmadığı konusunda anlam ifade etmez.[7]
Rating şirketleri temelde iki soruya yanıt aramaktadır:
Ø İhraç edilen menkul
kıymetin anapara ve faiz ödemelerinin zamanında yapılmaması riski (default)
nedir?
Ø Bu risk diğer
kuruluşların ihraç ettiği aynı türdeki menkul kıymetlerin riskleri ile nasıl
karşılaştırılabilir?[8]
Derecelendirme yapılırken temelde üç faktör göz önünde bulundurulur:
1.
İhraç edilen belirli menkul kıymetin özellikleri ve kanuni
hükümleri,
2.
Menkul kıymeti ihraç eden kurumun ödemelerini zamanında yerine
getirebilme yeteneği ve istekliliği ile borcunu yerine getirememe olasılığı
3.
İhraç eden kurumun iflası durumunda yatırımcıların haklarını
etkileyen kanunlar ve düzenlemeler.[9]
Rating
şirketlerinin amaçları; uluslararası sermaye piyasalarına şirketlerin kredi
kaliteleri hakkında tutarlı ve karşılaştırılabilir değerlendirmeler sunmaktır.
Derecelendirme, tüm kredi riskinin değerlendirilmesi sürecinin yalnızca bir
fonksiyonu olarak düşünülmekte ve derecelendirmenin yatırım kararının alınması
sürecinin de yalnızca bir parçası olduğu kabul edilmektedir.Yani burada
yatırımcıların tercihleri veya piyasa fiyatı gibi diğer etkenler göz önüne
alınmamaktadır. Çünkü derecelendirme, yatırım kararı alma sürecinde faiz oranı,
piyasa fiyatı, alternatif yatırım araçlarının getirisi ve yatırım tercihleri
gibi etkenlerden sadece birisi olarak düşünülmelidir.[10]
Moody’s’e
göre uzun dönem borç derecelendirmesi, menkul kıymeti ihraç eden kuruluşun
anapara ve faiz ödemelerini zamanında yapmadaki istekliliğinin ve yeteneğinin
nispî olarak riskini ölçmektedir. Örneğin tahvil derecesi “Aaa” olarak
belirlenmişse, bu; bir yatırımcının çok uzun süreli yatırım durumunda bile o
tahvil üzerindeki ödemelerin zamanında ve tam olarak olacağı ihtimaline
inanmamız manasına gelmektedir.
Derecesi
“Aaa” olarak belirlenmiş bir menkul kıymetin, derecesi “Aa1” olarak belirlenmiş
bir menkul kıymetten daha az olasılıkla geri ödeyememe durumu vardır. Derecesi
“Aa1” olarak belirlenmiş olan menkul kıymet ise “Aa2” olarak belirlenmiş
olandan daha az olasılıkla geri ödeyememe durumu vardır. Bununla birlikte her
“rating” seviyesi için gerçek geriye ödeyememe oranları global, bölgesel ve
yerel ekonomilerdeki değişiklikler ve iş dünyası üzerinde çeşitlilik
göstermektedir.[11]
Rating
şirketlerinin belirlemiş olduğu derecelendirmeler, çok güçlü kredi niteliği
olduğunu yansıtan “AAA” sembolünden çok düşük olanı yansıtan “D” sembolüne
kadar birkaç kategoriye bölünmüş şekilde olan harfler vasıtasıyla
belirlenmektedir.[12]
Görünümlerine
rağmen, ratingler standart değildirler. Farklı iki rating şirketindeki
derecelendirmenin aynı manaya geldiği düşünülmemelidir. Çünkü;
Ø Tanımlamalar ve rating
ölçekleri ile derecelendirme metotları her rating kuruluşunda aynı
olmamaktadır.
Ø Farklı rating
şirketlerinin uzmanlarının teşhisleri veya hükümleri aynı değildir.
B) YATIRIMCILAR AÇISINDAN RATİNGİN YARARLARI
1.
Ratingler belirsizliği azaltır. Daha az belirsizlik sermaye
piyasasının büyümesini, daha geniş piyasa ise verimliliği teşvik eden daha
geniş çaplı yatırımcı güveni anlamına gelir.
2.
Rating yatırım ufkunu genişletir. Rating firmalarında görev yapan
uzmanlar kredi riskleri üzerinde kapsamlı araştırmalar yapıp güvenilir bilgiler
sağlayarak yatırımcılara daha geniş yatırım imkânları sunmaktadırlar.
3.
Bir çok yatırımcı için rating, kredi risk limitlerini ayarlamada
özel bir karşılaştırmalı değerlendirme aracı olarak kullanılmaktadır.
4.
Gelişmiş piyasalarda bir çok yatırımcı aynı zamanda ratingi, satın
alacakları menkul kıymetler için kredi risk primlerini ayarlamada bir faktör
olarak kullanmaktadırlar.
C) MENKUL
KIYMET İHRAÇ EDENLER AÇISINDAN RATİNGİN YARARLARI
1.
Sermaye bulmada daha geniş olanaklar sağlar. Günümüz dünya piyasalarında
bir rating örneğin, menkul kıymet ihraç eden kurumun iyi bilinmediği
piyasalarda ya da yatırımcının ihraç edenin kurumun ulusal diliyle, iş
kültürüyle ya da hesap sistemiyle aynı olmadığı durumlarda uluslararası sermaye
imkânlarına ulaşmada kolaylık sağlamaktadır.
2.
Rating, menkul kıymet ihraç eden firmalara finansal esneklik
sağlar. Daha geniş piyasa imkânı düşük fonlama maliyetlerine olanak sağlar.
Rating, derecesi belirlenmiş bir şirketin piyasaya girişinde kolaylıklar
sağlamaktadır.[13]
D) RATİNG KURUMLARININ TARİHÇESİ
Menkul
kıymetlerin derecelendirilmesine ilişkin veriler, ilk defa Amerika’da John
Moody tarafından 1909 yılında kamuya duyurulmuştur. John Moody kredi kalitesi
için geliştirmiş olduğu derecelendirme sistemini ortaya çıkarmıştır.
A-En yüksek kalitedeki borç,
B- Orta kalitedeki borç,
C- Düşük kalitedeki borç
olarak derecelendirme cetvelinin temeli
oluşturmuştur.Moody ilk dereceleri “Demiryolları Yatırımının Analizi” adlı
eserinde yayınlanmıştır. Moody’s Investor Service olarak faaliyet gösteren
şirket günümüzde bir çok derecelendirme hizmetlerini sunmaktadır.[14]
1910
yılında Freeman Putney Jr ; Poor’s Yayıncılık Şirketi için çalışırken
derecelendirme işlemi ile ilgilenmeye başlamıştır. 1920’li ve 1930’lu yıllarda
Moody ve Poor’s, üçüncü bir derecelendirme şirketi olan Standard Statistics Company ile rekabete başlamıştır. Bu şirket
finansal tablolar üzerindeki deneyiminden de yararlanarak, elindeki verileri
açıklamak ve özetlemek için çeşitli semboller ve derecelerden yararlanmıştır.
Bu arada Fitch Yayıncılık Şirketi de 1924 yılında derecelendirme işlemine
başlamıştır. Standard Satistics,
dereceleri 1922’den 1941’e kadar yayınlanmış; 1941’de Poor’s, Publishing Comp. ile birleşerek Standard & Poor’s oluşturulmuştur.
1930
yılında bir başka derecelendirme şirketi olan Duff and Phelps kamusal mal ve hizmet üreten şirketlerin
tahvillerinin derecelendirilmesine başlamış, ancak derecelerin yayınlandığı
sisteme 1980 yılında geçmiştir.
ABD’deki
derecelendirme şirketlerinin en yenisi olan McCarty,
Crisanti and Maffei 1975 de
kurulmuştur. Bu şirket sadece özel derecelendirme işlemi yapmakta, diğer bir
deyişle belirlediği dereceleri sadece müşterilerine sunmaktadır.[15]
E) DÜNYADAKİ BAŞLICA RATİNG KURUMLARI
Rating kurumları; sermaye piyasalarının
etkin, istikrarlı ve güvenilir biçimde çalışmasını sağlayan, özellikle piyasaya
sunulan bilgileri zamanında ve doğru bir biçimde analiz etme konusunda
yetersizlikleri bulunan bireysel, küçük tasarrufçuları koruyan ve kamuyu
aydınlatma fonksiyonunun işlerliğini kolaylaştıran, sermaye piyasasının
yardımcı kuruluşlarının en önemlilerinden biridir.
Genel
bir ifadeyle; ihraç edilen tahvillerin anapara ve faizlerinin zamanında
ödenememesi olasılığı bakımından tahvillerin göreceli olarak sıralanması işlemi
olarak tanımlanabilen tahvil derecelendirmesi, ABD’de 1910’lardan beri
yapılmakta olup, günümüzde yatırım camiası tarafından güvenilir bir yatırım
kriteri olarak kabul görmekte, hatta tahvilin maliyeti ve pazarlama
kabiliyetinin bir belirleyicisi olmaktadır.
Derecelendirme
anlayışı uluslararası sermaye pazarlarına yerleştikçe, yeni piyasalara giren
yatırımcıların sınır ötesi derecelere olan ihtiyaçları da artmaktadır. İşte bu
amaçla Amerika’nın en büyük rating kurumları olan “Standard & Poor’s” ve “Moody’s”
dünyanın çeşitli yerlerinde birçok şube açmışlardır.
Derecelendirmenin
öneminin artmasıyla Avrupa’da, Asya’da ve Latin Amerika’da bir çok rating
şirketi kurulmuştur.
Amerika’da
beş rating şirketi bulunmaktadır. Bu şirketlerin en eskisi olan “Moody’s Investor Service” 1910’lardan
beri hizmet vermektedir. Amerika’nın en büyük derecelendirme şirketlerinden
biri olan Moody’s’in merkezi New York’tadır.Bu şirket ile ilgili tüm bilgilere
kurumun http://www.moodys.com internet adresinden
ulaşılabilmektedir.
Moody’s
ile birlikte Amerika’daki tüm büyük ihraçların hemen hemen hepsini
derecelendiren Standard&Poor’s
firmasının merkezi New York’ta olup şirket ile ilgili tüm bilgilere http://www.standardandpoors.com internet
adresinden ulaşılabilmektedir.
Amerika’nın
üçüncü büyük rating şirketi olan ve “Fitch
Investor Service” olarak adlandırılan şirketin merkezi New York’tadır.
Merkezi
Chicago olan “Duff&Phelps Credit
Rating Company”nin ayrıcalıklı çalışma alanı Latin Amerika’dır. Meksika,
Şili, Arjantin ve Kolombiya’da “joint venture”ları olan şirket, 400 civarındaki
Latin Amerika’lı ihraç kurumuna bu “joint venture”lar aracılığıyla hizmet
verir.
Merkezi
New York olan “Thomson Bankwatch”
banka kredisi alan firmalarla ilgilenmektedir. Thomson Bankwatch şirketi 1991
yılında Londra’da bir şube açmış ve merkezi Hong Kong olan “Capital Information Service”i almıştır.
Avrupa
kökenli rating şirketi olan “IBCA” 1978
yılında kurulmuştur. Şirket bankaların derecelendirilmesinde uzun süredir
uluslararası alanda uzmanlaşmıştır.1985 yılında New York şubesini açan şirket,
Amerikan ticarî ve yatırım bankalarını da derecelendirmeye başlamış, daha
sonraki yıllarda da tüm temel şirket ihraçlarını kapsayan ayrı bir bölüm
kurmuştur. Şirketin merkezi ise Londra’da bulunmaktadır.
Amerika’da
bulunan “Fitch Investor Service”in, “Duff&Phelps Credit Rating Company”nin, “Thomson Bankwatch”un ve Avrupa’da faaliyet gösteren ‘IBCA’nın internet adresleri; http://www.fitchratings.com, http://www.fitchcreditdesk.com, http://www.ibca.com ve http://www.bankwatch.com olup bu adreslerin
hepsi aynı sayfaya yönlendirilmiştir. Yani internet üzerindeki sayfaları
ortaktır.
Kanada’da
derecelendirme alanında faaliyet gösteren şirketlerden en tanınmışı “Canadian Bond Rating Company”dir. Bu
şirket ile ilgili bilgilere http://www.finpipe.com
ve http://www.cbrs.com internet adreslerinden
ulaşılabilmektedir. Kanada’da bulunan diğer bir rating şirketi ise “Dominion Bond Rating Company” olup http://www.dbrs.com
internet adresinden ulaşılabilmektedir.
Bankaların
derecelendirilmesinde uzmanlaşmış bir başka şirket de Güney Kıbrıs’taki “Capital Intelligence” dır. Bu şirket ile
ilgili bilgilere http://www.ciratings.com
internet adresinden ulaşılabilir.
Uluslararası
piyasalarda faaliyet gösteren diğer bir önemli rating şirketi ise Japonya’daki
“Japon Credit Rating Agency”dir. Bu
şirket Japon kurumsal yatırımcıları, Japon Kredi Bankası ve Tokyo Bankası
tarafından 1 nisan 1985 yılında kurulmuştur. Bu şirketin internet adresi ise http://www.jcr.co.jp’dir. Japonya’da bulunan
diğer derecelendirme şirketleri ise “Nippon
Investor Service Inc. (NIS)” ve ”The
Japon Bond Research Institute (JBRI)”dır.[16]
Dünyada uluslararası
alanda faaliyet gösteren en önemli rating şirketleri Tablo 1.1’de
gösterilmiştir.
Tablo 1.1: Dünya’daki Başlıca Rating Şirketleri
Kuruluş Yılı |
Şirketler |
Ülke |
İnternet
Adresi |
1909 |
Moody’s Investor Service |
ABD |
|
1922 |
Fitch Investor Service |
ABD |
|
1923 |
Standard&Poors |
ABD |
|
1972 |
Canadian Bond Rating |
Kanada |
|
1974 |
Thomson Bankwatch |
ABD |
|
1975 |
Japanese Bond Rating |
Japonya |
|
1977 |
Dominion Bond Rating |
Kanada |
|
1978 |
IBCA Ltd |
İngiltere |
|
1980 |
Duff&Phelps Credit Rating |
ABD |
|
1985 |
Japanese Credit Rating |
Japonya |
|
1985 |
Nippon Investor Service |
Japonya |
|
Kaynak: Kubilay Mumyakmaz,
“Rating’in Finans Sektörü Bakımından Yeri ve Önemi” eserindeki bilgilerden ve internet
üzerindeki bilgiler vasıtası ile tarafımdan düzenlenmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM: RATİNG KURUMLARININ İŞLEYİŞİ
Bu
bölüm üç kesimden oluşmaktadır. İlk kesimde farklı rating şirketlerinin farklı
konular üzerinde değerlendirme yaptığı derecelendirme sembolleri ve bu
sembollerin ne manaya geldikleri üzerinde durulacaktır. İkinci kesimde
derecelendirme işleminin rating şirketleri tarafından nasıl yapıldığı,
derecelendirme sürecinin sırasıyla hangi aşamalardan oluştuğu konu edilecektir.
Üçüncü kesimde ise bankacılık açısından son yıllarda önem kazanan “bankaların
derecelendirilmesi” konusu anlatılacaktır.
A)DERECELENDİRMEDE KULLANILAN SEMBOLLER
Tahvil satın almak isteyen bir
yatırımcının karşılaşacağı iki türlü riskten söz edilebilir. Bunlardan
birincisi ekonomik, politik ve sosyal çevredeki değişimlerden kaynaklanan faiz
oranı riski, satın alma gücü riski, pazar riski ve vade riski gibi 4 grupta
toplanabilen sistematik risktir (systematic risk). İkincisi ise ortaklığın,
ihraç ettiği tahvillerin faizlerini ve anaparasını zamanında ödeyememesinden
kaynaklanan geri ödeyememe riskidir (default risk).
Derecelendirme
kurumları temelde ikinci risk üzerinde yoğunlaşmakta ve ihraç hakkındaki
görüşlerini özetlemek ve belirledikleri dereceleri kamuya açıklamak için
anlamları benzer, fakat tıpa tıp aynı olmayan bazı semboller kullanılmaktadır.
Derecelendirme, menkul kıymet ihraç eden bir kuruluşun belirli bir borçlanma
aracı karşısındaki kredi değerliliğini gösterir. Bununla birlikte
derecelendirmede, garanti ve sigorta gibi unsurlar da dikkate alınmaktadır.
Önceki
bölümlerde de belirtildiği gibi derecelendirmede göz önünde bulundurulan
unsurlar, ana başlıkları ile şöyledir:
1) Geriye ödeyememe
olasılığı,
2) Borçlanma aracının özellikleri ve kanuni
hükümleri,
3) Borçlanma aracına sağlanan garantiler, ihraç
eden kurumun iflası durumunda yatırımcıların haklarını etkileyen kanunlar ve
düzenlemeler.
Rating
şirketleri yukarıda bahsedilen faktörleri dikkate alarak geliştirdikleri
semboller aracılığıyla derecelendirme işlemini yerine getirmektedirler. Verilen
derece notları, kullanıcılar için o grubun gösterdiği risk kategorisini ifade
eden sembollerdir. Genellikle, derecelendirme şirketlerinin iyi ile kötü
arasında sıraladığı grupların anlamı birbirleriyle benzerlik gösterir. Sadece
ifade edilme sembolleri değişiklikler gösterir. Her sembol taşıdığı risk
ölçüsüne göre bir harf veya sayıyla ya da yanına konulan “+”, “-“ işaretleriyle
ifade edilir.
1)
Standard&Poor’s’un Derece Tanımlamaları
Standard&Poor’s’ta risk derecelendirmesinde
uzun ve kısa vadeli analizler yapılmaktadır. Bu nedenle, uzun ve kısa vadeli
olmak üzere iki tür derece sembolü geliştirilmiştir. Derece sembolleri
oluşturulurken, borcun ödenmeme olasılığı, borçlunun anapara ve faiz
ödemelerini zamanında yerine getirebilme kapasitesi, borcun şartları ve
özelliklerinin yanı sıra, iflas kanunu ve diğer kanunların alacaklıya
sağlayacağı haklar gibi konular da göz önüne alınmıştır. Tüm bu faktörler
incelenerek, riski en iyi şekilde yansıtabilecek bir sıralama yapılmıştır. Risk
ölçütü, en düşük risk düzeyini gösteren “AAA” ile en yüksek risk düzeyini
gösteren “D” arasında sembolik olarak harflerle ifade edilmiştir.[17]
a)Uzun
Vadeli Menkul Kıymetlerin Derece Tanımlamaları
AAA:Standard & Poor’s tarafından borç
yükümlülüğüne karşı verilen en yüksek derecedir Anapara ve faiz ödeme
kapasitesi son derece yüksektir.
AA: Anapara ve faiz ödeme kapasitesi çok yüksek tahviller için
kullanılır. En yüksek dereceden çok küçük ölçüde farklılık göstermektedir.
A:Ekonomik şartlardan ve diğer koşullardan daha yüksek derecedeki
tahvillere göre biraz daha hassas olmasına rağmen, anapara ve faiz ödeme
kapasitesi yüksek olan tahviller için kullanılmaktadır.
BBB: Bu seviyedeki tahviller anapara ve faiz ödeme kapasitesine
yeterli düzeyde sahip olarak görülmektedir. Koruma parametrelerine sahip
olmakla birlikte bu kategorideki tahviller daha yüksek derecelere göre olumsuz
ekonomik koşullardan dolayı zayıflamaya daha hassastır.
BB, B, CCC, CC: Bu dereceleri taşıyan
tahviller anapara ve faiz yükümlülüklerini karşılama bakımından spekülatif
olarak nitelendirilir. Bu tahviller daha düşük dereceli tahvillere göre daha
kaliteli olmakta ve koruyucu özellikler taşımakla birlikte, geniş
belirsizlikler ve ters koşullar karşısında büyük risklilik göstermektedir.
C: Bu derece, faiz ödemesi söz konusu olmayan gelir tahvilleri için
kullanılmaktadır.
D:Bu dereceye sahip tahviller yükümlülüklerini yerine getirememe
durumuna (default) düşmüşlerdir. Anapara ve faiz ödemelerini yerine getirmemiş olan
tahviller için kullanılmaktadır.
Ayrıca
P harfi (provisional rating),
derecelendirmenin kesin olmadığını, derecelendirilen borç ile finanse edilen
projenin borç ödeme kapasitesinin tamamıyla projenin zamanında ve başarılı bir
şekilde bitirilmesine bağlı olduğunu ifade eder.
“AA”
ile “B” arasındaki derecelendirme seviyelerine “+” veya “-“ işareti koyularak
ratingler çeşitlendirilebilmektedir. Bu işaretler sayesinde rating kategorileri
arasında nispî üstünlükler belirtilebilmektedir.[18]
Derecelendirmede “+” işareti, uzun vadede olumlu gelişmeler saptanması halinde
notun bir derece yukarı çıkabileceğinin göstergesidir. Örnek olarak “BBB+”
dereceli bir tahvil “BBB” derecesinden daha avantajlı olmasının yanında, “A”
derecesinden daha fazla riske sahiptir. Öte yandan “-“ işareti, uzun vadede
içerdiği risk unsurları nedeniyle notun bir alt dereceye inebileceğinin
göstergesidir. “BBB-“ derecesine sahip olan bir tahvil, “BB” derecesinden daha
iyi olmasının yanında “BBB” derecesinden daha fazla riske sahiptir.[19]
b)Kısa
Vadeli Menkul Kıymetlerin Derece Tanımlamaları
Standard & Poor’s’un kısa vadeli
borç derecelendirmesi, vadesi bir yıldan uzun olmayan menkul kıymetlerin
anapara ve faiz ödemelerinin zamanında yapılması olasılığı hakkında bu kurumun görüşünü
ifade eder.
A: Bu kategoride yer alan menkul kıymetlerin, anapara ve faiz
ödemelerini zamanında yerine getirebilme açısından en yüksek kapasiteye sahip
oldukları kabul edilir. Bu kategoride yer alan menkul kıymetler de birbirlerine
göre nispî derecelerinin belirlenmesi amacıyla “A-1”, “A-2” ve “A-3” olmak
üzere üç kategoriye ayrılmıştır.
A-1:Bu dereceye sahip senetlerin güvenilirlik derecesi çok yüksektir.
A-2:Kapasitesi güçlü, nispî güvenilirlik derecesi ise “A-1”den daha
azdır.
A-3:Kapasite tatmin edici olmasına rağmen olumsuz gelişmelerden
etkilenme olasılığı “A-1” ve “A-2”ye oranla daha fazladır.
B: Kapasite ödeme konusunda uygunken, değişen koşullar veya kısa
dönemli olumsuzluklardan etkilenebilmektedir.
C:Bu dereceye sahip senetlerin ödeme kapasitesi kuşkuludur.
D: Bu dereceye sahip senetlerde, borçlarının ödenmemesi veya
vadesinde ödenmemesi beklentisi vardır.[20]
c)Genel
Görünüm Derecelendirmesi
Standard &
Poor’s’un genel görünüm derecelendirmesi belli bir dönemdeki potansiyel
yönetimi değerlendirmektedir. Bir genel görünüm derecesi belirlemede ekonomik
ve/veya temel iş şartları göz önünde bulundurulmaktadır. Bunlar
değerlendirilirken belirli ifadeler yardımıyla ilgililere açıklanmakta ve bu
ifadeler rating notuyla beraber kullanılmakta olup aşağıdaki anlamlara
gelmektedir:
Ø Pozitif; derecenin
arttırılabileceği anlamına gelmektedir
Ø Negatif; derecenin
düşürülebileceği anlamına gelmektedir.
Ø Durağan; derecenin
muhtemelen değişmeyeceği durumu ifade eder.
Ø Hareketli; derecenin
arttırılabileceği ya da düşürülebileceği durumu ifade etmek için kullanılır
Ø “NM”(not
meaningful);”anlamlı değil” .[21]
2)
Moody’s’in Derece Tanımlamaları
a)Şirket
Tahvilleriyle İlgili Derecelendirme Tanımlamaları
Moody’s’in şirket ve hükûmet
tahvilleriyle ilgili olarak belirledikleri derecelendirme kategorileri
aşağıdaki gibidir:
Aaa: Bu dereceyle belirlenmiş tahviller en kaliteli tahvillerdir. En
küçük düzeyde yatırım riski taşımakta ve genellikle “birinci sınıf hisse
senedi” (gilt edge) olarak bilinmektedirler. Anapara güvendedir ve faiz
ödemeleri geniş ya da son derece rahat bir marjla korunmaktadır. Çeşitli
koruyucu unsurlar zamanla değişse bile, bu değişikliklerin bu tip tahvillerin
güçlü pozisyonlarını hiç etkilemediği gözlenmiştir.
Aa: Bu dereceyle belirlenmiş olan tahviller tüm standartları
bakımından yüksek kaliteli tahvillerdir. “Aaa” ile belirlenmiş olan tahvillerle
birlikte bu tahviller yüksek dereceli tahviller olarak bilinirler. Koruma
marjlarının “Aaa” tahvillerindeki kadar geniş olmadığı ya da bunlardaki
dalgalanmaların yüksekliği veya diğer bazı unsurların uzun vadeli risk
bakımından “Aaa” tahvillere göre çok az da olsa farklılıklar göstermesi
nedeniyle bu tahviller en iyi dereceden bir derece düşük olarak
derecelendirilmişlerdir.
A: Bu tahviller yatırım yapmak için çekici bir çok özel taşımakta ve
orta derecenin üzerindeki tahviller olarak bilinmektedirler. Anapara ve faiz
ödeme gücü yeterli kabul edilmekle beraber, gelecekte bir şekilde bozulma
olasılığı da bulunmaktadır.
Baa: Orta dereceli tahvillerdir. Ne güçlü olarak korunmakta ne de
zayıf bir güvenilirlik göstermektedirler. Anapara ve faiz ödeme gücü kısa
vadede yeterli olmakla birlikte uzun vadede koruyucu unsurların yokluğu riski
arttırabilir. Bu tip tahviller hem yatırım yapılabilir özellikler hem de
spekülatif özellikler taşımaktadır.
Ba: Bu tahviller spekülatif unsurlara sahiptir ve gelecekleri emin
değildir. Anapara ve faiz ödemesinin koruyucuları orta seviyededir ve bu yüzden
gelecekteki hem iyi, hem de kötü koşullarda iyi korunamayabilirler. Durumlarındaki
belirsizlik bu sınıftaki tahvillerin ana özelliğidir.
B: Bu tahviller genellikle yatırım yapabilme özelliklerini
taşımamaktadırlar. Uzun dönemde anapara ve faiz ödemeleri ya da ihracı diğer
koşullarını yerine getirme olasılığı düşüktür.
Caa: “Caa” ile derecelendirilmiş tahviller zayıf tahvillerdir. Böyle
tahviller anapara ve faizi ödeyememe durumunda olabilmektedir.
Ca: Bu tahviller yüksek oranda spekülatif tahvillerdir. Genellikle
anapara ve faiz ödenemez.
C : En düşük derecelendirilmiş tahviller olarak son
derece zayıf tahviller olup, gerçek bir yatırım özelliği taşımazlar.[22]
b)Kısa
Vadeli Ticarî Senetlerin Derecelendirilmesi
Moody’s şirketi kısa vadeli
borç derecelerinde borç ödeme gücünü mukayeseli olarak gösterebilmek için
aşağıda açıklanacak olan üç sembolü kullanmaktadır.
P1: “P1” (PRIME) ile derecelendirilen ihraç kurumları kısa vadeli
borç yükümlülüklerini ödeme konusunda son derece güçlü bir yapıya sahiptir. Bu
kategoride yer alan firma veya kuruluşlar şu özelliklerin çoğuna sahiptirler:
Ø Gelişmiş endüstrilerde
yüksek pazar payı,
Ø Yatırılan fonlar için
yüksek iç kârlılık oranı,
Ø Yüksek sabit
yükümlülükleri karşılama oranı ve nakit oluşturma gücü,
Ø Güçlü bir malî yapı ve
yüksek aktif kapasitesi.
P2: Bu kategoride yer alan ihraç kurumlarının da kısa vadeli borç
yükümlülüklerini zamanında yerine getirebilme kabiliyetleri çok yüksektir.
“P1”e göre biraz az olmakla birlikte yukarıda sayılan özelliklerin çoğuna
sahiptirler.
P3: Bu dereceye sahip ihraç kurumlarının da kısa vadeli borçlarını
ödeme güçleri kabul edilebilir düzeydedir. Ancak sektörün özelliklerinden ve
pazarın yapısından daha çok etkilenirler. Gelir akımlarındaki değişiklikler
borç ödeme gücünü olumsuz etkileyerek ihraç kurumlarının daha fazla
borçlanmalarına neden olabilir. Bu etkenlere rağmen ihraç kurumlarının
likiditesinin tatminkâr bir düzeyde olduğu kabul edilir.
NOTPRIME: “P1”, “P2”, “P3” derecesinde yer almayan ihraç kurumları bu
şekilde derecelendirilmektedirler.[23]
[24]
c)Kısa
Dönem Hükûmet Senetleri Derecelendirilmesi
Eyaletler
ve belediyeler tarafından ihraç edilen menkul kıymetler, ve diğer yerel
idarelerin yatırımlarının kalitesi Moody’s
şirketi tarafından derecelendirilmektedir. Bu türden ihraçlar için Moody’s, “Moody’s Yatırım Derecesi”
(Moody’s Investment Grade) anlamına gelen “MIG” sembolünü kullanmaktadır.
Yalnızca dört derecelendirme kategorisi kullanılmakta, yeterli bilginin mevcut
olmadığı durumlar ve spekülatif olarak nitelendirilebilecek ihraçlar
derecelendirme kapsamına alınmamaktadır.
MIG 1: Borçlarla ilgili olarak en iyi kaliteyi göstermektedir.Nakit
akışlarıyla ilgili olarak güçlü korumaya sahiptirler.
MIG 2: İyi derecede seviyeyi göstermektedir.”MIG1”deki kadar geniş
koruma sınırına sahip değildir.
MIG 3: Elverişli düzeyi göstermektedirler. Fakat yukarıdaki kategoriler
kadar güçlü korumaya sahip değildirler.
MIG 4: Yeterli kalitedeki seviyeyi göstermektedir. Belirli risk
taşımakta, fakat spekülatif olmayan ve yatırım olarak nitelendirilebilecek
korumalara sahiptir.[25]
Moody’s Investor Service sadece şirket
tahvilleri, ticarî senetler, hükûmet senetlerine yönelik sınırlı sayıda işlem
yapmakla kalmayıp, bunlardan başka bankalarla ilgili derecelendirme
faaliyetlerinde de bulunmaktadır. Bankalarla ilgili olarak Moody’s genellikle banka mevduatlarına ve bankaların finansal
durumlarına yönelik derecelendirme faaliyetlerinde bulunmakta, ayrıca bunlar da
kendi içlerinde ayrı kategorilerde farklı semboller kullanılarak
gerçekleştirilmektedir.
Moody’s’in
diğer hizmetleri ise sigorta şirketleri, tahvil ihraç eden kurumlar, yönetilen
fonlar (managed fund) ve ülkeler üzerinde görülmektedir.[26]
3) Duff
& Phelps’in Derece Tanımlamaları
Duff & Phelps, derecelerini
belirlerken, endüstrinin ve firmanın temel, malî ve ekonomik niteliklerine göre
değişiklik gösteren kalitatif ve kantitatif faktörleri göz önüne alır. Sıralamada önem taşıyan başlıca faktörler;
dönemsel dalgalanmaları karşılayabilme ve rekabet gücü, kamu müdahalesi, yasal
düzenlemeler, teknolojinin ömrü, talep kaymaları, maliyet yapısı, yönetim
kalitesi ve uzmanlığı gibi konuların içerdiği risklerdir.
Derecelerin
belirlenmesinde, borçlanmanın, olumsuz ekonomik konjonktür içinde firmanın
faaliyetlerin devam ettirebilme gücü üzerindeki etkisi esas alınır. Dereceler,
menkul kıymetlerin türleri göz önüne alınarak, söz konusu menkul kıymetlerin
kaynak yapısı üzerindeki etkileri, firmanın kredibilitesi ve sözleşmeye uyumu
gibi kriterler göz önüne alınarak oluşturulmuştur.
a)Duff
& Phelps’in Uzun Vadeli Kredi Derece Sembolleri
AAA: En yüksek kredi kalitesini gösterir. Risk düzeyi yok denecek kadar
azdır. Alınabilecek en iyi derecedir.
AA+: Yüksek kredi kalitesini gösterir. Firmanın malî yapısı çok
güçlüdür. Buna rağmen kredi kalitesi, zaman zaman ekonomik koşullara bağlı
olarak değişim gösterebilir. Bu derece, kendi içerisinde “AA”, “AA-“ olmak
üzere iki alt dereceye ayrılmaktadır.
A+: “A+” derecesi, firmaların malî yapı ve borç ödeme gücünün normal
olduğunu ifade eder. Bu derece kendi içersinde, “A” ve “A-“ olarak iki alt
gruba ayrılır. Risk düzeyi ekonomik kriz dönemlerinde değişken ve yüksektir.
BBB+: Firmanın malî yapısı ve borç ödeme durumu normalin altındadır. Bu
derecede, riskli olmasına rağmen yatırım yapabilecek firmalar yer alır.
Konjonktürel dalgalanmalara bağlı olarak risk düzeyi değişken ve yüksektir. Bu
derece kendi içerisinde “BBB” ve “BBB-“ olmak üzere ikiye ayrılır.
BB+: Bu derece yatırımlar için gerekli olan özelliklerin altındaki
özellikleri içerir. Firmanın, borç ödeme gücü düşük olmasına rağmen
yükümlülüklerin zamanında yerine getirebilme ihtimali yüksektir. Yatırımcılar
için, spekülatif derece grubundaki firmaları ifade eder. Bu derece, kendi
içerisinde “BB” ve “BB-“ olmak üzere iki alt dereceye ayrılmaktadır.
B+: “B+” derecesi malî yapı ve borç ödeme gücünün sektörel koşullara
ve genel ekonomik yapıya bağlı olarak dalgalanacağını gösterir. Bu kategoride
yer alan dereceler, yukarı ya da aşağı yönde değişim gösterebilir. Spekülatif
amaçlı yatırım derecesi grubudur. Spekülatif riski fazladır.
CCC: Firmaların, anapara, faiz ve temettü ödemelerinde büyük ölçüde
belirsizlik mevcuttur. Olumsuz nitelikteki ekonomik ve sektörel gelişmeler risk
düzeyinde çok daha fazla arttırabilme ihtimaline sahiptir.
DD: “DD” derecesindeki firmaların, borç ödeme kabiliyeti çok
düşüktür. Ödenmemiş borçların varlığı veya ödemelerden en az birinin zamanında
yerine getirilmediğini gösteren derecedir. Risk düzeyi oldukça yüksektir.
DP: “DP” derecesi malî yapının çok yetersiz olduğunu gösterir.
Temettü ve borç ödemelerinin yapılmaması ihtimali yüksektir. Risk düzeyi
maksimum olan derecedir.
b)Duff
& Phelps’in Kısa Vadeli Kredi Derece Sembolleri
Duff &
Phelps
kısa vadeli derecelendirmesini, 1 ile 5 arasında sıralandırarak uzun vadeli
derece sembollerinden farklılaştırmıştır. Her bir derecenin yanına kendi logosu
olan “D” harfini eklemiştir. Derece grupları arasında kredibilite
farklılaştırması yapmak amacıyla “+” ve “-“ işaretlerini kullanmıştır.
D 1+: Firmaların kısa vadeli değerlendirmelerinde “D1+” en yüksek
derecedir. Zamanında ödeme güvencesi çok yüksektir. Firmaların faaliyetlerinin
yanı sıra alternatif kaynaklardan da kısa vadeli likidite sağlama yeteneği çok
yüksektir. Bu derecedeki firmaların risk düzeyi sıfırdır.
D 1: Bu derecedeki firmaların borç ödeme gücü çok yüksektir. Malî
yapıları çok güçlüdür. Bu nedenle risk düzeyleri minimumdur.
D 1-: Firmaların borç ödeme gücü ve likidite oluşturma yeteneği ortanın
üstündedir. Ekonomik krizlerin firmaların malî yapısını etkileme ihtimali söz
konusudur. Risk düzeyi normalin altındadır.
D 2: Bu derecedeki firmaların borç ödeme gücü ve likidite yapısı
iyidir. Firma göstergelerinin güvenilir olmasına rağmen ekonomi ve sektördeki
dalgalanmalardan etkilenme ihtimali vardır.
D 3: Derecelendirme ile ilgili veriler “D2” derecesi ile aynı olmakla
birlikte, risk düzeyi fazladır.
D 4: “D 4” derecesi spekülatif amaçlı yatırım derecesini ifade eder.
Likidite yapısı borç ödeme güçlüklerini aşmaya yeterli değildir. Sektörel
dalgalanmalardan olumsuz olarak etkilenme ihtimaline sahiptir. Yatırımcıların
risk düzeyi çok yüksektir.
D 5: Bu derecedeki firmaların borç ödeme yeteneği ya yoktur ya da yok
denecek kadar azdır.”D-5” derecesi, risk düzeyinin maksimum olduğu derecidir.
Duff&Phelps diğer derecelendirme
şirketlerinden farklı olarak, sigorta şirketlerinin hasar ödeme yeteneğini de
iyi ile kötü arasında sıralandırmıştır.
AAA:En yüksek hasar ödeme yeteneğini gösterir.Sigorta yaptıranlar
açısından risk düzeyi sıfırdır.
AA: Sigorta şirketinin,çok yüksek hasar ödeme yeteneğini gösterir.
Ancak ekonomik gelişmeler ve sözleşme koşullarına bağlı olarak hasar ödeme
yeteneği değişkenlik gösterir.Sigorta yaptıranlar için risk düzeyi minimumdur.
A: Sigorta şirketlerinin, yüksek hasar ödeme yeteneğine sahip olduğunu
gösterir. Risk düzeyi düşük olmakla birlikte, ekonomik gelişmelere ve sözleşme
koşullarına bağlı olarak zaman içinde değişme ihtimaline sahiptir.
BBB: Bu derece, sigorta şirketlerinin normal hasar ödeme yeteneğini
gösterir.Risk düzeyi yüksektir.
BB:Sigorta yaptıranlar açısından, hasar ödeme yeteneğinin belirsiz
olduğunu gösterir.Sigorta şirketi yatırım kalitesinin altında özelliklere
sahiptir.Yükümlülüklerini zamanında yerine getirebilme ihtimali yüksek olmasına
rağmen, sigorta şirketi kabul edilemeyecek risk düzeyine sahiptir.
B:Sigorta yaptıranlar için, hasar ödemelerinin zamanında yerine
getirilememesi ihtimalini gösterir.Risk düzeyi, ekonomik gelişmelere, sözleşme
koşullarına ve faaliyet sonuçlarına bağlı olarak büyük ölçüde değişmeler
gösterir.
CCC: Bu derecede yer alan sigorta şirketleri, kamu otoriteleri
tarafından ya gözetim altına alınmıştır ya da alınmak üzeredir.Borç ödeme gücü
çok yetersizdir. Risk düzeyi maksimum olan derecedir.
DD: Tasfiye kararı almış durumda bulunan sigorta şirketleri, bu
derecede yer alır.[27]
4)Japan
Credit Rating’in (JCR) Derece Tanımlamaları
Japon
Kredi Derecelendirme şirketinin uzun dönem için uyguladığı derecelendirme
sistemi Standard & Poor’s ile
aynı olmakla birlikte, yapmış olduğu analizlerde farklı kriterlere önem vermesi
ve farklı analiz teknikleri uygulaması sonucu vermiş olduğu derece notu Standard & Poor’s’a göre bir derece
yukarıdır.
JCR, diğer derecelendirme şirketlerine
göre daha yüksek notlar vermesi nedeniyle uluslararası piyasalardan borçlanmak
isteyen az gelişmiş ülkeler ve malî yapısı zayıf olan firmalar JCR derecelendirme sistemini daha fazla
tercih etmektedir.[28]
a)JCR’nin
Kısa Dönem Derece Tanımlaması
J-1: Borçlunun finansal sorumluluklarının yerine getirebilme
kapasitesinin en yüksek olduğu seviyedir. Bu derecelendirme kategorisi
içerisinde, kapasitenin çok yüksek olduğu yükümlülükler “J-1+” sembolü ile
gösterilmektedir.
J-2: Borçlunun finansal sorumluluklarının yerine getirebilme kapasitesinin
yüksek olduğu düzey olup “J-1” seviyesinden küçük bir derece farklılık
göstermektedir.
J-3: Borçlunun finansal sorumluluklarının yerine getirebilme
kapasitesinin yeterli bir seviyede olduğunu gösterir. Fakat şartlardaki olumsuz
değişmelere karşı çok hassastır.
N-J: Yukarıdaki üç derecelendirme kapasitesinin içine girmeyen
durumları ifade etmek için kullanılır.
b)Kredi
Denetimi (Credit Monitor):
Verilen
bir rating notunun değişimini gerektirecek bir savaşın patlak vermesi, ciddi
bir kaza, dava, idari durum, veya iş performansındaki güçlü bir değişim ve bir
şirket birleşme teklifi gibi olaylar meydana geldiğinde, JCR, derecelendirme için gözden geçirme sürecine başlayacak ve
derecelendirmenin “kredi denetimi” altında odluğunu açıklayacaktır. Kredi izlenimi
altında olan bir rating süreci, rating sembolünden önce yer alan “#”işareti ile
gösterilir.[29]
Tablo 2.1:Dört Rating Şirketinin Karşılaştırmalı Olarak
Derece Tanımlamaları
Moody's |
Standard& Poors |
Fitch |
Duff&Phelps |
Kısa Tanım |
Yatırım yapılabilir - Yüksek Kredibilite |
||||
Aaa |
AAA |
AAA |
AAA |
Maksimum
Güvenilirlik |
Aa1 |
AA+ |
AA+ |
AA+ |
|
Aa2 |
AA |
AA |
AA |
Çok
Yüksek Derece, Yüksek Kalite |
Aa3 |
AA- |
AA- |
AA- |
|
A1 |
A+ |
A+ |
A+ |
|
A2 |
A |
A |
A |
Üst Orta
Derece |
A3 |
A- |
A- |
A- |
|
Baa1 |
BBB+ |
BBB+ |
BBB+ |
|
Baa2 |
BBB |
BBB |
BBB |
Alt
Orta Derece |
Baa3 |
BBB- |
BBB- |
BBB- |
|
Oldukça Spekülatif - Düşük Kredibilite |
||||
Ba1 |
BB+ |
BB+ |
BB+ |
|
Ba2 |
BB |
BB |
BB |
Düşük Derece,
Spekülatif |
Ba3 |
BB- |
BB- |
BB- |
|
B1 |
B+ |
B+ |
B+ |
|
B2 |
B |
B |
B |
Yüksek
Oranda Spekülatif |
B3 |
B- |
B- |
B- |
|
Çok spekülatif - Yüksek risk, taahhüdünü yerine
getirememe |
||||
|
CCC+ |
|
|
|
Caa |
CCC |
CCC |
CCC |
Zayıf
Durum, Yüksek Risk |
|
CCC- |
|
|
|
Ca |
CC |
CC |
|
Çok
Yüksek Oranda Spekülatif |
C |
C |
C |
|
Yukarıdakilerden
de Spekülatif |
|
C1 |
|
|
Faiz
ödemesi yapamıyor |
|
|
DDD |
|
Taahhütlerini
yerine getiremiyor |
|
|
DD |
DD |
|
|
D |
D |
|
|
Kaynak: www.f-almanak.com/finhat
B)DERECELENDİRME SÜRECİ
Dereceleme işlevi genel olarak ulusal
veya uluslararası menkul kıymet ihraç etmek isteyen bankalar, ticarî işletmeler
ve diğer finans kurumları için yapılmaktadır. Fakat derecelendirme çoğunlukla
dünya uygulamalarında kamu yada özel sektör borçlanma faaliyetlerinde gündeme
gelmektedir. Derecelendirme faaliyetlerinde ölçülmek istenen, borçlanma yoluna
başvuran kamu kuruluşlarının veya özel sektörün piyasaya sürdüğü menkul kıymete
ilişkin yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceğini ortaya koymaktır.
Dereceleme kuruluşları bu tür durumları yatırımcılara daha önceki bölümde de
belirtildiği gibi verecekleri notlarla ortaya koyacaklardır.[30]
Derecelendirme süreci finansal, ekonomik ve teknik
analizlere dayalı olarak gerçekleştirilir. Rating çalışmaları ülke ve
firmaların talebi üzerine yapılır ve tamamen gizlilik içerisinde yürütülür. Bu
bilgiler firmanın endüstrideki genel geçmişi, son beş yıllık finansal verileri
ve geleceğe yönelik projeksiyonları, işletme felsefesi, stratejileri ve
amaçları kapsar. Rating sürecinde özellikle firmanın muhasebe düzeni incelenir
ve kayıtların gerçeği tam olarak yansıtıp yansıtmadığı araştırılır. Bağımsız
denetim raporu kalitesi uygun görülürse analizlere geçilir. Analizlerde
firmanın malî ve malî olmayan yapısı, bulunduğu piyasanın şartları, çalıştığı
endüstrinin özellikleri, genel ekonomik ve siyasi durum çeşitli yöntemlerle
analiz edilir. Bunun yanı sıra yönetim kalitesi subjektif olarak incelenir.
Firma kredibilitesinin değerlendirilmesinde kullanılan temel ölçütler; aktif
kalitesi, fonlama ve likidite, sermaye yeterliliği, kârlılık ve yönetim
etkinliğinin araştırılmasıdır.
İhraç edilen menkul değerin özelliğine ve
derecelendirmenin türüne göre bu ölçütlere ülke riski, endüstri riski, piyasa konumu,
firma yapısı, faaliyet etkinliği, malî uygunluk, nakit akışı uygunluğu,
gelirlerin sürekliliği gibi ölçütler eklenir. Tüm nicel ve nitel analizlerin
değerlendirilmeleri sonucunda verilen rating, ilgili firmanın onayı alınmadan
yayınlanmaz. Menkul kıymeti ihraç eden firma ratingin yayınlanmasını istemezse
en başta rating talebinde bulunmuş olması dahil her türlü bilgi gizli kalır.
Derecelendirme süreci ile ilgili aşağıdaki sıralama
genelde bütün rating şirketlerinde aynı olmakla birlikte bazı noktalarda
farklılık gösterebilmektedir. Aşağıdaki konular Moody’s şirketinin uygulamakta olduğu derecelendirme süreci
aşamalarını kapsamaktadır.
1) Tanıtım
Toplantısı
Bu süreç genellikle
menkul kıymet ihraç edecek firma veya kuruluşun veya aracı kurumun rating
şirketi ile derecelendirme sürecini görüşmek için resmi olmayan bir toplantı
talebiyle başlar. Bu başvurular eskiden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve yeni
çıkarılan menkul kıymetlerin eski menkul kıymetlere etkisinin ne olabileceğini
öğrenmek için de yapılabilir. Bu toplantı, rating şirketinin kendi
derecelendirme prosedürünü açıklamak ve derecelendirmeye konu olan firmayı
tanımak amacıyla düzenlenir. Toplantının temel amacı, derecelendirme
analizindeki yaklaşımı ve analizde önemli olan konuları karşılıklı olarak
görüşmektir.[31]
2) Yöneticilerle Toplantı
Şirket
yöneticileri ile toplantı derecelendirme sürecinin önemli bir bölümünü
oluşturur. Böyle bir toplantının amacı şirketin anahtar faaliyetleri, finansal
planları yönetim politikaları ve derecelendirme üzerinde bir etkiye sahip olan
diğer kredi faktörleri hakkındaki bilgileri detaylı bir şekilde gözden
geçirmektir.[32]
Tanıtım
toplantısından sonra, firma veya ülke derecelendirme yaptırmaya karar verirse,
derecelendirme yaptırmak için resmi olarak başvurur. Bu başvuru sonrası, rating
kurumu,şirket yöneticileriyle tekrar bir toplantı düzenler. Toplantı öncesi,
rating kurumu alışacak analist grubunu belirler ve firma hakkında ön bilgiler
toplatarak ön çalışmalar yapar. Toplantı öncesinde istenilen bu bilgiler firma
yöneticilerine sürekli sunulan bilgileri oluşturur. Bu bilgiler şunlardır;
Ø Şirketin organizasyon
yapısı, yetki ve sorumlulukların dağılımı,
Ø Muhasebe prensipleri ve
uygulamaları,
Ø Yönetim stratejisi, kısa
ve uzun vadeli yönetim planları,
Ø Finansal politikalar ve
kontrol sistemleri, planlama süreci,
Ø Personel politikaları,
personel eğitim ve motivasyon dereceleri,
Ø Faaliyet sonuçları ve
nakit akımları (son beş yıl ve gelecek üç yıl tahmini),
Ø Bilanço analizleri(son
beş yıl ve gelecek üç yıl tahmini),
Ø Mevcut borç
yükümlülüklerinin detaylarıdır.
Derecelendirme
şirketi, incelemesinde sadece kendisine gerekli olan temel bilgiler üzerinde
yoğunlaşır. Denetleme firması gibi, kayıtların üzerinde detaylı incelemeler
yapmaz. İhraç edilen borç niteliğindeki bir menkul kıymet içerik itibariyle
ihraç eden kuruluşun ve onun danışmanlarının, muhasebecilerin ve denetçilerin
sorumluluğu altındadır. Dolayısıyla derecelendirme şirketleri, bu kişiler
tarafından hazırlanan bilgilerin sadece alıcısı ve kullanıcısı durumundadırlar.
Yöneticilerle
yapılan toplantılarda firmanın analizinde ve derecelendirmesinde en yararlı
olacak konular üzerinde tartışılır. Bu toplantılar, firma merkezinde yapılır ve
çoğunlukla 1-2 gün sürer. Toplantıları etkin kılmak için, daha önceden söz konusu
firma ile ilgilenmek üzere seçilmiş analistler, firma yöneticileri ile
görüşerek toplantıların gündemini saptarlar. Toplantıların gündemi firmanın
içinde bulunduğu sektöre göre belirlenir. Analizin yoğunluğu sektörün yapısına
göre değişkenlik gösterir.
Toplantılarda genellikle şu konular gündemi
oluşturur.
Ø Firmanın tarihçesinin
kısa bir özeti,
Ø Firmanın felsefesi ve
belirlediği strateji,
Ø Faaliyet durumu, üretim
kapasitesi, dağıtım ve pazarlama ağı,
Ø Rekabet durumu,
Ø Firmanın tabi olduğu yasal
düzenlemeler,
Ø Yapılmış ve yapılacak
olan yatırımlar,
Ø Firmanın yönetim
kadrosunun kalitesi v.b.dir.
Bu
toplantılar firmanın geleceği ve yöneticilerin kalitesinin belirlenmesinde
derecelendirme şirketi için önemli ipuçları verir. Firmanın derecelendirmesinin
daha etkin olabilmesi için kamuya açıklanmayan önemli bilgilerin derecelendirme
şirketine aktarılması gerekir. Bu tür bilgiler derecelendirme şirketleri
tarafından çok gizli tutulmakta ve sadece derecelendirme kararı vermek için
kullanılmaktadır.
3) Rating
Kararı
Derecelendirme
kararı, Moody’s tarafından yapılan toplantıdan sonraki 3 veya 4 hafta içinde
açıklanır. Yapılan toplantıda seçilen analist grubu topladıkları bilgileri
inceleyip değerlendirerek bir rapor hazırlarlar. Hazırlanan bu rapor firmanın
alacağı dereceyi tespit etmede en önemli dayanağı oluşturur. Ancak alınan
derece kararlarında genel bir uyum sağlanabilmesi için, son karar Moody’s’in derecelendirme komitesi ile
denizaşırı ülkelerdeki analist grubun katılımıyla birlikte alınır.
Standard&Poor’s tarafından verilen
derece kararı toplantının yapılmasından sonra, ayrıca toplanan ve oy yetkisine
sahip üyelerden oluşan 5-7 kişilik bir komite belirlemektedir. Bu toplantıda,
analistler tarafından komiteye firma hakkında ayrıntılı bilgi verilmekte ve
firmanın menkul kıymet ihracının özelliğine göre önemli konular toplantı
gündemini oluşturmaktadır. Toplantıda analistler, hazırladıkları finansal
istatistikleri ve karşılaştırmalı analizleri sunmaktadır. Değerleme komitesine
sunulan bilgiler aşağıdaki gibidir:
Ø İhraç edilen menkul
kıymetin vade, faiz ve sözleşme koşulları gibi özellikleri,
Ø Firmaların stratejik
kararları ve finansal yönetimin değerlendirilmesi,
Ø Firmaların faaliyette
bulunduğu sektörün ve şirketin durumu,
Ø Firmaların finansal analizleri,
Ø İşletme politikaları ve
finansal planlar,
Ø Derece önerisi.
Sunulan bu bilgiler doğrultusunda komite firmaya
vereceği dereceyi tespit etmektedir.
4)
Ratingin Açıklanması
Yapılan analizler sonucu derece notu
saptanır. Derece notu saptandıktan sonra ihraç edilen menkul kıymete ilişkin
sözleşmede yer alan maddelerin geçerliliği araştırılır. Yasal incelemenin de
olumlu sonuçlanmasından sonra eğer firma yetkilisi izin verirse, verilen derece
notu kamuya açıklanır.
5) Derecenin
İzlenmesi
Derecelendirme kararının özünü,
firmaların uzun vadeli temel göstergelerinin ayrıntılı bir şekilde analiz
edilmesi ve değerlendirilmesi oluşturur. Derece notu verilip açıklandıktan
sonra, firmaların malî yapısı sürekli olarak izlenmeye devam edilir. Bu izleme,
şirketin düzenli olarak rating şirketine aktardığı bilgilerle sağlanır. Yıllık
faaliyet raporları, firmaların ilgili yayınları ve yapılan telefon ya da
kişisel görüşmeler, değişik kaynaklardan sağlanan endüstri ve ekonomi ile
ilgili güncel bilgiler ayrıntılı olarak değerlendirilir. Eğer firmanın kısa
veya uzun vadeli kredi değerlendirmesinde önemli bir değişiklik olmuşsa rating
şirketi muhtemel değişmelere karşı menkul kıymetin derecesini özel incelemeye
alabilir.
Bu
değişiklikler özellikle talepte, teknolojide, hükûmet politikasında, yasal
düzenlemelerde ve makro ekonomik değişkenlerde ortaya çıkan ve firmayı yakından
ilgilendiren değişikliklerdir.
Söz
konusu değişiklikler meydana gelmişse firmanın bu değişikliklerden etkilenme
derecesi ve gelecekteki durumunun ne olacağı ayrıntılı olarak incelenir. Eğer
firmanın etkilenme düzeyi çok yüksekse rating şirketi firmada yeniden bir
toplantı düzenler. Bu toplantı sonucu verilen derece aynen kalabilir veya
değiştirilebilir. Derecede değişiklik yapılmışsa yeni derece derecelendirme
komitesi tarafından firmaya bildirilir veya kamuya yayın araçları aracılığıyla
bildirilir.
İzlemenin
doğal bir sonucu olarak, analistler, bazen derecede değişiklik meydana
getirebilecek olayların önceden farkına varabilirler. Bu tür olaylar firmanın
başka bir firmayla birleşmesi, başka bir firmanın satın alınması veya firmanın
finansman yapısının değiştirilmesi gibi konuları içermektedir. Bu tür
durumlarda Standard&Poor’s,
firmaları risk izleme listesinde yayınlayarak firmaların notunun değiştirebilme
ihtimalinin olduğunu gösterir. Bu listede yer alan firmaların dereceleri ile
ilgili karalar en geç 90 gün içinde verilir.[33]
C) BANKALARIN DERECELENDİRİLMESİ
Derecelendirme
şirketlerinin faaliyetlerinden birisi de bankaların derecelendirilmesidir. Bir
bankanın kredi kalitesini değerlendirmek için derecelendirme kuruluşları;
bankanın sermaye yeterliliğini, varlıkların kazancını, işletme marjını, öz
sermaye kazancını ve ülke ekonomisi için uzun vadeli olasılıkları araştırır. En
basit yaklaşımı ile bankanın derecelendirilmesi, bir bankanın geri ödememe
olasılığının tahmin edilmesidir.
Yatırım düzeyine sahip olmak için bir banka (şirket veya
ülke) en azından “BBB” derecesine sahip olmalıdır. Bir bankanın derecesi bu seviyenin
altına düştüğünde, kağıdı “junk” (yüksek riskli, yüksek getirili) olarak
adlandırılır ve birçok kurumsal yatırımcı da o kağıttan satın alınmasına engel
olurlar.
1) Moody’s
Investor Service’in Bankaları Derecelendirirken Göz Önünde Bulundurduğu Kriterler
Dünyanın
önde gelen derecelendirme kuruluşlarından biri olan Moody’s firmasının banka değerlendirme analizi, sayısal araçların
ve niteliksel kararların, hem spesifik borç yükümlülüklerinin hem de yükümlülükler
grubunun geri ödenmeme riskini ölçmede kullandığı bir disiplindir.
Moody’s firması bir finansal kurumun
kredi değerliliğini değerlendirirken üç temel analitik elemanı incelemektedir.
Ø Kurumun çalışma sahası,
Ø Ülkenin finans
sistemindeki rolü,
Ø Yönetimsel ve finansal
esaslar.
a)Çalışma
Sahası
Moody’s firması bir bankanın
çalışma sahasını analiz ederken, bankanın yerel finans sistemindeki yapısını ve
düzenleyici çerçeveyi kavramaya çalışmaktadır. Sistemin aracılık derecesini, en
önemli aracı grupların pazar paylarını, gruplar arasındaki yoğunlaşma
derecesini ve asıl önemlisi bu ilişkilerdeki eğilimleri incelemektedir. Moody’s banka sisteminin, ülkenin
ekonomisini ve/veya dış ilişkilerini yönetmede ne kadar etkin olduğunu da
araştırmaktadır.
Bankanın
düzenleyici çevresini analiz ederken, bankanın ülkesindeki düzenlemelerin
kalitesine, düzenleme eğilimlerinin görünümüne ve bankanın düzenleyicilerle
ilişkilerine ağırlık verilir. Düzenlemelerin (kuralların) kalitesini ölçerek
düzenleyicilerinin bankaların sistem içindeki makuliyetlerini anlama,
problemleri krize dönüşmeden bunların ne olduğunu kavrama ve bunlara el koyma
isteği incelenir. Moody’s bir ucunda doğrudan müdahale, diğer ucunda serbest
pazar ekonomisi bulunan bir sıralama içerisinde düzenleme metotlarının
karışımını değerlendirmektedir.
Düzenleme
eğilimlerini incelerken, Moody’s
özellikle dinamik ve düzeni bozan güçleri, önceden statik olan finansal sisteme
sokabilecek liberalizasyonun durumunu incelerken muhtemel bir serbestleştirilmenin
bir bütün olarak banka sistemini ve değerlendirilen kârlılığını ve varlıklarını
nasıl etkileyeceğini de irdeler.
b)Bankanın
Yerel Finans Sistemindeki Yeri
Bir
finansal kurumun kendi yerel finansal sistemi içinde şimdiki ve gelecekteki rolü
bir sıkıntı anında alabileceği desteğin göstergesidir. Bu nedenle Moody’s bankanın hem özgün amacını hem
de bu amacın ülkenin ekonomik ve finansal gelişimiyle olan uygunluğunu
inceleyerek bankanın şimdiki işlerinin ulusal finans sistemindeki yerini bulmaya
çalışır. Bankanın başarısızlığının yerel finans sistemine ne kadar zarar
vereceğini bulmak amacıyla, perakende ve toptan pazar paylarını ve bunların
yerel sermaye piyasası için önemi araştırılır. Bu da banka zorluğa girdiğinde
yardım için kaynakların ne kadarının verilmesi gerektiği konusunda bir fikir
vermektedir.
Aynı
nedenle her bankanın sahiplik ve yasal durumuna da Moody’s tarafından büyük önem verilmektedir. Yukarıda da
belirttiğimiz gibi bankalar sahiplerinden açık veya gizli şekilde destek almaktadırlar
ki bu da önemli bir nokta olup, birçok Avrupa ülkesindeki kamu ve özel kesim
bankaları arasında büyük bir fark olduğu gözlenmektedir. Kamu bankaları
genellikle kamu sektöründen açık veya açık olmayan destek bulurlar.
c)Temel
Analiz
Moody’s’in üçüncü analizi
bankanın kendisinde yoğunlaşır. Sermaye, varlıkların kalitesi, yönetim, kazanç
ve likiditeden oluşan elemanları birbirinden bağımsız görmek gibi bir eğilim
varsa, bir bankanın iyi sermayesi ve kötü bir varlık kalitesi olabilir. Ancak Moody’s bu elemanları birbirine bağlı
değişkenler olarak görmektedir.
Bir
banka kurumu önemli yan kuruluşlara sahip olduğu sürece, grubun konsolide
verileri önemli bir analitik araç olmaktadır. Moody’s grubun durumunu ve performansını, bankanın sadece kendisini,
en önemli yan kuruluşlarını ve önemli finansal ve endüstriyel katılımcılarını
da incelemektedir.
Sermaye:
Yüksek sermaye düzeyi, bir kuruma güç bir dönemi atlatmasını, böylelikle
yönetimin daha yoğun stratejilere hazırlanmasını ve daha büyük riskler almasını
sağlarken düşük düzeydeki sermaye yönetim alanını daraltır. Bir banka,
düzenleyicilerin gözünde sermaye açısından yetersiz ise başarısız görünme riski
artacağından sermaye, bir bankanın durumunu iyileştiren tipik bir düzenleyici
araç olarak da kullanılır.
Moody’s bankanın içindeki risklerle
ilgili olarak yeterli sermaye düzeyini tahmin etmeye çalışır. Kredi riski,
pazar riski, bilanço dışı risk, iş riskini ve daha sonra da doğru ekonomik
sermaye hesaplarında kullanılacak olan elemanları değerlendirir.
Varlık:
Varlık kalitesinin değerlendirilmesi analizi hem en önemli hem de en güç
yeridir. İyi bir sermayeye sahip olan bankada varlık kalitesinin bozulması
yüzünden sermaye eksikliği meydana gelebileceği için varlık kalitesi çok
önemlidir. Bir çok bankanın batmasının nedeni varlık kalitesinin bozulmasıdır.
Bir kurumun varlık kalitesinin değerlendirilmesindeki bozukluk banka
muhasebesinin subjektif yapısından ileri gelmektedir. Nitekim objektif
standartlar olmadığında analistler, kendi karar verme yetkilerini kullanmak
zorunda kalırlar.
Moody’s bir derecelendirme kuruluşu
olarak bankanın kendi muhasebe çevresinde varlık kalitesinin ne kadar doğru
değerlendirildiğini de incelemektedir. Bu inceleme de bankanın kendisini
zamanla kendi ülkesindeki bankalarla ve ülke dışındakilerle mukayese etmek için
uygun bir metodoloji bulunmasına yardımcı olur.
Yönetim:
Yönetimin subjektif değerlendirilmesindeki amaç, yönetimin uzun vadeli
stratejilerindeki başarısını ve işi yürütmek için kullandığı bilişim sistemlerinin
yeterliliğini araştırmaktır.
Stratejiyle
ilgili olarak bankanın sahip olduğu kaynaklara bağlı olarak yönetimin uzun
vadeli amaçlarını gerçekleştirmesi değerlendirilir.
Yönetimin
bilişim sistemlerine gelince Moody’s,
yönetime rutin olarak gönderilen bilginin kalite ve derinliğini, kredi ve pazar
risklerinin yönetimsel kontrollerini inceler.
Kârlılık:
Kârlılık bir kurumun başarısının göstergesidir. Kurumun değer oluşturma
kabiliyetini gösterir. Kârlılık yönetim başarısının sayısal bir ölçüsüdür.
Moody’s bir derecelendirme kurumu olarak
kârlılığı incelerken, bankanın değer oluşturmada gelecek görünümünü anlamaya
çalışır. Yönetimin kârlılığı nasıl ölçtüğünü değerlendirip ölçmek için
derecelendirme kurumu kendi metedolojisini de kullanır. Moody’s böylece bankanın nasıl değer oluşturduğuyla birlikte
bankayı yönlendirecek araçları da anlamaya çalışır.[34]
2) Moody’s
Şirketinin Türk Bankalarına Verdiği Notlar
Moody’s
şirketinin bankalarla ilgili aylık olarak çıkardığı yayınlarda 2002 Mayıs
itibariyle Türkiye’deki bazı bankalara verdiği notlar aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
Tablo 2.2: Moody’s Şirketinin Türk Bankalarına Verdiği
Notlar[35]
Bankalar |
Uzun
Dönem Banka Mevduatı |
Finansal
Güçlülük |
Kısa Dönem |
Akbank |
B3 |
D+ |
NP |
Finansbank |
B3 |
D+ |
NP |
Koçbank |
B3 |
D- |
NP |
Pamukbank |
B3 |
D |
NP |
T.C. Ziraat Bankası |
B3 |
E+ |
NP |
Toprakbank |
B3 |
E |
NP |
Türk Dış Ticaret Bankası |
B3 |
D+ |
NP |
Türk Ekonomi Bankası |
B3 |
D+ |
NP |
Türkiye Garanti Bankası |
B3 |
D+ |
NP |
Türkiye İş Bankası |
B3 |
D |
NP |
Türkiye Vakıflar Bankası |
B3 |
D |
NP |
Yapı Ve Kredi Bankası |
B3 |
D |
NP |
Kaynak: Moody’s Investor Service,
Bank Credit Research, Monthly Ratings Lists, New York, 2002, s.53.
Yukarıdaki tabloya göre Türkiye’deki
bankalara verilen notlar üç kategoriye ayrılmıştır. İlki uzun dönem banka
mevduatlarına verilen notlardır. Bu derecelendirme sistemi sırasıyla “Aaa, Aa,
A,Baa, Ba, B, Caa, Ca, C ” sembolleriyle gösterilmektedir. Bunlara ek olarak
her düzey için “1”,”2”,veya “3” rakamları da her seviyeye eklenmektedir. “1”
rakamı,bankanın o harf ile belirtilen derecenin en yüksek seviyesinde olduğunu,
“2” rakamı orta seviyesinde olduğunu ve “3” rakamı ise o harf ile belirtilen
derecenin en düşük seviyesinde olduğunu belirtmektedir.[36]
Buna göre Türkiye’deki bankalara uzun dönem mevduatlarla ilgili verilen not,
tablodaki bütün bankalar için “B3” düzeyinde belirlenmiştir. “B” düzeyi düşük
kredi niteliğini ve mevduatların zamanında geri ödenmesi garantisinin küçük
derecede olduğunu belirtmektedir.”3” rakamı ise “B” düzeyindeki notun en düşük
noktasını işaret etmektedir.
Türkiye’deki
bankalara verilen, ikinci çeşit not, bankaların finansal dayanıklılıklarıyla
ilgilidir. Bununla ilgili derecelendirme sistemi; sırasıyla “A,B,C,D,E”
harflerinden oluşan başka bir not sistemidir. Harflerin sonuna “+” veya “-“
işareti konulabilmektedir. “+” işareti verilen notun bir üst kademeye
yükselebileceği, “-“ işareti ise verilen notun bir alt kademeye düşebileceği
manasına gelmektedir[37].
Buna göre finansal dayanıklılık bakımından en iyi nota sahip olan bankalar
Akbank, Finansbank, Türk Dış Ticaret Bankası, Türk Ekonomi Bankası ve Garanti
Bankasıdır. Bu bankalara “D+” notu verilmiştir. Yani bunların notu, bir üst
seviye olan “C” düzeyine geçebileceği manasına gelmektedir.
Son
olarak bankaların kısa dönem dereceleri verilmiştir. İngilizce’de “Not Prime”
olarak adlandırılan bu not, “P1,P2,P3” kısa dönem derece kategorilerinden
hiçbirine giremeyen en düşük düzeyi göstermektedir. Tabloda verilen bankaların
kısa dönem notları bu seviye ile belirlenmiş olup “NP” ile sembolize
edilmiştir. Bu konuyla ilgili olarak sayfa 13 ve 14’de daha ayrıntılı bilgi
verilmişti.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: RATİNG KURUMLARININ ÜLKELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
(ROLÜ)
Bu
bölümde, günümüzde önem kazanan ve rating konusunda ön plana çıkan “ülkelerin
derecelendirilmesi” işlemine yer verilecektir. Bunu yaparken, S&P ‘un ülkeleri derecelendirirken
göz önünde bulundurduğu temel kriterler incelenecektir. Daha sonra aynı rating
şirketinin 2001’de yayınladığı ülke risk raporuna yer verilecektir. Son olarak
da Türkiye’ye verilen derece notları ve bunların anlamlarına değinilecektir.
A) ÜLKELERİN DERECELENDİRİLMESİ
Günümüzde
yatırımcılar dünyanın hangi köşesi olursa olsun, paralarını yatırdıkları yerde
derecelendirme kuruluşunun yaptığı değerlendirmenin rahatlığını ve güvenini
bulmak istemektedirler. Ülkeler de hiç olmamasındansa düşük bir dereceye sahip
olarak daha çekici fiyatlarla borç satabileceklerini veya herhangi bir dereceye
sahip olunarak daha fazla yatırımcıya borç satılabileceğini anlamışlardır.
Derecelendirme,
ilgili firma veya ülkenin başvurusu üzerine, veya başvuru olmaksızın rating
şirketinin kendi değerlendirmesi ile yapılmaktadır. Örneğin ;Standard & Poor’s şirketinin bir
talep olmadan, kendiliğinden yaptığı değerlendirmelere “Barbecue Rating” adı
verilmektedir. S&P bu tip
değerlendirmelerin yanına “q” harfi koymaktadır. Mesela; Türkiye böyle bir
derecelendirme için ödeme yapmamışsa, “BBB q” diye derecelendirilir. “q” harfi
yatırımcıya, şirket veya ülkenin katkıda bulunmadığını gösterirken, şirketin
bir inceleme yaptırıp bedelini ödemesi için bir çeşit baskı unsuru olmaktadır.
Rating
şirketleri ülkeleri derecelendirirken bir takım kriterleri göz önüne alarak
değerlendirme yapmaktadır. S&P
şirketinin dikkate aldığı kriterler aşağıdaki gibidir.
1)
Standard & Poor’s ‘un Ülkeleri Derecelendirirken Göz Önünde Bulundurduğu
Kriterler
Bir
ülkenin borçlanma oranı, hükûmetin borçlarını zamanında ödeme yeteneğini
gösterir ve bu da ülkenin kredi değerliliğine bağlıdır. Dünyanın önde gelen
derecelendirme kuruluşlarından biri olan S&P
firmasının, ülkelerin kredi değerliliğine yönelik olarak yaptığı bağımsız kredi
analizi iki büyük bölüme ayrılabilir.
Ø Politik Risk
Ø Ekonomik Risk
Politik
risk, borcun zamanında geri ödenmesi konusunda istekliliği göstermektedir.
Ülkenin yönetim şekli, politik partileri, hükûmetin ülke yönetimindeki etkinliği,
hükûmet krizleri, ülkenin dış politikası, ekonomi politikası, sosyal,
demografik, etnik ve dinsel yapısı, işçi sendikalarının etkinliği, yabancı
sermayeyi ilgilendiren kanunlar askeri darbeler, bölgesel anlaşmazlıklar,
ülkeye uygulanan ambargolar politik riski etkileyen faktörler arasındadır.
Politik çıkarların gereği olarak, hükûmetler yeterli ekonomik kapasiteye sahip
olmalarına rağmen, borçlarını zamanında geri ödememe yolunu seçebilirler.
Ekonomik
risk hükûmetin yükümlülüklerini geri ödeme konusundaki iktisadî yeterliliğini
ve yeteneğini göstermektedir.
Derecelendirme
yöntemi ülkedeki yerleşik kuruluşlara ait tüm borçlar için bir üst sınır
oluşturmaktadır. Bu tavan kavramı hükûmetlerin güç ve kaynaklarını
yansıtmaktadır. Dışa karşı olan yükümlülüklerde hükûmet ilk olarak ülkenin
rezervleri konusunda dikkatli olmalı ve ülkedeki herkesin yurt dışı
yükümlülüklerini yerine getirmesi, borçlarını geri ödemesi konusunda kontrolü
kurmalıdır. Yurt içi yükümlülüklerde ise, hükûmetin gerçekte, sınırsız
vergileme yetkisi ve para basma otoritesi vardır. Bunlar dikkate alındığında Moody’s gibi S&P da hiçbir firmaya, o firmanın ait olduğu, ülkeye verdiği
dereceden daha yüksek bir derece vermez. Fakat diğer kurumların borçlarının
derecesi ülkeninkine eşit olabilir.
S&P’nin
ülkeleri derecelendirirken göz önünde bulundurduğu derecelendirme profili tablo
3.1’de gösterilmiştir.
Tablo 3.1: S&P’nin Ülkeleri Derecelendirirken
İncelediği Temel Kriterler
-------------------------------------------------------------------------------------------------
BİR ÜLKENİN DERECELENDİRME PROFİLİ
-------------------------------------------------------------------------------------------------
POLİTİK RİSK EKONOMİK RİSK
POLİTİK SİSTEM DIŞSAL MALİ YAPI
*Hükûmet şekli *Net
Gayri Safi Dış Borç Yapısı ve
*Liderin başarısı Miktarı
*Politik Kurumların
Adapte *Borç
Yükümlülüğü
Olabilmeleri *Uluslararası
Rezervlerin Yeterliliği
*Politik Sistem
SOSYAL ÇEVRE ÖDEMELER DENGESİ ESNEKLİĞİ
*Hayat Standartları ve *Cari Hesabın Yapısı
ve Performansı
Gelir dağılımı *Sermaye
Akımının Kompozisyonu ve
*İş Gücü Piyasasının
Durumu Yeterliliği
*Nüfusun Kültürel ve
Demokratik *Dış Ödemeleri
Yönetmek İçin Politika
Karakterliği
Düzenleyicilerin Yeterliliği
ULUSLARARASI İLİŞKİLER EKONOMİK YAPI VE BÜYÜME
*Uluslararası Ekonomik *Mevcut Kaynaklar,
Kalkınma Düzeyi
Sistemle Entegrasyon ve Ekonomik Değişiklikler
*Menkul Kıymet Riski *Tasarruf ve
Yatırımların
Kompozisyonu ve Miktarı
*Ekonomik
Büyüme ve Oranı
EKONOMİK
YÖNETİM
*Ekonomik
Dengeyi Sağlamakta
İsteklilik ve Beceri
*Malî,
Parasal ve Gelir
Politikalarının Esnekliği
*Yapısal
Ekonomik Raporlar
EKONOMİK
GÖRÜNÜM
*Makul
En Kötü Durumu da İçeren
Uzun Vadeli Ekonomik Tahminler
a.)Politik Risk
Hükûmetlerin yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki
istekliliği aşağıda açıklayacağımız ve üç ana başlık altında toplanabilen
faktörlerden etkilenmektedir.
Ø Politik sistem,
Ø Sosyal çevre,
Ø Uluslararası ilişkiler.
Bir ülkenin sosyo-politik çevresinin istikrarı,
potansiyel ödeme problemleri ile karşılaşıldığında gerekli ekonomik
politikaların etkin olarak uygulanmasını sağlayacak politika belirleyen
kişilerin belirlenmesinde önem kazanmaktadır. Politik sistemin istikrarının
değerlendirilmesi; politik liderliğin başarılı bir şekilde yerine getirilmesi,
sistemin başarısı, değişen ekonomik ve sosyal koşullara uyum sağlama ve ana
politik, sosyal, ekonomik konularda ortak bir karara varma konularında yoğunluk
kazanmıştır. İncelenen politik sistemin diğer önemli faktörleri ; politik
hayata halk katılımının artması, karar almada merkeziyetçiliğin derecesi, ana
politik parti ve koalisyonların öncelikli konularıdır.
Sosyal çevre istikrarı ekonomik faktörlerin ve diğer
faktörlerin incelenmesiyle değerlendirilmektedir. Ekonomik faktörler; hayat
standardı, gelir ve servet dağılımı, işgücü piyasası koşulları ve sendikaların
yapıları gibi faktörleri içermektedir. Ekonomik olmayan faktörler olarak ise
nüfusun kültürel ve demografik yapısı ele alınmaktadır.
Politik risk konusunda uluslararası ilişkilerin etkisi
iki ayrı bölüme ayrılabilir. Uluslararası ticaret ve uluslararası malî sistemle
entegrasyonun sağlanması ile hükûmetin dış yükümlülüklerin ödenmesi konusunda
teşvik edici olması önerilmektedir. Komşu ülkelerle kurulan ilişkinin yapısı ve
devamlılığının sağlanması potansiyel menkul kıymet riskini ortaya
çıkarmaktadır.
Demokratik yapıdaki
sanayileşmiş uluslar için politik istikrarsızlık riski oldukça azdır.
b.)Ekonomik Risk
Hükûmetlerin borçlarını geri ödeme konusundaki
yetenekleri beş faktöre bağlıdır. Bunlar;
Ø Dışsal malî yapı,
Ø Ödemeler dengesi
esnekliği,
Ø Ekonomik büyüme ve yapı,
Ø Ekonominin yönetimi,
Ø Ekonomik görünüm.
Dışsal Malî Yapı:S&P bir ülkenin dışsal bilanço yapısını ve ödemeler dengesini
etkileyen tüm malî hareketleri inceler.İnceleme dış borçları ve uluslararası
rezervlerin yeterliliğini içerir.Bir ülkenin dış borç yapısını incelemek için, S&P ekonomiye sabit bir yükümlülük
yükleyen borçları belirler.Bunlar hükûmetin diğer borçları ile diğer kurumların
garantisiz borçlarını içermesinin yanı sıra merkezî hükûmetin garanti ve direkt
borçlarını da içermektedir.Brüt dış borç miktarı hem uzun hem de kısa vadeli
borçlardan;;uluslararası rezervler ise yabancı paralar ve altının piyasadaki en
son değerinden oluşmaktadır.
Ödemeler Dengesi
Esnekliği: S&P firması bir
ülkenin ödemeler dengesini incelerken kapsamlı bir yaklaşım uygulamaktadır.Mal
ticareti ve diğer cari hesap işlemleri hem kendi başlarına hem de sermaye akışı
ve uluslararası rezervler bağlamı içinde dövize ulaşımın güvenli olup
olmadığına karar vermek amacıyla incelenir.
Ödemeler dengesinin esnekliği ekonominin yurt içi ve yurt
dışı çevrelerdeki değişikliklere hassasiyeti ve otoritelerin politik ve yapısal
zorlukların ışığında ekonomiyi ayarlayabilmesine bağlıdır.
Ekonomik Yapı ve Büyüme: S&P bir ülkenin
ekonomik yapı ve büyümesiyle ilgili olarak yaptığı çalışmalarında dört faktör
üzerinde yoğunlaşır. Bunlar;
Ø Ekonomik gelişme düzeyi,
Ø Çıktının
çeşitlendirilmesi,
Ø Doğal kaynakların elde
edilebilirliği ve
Ø Ekonomik büyüme oranı ve
kompozisyonudur.
Ekonomik yapı ve büyüme analizi bir hükûmetin dış ödeme
problemleriyle karşılaştığında sahip olduğu asli esnekliğini belirleyen başlıca
faktörlere ışık tutar. Örnek verecek olursak; bol doğal kaynaklara sahip, iyi
çeşitlendirilmiş bir ekonomi olumsuz dış talep ve fiyat şoklarından daha az
etkilenir. Modern bir sosyal ekonomik alt yapı, istihdam ve gelir artışını
teşvik ederken ödemeler dengesini de finanse ederek bir ülkenin uluslararası
rekabet edilebilirliğini arttırır. Yüksek yaşam standartları ve ilerlemiş bir
ekonomi, politika belirleyicilere olumsuz ekonomik gelişmeler karşısında daha
fazla esneklik sağlar. Bunlara ek olarak politikayı belirleyenler, ülkelerinin
tasarruf oranı yüksekse ekonomik ilerlemeleri finanse etmede daha rahat
olurlar.
Ekonomik büyüme; yeterliliğine ve devamlılığına göre
değerlendirilir. Yeterli ekonomik büyüme, istihdam oluşturulması, yoksulluğun
azaltılması, ve bölgesel kalkınmayı da içeren geniş bir dizi ekonomik ve sosyal
hedefleri içerir. Ayrıca büyüme kompozisyonunda yatırım harcamalarının ve
ihracatın katkısına da önem verilmelidir. Eğer bir ekonomi aşırı enflasyon, dış
ödemeler açığı, yabancı borç birikimi ve diğer ekonomik gerginliklere neden
olmaksızın büyümesini devam ettirebiliyorsa ekonomik büyüme yeterli sayılır.
Ekonomik Yönetim: S&P firması hükûmetlerin ekonomik dengeyi sağlayabilirliğini ve
bu konudaki istekliliğini potansiyel yurt içi ve yurt dışı yıkıcı güçlere karşı
değerlendirir. İstikrar politikası ekonomide arz ve talep arasında kısa vadeli
bir dengeyi sağlama, ücretler, fiyatlar, çıktı ve ödemeler dengesini de içeren
hedefleri etkilemeyi amaçlamaya doğru yönlendirilmiştir. Yapısal politikalar
başta çalışma, üretme, tasarruf etme veya yatırım teşviklerini değiştirecek
kaynak dağılımını düzenlemeyi, böylelikle de ekonominin arz durumunu
güçlendirmeyi amaçlar.
Ekonomik Görünüm: Kredi derecesi
verildikten sonra, gelecekteki borç ödeme kapasitesini gösteren ekonomik
görünümün değerlendirilmesi ulusal riskin değerlendirilmesinde bir noktadır.
Bir ülkenin ekonomik geleceği yukarıda da açıklandığı gibi
büyük ölçüde ekonominin yapısına ve yönetilmesine bağlıdır. Artan döviz
kazançları ile bir ülkenin dış borç ödeme gereksinimlerini karşılama imkânı
olduğunda hükûmetin orta ve uzun vadeli planları gözden geçirilir.
Bir ülkenin dış pozisyonunun hassasiyetini değerlendirmek
için, S&P ‘un ulusal kredi
değerlendirmesi kabul edilebilir “en kötü durum “ senaryolarını içerir. Böyle
bir analizde S&P, uluslararası
ticaretteki büyüme , ithalât ve ihracat fiyatları ve uluslararası faiz
oranlarını da içeren ana değişkenlerin karamsar bir değerlendirmesine göre
ihracat, cari hesap dengesi ve dış borç hizmeti gibi başlıca dış etkenlerin
hassasiyetini inceler.[38]
2)
Standard & Poor’s Ülke Risk Raporu
S&P firması her üç aylık
dönemler ile yayınladığı “Uluslararası Risk Raporu” kapsamında ülkelerin genel,
finans, iş ve politik riskleri değerlendirilerek bir sıralama yapılmakta ve bu
rapor kuruluşun hizmet verdiği uluslararası firmalara sunulmaktadır. Risk
derecelendirmesi 100 puan üzerinden yapılmakta ve 0 puana ne kadar yakınsa risk
o kadar az, 100 puana ne kadar yakınsa risk o kadar yüksek olmaktadır.
S&P tarafından
2001 yılının ilk üç aylık dönemi için yayınlanan uluslararası risk raporuna
göre Türkiye orta vadede “Genel İş Riski” bakımından 42 risk puanı ile 75.
sırada yer almıştır(Tablo 3.2). Orta vadede Genel Finans Riski açısından ise
Türkiye’nin yeri 44 risk puanı ile 68. sıradadır. Genel finans riski kapsamında
yer alan maddelere bakıldığında; hükûmete verilen krediler riski 32 puan,
bankalara verilen krediler riski ise 51 puan olmuştur. Yani ekonomik kriz ile
parçalanma noktasına gelen Türk finans piyasaları oldukça riskli kabul
edilmektedir. [39]
Tablo 3.2: Standard & Poor’s
Orta Vade İş Riski Ülkeler Sıralaması-2001 (0=minimum risk, 100= maksimum risk)
Sıra |
Ülke Adı |
Genel İş Riski |
Doğrudan Yabancı Yatırımlar |
İhracat Platformu |
Petrol ve Gaz |
Madencililik |
Enerji Üretimi |
1 |
ABD |
7 |
6 |
7 |
7 |
7 |
7 |
2 |
Kanada |
10 |
10 |
10 |
9 |
10 |
9 |
3 |
Avusturya |
10 |
11 |
10 |
7 |
9 |
9 |
4 |
Hollanda |
10 |
11 |
10 |
8 |
10 |
9 |
5 |
Belçika |
10 |
12 |
10 |
7 |
9 |
10 |
6 |
İngiltere |
10 |
12 |
10 |
7 |
9 |
9 |
7 |
Almanya |
10 |
12 |
10 |
8 |
10 |
10 |
8 |
Danimarka |
10 |
12 |
10 |
7 |
9 |
9 |
9 |
Fransa |
10 |
12 |
10 |
8 |
10 |
10 |
10 |
İsveç |
11 |
12 |
10 |
7 |
9 |
9 |
11 |
Finlandiya |
11 |
12 |
10 |
8 |
10 |
9 |
12 |
İsviçre |
11 |
12 |
11 |
8 |
10 |
9 |
13 |
İtalya |
12 |
13 |
12 |
8 |
10 |
11 |
14 |
Norveç |
12 |
13 |
11 |
8 |
10 |
11 |
15 |
İspanya |
12 |
14 |
12 |
9 |
11 |
11 |
16 |
Portekiz |
12 |
14 |
13 |
10 |
12 |
12 |
17 |
Avustralya |
15 |
17 |
15 |
11 |
13 |
12 |
18 |
Yeni Zelanda |
15 |
17 |
13 |
11 |
13 |
14 |
19 |
Porto Riko |
15 |
17 |
16 |
15 |
17 |
16 |
20 |
Umman |
16 |
17 |
16 |
13 |
13 |
17 |
21 |
Singapur |
16 |
18 |
15 |
11 |
13 |
15 |
22 |
Yunanistan |
16 |
19 |
18 |
14 |
16 |
15 |
23 |
Japonya |
17 |
19 |
15 |
14 |
15 |
17 |
24 |
İrlanda |
17 |
20 |
18 |
13 |
16 |
15 |
25 |
Şili |
18 |
21 |
18 |
14 |
17 |
19 |
26 |
BAE |
19 |
20 |
20 |
17 |
17 |
19 |
27 |
Katar |
19 |
20 |
21 |
18 |
18 |
19 |
28 |
Botswana |
19 |
23 |
18 |
12 |
13 |
20 |
29 |
Polonya |
20 |
22 |
18 |
15 |
17 |
21 |
30 |
Slovenya |
21 |
23 |
18 |
14 |
18 |
22 |
31 |
Macaristan |
22 |
23 |
22 |
16 |
19 |
21 |
32 |
Uruguay |
22 |
25 |
18 |
15 |
17 |
23 |
33 |
Hong Kong |
22 |
25 |
22 |
18 |
18 |
23 |
34 |
Meksika |
22 |
27 |
22 |
14 |
17 |
23 |
35 |
Arjantin |
22 |
24 |
18 |
13 |
14 |
24 |
36 |
Kosta Rika |
23 |
22 |
26 |
24 |
23 |
22 |
37 |
Kuveyt |
24 |
24 |
26 |
26 |
27 |
24 |
38 |
Güney Kıbrıs |
24 |
27 |
24 |
20 |
22 |
24 |
39 |
Hırvatistan |
24 |
27 |
24 |
20 |
22 |
26 |
40 |
Panama |
25 |
25 |
29 |
26 |
24 |
25 |
41 |
Slovakya |
25 |
27 |
24 |
18 |
19 |
26 |
42 |
Güney Kore |
25 |
29 |
23 |
19 |
21 |
28 |
43 |
Çek Cumhuriyeti |
26 |
28 |
25 |
19 |
23 |
25 |
44 |
Tunus |
27 |
31 |
27 |
20 |
23 |
26 |
45 |
Ürdün |
27 |
30 |
25 |
22 |
23 |
28 |
46 |
Estonya |
27 |
27 |
29 |
22 |
25 |
22 |
47 |
Tayvan |
27 |
29 |
26 |
26 |
28 |
26 |
48 |
İsrail |
27 |
30 |
25 |
23 |
26 |
27 |
49 |
Bahreyn |
27 |
30 |
28 |
26 |
27 |
29 |
50 |
Letonya |
29 |
29 |
30 |
24 |
25 |
26 |
51 |
Malezya |
29 |
32 |
29 |
25 |
28 |
31 |
52 |
Dominik Cum. |
29 |
33 |
31 |
25 |
27 |
29 |
53 |
Bulgaristan |
30 |
32 |
32 |
27 |
29 |
28 |
54 |
Brezilya |
30 |
34 |
28 |
23 |
23 |
33 |
55 |
Suudi Arabistan |
30 |
32 |
33 |
30 |
30 |
31 |
56 |
Litvanya |
31 |
31 |
31 |
26 |
27 |
28 |
57 |
Tayland |
32 |
38 |
33 |
24 |
28 |
34 |
58 |
Peru |
34 |
39 |
32 |
26 |
28 |
36 |
59 |
Filipinler |
34 |
39 |
34 |
28 |
31 |
36 |
60 |
Fas |
35 |
39 |
35 |
29 |
31 |
36 |
61 |
Bolivya |
35 |
40 |
36 |
31 |
33 |
39 |
62 |
Tanzanya |
35 |
39 |
33 |
27 |
27 |
38 |
63 |
Romanya |
35 |
35 |
31 |
32 |
31 |
38 |
64 |
Çin |
35 |
40 |
38 |
31 |
33 |
39 |
65 |
Kamerun |
36 |
40 |
36 |
32 |
31 |
41 |
66 |
Fildişi Sahili |
37 |
39 |
35 |
33 |
31 |
39 |
67 |
Hindistan |
37 |
39 |
35 |
35 |
35 |
41 |
68 |
Mısır |
38 |
44 |
39 |
33 |
35 |
40 |
69 |
Gabon |
39 |
41 |
37 |
36 |
35 |
42 |
70 |
Ghana |
40 |
43 |
37 |
29 |
29 |
41 |
71 |
Zambiya |
40 |
47 |
38 |
27 |
28 |
42 |
72 |
İran |
41 |
47 |
43 |
31 |
33 |
41 |
73 |
Kazakistan |
41 |
43 |
42 |
37 |
38 |
42 |
74 |
Sri Lanka |
41 |
45 |
38 |
39 |
41 |
46 |
75 |
Türkiye |
42 |
47 |
42 |
38 |
41 |
45 |
76 |
Venezüela |
42 |
46 |
39 |
38 |
38 |
45 |
77 |
Ekvador |
42 |
46 |
41 |
40 |
40 |
47 |
78 |
Bangladeş |
43 |
47 |
39 |
41 |
43 |
48 |
79 |
Vietnam |
44 |
48 |
43 |
40 |
39 |
49 |
80 |
Papua Yeni Gine |
45 |
51 |
47 |
40 |
42 |
49 |
81 |
Kolombiya |
45 |
52 |
47 |
38 |
42 |
48 |
82 |
Azerbaycan |
45 |
49 |
46 |
37 |
39 |
46 |
83 |
Lübnan |
46 |
50 |
46 |
44 |
46 |
49 |
84 |
Pakistan |
47 |
51 |
44 |
43 |
43 |
52 |
85 |
Suriye |
48 |
52 |
45 |
44 |
45 |
51 |
86 |
Ukrayna |
50 |
52 |
46 |
44 |
42 |
55 |
87 |
Cezayir |
51 |
56 |
52 |
47 |
49 |
52 |
88 |
Güney Afrika |
51 |
58 |
53 |
43 |
44 |
52 |
89 |
Ermenistan |
51 |
54 |
52 |
48 |
48 |
51 |
90 |
Kenya |
51 |
56 |
50 |
48 |
47 |
57 |
91 |
Arnavutluk |
51 |
56 |
53 |
46 |
49 |
53 |
92 |
Sudan |
52 |
56 |
56 |
54 |
56 |
54 |
93 |
Uganda |
53 |
58 |
54 |
48 |
49 |
54 |
94 |
Kırgızistan |
54 |
57 |
54 |
47 |
45 |
55 |
95 |
Özbekistan |
54 |
56 |
51 |
47 |
46 |
55 |
96 |
Libya |
55 |
58 |
56 |
52 |
50 |
58 |
97 |
Myanmar |
55 |
60 |
54 |
48 |
47 |
57 |
98 |
Gürcistan |
55 |
61 |
56 |
50 |
50 |
57 |
99 |
Nijerya |
56 |
62 |
56 |
52 |
55 |
61 |
100 |
Moldova |
56 |
58 |
51 |
53 |
50 |
61 |
101 |
Küba |
56 |
61 |
57 |
50 |
50 |
57 |
102 |
Endonezya |
57 |
61 |
55 |
57 |
58 |
65 |
103 |
Rusya |
58 |
59 |
58 |
54 |
48 |
62 |
104 |
Türkmenistan |
62 |
65 |
61 |
56 |
54 |
63 |
105 |
Tacikistan |
67 |
72 |
68 |
64 |
63 |
71 |
106 |
Zimbabwe |
72 |
79 |
72 |
68 |
66 |
77 |
107 |
Belarus |
72 |
72 |
73 |
72 |
68 |
74 |
108 |
Angola |
72 |
78 |
73 |
69 |
69 |
76 |
109 |
Zaire |
80 |
84 |
79 |
83 |
79 |
87 |
110 |
Irak |
83 |
85 |
83 |
85 |
81 |
85 |
111 |
Afganistan |
84 |
87 |
85 |
89 |
84 |
89 |
Kaynak: Ankara Ticaret Odası, Seçilmiş Göstergeler Işığında Yakın
Dönem Türkiye Ekonomisi Gerçeği.
3) Türkiye’nin Derecelendirme Kuruluşlarıyla İlişkileri
Standard
& Poor’s, Türkiye ile ilgili ilk değerlendirmesini 1990 yılında açıklamış ve
buna göre Türkiye’nin uzun vadeli dış borç yükümlülüklerini zamanında yerine
getirme konusunda tatmin edici olduğunu belirtmiştir. Adı geçen firma, Nisan
1994’de yaptığı değerlendirmede Türkiye’ye spekülatif ülke, gözetim altında
ülke anlamına gelen “B+” notunu vermiş ve Türkiye bu değerlendirme sonucunda
uluslararası piyasalardan borçlanamaz hale gelmiştir. Yine 1994 Haziran ayında,
Moody’s bu ülkeye “yatırım yapılmamalı” anlamına gelen “BA3” notunu vermiştir.
O dönemde, Standard & Poor’s firmasına göre,
Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebilmesi için yapılması gerekenler
şunlardır:
Ø Vergi sisteminin daha etkin hale
getirilmesi,
Ø Sosyal sigorta ve emeklilik
sisteminin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması,
Ø KİT’lerin özelleştirilmesi,
Ø İstihdam fazlasının azaltılması,
Ø Merkez Bankası’nın bağımsız hale
getirilmesi,
Ø Enflasyonun düşürülmesi.[40]
Türkiye 1990 yılından bu yana bir çok derecelendirme
kuruluşları tarafından değerlendirilmiş olup, bu kuruluşlar tarafından verilen
ratingler hep Türkiye’nin riskli ülke konumunda olduğunu yansıtmıştır.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye’ye verilen kredi
notları tablo 3.3’de gösterilmiştir.
Tablo 3.3:Uluslararası kuruluşlarca Türkiye’ye
verilen kredi notları
Tarih |
Kuruluş |
Notlar |
Anlamları |
1991 |
S&P |
BBB |
Borç ödeme kapasitesi
uygun |
Mayıs 1993 |
S&P |
BB- |
Ödeme kapasitesi
olumsuz değişiyor |
Ocak 1994 |
Moody’s |
BA1 |
Kabul edilebilirlik
risk düzeyinin altında |
Ocak 1994 |
JCR |
BBB |
Borç ödemeleri olumlu |
Mart 1994 |
S&P |
BB |
Ödeme kapasitesinde
risk var |
Nisan 1994 |
S&P |
B+ |
Spekülatif ülke,
gözetim altında |
Haziran 1994 |
Moody’s |
BA3 |
Yatırım yapılmamalı |
Ağustos 1994 |
IBCA |
B |
Riski yüksek |
Ağustos 1994 |
S&P |
B+ |
Göstergeler iyi
izlemeden çıktı |
Ağustos 1994 |
JCR |
BB+ |
Riskli ülke |
Temmuz 1995 |
Duff&Phelps |
BB |
Ödeme kapasitesinde
risk var |
Temmuz 1995 |
S&P |
B+ |
Uzun dönem borçlarda
pozitif görüş |
Eylül 1995 |
IBCA |
BB- |
Ödeme kapasitesi olumsuz
değişiyor |
Ekim 1995 |
S&P |
B+ |
Uzun dönem borçlarda
durağan görüş |
Kasım 1996 |
JCR |
BB |
Ödeme kapasitesinde
risk var |
Aralık 1996 |
S&P |
B |
Riski yüksek |
Aralık 1996 |
IBCA |
B+ |
Uzun dönem borçlarda
durağan görüş |
Mart 1997 |
Duff&Phelps |
BB- |
Ödeme kapasitesi
olumsuz değişiyor |
Mart 1997 |
Moody’s |
B1 |
Borçlanma şartlarına
uymama ihtimali yüksek |
Ağustos 1998 |
S&P |
B |
Durağandan olumluya |
Ağustos 1998 |
Duff&Phelps |
BB+ |
Riskli ülke |
Ocak 1999 |
S&P |
B |
Uzun dönem borçlarda
durağan görüş |
Haziran 2000 |
JCR |
BB+ |
Riskli ülke |
22 Şubat 2001 |
Moody’s |
B1- |
Durağan |
22 Şubat 2001 |
IBCA |
B+ |
Spekülatif ülke |
Mart 2001 |
JCR |
BB |
Ödeme kapasitesinde
risk var |
Nisan 2001 |
IBCA |
B+ |
Döviz borçlanma notu
düşük |
Nisan 2001 |
Moody’s |
B3 |
Döviz notu düşürüldü |
Nisan 2001 |
S&P |
B- |
Uzun vadeli kredi notu
düşük |
Ağustos 2001 |
Fitch |
B- |
Uzun vadeli kredi notu
düşük |
Kaynak:Yahya Düzenli, Türkiye
Nereye Götürülüyor, Ankara, 2001, s.68
SONUÇ
Sermaye
piyasalarının güven ve istikrar içinde çalışmasını sağlayan en önemli
özelliklerden biri kamuyu aydınlatma ilkesidir. Bu ilkenin gerçekleşmesine yardım
eden derecelendirme kuruluşlarının varlığı, yatırımcılara sunduğu tarafsız ve
kolay yorumlanabilecek bilgilerle, sermaye piyasalarında güven unsurunun
yerleşmesine önemli katkıda bulunmaktadır.
Sermaye piyasalarının
gelişmesine katkıda bulunan bu şirketler, piyasanın olgunlaşması bakımından
gerekli bir adım olarak kabul edilmektedir. Gerek yatırımcıların, gerekse
şirketlerin veya ülkelerin, rating kurumları tarafından kamuya sunulan
bilgilerle aydınlatılması bir çok yönden önem arz etmektedir. Yatırımcılar
açısından daha güvenilir imkânlar sunarken; şirketler açısından ise
kendilerinin piyasada hangi konumda olduklarını bilmelerine imkân sağlaması
ratingin en önemli işlevlerindendir. Sonuç olarak; derecelendirme kuruluşları
sermaye piyasalarının gelişmesinde vazgeçilmez unsurlarından biri olmaktadır.
Fatih Kara,
Gazi, İktisat, Yüksek
Lisans Programı.
[1] Ayşe Gülden Ataman, Derecelendirme Kurumları ve Türkiye’deki Olası Rolü, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1995, s.4.
[2] S.Rose, Peter, Money
and Capital Markets, Texas A&M University, Homewood, Boston,1989, s.797
[3] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.4.
[4] Kubilay Mumyakmaz, Rating’in (Derecelendirme) Finans Sektörü Bakımından Yeri ve Önemi,
Marmara Üniversitesi, İstanbul, 1998, s.2.
[5] Standard&Poor’s, Corporate Ratings Criteria, New York, 2001, s.3.
[6] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.6.
[7] Standard&Poor’s, a.g.e., s.3.
[8] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e. s.5.
[9] S.Rose, Peter, a.g.e., s.797-798.
[10] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e. s.6.
[11] Moody’s Investor Service, The Function of Ratings In Capital Markets, New York, 1997, s.3.
[12] Standard&Poor’s, a.g.e., s.4.
[13] Moody’s Investor Service, a.g.e., s.4.
[14] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.5.
[15] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e. s.9.
[16] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.11-17.
[17] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.13.
[18] S.Rose, Peter, a.g.e., s.798-799.
[19] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.13.
[20] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.21-22.
[21]
http://www.standardandpoors.com/ResourceCenter/RatingsDefinitions.html
[22] S.Rose, Peter, a.g.e., s.800-801.
[23] http://www.moodys.com/moodys/cust/ratingdefinitions/
[24] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.25-26.
[25] S.Rose, Peter, a.g.e., s.801-802.
[26] http://moodys.com/
[27] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.15-18.
[28] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.19.
[29] http://www.jcr.co.jp/information/definitions.htm
[30] http://www.stratejiyonetim.com/fehmi2.htm
[31] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.30-31.
[32] Standard&Poor’s, a.g.e., s.11.
[33] Kubilay Mumyakmaz, a.g.e., s.31-34.
[34] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.58-65.
[35] Moody’s Investor Service, Bank Credit Research, Monthly Ratings Lists, New York, 2002, s.53.
[36] http://www.moodys.com adresinden “rating
definations” -Bank Deposit Ratings.
[37] http://www.moodys.com adresinden “rating
definations” -Bank Financial Strength Ratings.
[38] Ayşe Gülden Ataman, a.g.e., s.90-101.
[39] Ankara Ticaret Odası, Yakın Dönem Türkiye Ekonomisi Gerçeği, Ankara, 2001, s.174,175,176.
[40]
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocak97/rating.htm
BİBLİYOGRAFYA
Kitaplar:
Ataman,
Ayşe Gülden, Derecelendirme Kurumları ve
Türkiye’deki Olası Rolü, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara, 1995.
Düzenli,
Yahya, Türkiye Nereye Götürülüyor,
Server Vakfı Yayınları, Ankara, 2001.
Mumyakmaz,
Kubilay, Ratingin (Derecelendirme)
Finans Sektörü Bakımından Yeri ve Önemi, Marmara Üniversitesi, İstanbul,
1998.
S.Rose,
Peter, Money and Capital Markets,
Texas A&M University, Homewood, Boston, 1989.
Diğerleri:
Ankara Ticaret Odası, Yakın Dönem Türkiye Ekonomisi Gerçeği, Ankara, 2001.
Moody’s
Investor Service, Bank Credit Research
–Monthly Ratings Lists, NewYork, 2002.
Moody’s
Investor Service, The Function of
Ratings In Capital Markets, NewYork, 1997.
Standard
& Poor’s, Corporate Ratings Criteria,
New York, 2001.
İnternet Adresleri
http://www.bankwatch.com
(Thomson Bankwatch)
http://www.dbrs.com
(Dominion Bond Rating Company)
http://www.finpipe.com
(Canadian Bond Rating)
http://www.fitchratings.com
(Fitch Investor Service)
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocak97/rating.htm
http://www.f-almanak.com/finhat
http://www.ibca.com (IBCA
Ltd)
http://www.jcr.co.jp
(Japanese Credit Rating)
http://www.moodys.com
(Moody’s Investor Service)
http://www.standardandpoors.com
(Standard&Poor’s Company)
http://www.stratejiyonetim.com/fehmi2.htm